SON DAKİKA
Hava Durumu

#Uzman,Pandemi̇,Sağlik,Beli̇rti̇,

YENİŞEHİR YÖREM - Uzman,Pandemi̇,Sağlik,Beli̇rti̇, haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Uzman,Pandemi̇,Sağlik,Beli̇rti̇, haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kovid ile ilgili korkunç gerçek Haber

Kovid ile ilgili korkunç gerçek

Geçtiğimiz günlerde dünyanın en saygın tıp dergilerinden Nature Cardiovascular Research'da yer alan bir çalışma, koronavirüs enfeksiyonunun sadece kalp damarlarını tutmakla yetinmediği, özellikle kolesterol plaklarına ve kolesterolle savaşan hücrelere bulaşarak onları rezervuar olarak kullandığını; bunun da kolesterolü yüksek olanlarda Kovid enfeksiyonu sonrası artmış kalp krizi ve inme riskinin 1 yıla kadar uzayabildiğini ortaya koydu. Ayrıca kolesterolle savaşan savunma hücrelerini enfekte eden virüsün, yeni kolesterol plaklarının oluşumunu da tetiklediği tespit edildi. Çalışma, Mayıs 2020-Mayıs 2021 tarihleri arasında New York'ta Kovid'den yaşamını yitiren ve kalp tutulumu bilinen 8 yaşlı hastanın otopsi incelemeleri sonucu gerçekleştirildi. Böylece Sars-Cov2 virüsünün sadece damar tutulumu yapmadığı, diyabet, hipertansiyon, kolesterol gibi kronik tablosu olan hastalarda, kolesterol plaklarını da tutarak yaklaşık 1 yıl boyunca kalp damar olayları (kalp krizi gibi) ve inme riskini artırdığı belirlendi. Çalışmayı değerlendiren Sancaktepe İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Klinik Şefi Prof. Dr. Murat Uğur, grip dahil pek çok viral enfeksiyonun kalp damar tutulumu açısından risk yarattığının bilindiğini ancak Kovid'in, grip virüsü influenzaya göre inme riskini 7 kat daha fazla artırdığını söyledi.  DAMAR TUTULUMU BİLİNİYORDU, KOLESTEROLE ETKİSİ KANITLANDI Prof. Dr. Uğur, pandeminin ilk dalgalarından sonra koronavirüsün damar içi endotel tabakasını tuttuğunun bilindiğini anlatarak, "Damar içi endotel tabakası kan için pürüzsüz bir akım sağlar. Endotel hasarı sonrası buradaki kolesterol plakları birikir, damar tıkanır ve darlığa sebep olur. Biz Kovid 19 enfeksiyonunun damar tutulumuna sebep olduğunu biliyorduk. Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan bir makalede ise Kovid için yeni bir bulgu saptandı. Bu çalışmada, koroner arterlerde yani kalp damarlarında, otopsi serilerindeki tutulum kanıtlandı. Vücudumuzda virüsle savaşta makrofajları kullanırız. Makrofajlar, aynı zamanda vücuttan kolesterolü uzaklaştırmaya yararlar. Kolesterol ile yüklü olan makrofajlara ise 'köpük hücresi' deniyor. Bu çalışmaya göre köpük hücre dediğimiz bu makrofajlar, direkt virüsler tarafından saldırıya uğruyor ve enfekte ediliyor; damar içindeki kolesterol plaklarında çoğalarak, inflamasyonu tetikliyor. Otopsi serilerinde, kardiyak tutulum kanıtlanmış hastaların kalp damarları incelenerek buradaki kolesterol plaklarında virüsün varlığı kanıtlanmış" dedi. KOLESTEROL, HASTAYI VİRÜSLE ENFEKSİYONA DAHA AÇIK HALE GETİRİYOR Araştırmanın, kolesterol yüklü damarların virüsle enfeksiyona daha açık hale geldiğinin ispatlandığını da kaydeden Prof. Dr. Uğur, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu çalışmaya göre enfekte olan damarlardaki inflamasyonun da bir yıl süresince devam ettiği, dolayısıyla Kovid 19 enfeksiyondan sonra en azından bu çalışmaya göre bir yıl süreyle oluşan kalp krizlerinin, inmelerin sorumlusunun enfeksiyon olduğunu söyleyebiliriz. Yani virüsün enfekte ettiği makrofaj plakları, kolesterol plaklarının oluşumunu artırıyor ve bu kolesterol plaklarındaki ani kopuşlar da kalp krizine veya inmelere sebep olabiliyor." GRİBE GÖRE ETKİSİ 7 KAT DAHA FAZLA Bütün viral enfeksiyonların hayatımızı tehdit edebilecek kalp damar olayları veya nörolojik etkilerinin olabileceğine de vurgu yapan Prof. Dr. Uğur, Kovid-19'un grip virüsü influenzaya göre bu riski 7 kat artırdığına dikkat çekti ve şunları söyledi: "Bu nedenle çevremizde Kovid 19 enfeksiyonu olsun veya olmasın, herhangi bir enfeksiyon dönemi, buna influenza da dahil, gerekli tedbirlerimizi almak aslında bizim kendi sağlığımızı korumak açısından çok önemli. Ülkemizde kolesterol değerleri yüksek hasta sayımız ve kalp damar hastalıklarının yaygınlığı da oldukça yüksek. Enfeksiyon sonrası uzun dönemde kardiyovasküler olay veya inme riskini azaltmak için hastalarımızın kardiyak risk açısından mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor. özellikle ailesinde kalp hastalığı olan veya bilinen kalp hastalığı, hipertansiyonu, şekeri, kolesterolü olan kişiler mutlaka daha yakından takip edilmeli. Kolesterolü düşürücü tedbirlerin alınması, bunun en başında düzenli egzersiz, sağlıklı beslenmeye uyulması gerekiyor. Daha ileri seviyelerde gerekirse medikal tedavi de buna eklenebilir. Bu çalışmada, Mayıs 2020 ile Mayıs 2021 arasında, yani birinci dalgadaki hastalar incelenmiş. Dolayısıyla sadece pandeminin ilk ayağındaki enfeksiyon, yani mutasyon geçirmemiş virüsün virülansından (bulaşma gücü) bahsedebiliriz. Yeni virüste bu kadar kalp damar tutulumu oluyor mu, bunu zaman gösterecek. Fakat yine de bizlerin tedbiri elden bırakmamamız ve Kovid sonrası kardiyak açıdan takiplerimizi mutlaka yaptırmamız gerekiyor."

