Kıymetli okuyucularım.
Tarih 24 Temmuz 2002 Pazar. Sabah haberleri izlerken lokmalar boğazımda düğümlendi. İnsanlar kuyruk sırasında. Oy kullanır gibi sırası gelen parmak basıyor ve kendisine kurban eti veriliyor. Orası Afganistan. Açlık çeken çocuk sayısı 3 milyon deniliyor. Dünya genelinde 100 milyon çocuğun açlıkla karşı karşıya kaldığını söyleniyor. Tabii Bu rakamlar bilinen verilere göre söyleniyor. Bilinmeyen ve gündeme gelmeyen ya da getirilmeyenler hariç. Halbuki insan türünün korunması, nesillerin sevgi şefkat ve dayanışma gibi insani değerlere bağlı olarak yaşatılması çok önemlidir. Bunlar yapılırken dil, ırk, renk ve benzeri kavramlar ön plana çıkarılmazlar. Çünkü çocuk masumdur. Erkek olsun kız olsun bu masumiyet değişmez.
Kıymetli okuyucularım. Çağımıza hatta günümüze baktığımız zaman tütün süren bir sefalet ve vahşete şahit oluruz. İnsanların kanları ve gözyaşları üzerine kurulan bir vahşi gösteriş budalalığı ve bir zulüm saltanatı. Mimarları ise üzülerek itiraf edelim ki adı lider olan kravatlı ve smokinli katiller. Elbette istisnalar hariçtir. Sarı ve kızıl emperyalizmin ve kapitalizmin öncesinde inleyen milyonlarca hatta milyarlarca insan yığınları. Hümanist sloganlar ve palavraların eşliğinde inançsız, saldırgan, alkolik, tecavüzcü, budala, melankolik, piyon çığ gibi yetişen nesiller. Mutsuz, huzursuz, bunalmış, maneviyat yoksunu tipler.
Onları kan ve baruta yönlendiren, düşman aramaya sevk eden perde arkası katiller. Organize edilen azınlık nöbetleri ve kardeşin kardeşi boğazlaması… Bu çöküntü ve azınlık nöbetleri sadece belli ülkelerde değil sarmakta ve tehdit etmektedir.
Kıymetli okuyucularım.
Gizli yeraltı örgütleri, karanlık güçler emir ve tek elinde olan beslenme basın ve yayın organları ve iletişim araçları ile dünyaya yaymışlardır. Silah, cephane, uyuşturucu madde ve vicdanlarla kafaları karıştıran kitaplar temin ederek insanlığın bu korkunç yarasını tedavisi mümkün olmayacak hale getirerek sömürülerine devam etmektedirler.
İnsanları yetişen nesiller muzdarip bir haldedir. Kendisini huzura kavuşturacak sistemi hasretle aramakta ve beklemektedir. Öyle inanıyorum ki Amerika'ymış, Rusya'ymış, İngiltere'ymiş, Çin'miş hepsi de kazdıkları kuyuda boğulacaklardır. Para kolik Müslümanlar da buna dahildir. Diyor ya bir Arap şair, "Eleyli hüpla" Geceler gebedir ne doğuracağı bilinmez. "Bir takım beyinsizlerin (düşüncesiz ve dünya perestlerin) yüzünden bizi helak (perişan) etme Allah'ım" buyrulan Kuran mesajına ne kadar muhtacız değil mi?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
BUNLAR LİDERSE VAMPİRLER SULTAN OLUR
Tarih 24 Temmuz 2002 Pazar. Sabah haberleri izlerken lokmalar boğazımda düğümlendi. İnsanlar kuyruk sırasında. Oy kullanır gibi sırası gelen parmak basıyor ve kendisine kurban eti veriliyor. Orası Afganistan. Açlık çeken çocuk sayısı 3 milyon deniliyor. Dünya genelinde 100 milyon çocuğun açlıkla karşı karşıya kaldığını söyleniyor. Tabii Bu rakamlar bilinen verilere göre söyleniyor. Bilinmeyen ve gündeme gelmeyen ya da getirilmeyenler hariç. Halbuki insan türünün korunması, nesillerin sevgi şefkat ve dayanışma gibi insani değerlere bağlı olarak yaşatılması çok önemlidir. Bunlar yapılırken dil, ırk, renk ve benzeri kavramlar ön plana çıkarılmazlar. Çünkü çocuk masumdur. Erkek olsun kız olsun bu masumiyet değişmez.
Kıymetli okuyucularım. Çağımıza hatta günümüze baktığımız zaman tütün süren bir sefalet ve vahşete şahit oluruz. İnsanların kanları ve gözyaşları üzerine kurulan bir vahşi gösteriş budalalığı ve bir zulüm saltanatı. Mimarları ise üzülerek itiraf edelim ki adı lider olan kravatlı ve smokinli katiller. Elbette istisnalar hariçtir. Sarı ve kızıl emperyalizmin ve kapitalizmin öncesinde inleyen milyonlarca hatta milyarlarca insan yığınları. Hümanist sloganlar ve palavraların eşliğinde inançsız, saldırgan, alkolik, tecavüzcü, budala, melankolik, piyon çığ gibi yetişen nesiller. Mutsuz, huzursuz, bunalmış, maneviyat yoksunu tipler.
Onları kan ve baruta yönlendiren, düşman aramaya sevk eden perde arkası katiller. Organize edilen azınlık nöbetleri ve kardeşin kardeşi boğazlaması… Bu çöküntü ve azınlık nöbetleri sadece belli ülkelerde değil sarmakta ve tehdit etmektedir.
Kıymetli okuyucularım.
Gizli yeraltı örgütleri, karanlık güçler emir ve tek elinde olan beslenme basın ve yayın organları ve iletişim araçları ile dünyaya yaymışlardır. Silah, cephane, uyuşturucu madde ve vicdanlarla kafaları karıştıran kitaplar temin ederek insanlığın bu korkunç yarasını tedavisi mümkün olmayacak hale getirerek sömürülerine devam etmektedirler.
İnsanları yetişen nesiller muzdarip bir haldedir. Kendisini huzura kavuşturacak sistemi hasretle aramakta ve beklemektedir. Öyle inanıyorum ki Amerika'ymış, Rusya'ymış, İngiltere'ymiş, Çin'miş hepsi de kazdıkları kuyuda boğulacaklardır. Para kolik Müslümanlar da buna dahildir. Diyor ya bir Arap şair, "Eleyli hüpla" Geceler gebedir ne doğuracağı bilinmez. "Bir takım beyinsizlerin (düşüncesiz ve dünya perestlerin) yüzünden bizi helak (perişan) etme Allah'ım" buyrulan Kuran mesajına ne kadar muhtacız değil mi?