Gürhan Adana'nın Yenişehir Yazıtı kitabından 'KEKLİK VE SÜLÜNLER DOĞAYA SALINDI'
Haber Giriş Tarihi: 06.11.2021 10:08
Haber Güncellenme Tarihi: 06.11.2021 10:08
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.yenisehiryorem.com/
Yenişehir Avcılık ve Atıcılık Kulübü Başkanı Recep Kolay, yetiştirdiği keklik ve sülünleri doğaya bıraktı. Doğaya saygı sloganıyla gerçekleştirdiği bu davranışı örnek niteliği taşıyan Kolay, ayrıca kaçak avlanma üzerine açıklamalar yaptı.
Kolay’ın çarpıcı açıklamaları, okuyanlarda kaçak avlanma sorununun ne denli büyük boyutlara ulaştığını kavramaya yetip artacak türden...
Yenişehir Avcılık ve Atıcılık Spor Kulübü’nün organizasyonuyla 14 keklik ve 16 sülün Reşadiye Köyü’nde doğaya salındı. Kulüp Başkanı Recep Kolay, herkesi doğaya ve onun üyelerine saygılı olmaya çağırdı.
Kendi yetiştirdiği keklik ve sülünlerin ait oldukları doğaya ayrı bir renk ve değer katacağını belirten Kolay, zirai ilaçlama ve bilinçsiz avlanmanın artık son bulmasını beklediklerini söyledi.
Keklik ve sülünlerin salındığı Beşelmalar Mevkiinin “Avlanmaya Yasak Bölge” ilan edileceğinin altını çizen Kolay, köylülerden de hayvanların korunmasına yardımcı olmalarını istedi.
Eski yıllarda yaban hayvanlarının bugüne göre daha çok sayıda ve çeşitlilikte bulunduğunu hatırlatan Kolay, bilinçsiz avlanma ve zirai ilaç kullanımının yaygınlaşmasının sonucunda bugünkü duruma gelindiğinin altını çizdi. Anlattığına göre 15 yıldır keklik görülmeyen bu bölgede, salınan hayvanların yavrular Nisan-Mayıs aylarında yumurtadan çıkacak.
Yenişehir’de de diğer bölgelerde olduğu gibi kaçak avlanmanın görüldüğünü söyleyen Kolay, bu avlanma biçiminin zaman zaman katliam derecesine kadar ulaştığını anlattı. Kaçak avlananlara avcılık dünyasında “Bohçacı Avcı” denildiğini vurgulayan Kolay, şunları kaydetti: “Bohçacı Avcılar ‘far avı’ ve ‘teyp avı’ yapıyorlar. Gece arazide araç farları ya da ellerindeki projektörleri kullanarak avın gözlerini kamaştırıp avlıyorlar. Teyp avında ise bu iş için imal edilmiş özel teypler kullanıyorlar. Bu teyp sınırsız süreyle bıldırcın sesi yayabiliyor.
Teybi akşamdan arazide uygun bir yere bırakıyorlar. Gece boyunca çıkan bıldırcın sesine aldanan hayvanlar, göç vaktinin geldiğini ve toplanılmaya başlanıldığını sanıyor. Bu sesin çıktığı noktaya giden bıldırcın sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Sabah gün ışırken teybin bulunduğu noktaya gelen bu avcılar, tüfekleri ateşleyerek hepsini acımasızca öldürüyor. Burada avcılık değil tam anlamıyla bir katliam yaşanıyor.”
