Sevgili okuyucularım. Tarımsal üretimin değişmesine bağlı olarak pratik çözüm yoluna gidilmiş ve fakirin doyumluluğu nakde yani paraya çevrilmiştir. Bir fakir doyumluluğu esprisi asla göz ardı edilmemelidir. Fıkıh terimlerine göre buğdaydan şu kadar, arpadan bu kadar, hurmadan, çekirdekli ve çekirdeksiz kuru üzümden bilmem ne kadar, mantığı bazen yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebiliyor. Peygamberimiz dönemindeki, tarımsal üretimi bu günle kıyaslamamız mümkün değildir.
Kolaylık olsun diye bir fakiri bir gün doyuracak ölçüsü paraya çevrildiği vakit, fakir doyumluluğu ne demek bakmak lazım. Asgari geçim indirimi ve şartları neye göre hesap edilmektedir. Ekonomik veriler bile bölgeye göre değişiklik arz eder. Mükellef kişinin aylık ve yıllık geçim standardı mutlaka dikkate alınmalıdır. Özellikle geliri giderini karşılamayan insanlar toplumumuzda çoktur.
Fitre ve fidyede kişi kendi mantığına göre hareket ederde “yeter oğlum, kazanırken benimle beraber miydi”? Düşüncesi ve söylemi çok çirkin ve abestir. Müslüman adam kuranın ve sünnetin tavsiyelerini esas almalıdır. Adam sigara içiyor, çalışmıyor, tembellik ediyor iddiası net olmalıdır.
Yetim ve dul kardeşlerimiz varlıklı ise mutlaka fitrelerini ve zekâtlarını ödemeleri lazımdır. Yok, efendim amcamın karısı dul kaldı. Sabancı öldü eşi dul kaldı, çocukları yetim kaldı. O zaman bunlara fitre ve zekât mı verelim? Bu ve benzeri ölçüler esas alınmalıdır. Bir akşam iftara gittim. Dört kişilik menüyü yüz liraya anlaştım, Yani kişi başı yirmi beş lira. Bu iftar yemeği için, sahuru da katarsak rakam yükselir. Fitremi en az yirmi beş liradan vermem gerekir. Sizlerde şunu iyi düşünün, bir bardak su, yarım pide, 4veya 5 tane siyah zeytinle iftar yapan var mı Allah aşkına. Vicdanlarımızı devreye sokmamız lazım. Bayram sevincini fakir, yoksul, miskin, borçlu kardeşlerimizde yaşasın. Toplumda gezen ama 10–15 tane icra dosyası olan kardeşlerimizi unutmayalım.
İhtiyacı olanlar bazen edeplerinden dolayı isteyemezler. Bizim onları arayıp bulmamız lazım. Özellikle dilenen ve dilenmeyi adet haline getirenlere vermekten kaçınalım. Kıyamet gününde en çirkin vaziyette, hilkat garibesi olarak, derileri kemiklerine yapışmış vaziyette dirilecek olanlar, ihtiyacı olmadığı halde dilenenler olacaktır. Bunu unutmayın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
FİTRE VE FİDYEDE NELERE DİKKAT ETMELİYİZ.
Kolaylık olsun diye bir fakiri bir gün doyuracak ölçüsü paraya çevrildiği vakit, fakir doyumluluğu ne demek bakmak lazım. Asgari geçim indirimi ve şartları neye göre hesap edilmektedir. Ekonomik veriler bile bölgeye göre değişiklik arz eder. Mükellef kişinin aylık ve yıllık geçim standardı mutlaka dikkate alınmalıdır. Özellikle geliri giderini karşılamayan insanlar toplumumuzda çoktur.
Fitre ve fidyede kişi kendi mantığına göre hareket ederde “yeter oğlum, kazanırken benimle beraber miydi”? Düşüncesi ve söylemi çok çirkin ve abestir. Müslüman adam kuranın ve sünnetin tavsiyelerini esas almalıdır. Adam sigara içiyor, çalışmıyor, tembellik ediyor iddiası net olmalıdır.
Yetim ve dul kardeşlerimiz varlıklı ise mutlaka fitrelerini ve zekâtlarını ödemeleri lazımdır. Yok, efendim amcamın karısı dul kaldı. Sabancı öldü eşi dul kaldı, çocukları yetim kaldı. O zaman bunlara fitre ve zekât mı verelim? Bu ve benzeri ölçüler esas alınmalıdır. Bir akşam iftara gittim. Dört kişilik menüyü yüz liraya anlaştım, Yani kişi başı yirmi beş lira. Bu iftar yemeği için, sahuru da katarsak rakam yükselir. Fitremi en az yirmi beş liradan vermem gerekir. Sizlerde şunu iyi düşünün, bir bardak su, yarım pide, 4veya 5 tane siyah zeytinle iftar yapan var mı Allah aşkına. Vicdanlarımızı devreye sokmamız lazım. Bayram sevincini fakir, yoksul, miskin, borçlu kardeşlerimizde yaşasın. Toplumda gezen ama 10–15 tane icra dosyası olan kardeşlerimizi unutmayalım.
İhtiyacı olanlar bazen edeplerinden dolayı isteyemezler. Bizim onları arayıp bulmamız lazım. Özellikle dilenen ve dilenmeyi adet haline getirenlere vermekten kaçınalım. Kıyamet gününde en çirkin vaziyette, hilkat garibesi olarak, derileri kemiklerine yapışmış vaziyette dirilecek olanlar, ihtiyacı olmadığı halde dilenenler olacaktır. Bunu unutmayın.