Düşünmek, anlamak, yorumlamak ve sağlıklı bir neticeye varmak için mutlaka gayrete ve şuur sağlamlığına ihtiyacımız vardır. Şahin yakalamanın karga yakalamaktan zor olduğu bilinmelidir. Hani adamın birisine sormuşlar “Kaç tane başın var” demişler. Hiç düşünmeden “Elbette bir tane. Sizin aklınızdan zorunuz mu var?” demiş. Görünüşte haklı. Bedenin üstünde bir baş var. Halbuki o başı idare eden yönlendiren başları hesaba katsaydı cevap değişik olurdu. Ancak bir dediği görünüşte fizik olarak doğrudur. Öyle olaylar vardır ki bir anda yıldırım düşer gibi aklınıza düşer. Acı çekersiniz, eski yıllara yolculuk yaparsınız. Toprağa gömülen ölüler gibi, yüreğinize gömülen hatıralar sizi kuşatır. Toprak mı vefalı yürek mi vefalı bilmiyoruz. Bildiğimiz “Vefasızların, çıkarcıların, egoist ve menfaatperestlerin sizi acılarınızla baş başa bırakmasıdır.” Öyle ya acılı yemekler yediğimiz gibi acı hatıraları da yaşıyoruz. Hatıralarımız olmasa belki de yaşamaktan zevk alamayız. Unutmak da insanın elinde olmuyor. Kendi değer ölçülerimize göre sevdiklerimiz ve sevmediklerimizi yorumlamak zorundayız. “Sevgi dağı zirvesi, kin dipsiz kuyu – karıştan kısadır hayatın boyu. Kirletirse şayet toprağı suyu, göğsümden vururum kendi gölgemi” diyen şair Karakoç ne güzel söylemiş.
Kıymetli okuyucularım,
Üç beş kuruşluk menfaat ve çıkar uğruna kula kul olmak kesinlikle iyi değil kötüdür. Malı, makamı, şöhreti kula kulluk etmekle kazananlar dünya yolunun kısalığını ölüm anında anlamak bir işe yaramaz. Dilsiz şeytan olmamak için nice cezaları sineye çekenler vardır. Onlar olmasa hak ve hakikat olan ve tek olan yol boş kalır. Günümüzde hak yolun yolcuları azalmıştır. Onları selamlamak lazım. Kısa olan dünya yolunda işlediğimiz ve yaptığımız hataların hesabını vermekten kurtulmamız mümkün değildir. Yuları nefsinin elinde olanlarla nefsini yularla güdenlerin hesabı farklı olacaktır. İyi düşünelim…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
İyi ve doğru anlamak için
Düşünmek, anlamak, yorumlamak ve sağlıklı bir neticeye varmak için mutlaka gayrete ve şuur sağlamlığına ihtiyacımız vardır. Şahin yakalamanın karga yakalamaktan zor olduğu bilinmelidir. Hani adamın birisine sormuşlar “Kaç tane başın var” demişler. Hiç düşünmeden “Elbette bir tane. Sizin aklınızdan zorunuz mu var?” demiş. Görünüşte haklı. Bedenin üstünde bir baş var. Halbuki o başı idare eden yönlendiren başları hesaba katsaydı cevap değişik olurdu. Ancak bir dediği görünüşte fizik olarak doğrudur. Öyle olaylar vardır ki bir anda yıldırım düşer gibi aklınıza düşer. Acı çekersiniz, eski yıllara yolculuk yaparsınız. Toprağa gömülen ölüler gibi, yüreğinize gömülen hatıralar sizi kuşatır. Toprak mı vefalı yürek mi vefalı bilmiyoruz. Bildiğimiz “Vefasızların, çıkarcıların, egoist ve menfaatperestlerin sizi acılarınızla baş başa bırakmasıdır.” Öyle ya acılı yemekler yediğimiz gibi acı hatıraları da yaşıyoruz. Hatıralarımız olmasa belki de yaşamaktan zevk alamayız. Unutmak da insanın elinde olmuyor. Kendi değer ölçülerimize göre sevdiklerimiz ve sevmediklerimizi yorumlamak zorundayız. “Sevgi dağı zirvesi, kin dipsiz kuyu – karıştan kısadır hayatın boyu. Kirletirse şayet toprağı suyu, göğsümden vururum kendi gölgemi” diyen şair Karakoç ne güzel söylemiş.
Kıymetli okuyucularım,
Üç beş kuruşluk menfaat ve çıkar uğruna kula kul olmak kesinlikle iyi değil kötüdür. Malı, makamı, şöhreti kula kulluk etmekle kazananlar dünya yolunun kısalığını ölüm anında anlamak bir işe yaramaz. Dilsiz şeytan olmamak için nice cezaları sineye çekenler vardır. Onlar olmasa hak ve hakikat olan ve tek olan yol boş kalır. Günümüzde hak yolun yolcuları azalmıştır. Onları selamlamak lazım. Kısa olan dünya yolunda işlediğimiz ve yaptığımız hataların hesabını vermekten kurtulmamız mümkün değildir. Yuları nefsinin elinde olanlarla nefsini yularla güdenlerin hesabı farklı olacaktır. İyi düşünelim…