Ölüm Dosyası, benim ilk kitabımın ismidir. Kitabım, Verno Kitap Yayınevinden çıkmıştır. Kitabın kısa özeti şöyledir: Şahin Eryiğit bir emniyet amiridir ve kendisi gibi bir emniyet müdürü olan dayısı sayesinde mesleğinde yükselebilmiştir. Şahin’in babası da polistir ve bir operasyonda şehit düşmüştür. Şahin bütün çaba ve gayretlerine rağmen, yaptığı operasyonlardan başarısız olarak çıkmıştır. Buna rağmen dayısı sayesinde emniyet amiri olabilmiştir. Şahin’e dayısı tarafından bir operasyon görevi verilir ve “Ölüm Dosyası” adı verilen bir dosyayı çözmesi istenir. Şahin Bursa’ya gelir ve Asım Doğançay liderliğinde kurulan bir ekiple çalışarak dosyayı çözmeye çalışır. Şahin, hiç beklemediği ve ön göremediği bir sürü olayı çözmek için uğraş verir ama yaşadığı birçok olay, normal insanların başlarına gelmeyen olaylardır. Roman’ın en ilginç aktörü, ete kemiğe bürünmüş olan İblistir. İblis, roman boyunca yaptığı kötülükleri savunmaya çalışacak ve ilginç argümanlarla kendisini temize çıkarmaya çalışacaktır. Roman’ın diğer önemli karakterleri; Asım Doğançay, Şevket dayı, Çetin Kuşan, Yalçın, Leyla, Ercan, Kenan ve Gürkan’dır. Ekipteki polislerin her birinin ciddi ailevi ve sosyal sorunlarının olması, kendi sorunlarını çözmeye çalışırken, Ölüm Dosyasıyla meşgul olmaları ve bu süreçte hayatlarını kaybetmeleri romanın hazin yönünü oluşturmaktadır. Şahin, Ölüm Dosyası üzerinde daha önce çalışmış olan emekli emniyet amiri Çetin Kuşan’ın bütün uyarılarına rağmen, dosyayı çözme mücadelesine girer ve belki de kendi hayatına mâl olabilecek bir sonuca doğru ilerler. Bu arada İblis’i yakalamak için verilen bütün çabalar, ona kölelik yapan yardımcılar tarafından sürekli engellenmektedir.
Roman’da ilginç karakterlerde vardır. Bunlardan birincisi İlahiyat Fakültesinde görev yapan bir Profesör’ün, yaşam tarzı olarak Paganizmi seçmesi ve bu yolla huzur bulması kitabın ilginç bir yaklaşımıdır. Kitabın diğer bir ilginç karakteri Reşat amcadır ve Reşat amca Ankara Sincan’da çok önemli bir dini lider olarak kabul edilmektedir. Reşat amca ya da Şeyh’i ziyaret eden insanlar arasında bir ziyaretçi vardır ki o da iblistir. İblis, Reşat amcayı ziyaret ederek onun inancını sorgulamaya çalışmaktadır. Ancak Reşat amca, sahip olduğu derin din bilgisiyle her defasında İblis’i alt etmeyi başarır. Reşat, sahip olduğu derin din bilgisiyle, onu ziyaret edenleri aydınlatmaya devam edecektir. Kitap’ın en ilginç iki diyaloğunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu diyaloglardan sonra diğer konuşmaları öğrenmek için kitabı okumanız gerekecektir.
Kitap’ın 12. Bölümünde şöyle diyor İblis: “Benim görevim, Allah’a yarattığı âdemoğlunun ne kadar aciz bir kul olduğunu ispatlamaktı ama Allah, Âdem’i bana tercih etti. Peki niye? Sonuçta ben o dönem ilim sahibiydim ve meleklerin hocasıydım. Ayrıca cennetin de sorumlusuydum. Âdem’in ise hiçbir özelliği yoktu. Kutsal kitabınızda geçtiği gibi büyük toplanmada Allah bana haksızlık etti. Ben O’na hiçbir zaman secde etmekten kaçınmadım. Allah’a ibadet edenlerin başında ben geliyordum ama O, Âdem’e secde etmemi istedi. Âdem Allah mıydı ki ona secde edecektim! Âdem, benim gibi sıradan yaratılmıştı. Yaratılma anında toprağın şekil almış haliydi. Aslında o konuşan bir topraktı. Ben hiçbir zaman Allah’a karşı gelmedim, sadece insana secde etmek istemedim. Ben o toplanmada sadece fikrimi söyledim. Allah, benim Âdem’den daha üstün olduğum fikrine tahammül edemedi. Bu benim iddiam ve düşüncemdi. Bu düşünce, benim azgın ve sapmış olduğumu göstermez. Hem Allah’ın meleklerine insanı yaratacağını söylediğinde melekler ‘Yeryüzünde fesat çıkaracak bir halife mi yaratacaksın?’ diye O’na sormadılar mı? Allah onlara gösterdiği hoşgörüyü bana niye göstermedi? Benim tarafımdan bakınca aslında ben mağdurum. Bu mağduriyet, Âdem’den kaynaklandığı için de insanlardan intikam alıyorum.”