Doğada avcılık adına yaşananların izlerini gördükçe adeta kahrolduklarını söyleyen Kolay, bu gidişata dur denilebilmesi için özellikle köylerde yaşayanlardan daha duyarlı olmalarını beklediklerini ifade etti. Doğada bu tür avlananların ihbar edilmesiyle denetim sorununun da büyük ölçüde çözümlenebileceğinin altını çizen Kolay sözlerini şöyle sürdürdü:
“Köylü ile arkadaşlığı olan ya da ticari bir bağlantısı bulunan zengin bir kişi katliam için kolaylıkla yardım alabiliyor. Örneğin söz konusu köylü, hayvan alımı yapan bir kasaba yardım edebiliyor. İneğini ya da düvesini sattığı kasap ile diyalogunu geliştirmek, ona şirin gözükebilmek için yardım ediyor. Değeri bin YTL’ye yakın özel teybi araziye kuruyor. Bohçacı Avcı da sabah gün ışırken gelip katliamını gerçekleştiriyor. Bu köylüye hizmetinden ötürü fi şek hediye ediyor…
Ya da bir şişe rakı ısmarlıyor. Yani, katliam için uygun ortam bu kadar küçük bedellerle oluşturulabiliyor. Pompalı tüfeklerle öldürülen yüzlerce bıldırcını, uygun bir yerde ızgara ya da haşlama yaparak yiyorlar. Güveç bile hazırladıklarını anlıyoruz. Denetimlerde ziyafet (!) sonrası görüntüler her şeyi anlatıyor. Böylesi bir avcılık, normal bir avcının işi değil…Kesinlikle böylesi bir avlanmayı normal avcı yapamaz. Bunlar hasta insanlar.”
Kolay, Bohçacı Avcılarla ilgili bazı ipuçları da veriyor. Aktardıkları insanın içini burkuyor:
“Bohçacı Avcıların kendi aralarında rekabet de var. Bunlar, gerçekleştirdikleri katliamları çok iyi şeyler yapmışçasına kendi aralarında anlatırlar. Aralarında ‘Ben senden çok vurdum’, ‘Hayır asıl ben daha çok vurdum’ gibisinden tartışmalar yaparlar. Doğayı, hayvanları hiç sevmezler.”
Jandarma, Orman İşletme Şefl iği ve kendilerinin denetimleriyle kaçak avcılığın önemli ölçüde azaltıldığına işaret eden Kolay, bu yıl 13 ayrı bölgede kaçak avcıların yakalandığını ve mahkemeye teslim edildiğini sözlerine ekledi. Öldürülen her bıldırcın için 550 YTL para cezası kesiliyormuş. Bohçacı Avcının tüfeğine ve arabasına da el konuluyormuş.
Kolay, 1. grup içinde yer alan bıldırcın ve üveyiklerin 15 Ağustos-24 Şubat tarihleri arasında, 2. grup içinde yer alan keklik, tavşan, ördek, kaz, kılkuyruk, kurt, çakal, tilki ve domuzun da Kasım’ın ilk haftasıyla 24 Şubat tarihleri arasında avlanabileceğini kaydetti.
Avcılık ve Atıcılık Kulübü Başkanı Recep Kolay’dan Yenişehir’deki avlanmaya yasak bölgenin Bilecik yolunun solu olduğunu öğrendik. Kozdere Köyünün doğusundan, Bilecik il sınırına kadar uzayan bölge avlanmaya tamamen kapalı bölge. Bu bölgenin içinde Alaylı, Avşar, Çelebiköy, Karabahadır, Hayriye, Kızılköy, Aydoğdu, Mecidiye, Kızılhisar, Köprühisar yer alıyor.
Kolay, 1959 doğumlu ve 28 yıldır avcılık yapıyor. 19 yıldır da Yenişehir Avcılık ve Atıcılık Kulübü Başkanlığını sürdürüyor. Eski yıllara göre, doğaya ve onun üyelerine karşı insanların artık daha bilinçli yaklaşımlarda ve tavırlarda bulunduğunu anlatıyor: “Geçmişte doğada avcılık biraz daha acımasızca yapılıyordu.
Avcı, her gördüğü hayvanı vurmayı hedefl iyordu. Milli Parklar, Halk Eğitim Merkezi’nde kurs açtı. Doğaya bu hayvanların ne denli faydalı olduğu anlatıldı.
