SON DAKİKA
Hava Durumu

NECMETTİN ERBAKAN VE ALPARSLAN TÜRKEŞ

Yazının Giriş Tarihi: 27.03.2022 18:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.03.2022 18:09
Kıymetli okuyucularım.
Tarih 1978. Suudi Arabistan'ın Taif şehrinde bir ödül töreni ve bir konferans var. Merhum Erbakan orada önemli bir konuşma yapıyor. Dünya İslam Birliği'nin temellerini atacak bir konuşma. Erbakan şöyle diyor: "Müslüman ülkeler kendi kurumlarını kuracak, Müslüman ülkeler ortak para birikimine İslam Dinarı'na geçecekler. ABD (Amerika Birleşik Devletleri) de bir matbaa kurmuşlar, yeşil bir kağıt (dolar) basıyorlar. Bütün kaynaklarımızı ekonomik imkanlarımızı bu kağıtla alıyorlar. Biz kırmızı kağıt basacağız ve diyeceğiz ki: Bu kırmızı kağıdı kullanacaksınız" Erbakan'ın yanında bulunan Recai Kutan, "Hocam bu sözlerinizle emperyalistlerin merkezine atom bombası koydunuz. Bundan sonra emperyalist güçler harekete geçecektir" dediğinde Erbakan, "Kuvvet ve kudret sahibi Cenabı Allah'tır" diyor. Daha sonraki gelişmeler, oynanan siyasi oyunlar ve kurulan tuzaklar bellidir. Rahmetli Erbakan'ın FETÖ için söylediği şu söz çok anlamlıdır: "Ayağımı Fethullah Hoca'nın ağzına soksam inanıyorum ki ayağım kokar." Erbakan'ın etrafında çöreklenen şakşakçılar ve şarlatanlar onun yıkılmasına zemin hazırlamışlardır. Direkt olmasa bile endirekt yollardan onun yıkılması için mühre görevi yapmışlardır. Sonrası malûm.
Kıymetli okuyucularım.
Gelelim Alparslan Türkeş'e. Mekanı cennet olsun. "Hiçbir millet maneviyatsız ayakta duramaz" diyen Türkeş, "Tarih boyu kurulan devletlerin hiçbirisi parasızlıktan, fakirlikten, yoksulluktan değil, manevi buhrandan, ahlak buhranından adaletsizliklerden ve ahlaksızlıklardan dolayı yıkılmışlardır" diyerek Türk Milliyetçiliği için çırpınmıştır. Bu bağlamda Cumhuriyet Dönemi'nde Atatürk'ten sonra gelen en idealist lider Alparslan Türkeş'tir. Ancak o hiçbir şekilde ve ortamda din istismarı yapmamıştır. Yapılmasına da müsaade etmemiştir. Hac'ca gittiği yıllarda ne Türkiye'de ne Mekke'de ne de Medine'de resminin çekilmesini bile kabul etmemiştir. İslam dinini, inançlarımızı istismar ederek kesinlikle oy avcılığı ve siyasi rant peşinde düşmemiştir. Dindarlık ve muhafazakârlık adını maksatlı olarak çeşitli görüşlerin milliyetçilik adına menfi (aleyhte) propaganda yapmalarını ihanet saymış ve Türk milletini, Türk gençliğini zehirleyici bozuk fikirler kabul etmiştir.
Bütün bunları söylerken ve savunurken çok önemli gördüğü bir meselede "Memleketimizdeki idarede kararsızlık, ciddiyetsizlik, adaletsizlik ve otorite buhranı" demiştir. Özellikle halktan ayrı kalan, aydın geçinenlerden ayrı kalan halk sefaletin içine düşmeye mahkum olur" diyerek milletçe bocalamamızın sebeplerini izah etmiştir. Türk milletine yüzde 100 yerli ve milli olan bir donktir sunuyoruz. Bunun adı Dokuz Işık'tır" demiştir. Sonrası malum.
"Post üstünde hem kavgaların hepsi, nihayet hala mı boğuşmak? Bu ne gaflet ne rezalet" diye haykıran Milli şairimiz sanki 1908 yıllarından bugünlere sesleniyor. (Safahat sayfa 437.)
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.