Kıymetli okuyucularım
Toplum olarak milli ülkülerle dolu idealist ve kaliteli adamlara her zaman ihtiyaç vardır. Bakanlıklarda komite temsilcisi olarak bulunduğu zamanda mali ve iktisadi işlerde mütehassıs, yüksek dereceli bir memura Rahmetli Dündar Taşer soruyor: "Sizin iktisad ve ekonomi anlayışınız nedir? Liberalist misiniz, sosyalist misiniz?" Memur kızarmış, bozarmış, cevap vermekte tereddüt etmiş. Dündar beyin ısrarı üzerine liberalist iktisadi görüşte olduğunu, fakat emredilirse sosyalist bir görüşe uygun bir program da hazırlayabileceğini  söylemiş. Dündar bey kendisine teşekkür etmiş. Memur haleti ruhiyesi budur. Devletin başında hangi zihniyet olursa, ona uygun hareket eder. Bir bakıma bu bizim büyük devlet anlayışımızın neticesi. Memur da emir kulu adam hüviyetinde. Uzun tarihi enane içinde böyle gelmiş. Dündar Taşer Bey şöyle devam ediyor: "Devlet hiyerarşi içinde yukardan gelen emre itaat tabi ve zaruridir. Bu bir yönü ile bizim kuvvetli taraflarımızdan biri" diyor.

Yine İçişleri Bakanlığı'nda görevli iken merkezde çalışan valilerin birinden çok hoşlanmış. Tarafsız davranışını takdir etmiş. Önerdiği fikir ve görüşleri çok isabetli görmüş. Kendisini vilayetlerden birisine tayin yaptırmış. Dündar Bey diyor ki: "Bu zat ( Tayinini yaptırdığı vali) beni bir gün ziyarete geldi ve dedi ki, 'Arkadaşlara sizden bahsettim. Çok memnun kaldılar. Filan günkü toplantıya teşrif edin' diyerek bir de kâğıt (pusula) verdi. Baktım filan locaya giriş kartı. Tepem attı. Münasip bir lisanla asker olduğumu böyle cemiyetle münasebet kurmayacağımı söyleyip başımdan savdım. Tayinine vesile olduğum için de pişman oldum" diyor. İlaveten de, "İşte iyi gördüğüm adamlardan biri de böyle çıktı" diye ekliyor.
Bakınız Dündar Taşer'in Büyük Türkiyesi. Sayfa. 134-135.

Kıymetli okuyucularım
Kula kul olmak daima çirkindir. Herkes bu duruma ayak uyduramaz. Ancak makamı, malı şöhreti ve saltanatı kula kul olmakta görenler sayı olarak bir hayli fazladırlar. Belki de her doğruyu her yerde söylemek kimilerine göre hatalıdır. Ancak dilsiz şeytan olmamak için bazı hataları işlemek gerekmektedir. Bu bağlamda güncel hadislere baktığımızda birçok olayın neden ve niçinlerini anlama fırsatı buluyoruz. Yuları (Kendi idaresini) nefsinin eline vererek arzu ve istekleri için doğruları, hak ve hakikatleri çiğneyenleri çok gördük. Rüşvetlerin, torpillerin, tavassutların temelinde yatan gerçekler bunlar değil midir? Lüks hediyelerin bile altında yatan gerçekler bunlardır. Çünkü şahit olduğum bazı şeyleri unutamıyorum. Organik tereyağları, doğal bal ve üç beş kilo taze lüferin birilerini bir üst makama taşıdığını bilirim. Çoğu rahmetli oldu. Yarın biz de onlar gibi olacağız. Memurluk da gelip geçicidir. Asıl olan doğruluk ve vatana millete sadakattir.