Rasgele önüne gelen her hayvana ateş açılmaması gerektiğini vurgulandı. Bu kursların ilçedeki avcıların bilinçlenmesine önemli katkıları oldu. Bugün avcılık yapmak isteyenlerin Avcılık Belgesi ile Avlanma Pulu alması gerekiyor. Paraya kıyamayan ve evrak almayanlar oluyor. Bu alandaki katliam gibi davranışların ortadan kalkması için bilinçlenme birinci koşul. Yenişehir’de Karasıl, Çeltikçi, Yolören, Ayaz, Söylemiş, Papatya, Hayriye, Günece, Köprühisar, Çamönü, Koyunhisar ve Fethiye köylerinin sakinleri kaçak avlananlara karşı oldukça duyarlılar. Bu köylerde yaşayanlar, kaçak avlananlara karşı yürütülen mücadelede bizlere yardımcı oluyorlar.”
Kolay, ısrarlarımız üzerine bilinen Bohçacı Avcıların adlarını veriyor. Yazılmaması koşuluyla öğrendiğimiz bu cüretkar katliamcılar elbet yakayı ele verecekler ve adalet karşısına çıkarılacaklar.
Keklik ve sülünlerin doğaya bırakılması etkinliğine Yenişehir Orman İşletme
Şefi Fatih Arabacı da katıldı. Etkinliğin sonunda Orman İşletme Şefl iği’ne ait kuş yuvaları, meşe ormanının uygun noktalarına bırakıldı. Orman İşletme Şefl iği görevinin yanı sıra doğanın korunmasına yönelik duyarlılığıyla da bilinen Arabacı, Reşadiyelilere kafeslerin önemini anlattı. Arabacı, kafeslerin korunup kollanmasını istedi. Beşelmalar Mevkiinde doğayla buluşan sülün ve kekliklerin yavruları önümüzdeki yıl Nisan-Mayıs aylarında yumurtalarından çıkarak dünyaya merhaba diyecekler...
Doğaya keklik ve sülün bırakma etkinliğine Reşadiye Köyünden Naim Çoban, Mazlum Tosun, Şaban Türk, Mustafa Şahin, İbrahim Efe, Eşref Yılmaz, M. Ali Kolay, Cevdet Kolay, İlyas Ünal, Hüseyin Ömür, Yakup Koç, Mustafa Özkan, Hasan Kolay, H. İbrahim Efe ve Nizamettin Ata da katıldı. (19 Ekim 2008)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
KEKLİK VE SÜLÜNLER DOĞAYA SALINDI
Gürhan Adana'nın Yenişehir Yazıtı kitabından 'KEKLİK VE SÜLÜNLER DOĞAYA SALINDI'
Yenişehir Avcılık ve Atıcılık Kulübü Başkanı Recep Kolay, yetiştirdiği keklik ve sülünleri doğaya bıraktı. Doğaya saygı sloganıyla gerçekleştirdiği bu davranışı örnek niteliği taşıyan Kolay, ayrıca kaçak avlanma üzerine açıklamalar yaptı.
Kolay’ın çarpıcı açıklamaları, okuyanlarda kaçak avlanma sorununun ne denli büyük boyutlara ulaştığını kavramaya yetip artacak türden...
Yenişehir Avcılık ve Atıcılık Spor Kulübü’nün organizasyonuyla 14 keklik ve 16 sülün Reşadiye Köyü’nde doğaya salındı. Kulüp Başkanı Recep Kolay, herkesi doğaya ve onun üyelerine saygılı olmaya çağırdı.
Kendi yetiştirdiği keklik ve sülünlerin ait oldukları doğaya ayrı bir renk ve değer katacağını belirten Kolay, zirai ilaçlama ve bilinçsiz avlanmanın artık son bulmasını beklediklerini söyledi.
Keklik ve sülünlerin salındığı Beşelmalar Mevkiinin “Avlanmaya Yasak Bölge” ilan edileceğinin altını çizen Kolay, köylülerden de hayvanların korunmasına yardımcı olmalarını istedi.
Eski yıllarda yaban hayvanlarının bugüne göre daha çok sayıda ve çeşitlilikte bulunduğunu hatırlatan Kolay, bilinçsiz avlanma ve zirai ilaç kullanımının yaygınlaşmasının sonucunda bugünkü duruma gelindiğinin altını çizdi. Anlattığına göre 15 yıldır keklik görülmeyen bu bölgede, salınan hayvanların yavrular Nisan-Mayıs aylarında yumurtadan çıkacak.
