SON DAKİKA
Hava Durumu

İslam’da Mezhepler-11

Yazının Giriş Tarihi: 27.08.2024 22:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.08.2024 22:59

İmam Şafi ve Mezhebi: İmam Şafiî çağında çeşitli fikirler ve birbirine zıt mezhepler boğmuştu. Bu arada «îlm-i Kelâm»» adı verilen ve temelleri Mu'tezilîler tarafından atılan ilim de doğmuştu. Mu'tezilîler, Allah'ın Kelâm sıfatı ve Kur'ân'ın yaratılmış olup olmadığı üzerinde konuşup tartışıyorlardı. Keza, onlar, Allah'ın sıfatları mânâlardan ibaret ve zâtından ayrı mıdır, yoksa Allahu Teâlâ ancak sıfatlarıyla bilindiğine göre, zâtı ile sıfatları aynı mıdır? Konusu üzerinde tartışıp duruyorlardı. Bir yandan Mu'tezilîler, öte yandan da Cebriyeciler kader ve Allah'ın takdiri yanında insan iradesinin sınırı üzerinde sert tartışmalara giriyorlardı. Bu arada Şiîler, Hâriciler ve Abbâsiiere dayanan çeşitli siyasî fırkalar da doğmuştu. Bu durum karşısında Şafiî'nin düşünce sisteminde müspet veya menfî, kabul veya red bakımından bir vaziyet alması zarurî idi. Rivayete göre O, ilm-i kelâm ve bununla ilgili meselelere karşı menfî bir vaziyet almış ve bu ilimle iştigali nehy etmiştir. Kendisinden şöyle rivayet edilmektedir: «îlm-i kelâmla uğraşmaktan sakının. Çünkü bir kimseye fıkhı bir mesele sorulsa ve o, bunda hata etse, olsa olsa en çok gülünç bir duruma düşmüş olur. Meselâ, birine, bir kimseyi öldüren şahsın diyeti nedir? diye sorulduğu zaman onun, buna; bir tavuk yumurtasıdır, diye cevap vermesi böyledir. Eğer birine kelâm hakkında bir mesele sorulsa ve o, buna yanlış cevap verse, biata sapmakla suçlanır.» Şafiî, kelâmla uğraşmayı menettiği halde kendisi kelâm hakkında çok şey bilirdi. Şafiî gibi bir şahsiyetin, bilmediği bir şeyi men etiği düşünülemez. Bir defasında O, talebelerinin yanma girmiş ve onları kelâm konusunda münakaşa halinde bulmuştu. Onlara: «Benim kelâm bilmediğimi mi sanıyorsunuz? Ben bu konuyla uğraştım, hatta bunda büyük bir mertebeye ulaştım. Ancak kelâmın sonu yoktur. Öyle bir şey üzerinde münakaşa ediniz ki, yanılırsam yanıldı desinler, küfre düştü demesinler.»

İmam Şafii'nin talebelerini kelâm münakaşalarından men etmesi, onun kelâmcıların daima tartışma konusu yaptıkları meseleler hakkında bir görüş sahibi olmadığı manasına da gelmez. İmam Şafiî'nin kıyamet günü Allah'ı görmek, kader ve Allah'ın sıfatları gibi meseleler üzerindeki görüşleri, kendisinin fıkıh metoduna uygundur. O, bu konularda da Kur'ân ve Sünnetin hükümlerine sarılır,, mütekellimler (kelâmcılar)in ileri sürdüğü delillere fazla dalmazdı. Ancak, bu delillerin nassları destekleyecek kadarım alırdı. Meselâ, Kur'ân ve Hadîs nasslarının zahirlerine bakarak imanın artıp eksileceğine inanırdı.

İmam Şafiî'nin mezhebi iki devreye ayrılır:

1-Bağdad'ta yaymış olduğu mezhep: Bunu Za'ferânî rivayet etmiş olup Şafiî'nin Bağdad'ta yazmış olduğu kitapları içine alır. Bu kitaplar da-, er-Risâle —usûl hakkındadır—, el-Umm ve el-Mebsut'dur. Bunları Za'ferânî Şafiî'nin imlâsı (yazdırması) ile tedvin etmiş ve Bağdad'ta talebelerine okutmuştur. Za'ferânî bu kitapları, 260 Hicrî yılında ölünceye kadar - okutmaya devam etmiştir. Hâlbuki İmam Şafii, Mısır'da görüşlerinin bir kısmını değiştirmiştir.

2 -199 Hicrî yılında Mısır'a geldikten sonra yazdığı mezhep Şafiî, Mısır'a gelince Irak'ta yazmış olduğu kitaplarını yeniden gözden geçirmiş ve bazı kısımlarını değiştirmiştir. Bu kitaplarından birisi er-Risâle, diğeri de el-Mebsut'dur. O, bundaki görüşlerini yeni den incelemiş, bazı görüşlerinden vazgeçmiş ve bazılarında da ısrar etmiştir. İfadesinde iki çeşit görüşe ihtimal veren kısımları kesin bir şekle kavuşturmuştur. Hâlbuki Şafiî, daha önce bazı meselelerin iki türlü halledilebileceğini söylerdi. Yeni mezhebine göre O, bu iki şekilden birini tercih etmiş veya her ikisinden vazgeçmiş yahut üçüncü bir çözüm şekli ortaya atmış veyahut daha önce bilmediği bir hadîs'e vâkıf olduğu için önceki görüşünün her ikisinden de vaz geçmiş, ya da hatırına gelen yeni bir kıyasa dayanarak birini ötekine tercih etmiştir.

İmam Şafiî'nin sonraki görüşlerine göre yazdığı yeni kitaplarını Rabi b. Süleyman el-Muradî el-Müezzin rivayet etmiştir. İmam Şafiî'nin kitaplarını Mısır'da nakleden bu zattır. İslâm âleminin her tarafından Şafiî'nin kitaplarını okumak için onun yanına gelenler vardı. Rabf b. Süleyman, 270 H. yılında ölmüştür.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.