Sevgili okuyucularım…
Günümüz cemiyetlerinde ‘devlet’ kavramı çok anlamlar ifade etmektedir. Cemiyetlerin otorite anlayışı ise çok farklıdır. Otorite fikrini tamamen reddeden bir avuç terörist, anarşist hariç umumiyetle günümüz insanı yepyeni bir otorite kavramı etrafında birleşmektedirler. Çağımız insanı cemiyetlerin de, sınıfların da, ailelerin de, kralların da, şahların da, şıhların da, ruhbanların da, partilerin de tahakkümünden şiddetle rahatsız olmaktadır. Hz. Ömer’in tabiriyle, “Anaların hür doğduğu, Allah’ın hür yarattığı insanlara zulmetmeyiniz” mesajı bu bağlamda çok şeyler ifade etmektedir. Onun için ‘dar kalıplara sığdırılmış anayasalardan’ ziyade bütün insanların vicdanlarını kavrayan ve milli şartlara göre esneyen ‘âlemşümul bir anayasaya’ bugün için herkes muhtaçtır. Bir başka tabirle günümüzde milletler, milli tecrübelerine önem vermenin yanında kolay değişmeyen, çeşitli zaman ve mekânlarda geçerliliğini koruyan, bütün birim ve tabakaları ile insana gelişme ve yücelme yollarını gösteren ‘mukaddes bir anayasa’ ihtiyacı için insanlık kıvranmaktadır. Bu mukaddes anayasanın adı tek kelimeyle ‘İslam’dır. Günümüz insanı devletlerinden ve hükümetlerinden hürriyet, adalet, eşitlik, sosyal güvenlik ve sosyal adalet; can, mal ve ırz güvenliği; yardım, şefkat ve himaye görmek istemektedir. Bunların lafta kalması değil bilfiil gerçekleşmesini beklemektedir. Dağılmaya, çözülmeye yüz tutan cemiyetlerin birlik ve bütünlük içinde mutlu ve müreffeh kalmasını arzu etmektedir. İdare edenlerin de, idare olunanların da itaat edecekleri ve uyacakları o mukaddes prensibin adı hiç şüphesiz İslam’dır. Parola şu olmalıdır: İnsanlık bütün ağırlığını ortaya koyarak sahte mabutları yok etmelidir.
İşte ben bunun için “İslam’ın prensiplerine dogmatik” diyenlere cahil cühela, beyin fukarası zibidiler diyorum. Okumadan, araştırmadan, dolma tüfek görevi yapan güruhu, Siyonist ve emperyalist odaklar çok rahat kullanmışlardır. Bugün de hâlâ kullanıyorlar.
Bu yatakçı ve taklitçi takımdan ihanetten başka hiçbir fayda gelmemiştir. İslam âlemi bu yerli ve kiralık uşaklarla doludur. Onun için Sayın Cumhurbaşkanımızın “kirli” diye tarif ettiği o sözde ordu da çapulcu ve ihanet odaklarının çöplüğüdür. Huyum kurusun ne yapayım. “Yavşaklar bit oldu, Amerikan uşakları it oldu” demeden duramıyorum. Türk milleti bu it sürülerinin elbette üstesinden gelecektir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
Dogmatik kanunlar mı dedin? (3)
Sevgili okuyucularım…
Günümüz cemiyetlerinde ‘devlet’ kavramı çok anlamlar ifade etmektedir. Cemiyetlerin otorite anlayışı ise çok farklıdır. Otorite fikrini tamamen reddeden bir avuç terörist, anarşist hariç umumiyetle günümüz insanı yepyeni bir otorite kavramı etrafında birleşmektedirler. Çağımız insanı cemiyetlerin de, sınıfların da, ailelerin de, kralların da, şahların da, şıhların da, ruhbanların da, partilerin de tahakkümünden şiddetle rahatsız olmaktadır. Hz. Ömer’in tabiriyle, “Anaların hür doğduğu, Allah’ın hür yarattığı insanlara zulmetmeyiniz” mesajı bu bağlamda çok şeyler ifade etmektedir. Onun için ‘dar kalıplara sığdırılmış anayasalardan’ ziyade bütün insanların vicdanlarını kavrayan ve milli şartlara göre esneyen ‘âlemşümul bir anayasaya’ bugün için herkes muhtaçtır. Bir başka tabirle günümüzde milletler, milli tecrübelerine önem vermenin yanında kolay değişmeyen, çeşitli zaman ve mekânlarda geçerliliğini koruyan, bütün birim ve tabakaları ile insana gelişme ve yücelme yollarını gösteren ‘mukaddes bir anayasa’ ihtiyacı için insanlık kıvranmaktadır. Bu mukaddes anayasanın adı tek kelimeyle ‘İslam’dır. Günümüz insanı devletlerinden ve hükümetlerinden hürriyet, adalet, eşitlik, sosyal güvenlik ve sosyal adalet; can, mal ve ırz güvenliği; yardım, şefkat ve himaye görmek istemektedir. Bunların lafta kalması değil bilfiil gerçekleşmesini beklemektedir. Dağılmaya, çözülmeye yüz tutan cemiyetlerin birlik ve bütünlük içinde mutlu ve müreffeh kalmasını arzu etmektedir. İdare edenlerin de, idare olunanların da itaat edecekleri ve uyacakları o mukaddes prensibin adı hiç şüphesiz İslam’dır. Parola şu olmalıdır: İnsanlık bütün ağırlığını ortaya koyarak sahte mabutları yok etmelidir.
İşte ben bunun için “İslam’ın prensiplerine dogmatik” diyenlere cahil cühela, beyin fukarası zibidiler diyorum. Okumadan, araştırmadan, dolma tüfek görevi yapan güruhu, Siyonist ve emperyalist odaklar çok rahat kullanmışlardır. Bugün de hâlâ kullanıyorlar.
Bu yatakçı ve taklitçi takımdan ihanetten başka hiçbir fayda gelmemiştir. İslam âlemi bu yerli ve kiralık uşaklarla doludur. Onun için Sayın Cumhurbaşkanımızın “kirli” diye tarif ettiği o sözde ordu da çapulcu ve ihanet odaklarının çöplüğüdür. Huyum kurusun ne yapayım. “Yavşaklar bit oldu, Amerikan uşakları it oldu” demeden duramıyorum. Türk milleti bu it sürülerinin elbette üstesinden gelecektir.