Yenişehir’de de diğer bölgelerde olduğu gibi kaçak avlanmanın görüldüğünü söyleyen Kolay, bu avlanma biçiminin zaman zaman katliam derecesine kadar ulaştığını anlattı. Kaçak avlananlara avcılık dünyasında “Bohçacı Avcı” denildiğini vurgulayan Kolay, şunları kaydetti: “Bohçacı Avcılar ‘far avı’ ve ‘teyp avı’ yapıyorlar. Gece arazide araç farları ya da ellerindeki projektörleri kullanarak avın gözlerini kamaştırıp avlıyorlar. Teyp avında ise bu iş için imal edilmiş özel teypler kullanıyorlar. Bu teyp sınırsız süreyle bıldırcın sesi yayabiliyor.
Teybi akşamdan arazide uygun bir yere bırakıyorlar. Gece boyunca çıkan bıldırcın sesine aldanan hayvanlar, göç vaktinin geldiğini ve toplanılmaya başlanıldığını sanıyor. Bu sesin çıktığı noktaya giden bıldırcın sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Sabah gün ışırken teybin bulunduğu noktaya gelen bu avcılar, tüfekleri ateşleyerek hepsini acımasızca öldürüyor. Burada avcılık değil tam anlamıyla bir katliam yaşanıyor.”
Doğada avcılık adına yaşananların izlerini gördükçe adeta kahrolduklarını söyleyen Kolay, bu gidişata dur denilebilmesi için özellikle köylerde yaşayanlardan daha duyarlı olmalarını beklediklerini ifade etti. Doğada bu tür avlananların ihbar edilmesiyle denetim sorununun da büyük ölçüde çözümlenebileceğinin altını çizen Kolay sözlerini şöyle sürdürdü:
“Köylü ile arkadaşlığı olan ya da ticari bir bağlantısı bulunan zengin bir kişi katliam için kolaylıkla yardım alabiliyor. Örneğin söz konusu köylü, hayvan alımı yapan bir kasaba yardım edebiliyor. İneğini ya da düvesini sattığı kasap ile diyalogunu geliştirmek, ona şirin gözükebilmek için yardım ediyor. Değeri bin YTL’ye yakın özel teybi araziye kuruyor. Bohçacı Avcı da sabah gün ışırken gelip katliamını gerçekleştiriyor. Bu köylüye hizmetinden ötürü fi şek hediye ediyor…
Ya da bir şişe rakı ısmarlıyor. Yani, katliam için uygun ortam bu kadar küçük bedellerle oluşturulabiliyor. Pompalı tüfeklerle öldürülen yüzlerce bıldırcını, uygun bir yerde ızgara ya da haşlama yaparak yiyorlar. Güveç bile hazırladıklarını anlıyoruz. Denetimlerde ziyafet (!) sonrası görüntüler her şeyi anlatıyor. Böylesi bir avcılık, normal bir avcının işi değil…Kesinlikle böylesi bir avlanmayı normal avcı yapamaz. Bunlar hasta insanlar.”
Kolay, Bohçacı Avcılarla ilgili bazı ipuçları da veriyor. Aktardıkları insanın içini burkuyor:
“Bohçacı Avcıların kendi aralarında rekabet de var. Bunlar, gerçekleştirdikleri katliamları çok iyi şeyler yapmışçasına kendi aralarında anlatırlar. Aralarında ‘Ben senden çok vurdum’, ‘Hayır asıl ben daha çok vurdum’ gibisinden tartışmalar yaparlar. Doğayı, hayvanları hiç sevmezler.”
Jandarma, Orman İşletme Şefl iği ve kendilerinin denetimleriyle kaçak avcılığın önemli ölçüde azaltıldığına işaret eden Kolay, bu yıl 13 ayrı bölgede kaçak avcıların yakalandığını ve mahkemeye teslim edildiğini sözlerine ekledi. Öldürülen her bıldırcın için 550 YTL para cezası kesiliyormuş. Bohçacı Avcının tüfeğine ve arabasına da el konuluyormuş.
