Peki, nasıl korunmalıyız, kendi tuzağımızı kendimiz mi kuruyoruz? Elbette evet sadece çocuklar değil toplumumuzun kanayan yarası, hepimizin belası konumunda olan sosyal medya. Yerine görede işlerimizin hızlı ve kolay olmasında faydalıdır. Biz bahaneler üstüne bahane üreten bir toplumuz, çılgınca yaşayıp hatta üstüne hata yapıp sonra sosyal medya toplumsal değerlerimizi bozdu diyebiliyoruz. Unuttuğumuz çok şeyler var hani bizi yaratan bize taşıyacağımız kadar yük verir peki biz kendimize ne kadar yük veriyoruz? Öyle değil mi? Peki, tek suçlu sosyal medya mı? Tabiki değil elbette anne baba görevini yapmazsa çocuğuna ekmek yemeyi öğretip, ekmek pişirmeyi öğretmezse o zaman çocuğun anne baba görevini sosyal medya üstlenir ekmek pişirmesini sosyal medyadan öğrenir. Günümüzün de gelecek nesillerin de iyi olmasını istiyorsak mutlaka çocuğunuza toprağa tohum atmasını ve nasıl yetiştiğini takip etmesini öğretmeliyiz. Her şeyi sosyal medyadan öğrenen bir nesil temel değerlerimizden uzak yetişir ve son pişmanlık fayda etmez, kişi sevdiğiyle beraberdir. O halde çocuklarınızı sevip onlarında bizleri sevmesi için olağanüstü mücadele etmeliyiz çünkü bu dönemin telafisi olmayacak. Çamur at izi kalsın mantığı İslam kültürüyle bağdaşmaz, çocuklarınıza sahip çıkmak boynumuzun borcudur. Bizim kucağımızdaki çocuğumuzu başkalarının kucağına göz göre göre bırakırsak bütün suçlunun biz olduğumuzu unutmamak lazımdır. Tabiki sosyal medya aynı zamanda faydalı yanı sıra da zararlı ve tehlikelidir. Sosyal medya bağımlılığına dikkat etmeliyiz. Günümüzün yarısından fazlası sosyal medyada geçiyor, her şeyin fazlası israftır. Kendimizi ve çocuklarınızı gelecek tehlikelere karşı korumak durumundayız. Koskoca zeki bir gençliği sosyal medyanın kontrolüne bırakamayız, mücadeleye devam. İşinde, gücünde olanları tenzih ediyorum...