Diğer bir diyalog da İbrahim Suresi 22 ayete atıf yapan İblis şöyle diyor: “Hesaplar görülüp iş bitirilince şeytan şöyle der: “Allah size gerçekleşmesi kesin olan bir vaatte bulundu; ben de size öylesine vaatte bulundum fakat sözümde durmadım. Aslında benim size istediğimi yaptıracak bir gücüm de yoktu. Sadece ben sizi inkâra çağırdım, siz de bana uydunuz”.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
SERHAT AYAS
ÖLÜM DOSYASI
Ölüm Dosyası, benim ilk kitabımın ismidir. Kitabım, Verno Kitap Yayınevinden çıkmıştır. Kitabın kısa özeti şöyledir: Şahin Eryiğit bir emniyet amiridir ve kendisi gibi bir emniyet müdürü olan dayısı sayesinde mesleğinde yükselebilmiştir. Şahin’in babası da polistir ve bir operasyonda şehit düşmüştür. Şahin bütün çaba ve gayretlerine rağmen, yaptığı operasyonlardan başarısız olarak çıkmıştır. Buna rağmen dayısı sayesinde emniyet amiri olabilmiştir. Şahin’e dayısı tarafından bir operasyon görevi verilir ve “Ölüm Dosyası” adı verilen bir dosyayı çözmesi istenir. Şahin Bursa’ya gelir ve Asım Doğançay liderliğinde kurulan bir ekiple çalışarak dosyayı çözmeye çalışır. Şahin, hiç beklemediği ve ön göremediği bir sürü olayı çözmek için uğraş verir ama yaşadığı birçok olay, normal insanların başlarına gelmeyen olaylardır. Roman’ın en ilginç aktörü, ete kemiğe bürünmüş olan İblistir. İblis, roman boyunca yaptığı kötülükleri savunmaya çalışacak ve ilginç argümanlarla kendisini temize çıkarmaya çalışacaktır. Roman’ın diğer önemli karakterleri; Asım Doğançay, Şevket dayı, Çetin Kuşan, Yalçın, Leyla, Ercan, Kenan ve Gürkan’dır. Ekipteki polislerin her birinin ciddi ailevi ve sosyal sorunlarının olması, kendi sorunlarını çözmeye çalışırken, Ölüm Dosyasıyla meşgul olmaları ve bu süreçte hayatlarını kaybetmeleri romanın hazin yönünü oluşturmaktadır. Şahin, Ölüm Dosyası üzerinde daha önce çalışmış olan emekli emniyet amiri Çetin Kuşan’ın bütün uyarılarına rağmen, dosyayı çözme mücadelesine girer ve belki de kendi hayatına mâl olabilecek bir sonuca doğru ilerler. Bu arada İblis’i yakalamak için verilen bütün çabalar, ona kölelik yapan yardımcılar tarafından sürekli engellenmektedir.
Roman’da ilginç karakterlerde vardır. Bunlardan birincisi İlahiyat Fakültesinde görev yapan bir Profesör’ün, yaşam tarzı olarak Paganizmi seçmesi ve bu yolla huzur bulması kitabın ilginç bir yaklaşımıdır. Kitabın diğer bir ilginç karakteri Reşat amcadır ve Reşat amca Ankara Sincan’da çok önemli bir dini lider olarak kabul edilmektedir. Reşat amca ya da Şeyh’i ziyaret eden insanlar arasında bir ziyaretçi vardır ki o da iblistir. İblis, Reşat amcayı ziyaret ederek onun inancını sorgulamaya çalışmaktadır. Ancak Reşat amca, sahip olduğu derin din bilgisiyle her defasında İblis’i alt etmeyi başarır. Reşat, sahip olduğu derin din bilgisiyle, onu ziyaret edenleri aydınlatmaya devam edecektir. Kitap’ın en ilginç iki diyaloğunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu diyaloglardan sonra diğer konuşmaları öğrenmek için kitabı okumanız gerekecektir.
Kitap’ın 12. Bölümünde şöyle diyor İblis: “Benim görevim, Allah’a yarattığı âdemoğlunun ne kadar aciz bir kul olduğunu ispatlamaktı ama Allah, Âdem’i bana tercih etti. Peki niye? Sonuçta ben o dönem ilim sahibiydim ve meleklerin hocasıydım. Ayrıca cennetin de sorumlusuydum. Âdem’in ise hiçbir özelliği yoktu. Kutsal kitabınızda geçtiği gibi büyük toplanmada Allah bana haksızlık etti. Ben O’na hiçbir zaman secde etmekten kaçınmadım. Allah’a ibadet edenlerin başında ben geliyordum ama O, Âdem’e secde etmemi istedi. Âdem Allah mıydı ki ona secde edecektim! Âdem, benim gibi sıradan yaratılmıştı. Yaratılma anında toprağın şekil almış haliydi. Aslında o konuşan bir topraktı. Ben hiçbir zaman Allah’a karşı gelmedim, sadece insana secde etmek istemedim. Ben o toplanmada sadece fikrimi söyledim. Allah, benim Âdem’den daha üstün olduğum fikrine tahammül edemedi. Bu benim iddiam ve düşüncemdi. Bu düşünce, benim azgın ve sapmış olduğumu göstermez. Hem Allah’ın meleklerine insanı yaratacağını söylediğinde melekler ‘Yeryüzünde fesat çıkaracak bir halife mi yaratacaksın?’ diye O’na sormadılar mı? Allah onlara gösterdiği hoşgörüyü bana niye göstermedi? Benim tarafımdan bakınca aslında ben mağdurum. Bu mağduriyet, Âdem’den kaynaklandığı için de insanlardan intikam alıyorum.”
Diğer bir diyalog da İbrahim Suresi 22 ayete atıf yapan İblis şöyle diyor: “Hesaplar görülüp iş bitirilince şeytan şöyle der: “Allah size gerçekleşmesi kesin olan bir vaatte bulundu; ben de size öylesine vaatte bulundum fakat sözümde durmadım. Aslında benim size istediğimi yaptıracak bir gücüm de yoktu. Sadece ben sizi inkâra çağırdım, siz de bana uydunuz”.