Asırlar geçmiş üzerinden, canlar verilmiş, kanlar akıtılmış, nice ocaklar sönmüş ve bugünlere gelinmiş. Merhum Osman Yüksel Serdengeçti’nin deyimiyle; “Dedelerimden kalma intikam var kanımda. Ta geçmişini... Bulgarların’da, Moskofon da... Bir domuz görmüş gibi ayaklanır hislerim. Alçakların sesini dinlerken mikrafonda. O kadar gururlanma, o kadar mağrur olma, dün daha kölemizdin mahvolmuştun Prutta. Yalnız şunu isterim, yalnız şunu hatırla; yatmıştı Katerina Baltacının koynunda.” Not: Bu şiir 1945 yılında yazılmıştır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında, üniversite öğrencileri kampa alınır ve askeri eğitim verilir. Süleyman Arif emrinde bulunduğu Söğüt’teki bir kampta, Marksist, Leninist öğrenciler bir program düzenler. Bu programda, tüfeği dansöz haline getirip, dans ettirerek gösteri yaparlar. Serdengeçti, ordunun silahıyla bunu yapamazsınız diyerek itiraz eder. Kendisi de bir şiir okumak ister. İzin vermezler. Tartışma anında bir anda sahneye fırlar ve Moskofname adlı şiiri okur. Durumdan haberdar olan komutanlar şiiri çok beğenirler. Defalarca dinlerler. Serdengeçti 1948’de yayınladığı bir yazısından 6 yıl evvel, yani 1942’de üniversite kampında 2 bin kişinin huzurunda okuduğu bu şiiri söyleyip aklında kalanları yukarıdaki satırlara aktarmıştır.
Bende diyorum ki; “Müslüman Türk’ün dostu, yine Müslüman Türk’tür. Geri kalanlar, birer yırtmaç, birer söküktür. Amerika’ymış, Avrupa’ymış, Çin’miş hepsi de alçak. Emperyalizmin uşakları birer kaçak. Bu kaçıncı baskı ey şeref yoksulları? Küfrün katmerli, tescilli uşakları! Hürriyet şehidi Mehmetçiği artık tanıyın. Türk’ün şeref ve şanını dünyaya yayın. Modern, cafcaflı, çağdaş Katerinalarınız varmış. Biz de nice baltacılar var ki yaşarmış.”
Sömürge meraklısı, zalim ve baskıcı ülkelerden asla dost olmaz. Yabancı bir devletin veya ırkın, başka bir milleti veya ırkı boyundurluk altına alması ve onlar üzerinde sosyal kültürel, ekonomik ve politik, siyasi baskı kurmaya çalışması, yaptırım uygulaması ve vesayet hakkı iddia ettirmesinin adı, sömürgeciliktir. Başta Amerika kaydı ile günümüzde bu çirkin ve çağdışı uygulamayı tatbike çalışan ülkeler vardır. Bunlar Emperyalizmin ve Kapitalizmin dibini koklayan tipleri kullanmakta çok ustadırlar. Gelişmiş ve gelişmekte olan ikinci ve üçüncü dünya ülkelerinin bazı idareci ve devlet adamlarının bu bağlamdaki zaafları (paraya ve makama olan düşkünlükleri) onların işini kolaylaştırmaktadır. Üzülerek ifade edelim ki bu konuda İslam ülkeleri başı çekmektedir. Türkiye ise bu konuda preslenmeye çalışılmaktadır. İçerideki siyasi çekişmeler ve hiç de hoş olmayan kavgalar, pusuda bekleyenlerin iştahını kabartmaktadır. Milletin odak noktası olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üyeleri biran evvel kavgalardan, çirkin sözlerden kurtulup, dost ve düşman karşısında birlik, beraberlik mesajları vermelidir. Millet olanları görüyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
DOST KİM DÜŞMAN KİM HALA ANLAYAMADIK