Kıymetli Okuyucularım,  Akan gözyaşlarından, yana yüreklerden, duyulan çığlıklardan, yetim kalan yavrulardan, dul kalan analardan, yıkılan yuvalardan, hülasa yaşanılan tüm acılardan mesulsünüz. Demeçler, sloganlar, hamas nutuklar, bu mesuliyetleri hafifletemez. Siyasi manevralar ise hiçbir işe yaramaz. Türk milletinin başı sağ olsun. Amma suçlulardan da hesap sorulsun. Kul sormasa bile, Allah soracaktır. Sizlere fay hattının üzerine asfalt dökün, binalar yapın diyenler oldu mu? Fay hatlarının geçtiği yerlere hangi mantık ve ilmi verilerle bunca binaları yaptınız ya da yapılmasına müsaade ettiniz. Bu ruhsatları kim ya da kimler verdi. Türkiye’nin deprem bölgesinde olduğu biliniyor. 1939’da Erzincan’da olan depremin sebep olduğu can kaybı 40 bin ile 50 bin kişi olduğu kitaplarda mevcuttur. 2019 yılında yaşadığımız İstanbul, Adapazarı depremindeki can kaybı 20 binin üzerindedir. Sonraki yıllarda belli bölgelerde sayısız depremler meydana gelmiştir. İlim adamlarının uzmanların İstanbul’da meydana gelecek olan 7,8 şiddetindeki bir depremde yüz binlerce insanın ölümünden bahsedilmektedir. Yaralılar hariç
Kıymetli okuyucularım, merkezi yönetimle, yerel yönetimlerin böyle tehlikeli anlarda mutlaka birlikte çalışması gerekmektedir. Siyasi ihtiraslarla ve siyasi kin ve intikam duygularıyla gelinen nokta bellidir. Bu yüzden son yaşadığımız ve 10 ili kapsayan 13,5 milyon insanımızı ilgilendiren depremde maalesef sınıfta kalınmıştır. Üzerinden 3 gün geçmesine rağmen hala yardım ulaşmayan yerler mevcuttur. Sosyal medya üzerinden binlerce ölü olduğu ve ceset torbasına ihtiyaç olduğu vurgulanmaktadır. Ben bu yazıyı 8 Şubat 2023 Çarşamba günü saat 16.00’da yazıyorum. Durum hala çok vahim... Bir tarafta soğuktan donan insanlar, bir tarafta yangınlar, öbür yanda hırsızlar, vurgunlar, çocuk kaçıranlar. Şimdi soruyorum: Para uğruna yapılan ihanetlerden kim hesap soracak?