Kıymetli okuyucularım.
Son zamanlarda, çok üzücü bir o kadar da ürkütücü olan çevre sorunları bütün canlıları tehdit etmektedir. Doğal güzelliklerimiz, sularımız, denizlerimiz ve teneffüs ettiğimiz hava bile kirlenmiştir. Tehlikenin hem mağduru hem de suçlusu hiç kuşkusuz insanlardır. Sorumluluk ve mesuliyet duygusu sloganlardan ve demeçlerden öteye geçmiyor. Tehlikeden bahsediliyor, önlemlerden bahsediliyor ancak hiçbirisi yerine getirilmiyor. Birtakım Kara vicdanlı menfaatperest tipler ihanetlerine devam ediyorlar. Zehirli böceklere bir delikten ayağımızı bir kere sokturduğumuzda tekrar sokturmamak için gerekli ve yeterli tedbirleri almıyoruz. Alındı dense de uygulamada göremiyoruz. Devamlı denge bozuluyor.
Kıymetli okuyucularım.
Bir haber izliyoruz rant temini için yanan ormanların yüzlerce dekarı gizlenip eksik bildirilmiş. Bir haber izliyoruz binlerce dönüm araziyi kirleten, tarım arazisini işlenmez hale getiren şirketin Çed raporu yok. Bunları duyunca rahmetli Abdurrahim Karakoç'un "Yazmak Zor" isimli şiiri aklıma geliyor. Diyor ki: "Sitemin var bana mektup yaz diye, hangi için neresini yazayım? Garibanlar yolunuyor kaz diye, hangi kuşun neresini yazayım? Huzur git yanımdan uzaklaş diyor. Kader gel yanıma gel yaklaş diyor. Kime sual etsem işler yaş diyor. Hangi yaşın neresini yazayım? Zaman boş, mekan boş, insanlar bomboş. Diller hançer hançer insanlar bomboş. Gönüller tamtakır vicdanlar bomboş. Hangi boşun neresini yazayım?" Bir başka şiirinde ise ortam ve manzaraya dikkat çekerek uyarı yapıyor: "Sormayınız, görmeyiniz canlarım. Hakkınızı yiyip yutan burada. Dinlisini, dinsizini sesini dinlerim. Besmeleye yalan katan burada. Simsar, siyasetçi, doktor, avukat insan avlıyorlar her gün her saat. Hızlı köşe dönmek en üstün sanat. Kan gönülden balık tutan burada!" 2-12-1985
Kıymetli okuyucularım.
Yüce Rabbimiz: "Biz her şeyi bir ölçü ile yarattık ve bunu bir defaya mahsus olarak yaptık" buyuruyor. Kamer Suresi ayet 49-50. Göz göre göre tehlike geliyorum diyor. Buna rağmen bazı çevre katilleri ve dünya kolik para kulları hala akıllanmıyorlar. Pisliklerini doğaya ve denizlere bırakmaya devam ediyorlar. İşte ciddi bir tehlike ve tehdit olan müsülaj yeniden denizlerimizde görülmeye başladı. Özellikle Marmara Denizi yeniden tehlike altında. Unutmamamız gereken gerçek şudur: doğal çevre bozulduğu zaman sosyal dengede bozulacaktır. Olan bitenlere göz yuman ve birileri için çerez parası bile sayılan basit cezalarla vaziyeti geçiştirenler mesuliyetten kurtulamayacaklardır. Konu ile ilgili yeterli ve doyurucu bilgi edinmek isteyenlere İslam İlmihali cilt 2. Sayfa 468-469-470 ve 471'e bakmalarını tavsiye ederim. Doğal ve sosyal çevreye zarar vermek hem yeryüzünde hem de bulunduğumuz toplumda fesat çıkarmak, ortamı bozmaktır. Bunu unutmayalım.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
DOĞAL ÇEVRE, SORUMLULUK VE İNSAN
Son zamanlarda, çok üzücü bir o kadar da ürkütücü olan çevre sorunları bütün canlıları tehdit etmektedir. Doğal güzelliklerimiz, sularımız, denizlerimiz ve teneffüs ettiğimiz hava bile kirlenmiştir. Tehlikenin hem mağduru hem de suçlusu hiç kuşkusuz insanlardır. Sorumluluk ve mesuliyet duygusu sloganlardan ve demeçlerden öteye geçmiyor. Tehlikeden bahsediliyor, önlemlerden bahsediliyor ancak hiçbirisi yerine getirilmiyor. Birtakım Kara vicdanlı menfaatperest tipler ihanetlerine devam ediyorlar. Zehirli böceklere bir delikten ayağımızı bir kere sokturduğumuzda tekrar sokturmamak için gerekli ve yeterli tedbirleri almıyoruz. Alındı dense de uygulamada göremiyoruz. Devamlı denge bozuluyor.
Kıymetli okuyucularım.
Bir haber izliyoruz rant temini için yanan ormanların yüzlerce dekarı gizlenip eksik bildirilmiş. Bir haber izliyoruz binlerce dönüm araziyi kirleten, tarım arazisini işlenmez hale getiren şirketin Çed raporu yok. Bunları duyunca rahmetli Abdurrahim Karakoç'un "Yazmak Zor" isimli şiiri aklıma geliyor. Diyor ki: "Sitemin var bana mektup yaz diye, hangi için neresini yazayım? Garibanlar yolunuyor kaz diye, hangi kuşun neresini yazayım? Huzur git yanımdan uzaklaş diyor. Kader gel yanıma gel yaklaş diyor. Kime sual etsem işler yaş diyor. Hangi yaşın neresini yazayım? Zaman boş, mekan boş, insanlar bomboş. Diller hançer hançer insanlar bomboş. Gönüller tamtakır vicdanlar bomboş. Hangi boşun neresini yazayım?" Bir başka şiirinde ise ortam ve manzaraya dikkat çekerek uyarı yapıyor: "Sormayınız, görmeyiniz canlarım. Hakkınızı yiyip yutan burada. Dinlisini, dinsizini sesini dinlerim. Besmeleye yalan katan burada. Simsar, siyasetçi, doktor, avukat insan avlıyorlar her gün her saat. Hızlı köşe dönmek en üstün sanat. Kan gönülden balık tutan burada!" 2-12-1985
Kıymetli okuyucularım.
Yüce Rabbimiz: "Biz her şeyi bir ölçü ile yarattık ve bunu bir defaya mahsus olarak yaptık" buyuruyor. Kamer Suresi ayet 49-50. Göz göre göre tehlike geliyorum diyor. Buna rağmen bazı çevre katilleri ve dünya kolik para kulları hala akıllanmıyorlar. Pisliklerini doğaya ve denizlere bırakmaya devam ediyorlar. İşte ciddi bir tehlike ve tehdit olan müsülaj yeniden denizlerimizde görülmeye başladı. Özellikle Marmara Denizi yeniden tehlike altında. Unutmamamız gereken gerçek şudur: doğal çevre bozulduğu zaman sosyal dengede bozulacaktır. Olan bitenlere göz yuman ve birileri için çerez parası bile sayılan basit cezalarla vaziyeti geçiştirenler mesuliyetten kurtulamayacaklardır. Konu ile ilgili yeterli ve doyurucu bilgi edinmek isteyenlere İslam İlmihali cilt 2. Sayfa 468-469-470 ve 471'e bakmalarını tavsiye ederim. Doğal ve sosyal çevreye zarar vermek hem yeryüzünde hem de bulunduğumuz toplumda fesat çıkarmak, ortamı bozmaktır. Bunu unutmayalım.