18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü tam 252 bin şehit. Bunun 52 bini o dönemin okumuş, aydın ve bilgili insanları. Orhan Şaik Gökyayın; “Bu Vatan Kimin” adlı şiirinde ifade ettiği gibi; “Bir tarih boyunca onun uğruna kendini tarihe verenlerdir” mısralarında cevabını bulmaktadır.
Çünkü üzerinde bulunduğumuz ve üzerinde yaşadığımız bu toprakların vatan olabilmesi için Türk Milleti olarak verilen mücadele herkesin malumudur.
Çanakkale tüm dünya tarihinin en önemli vesikalarından biridir. Çanakkale Zaferi vatan sevgisi, iman gücü, milli birlik ve beraberliğin her türlü zorluğun üstesinden gelindiği yerdir. Savunulan ve korunan yalnız bir toprak parçası değil, bir milletin “Türk Milleti’nin” sahip olduğu bilumum maddi ve manevi değerlerdir. Bu mukaddes değerleri canı pahasına savunmanın karşılığı en yüce mertebelerden olan şehitliktir. Mal, can, namus, din, vatan ve aileyi korumak için bunların uğruna öldürülen kimselerin şehit olduğunu Allah Resulü haber vermektedir.
Türk Milleti binlerce yıllardan beri mukaddes bir dava ve gaye için devamlı mücadele vermiştir. Devirlerin, çağların, zaman dilimlerinin bize nasıl haykırdığını duymak için hala silinmemiş olan izimizi yerin altında ve üstünde görmemiz mümkündür. Tarihi aydınlatan meşalenin hangi zamanlarda tutuştuğunu ve kimler tarafından tutuşturulduğunu anlamak için Türk Tarihini iyi ve tarafız olarak incelemek lazımdır.
Neticeden sebebe doğru yol alırken, yabancı tezlerin, dönme ve kapı kullarının kasıtlı kalemlerini değil, Müslüman Türk’ün şahadetleri incelenmeli ve dinlenmelidir. Çanakkale’ye bu şuurla bakılmalıdır. Bazı ucuz ve mesnetsiz kafa ve kalemlerin, Çanakkale’yi anlaması ve anlatması mümkün değildir. Bugün bile ‘megali idea’ bakımından Yunanistan’ın iştahını kabartan ve tahrik eden mevzuları anlamaktan aciz kişilerin 11 ocak 1915’teki ihanetleri anlaması mümkün değildir. Kısmet olursa bunları yazmaya çalışacağım. İşte ittihat ve Terakki Cemiyeti 2. Abdülhamit Han’ın idaresini ortadan kaldırmak istemiştir. Cemal, Talat ve Enver Paşaların ağırlıklı olduğu bu cemiyet 1907’de Mustafa Kemal de üye olmuştur.
22 Eylül 1909’da yapılan kongrede Mustafa Kemal Atatürk, İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni sert şekilde eleştirmiştir. Kazım Karabekir Paşa, Mustafa Kemal’in eleştirilerine katılmıştır. Diğerleri hem Mustafa Kemal’e hem de Abdülhamit Han’a karşı koyarak, olumsuz şiddet yanlısı tavırlar almışlardır.
Çanakkale’ye nasıl gelindiği ve Mustafa Kemal’in rolü inşallah yazılacaktır.
Devam edecek…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
ÇANAKKALE RUHU ve TÜRK MİLLETİ 1
Çünkü üzerinde bulunduğumuz ve üzerinde yaşadığımız bu toprakların vatan olabilmesi için Türk Milleti olarak verilen mücadele herkesin malumudur.
Çanakkale tüm dünya tarihinin en önemli vesikalarından biridir. Çanakkale Zaferi vatan sevgisi, iman gücü, milli birlik ve beraberliğin her türlü zorluğun üstesinden gelindiği yerdir. Savunulan ve korunan yalnız bir toprak parçası değil, bir milletin “Türk Milleti’nin” sahip olduğu bilumum maddi ve manevi değerlerdir. Bu mukaddes değerleri canı pahasına savunmanın karşılığı en yüce mertebelerden olan şehitliktir. Mal, can, namus, din, vatan ve aileyi korumak için bunların uğruna öldürülen kimselerin şehit olduğunu Allah Resulü haber vermektedir.
Türk Milleti binlerce yıllardan beri mukaddes bir dava ve gaye için devamlı mücadele vermiştir. Devirlerin, çağların, zaman dilimlerinin bize nasıl haykırdığını duymak için hala silinmemiş olan izimizi yerin altında ve üstünde görmemiz mümkündür. Tarihi aydınlatan meşalenin hangi zamanlarda tutuştuğunu ve kimler tarafından tutuşturulduğunu anlamak için Türk Tarihini iyi ve tarafız olarak incelemek lazımdır.
Neticeden sebebe doğru yol alırken, yabancı tezlerin, dönme ve kapı kullarının kasıtlı kalemlerini değil, Müslüman Türk’ün şahadetleri incelenmeli ve dinlenmelidir. Çanakkale’ye bu şuurla bakılmalıdır. Bazı ucuz ve mesnetsiz kafa ve kalemlerin, Çanakkale’yi anlaması ve anlatması mümkün değildir. Bugün bile ‘megali idea’ bakımından Yunanistan’ın iştahını kabartan ve tahrik eden mevzuları anlamaktan aciz kişilerin 11 ocak 1915’teki ihanetleri anlaması mümkün değildir. Kısmet olursa bunları yazmaya çalışacağım. İşte ittihat ve Terakki Cemiyeti 2. Abdülhamit Han’ın idaresini ortadan kaldırmak istemiştir. Cemal, Talat ve Enver Paşaların ağırlıklı olduğu bu cemiyet 1907’de Mustafa Kemal de üye olmuştur.
22 Eylül 1909’da yapılan kongrede Mustafa Kemal Atatürk, İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni sert şekilde eleştirmiştir. Kazım Karabekir Paşa, Mustafa Kemal’in eleştirilerine katılmıştır. Diğerleri hem Mustafa Kemal’e hem de Abdülhamit Han’a karşı koyarak, olumsuz şiddet yanlısı tavırlar almışlardır.
Çanakkale’ye nasıl gelindiği ve Mustafa Kemal’in rolü inşallah yazılacaktır.
Devam edecek…