Kıymetli okuyucularım, orucu bozmamakla birlikte orucun genel havasına anlam ve gayesine yakışmayan şeyler konusunda dikkatli olmamız gereken hususlar vardır. Günlük hayatımızda bunlara dikkat etmemiz orucumuz için önem arz eder. Fıkıh kitaplarında, ilmihal bilgilerinde mekruh olarak isimlendirilen şeylerin bir kısmı orucun anlam ve manasına hatta gayesine yakışmayan şeylerdir. Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz. Mesela bir şeyi tatmak, çiğnemek mekruhtur. Çünkü ağza alınan ve çiğnene bir şeyin yutulma tehlikesi vardır. Aynı şekilde ve aynı gerekçeyle bir insanın evli çiftin eşiyle sarılması mekruhtur. Çünkü bu davranışlar orucu bozacak bir yanlışı işlemeye insanı götürebilir. Aslında insanın eşiyle öpüşmesi oruca zarar vermez. Ayşe annemizin bu konuda peygamberimizin oruçlu iken hanımlarıyla şakalaştığını ve öpüştüğünü anlatmıştır. Bakınız: İman ve İbadet, İlmihal, cilt 1, sayfa 406(Kaynak olarak İbn- Mace, siyam bahsi, 19.Muvatta, siyam bahsi, 13 verilmiştir.
Oruçlu iken misvak kullanmak yani diş fırçası kullanmak bile mekruh görülmüştür. Ancak ilim adamlarının çoğunluğu bunu mekruh olarak görmemişlerdir. Günümüzde fırça ve diş macunu kullanmak yaygındır. Ağız ve diş temizliği için iftar ve sahurdan sonra mutlaka bu temizliğe dikkat etmeliyiz. Serinlemek gayesiyle Suya girmek orucun esprisine aykırı olarak mekruhtur. Ancak cünüplükten çıkmak için boy abdesti almak mekruh değildir. Bu işlemi yaparken ağızdan, burundan veya makattan içeriye su kaçmamalıdır. Oruçlunun güzel kokular sürünmesi veya güzel kokan bir şeyi özel olarak koklaması mekruh değildir. Orucu bozmamakla birlikte oruçlunun direncinin kırılmasına sebep olan ve onu güçsüz bırakan kan aldırmak ve benzeri şeyler mekruh sayılmıştır. Burada bilememiz gereken iki hususta şudur:
1-) İftara acele etmek ve tam zamanında açmak sünnettir.
2-) Sahurda ise son anı beklemek ve sahuru tam zamanında yapmakta sünnettir. Acıkmıyorum, iftarı geç açıyorum, sahuru yarı gecede yerine getiriyorum mantığı da sünnete aykırı düşmektedir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
Orucun anlamına yakışmayan şeyler
Kıymetli okuyucularım, orucu bozmamakla birlikte orucun genel havasına anlam ve gayesine yakışmayan şeyler konusunda dikkatli olmamız gereken hususlar vardır. Günlük hayatımızda bunlara dikkat etmemiz orucumuz için önem arz eder. Fıkıh kitaplarında, ilmihal bilgilerinde mekruh olarak isimlendirilen şeylerin bir kısmı orucun anlam ve manasına hatta gayesine yakışmayan şeylerdir. Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz. Mesela bir şeyi tatmak, çiğnemek mekruhtur. Çünkü ağza alınan ve çiğnene bir şeyin yutulma tehlikesi vardır. Aynı şekilde ve aynı gerekçeyle bir insanın evli çiftin eşiyle sarılması mekruhtur. Çünkü bu davranışlar orucu bozacak bir yanlışı işlemeye insanı götürebilir. Aslında insanın eşiyle öpüşmesi oruca zarar vermez. Ayşe annemizin bu konuda peygamberimizin oruçlu iken hanımlarıyla şakalaştığını ve öpüştüğünü anlatmıştır. Bakınız: İman ve İbadet, İlmihal, cilt 1, sayfa 406(Kaynak olarak İbn- Mace, siyam bahsi, 19.Muvatta, siyam bahsi, 13 verilmiştir.
Oruçlu iken misvak kullanmak yani diş fırçası kullanmak bile mekruh görülmüştür. Ancak ilim adamlarının çoğunluğu bunu mekruh olarak görmemişlerdir. Günümüzde fırça ve diş macunu kullanmak yaygındır. Ağız ve diş temizliği için iftar ve sahurdan sonra mutlaka bu temizliğe dikkat etmeliyiz. Serinlemek gayesiyle Suya girmek orucun esprisine aykırı olarak mekruhtur. Ancak cünüplükten çıkmak için boy abdesti almak mekruh değildir. Bu işlemi yaparken ağızdan, burundan veya makattan içeriye su kaçmamalıdır. Oruçlunun güzel kokular sürünmesi veya güzel kokan bir şeyi özel olarak koklaması mekruh değildir. Orucu bozmamakla birlikte oruçlunun direncinin kırılmasına sebep olan ve onu güçsüz bırakan kan aldırmak ve benzeri şeyler mekruh sayılmıştır. Burada bilememiz gereken iki hususta şudur:
1-) İftara acele etmek ve tam zamanında açmak sünnettir.
2-) Sahurda ise son anı beklemek ve sahuru tam zamanında yapmakta sünnettir. Acıkmıyorum, iftarı geç açıyorum, sahuru yarı gecede yerine getiriyorum mantığı da sünnete aykırı düşmektedir.