Sevgili okuyucularım. İslam dini hararetle ilmi teşvik etmektedir. İlimden çekinecek tarafı olan bir dinin, ilmi bu kadar bağrına basması ve kucaklaması mümkün değildir. Hele hele ilk emri oku olan, bilenlerle bilmeyenleri bir tutmayan, beşikten mezara kadar ilmi, öğrenmeyi teşvik ve emreden bir dinin, kasıtlı ve inadi olarak ilimle çatışacağı iddiası tamamen bir çamur atma ve cehalettir.İlmin görevi ispat etmektir. Bu yüzden ilim ispat edemediği şeyi inkarda etmez. Çünkü bugün ilmen ispat edilemeyen bir şeyin yarın ispat edilemeyeceğini kimse iddia edemez. Böyle bir iddia zaten ilmin vakasına yakışmaz. Bu itibarla Din eğitiminin,özellikle İslam dininin eğitim ve öğretimin ilme aykırı olacağını,gerek ferdin gerek milletin, devletin ve rejimin bundan zarar göreceğini ileri sürmek, İslam'dan da, ilimden de haberdar olmayan gafillere mahsustur. İlim adına ve İslam dini adına yanılan gafiller için bakınız Atatürk ne diyor. "Dinimiz eğer akla,mantığa ve hakikate tevafuk etmemiş olsaydı bununla diğer kavanini tabiyyei ilahiye beyninde tezat olması icab ederdi.Çünkü bil cümle kavaniyyeyi yapan Cenabı Haktır. "Bu sözlerin öz Türkçe olarak açıklamasına bakarsak. "Kainattaki Kanunlar, tabiattaki,doğadaki ilmi kanunlar,ilahi kanunlar ve bunların tamamı ilme muvafıktır. Beyninde tezat, çelişki olan beyinsizler tabiî ki bunu anlamaya ve araştırmaya ilgi ve luzum hissetmeyeceklerdir. Şu gerçeği çok ciddi olarak vurgulamak lazımdır. "Modern ilmin bugünkü geldiği seviyenin çok daha ötelerine gitmesine ihtiyaç vardır.çünkü Müslüman ilim yardımıyla ve en doğru şekli ile kuran ayetlerini  ve henüz neye delalet ve işaret ettiğini çözemediğimiz ayetlerin açıklanması zorunludur.Gönül arzu ederki şimdiye kadar çözüme kavuşmayan ve çözüm bekleyen ayetler İslam aleminin ilimdeki önderliği ile çözülmüş olsun.
Bir takım meczupların, taassup içinde olanların islamı anlama ve anlatma noksanlığı içinde oluşları malumdur. "İlim müminin, müslümanın yitiğidir” Hadisi şerifindeki ilim sözcüğü Hikmet manasındadır.Yani Hikmet müminin yitiğidir ifadesini taşır.İslam alemi dışındaki gelişmelerden faydalanmakta müslümanın görevlerindendir. Çok basit bir örnek vermek istiyorum.Bugünkü Kuran tefsir ve tercümelerinin Türkçe yazılışı güzeldir. Ancak meallerin hemen hemen tamamında “ALAK” kelimesi kan pıhtısı olarak anlatılmıştır. Sadece merhum Elmalının tefsirinde kelimenin lugat yönünden “Yapışıp İlişmek”manasına dayandığı mevcuttur.İlişken ve yapışkan nesneye ALAK denir. Bence de kırmızı kana ve doğrudan doğruya Rahimdeki tuttuğu ALAKA denilmiştir” ifadesiyle konu açığa kavuşmuştur. Ne var ki FETÖCÜ cemaat onuda bozdu.