Kıymetli Okuyucularım,

Siyasi hırs, ihtiras ve getiri uğruna ‘Efendim dağları deldik, tünelleri açtık, olmaz denilen yolları yaptık, denizleri doldurduk, havaalanlarını kurduk, uzun mesafeleri kısa yaptık, 100 senede olmayan şeyleri 20 seneye sığdırdık” gibi söz ve nutuklar pek inandırıcı değildir. Önce kendimizi sonra milletimizi aldatmaktaktır. Burda kazandıklarımız ve kaybettiklerimiz söz konusudur. Mesuliyetin bilincinde ve idrakında olanlar vivdanlarına şu soruyu sormalıdırlar. Son 20 yılda işlenen cinayetler, katledilen kadınlar, yapılan hırsızlıklar, cinsel tecavüzler, devlet ve millet malına uzatılan lekeli eller, dibe vuran ahlaki çöküşler, meşru hale getirilen zinalar, çığ gibi büyüyen boşanmalar, anne ve baba katili evlatlar, evlat katili anne ve babalar, vurgunlar, soygunlar, yalanlar, dolanlar ve daha neler de neler. Nerede oluyor bu vahşetler. Dindar ve muhafazakar geçinen ve milliyetçilik pazarlayan iktidarlar tarafından sergileniyor. Bunlarla birlikte orman yangınları, heyelanlar, seller, yıkılan köprüler, çöken yollar, hortumlar, su baskınları ve peşinden yardımlaşma çığlıkları, kardeşlik nutukları . Bu curcunada Kızılay gibi Afat gibi kuruluşlarımızın içine yuvarlandığı çıkmazlar. 

Kıymetli Okuyucularım,

Toplumu tehdit eden felaketler sonunda kendisini bu felaketlerden uzak durduğunu sananlara da bir şekilde dokunacaktır. Gemi battığı zaman sadece geminin altını oyanlar değil bu iş ile ilgisi olmayanlar yahut yapılanlara seyirci kalıp göz yumanlarda helak olacaklardır. Unutmayalım mülkün sahibi Allah’tır. Dengeyi kuranda odur. O dengeyi bozmya çalışanlar isyan içinde olanlardır. Sahih hadislerde ben iyiliği emrederdim fakat kendim yapmazdım. Kötülükleri yapmayın derdim. Ancak kendim yapardım uyarısı vardır. Daha çok doğal afatlara muhattap olacağız. Dengeyi bozmayalım. Yarılan yollar, çöken asfaltlar, taşan dereler, meydana gelen heyelanlar bellidir.