Kulaktan dolma, doğruluğundan emin olunmayan bilgiler yüzünden, gün geçmiyor ki insanların canı yanmasın… Günlük yaşamın hemen her alanında sayısız örneklerle karşılaşıyoruz. Bunların belki de en önemlisi sağlık alanında yaşananlar. İhmal ettiğimiz yetmiyormuş gibi, yanlış tedavi yöntemleriyle çareler aradığımız sağlık.
Yenişehir Devlet Hastanesi Başhekimi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doktor Sadullah Engin, vatandaşlarca yanlış bilgilenmeden kaynaklanan olayların inanılmaz örnekler içerdiğine dikkat çekiyor.
Sarılık olmuş çocuğun alnının jiletle çizilmesi, kabakulak hastalığı karşısında çocuğun kulağına yakın bir bölümüne kalemle bir şeyler yazılması ya da çocuğa kendi idrarından içirilmesi gibi ürpertici yanlışlara düşüldüğünü anlatıyor.
“Yenişehir’de sarılık olan çocuğun üzerine sarı bir örtü örtüyorlar. Aşırı ateşlenen, örneğin kabakulak olmuş çocuğu ise siyah örtüyle sarıp sarmalıyorlar. Bizse, hiçbir hastalığın bildikleri yöntemlerle üstesinden gelinemeyeceğini anlatmaya çalışıyoruz.”
Engin, burnu tıkanmış olan bebeğin burnuna anne sütü damlatıldığını belirterek,
“Yeni doğmuş bebeklerin göğüslerinin biraz şiş olmasına kafayı takıyorlar. Elleriyle ovalayıp yeni doğmuş o bebeğin göğsündeki şişliği gidermeye çalışıyorlar. Aslında bu şişlik normal bir şey… Her doğan bebeğin göğüs kısmı şişkin olur” diyor.
Ortopedi Uzmanı Rıdvan Eryılmaz ise bölgedeki ürünler ile tedavi yöntemleri arasında sıkı bir bağ olduğunu belirterek, kırık-çıkık olaylarında pek çok cehalet örneğine rastladıklarını kaydediyor.
“Kırık-çıkık olayından sonra yaralanan bölgeye zeytin, et, soğan, yumurta sarısı gibi yiyecekler sarılıyor. Bu işlemi evdeki yaşlılar öneriyor. Aradan günler, aylar geçiyor, görüyorlar ki, iyileşme umudu yok. Hemen hastanemize geliyorlar.
Kırılan yeri tahtayla destekleyip gezmeye çalışanlar bile çıkıyor. Herhalde fi lmlerde görüp etkileniyorlar.”
Doktor Sıdık Gülsüm ise, yapılan yanlışlar konusunda şu örneği anlatıyor:
“Geçen gün bir çocuğu getirdiler. Koluna sıcak su dökülmüş. Aradan günler geçmiş, yeni getiriyorlar. Yaranın durumu kötü. Sordum, ‘Bu yaranın üzerine sürdüğünüz şey de nedir?’ diye. Babası ne yanıt verse beğenirsiniz? Ayakkabı boyası sürmüşler.”
Üroloji Uzmanı İbrahim Kavrama da, “Eski yıllarda tanık olduğumuz olaylar halen yaşanıyor. Bugün bile Yenişehir’in köylerinde çocukları sünnet eden berberler var. Evet, bugün bile çocuklar ellerinde usturayla köy berberlerinin hünerlerine bırakılıyorlar” diyor. (18 Nisan 2001)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
‘KONU KOMŞUYA SAKIN KANMAYIN’
Kulaktan dolma, doğruluğundan emin olunmayan bilgiler yüzünden, gün geçmiyor ki insanların canı yanmasın… Günlük yaşamın hemen her alanında sayısız örneklerle karşılaşıyoruz. Bunların belki de en önemlisi sağlık alanında yaşananlar. İhmal ettiğimiz yetmiyormuş gibi, yanlış tedavi yöntemleriyle çareler aradığımız sağlık.
Yenişehir Devlet Hastanesi Başhekimi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doktor Sadullah Engin, vatandaşlarca yanlış bilgilenmeden kaynaklanan olayların inanılmaz örnekler içerdiğine dikkat çekiyor.
Sarılık olmuş çocuğun alnının jiletle çizilmesi, kabakulak hastalığı karşısında çocuğun kulağına yakın bir bölümüne kalemle bir şeyler yazılması ya da çocuğa kendi idrarından içirilmesi gibi ürpertici yanlışlara düşüldüğünü anlatıyor.
“Yenişehir’de sarılık olan çocuğun üzerine sarı bir örtü örtüyorlar. Aşırı ateşlenen, örneğin kabakulak olmuş çocuğu ise siyah örtüyle sarıp sarmalıyorlar. Bizse, hiçbir hastalığın bildikleri yöntemlerle üstesinden gelinemeyeceğini anlatmaya çalışıyoruz.”
Engin, burnu tıkanmış olan bebeğin burnuna anne sütü damlatıldığını belirterek,
“Yeni doğmuş bebeklerin göğüslerinin biraz şiş olmasına kafayı takıyorlar. Elleriyle ovalayıp yeni doğmuş o bebeğin göğsündeki şişliği gidermeye çalışıyorlar. Aslında bu şişlik normal bir şey… Her doğan bebeğin göğüs kısmı şişkin olur” diyor.
Ortopedi Uzmanı Rıdvan Eryılmaz ise bölgedeki ürünler ile tedavi yöntemleri arasında sıkı bir bağ olduğunu belirterek, kırık-çıkık olaylarında pek çok cehalet örneğine rastladıklarını kaydediyor.
“Kırık-çıkık olayından sonra yaralanan bölgeye zeytin, et, soğan, yumurta sarısı gibi yiyecekler sarılıyor. Bu işlemi evdeki yaşlılar öneriyor. Aradan günler, aylar geçiyor, görüyorlar ki, iyileşme umudu yok. Hemen hastanemize geliyorlar.
Kırılan yeri tahtayla destekleyip gezmeye çalışanlar bile çıkıyor. Herhalde fi lmlerde görüp etkileniyorlar.”
Doktor Sıdık Gülsüm ise, yapılan yanlışlar konusunda şu örneği anlatıyor:
“Geçen gün bir çocuğu getirdiler. Koluna sıcak su dökülmüş. Aradan günler geçmiş, yeni getiriyorlar. Yaranın durumu kötü. Sordum, ‘Bu yaranın üzerine sürdüğünüz şey de nedir?’ diye. Babası ne yanıt verse beğenirsiniz? Ayakkabı boyası sürmüşler.”
Üroloji Uzmanı İbrahim Kavrama da, “Eski yıllarda tanık olduğumuz olaylar halen yaşanıyor. Bugün bile Yenişehir’in köylerinde çocukları sünnet eden berberler var. Evet, bugün bile çocuklar ellerinde usturayla köy berberlerinin hünerlerine bırakılıyorlar” diyor. (18 Nisan 2001)
En Çok Okunan Haberler