Sevgili okuyucularım. Halkımız arasında sıkça kullanılan bir söz vardır. "İçmeden sarhoş olmuş" derler. Bu konuya ışık tutan sevgili Peygamberimiz s.a.v. şöyle anlatıyor: "Sizden iki sarhoşluk zuhur etmedikçe (meydana çıkmadıkça) Allah tarafından gelen (gönderilen) hak din üzerine yaşamaya devam edersiniz. Bu sarhoşluklardan birincisi cehalet sarhoşluğudur. İkisi ise dünyaya aşırı düşkünlük sarhoşluğudur." Bakınız Hadislerle Müslümanlık Cilt 3. Sayfa 1247. Birlikte manzaraya bakalım, vaziyeti gözden geçirelim. Önce günümüzün biz Müslümanlarına, sonra ümmetin durumuna bakalım. İdealist İslamcı geçinen sözde dindarlara, muhafazakâr ve milliyetçi olduklarını iddia eden siyasetçilere, tarikatçı ve İslamcı geçinen bazı zümre ve cemaatlere baktığımızda karşımıza müthiş bir sarhoşlar grubu çıkar. İçmeden kafayı bulmuş, aşırı dünya malına düşkün olan sarhoşlar, öbür tarafta insanlığı tehdit eden cehalet sarhoşlar, diplomalı yalakalar. Böyle bir alemde İslam dünyasına ve Müslümanlardan oluşan sokakları ele alırsak sarhoşların sayısını siz hesap edin. Örnek vermek gerekiyorsa birlikte göz atalım. Ekranlara yansıyan ve gündemden hiç düşmeyen şu çok maaş alan bürokratların durumu, para kazanmak uğruna yapılan vurgunlar ve yolsuzluklar, gri pasaportla yurt dışına çıkarılan ve geri dönmeyen sözde adamlar.
Sevgili okuyucularım. Hatırladığım kadarıyla 2014 yılında Bursa'dan İzmir'e yolculuk yaparken otobüs koltuklarının arkasında fireli ceplerden bir dergi aldım. Şöyle bir reklam gördüm, cemaatlere, dindar Müslümanlara göre helal tatil helal turizm Antalya Alanya'da 5 yıldızlı otel. Plajına Mısır'dan beyaz kum getirilmiş. Özel olarak itina ile hazırlanmış. Dindar hanımlar orada şifalı kumda İslami hükümlere göre tatil yapacakmış. Bu özel tipleri incelersek ve bunların avenelerine göz atarsak enteresan manzaralarla karşılaşırız. Aralarınızda filtre, zekât toplayan İslami yasalar masada olmadığı için 'Hür değiliz' diyen. Onun için faizi meşru sayan tiplerden alında, Kurban derilerini öşür ve benzeri yardımlara kadar hepsini kabul edenleri görürsünüz. Hayali cennet vaatleri ve cehennemden kurtulma sloganları ile sempatizanlar bunlara yardım yaparlar. Tıpkı sendika patronlarının ve ağlarının sahillerdeki sosyal tesisleri gibi... Bir tane işçimiz oralara gidip tatil yapamaz ama işçilerden her ay onlara aidat kesilir. Sonra da çıkılır ortaya demokrasi ve özgürlük nutukları çekilir. Bu da sarhoşluğun ayrı bir şeklidir.
Sevgili okuyucularım. Allah resulü s.a.v. şöyle buyuruyor: "İyileriniz zalimlere yardakçılık (yalaka ve yağcılık) eder, hukuk adalet kötülerin eline düşer, saltanatta küçüklerimizin (haddini bilmezlerin) eline düşerse işte o zaman fitnenin hücumuna uğrarsınız. Ve birbirinize düşersiniz. israiloğulları'nın başına gelenler sizin de başınıza gelir. İyiliği emretmek kötülüğü yasaklamaktan uzaklaşırsınız." Bak. Taberani Evsat-Kecmu' uz zevaid Cilt 7. Sayfa 286. Ayrıca kenzü'l ummal Cilt 2. Sayfa 139. Ah içmeden sarhoş olanları bir bir tanıyabilsek.