Kolay, 1. grup içinde yer alan bıldırcın ve üveyiklerin 15 Ağustos-24 Şubat tarihleri arasında, 2. grup içinde yer alan keklik, tavşan, ördek, kaz, kılkuyruk, kurt, çakal, tilki ve domuzun da Kasım’ın ilk haftasıyla 24 Şubat tarihleri arasında avlanabileceğini kaydetti.
Avcılık ve Atıcılık Kulübü Başkanı Recep Kolay’dan Yenişehir’deki avlanmaya yasak bölgenin Bilecik yolunun solu olduğunu öğrendik. Kozdere Köyünün doğusundan, Bilecik il sınırına kadar uzayan bölge avlanmaya tamamen kapalı bölge. Bu bölgenin içinde Alaylı, Avşar, Çelebiköy, Karabahadır, Hayriye, Kızılköy, Aydoğdu, Mecidiye, Kızılhisar, Köprühisar yer alıyor.
Kolay, 1959 doğumlu ve 28 yıldır avcılık yapıyor. 19 yıldır da Yenişehir Avcılık ve Atıcılık Kulübü Başkanlığını sürdürüyor. Eski yıllara göre, doğaya ve onun üyelerine karşı insanların artık daha bilinçli yaklaşımlarda ve tavırlarda bulunduğunu anlatıyor: “Geçmişte doğada avcılık biraz daha acımasızca yapılıyordu.
Avcı, her gördüğü hayvanı vurmayı hedefl iyordu. Milli Parklar, Halk Eğitim Merkezi’nde kurs açtı. Doğaya bu hayvanların ne denli faydalı olduğu anlatıldı.
Rasgele önüne gelen her hayvana ateş açılmaması gerektiğini vurgulandı. Bu kursların ilçedeki avcıların bilinçlenmesine önemli katkıları oldu. Bugün avcılık yapmak isteyenlerin Avcılık Belgesi ile Avlanma Pulu alması gerekiyor. Paraya kıyamayan ve evrak almayanlar oluyor. Bu alandaki katliam gibi davranışların ortadan kalkması için bilinçlenme birinci koşul. Yenişehir’de Karasıl, Çeltikçi, Yolören, Ayaz, Söylemiş, Papatya, Hayriye, Günece, Köprühisar, Çamönü, Koyunhisar ve Fethiye köylerinin sakinleri kaçak avlananlara karşı oldukça duyarlılar. Bu köylerde yaşayanlar, kaçak avlananlara karşı yürütülen mücadelede bizlere yardımcı oluyorlar.”
Kolay, ısrarlarımız üzerine bilinen Bohçacı Avcıların adlarını veriyor. Yazılmaması koşuluyla öğrendiğimiz bu cüretkar katliamcılar elbet yakayı ele verecekler ve adalet karşısına çıkarılacaklar.
Keklik ve sülünlerin doğaya bırakılması etkinliğine Yenişehir Orman İşletme
Şefi Fatih Arabacı da katıldı. Etkinliğin sonunda Orman İşletme Şefl iği’ne ait kuş yuvaları, meşe ormanının uygun noktalarına bırakıldı. Orman İşletme Şefl iği görevinin yanı sıra doğanın korunmasına yönelik duyarlılığıyla da bilinen Arabacı, Reşadiyelilere kafeslerin önemini anlattı. Arabacı, kafeslerin korunup kollanmasını istedi. Beşelmalar Mevkiinde doğayla buluşan sülün ve kekliklerin yavruları önümüzdeki yıl Nisan-Mayıs aylarında yumurtalarından çıkarak dünyaya merhaba diyecekler...
Doğaya keklik ve sülün bırakma etkinliğine Reşadiye Köyünden Naim Çoban, Mazlum Tosun, Şaban Türk, Mustafa Şahin, İbrahim Efe, Eşref Yılmaz, M. Ali Kolay, Cevdet Kolay, İlyas Ünal, Hüseyin Ömür, Yakup Koç, Mustafa Özkan, Hasan Kolay, H. İbrahim Efe ve Nizamettin Ata da katıldı. (19 Ekim 2008)
En Çok Okunan Haberler