Uzmanından ''Sosyal fobiye'' öneriler Haber

Uzmanından ''Sosyal fobiye'' öneriler

Sosyal fobiye karşı meslektaşlarına, öğrencilere ve velilere önerilerde bulunan Radikal Eğitim Kurumları Bornova VIP Şubesi Rehberlik Öğretmeni Cemre Baytok, hem sosyal fobinin ne demek olduğunu anlattı hem de belirtilerini ve çözüm önerilerini sundu.   Pandemi döneminde arttı Sosyal fobinin, diğer bilinen adıyla sosyal anksiyete bozukluğunun kişinin toplum içerisinde başkaları tarafından yargılanacağı düşüncesinin olması, toplumsal durumlar ve olaylar içerisinde rezil olma korkusu, utanç ve mahcubiyet duygularını yoğun bir şekilde yaşaması ve bu konulara dair yoğun korkularının olması durumu olduğunu hatırlatan Baytok, "Sosyal fobi genellikle ergenlik dönemiyle birlikte başlar. Sosyal anksiyete, nüfusun genelinde sık rastlanılan bir durumdur. Özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarda yoğunluk göstermektedir. Kişinin aile yapısı, yetiştirilme tarzı ve kişilik yapısı sosyal fobide etkili faktörlerdir. Örneğin; kişinin baskıcı ve aşırı kontrolcü bir aile yapısına sahip olması veya aşırı çekingen, utangaç bir kişilik yapısında olması ileride kişinin sosyal fobi geliştirmesine sebep olabilir. Pandemi dönemiyle birlikte sosyal fobinin görülme oranlarında da belirgin bir artış yaşanmıştır. Kişiler sosyal izolasyon döneminden sonra normal yaşamlarına adapte olmakta zorlanma yaşamışlardır. Sosyal fobide kişinin daha öncesinde olumsuz bir deneyim yaşaması, örneğin bir defa toplum önünde rezil olması sonucunda kişi her zaman aynı durumu yaşayacağını düşünüp toplum içerisinde yer almaktan korkup çekinebilir" dedi.   Belirtileri sıraladı Sosyal fobi belirtilerini sıralayan Baytok, şöyle devam etti: "Sosyal fobi belirtilerine baktığımızda en belirgin gördüğümüz davranışlardan birisi kaçınmadır. Kişi rezil olma kaygısı nedeniyle toplumsal olaylara girmekten kaçınabilir. Bu da kişinin hayatını olumsuz yönde etkiler. Sosyal fobinin fiziksel belirtilerine baktığımızda kişi korktuğu veya kaygılandığı bir durumla karşılaştığında elleri veya ayaklarının titremesi, nefes alışverişlerinin ve kalp ritminin artması, mide bulantısı, baş dönmesi, terleme, ağız kuruluğu gibi rahatsızlık verici durumları yaşayabilir. Kişi fiziksel olarak bu belirtileri yaşarken aynı zamanda zihninden de 'Ben yetersizim, hiçbir şeyi yapamıyorum, kimse yaptığım işi beğenmeyecek, hata yapacağım' benzeri düşünceleri geçirebilmektedir."   Çözüm önerileri "Sosyal fobide öncelikli olarak kişinin kaygılandığı durumlardan kaçınma davranışlarını çözmesi gerekmektedir. Bunu sağlayabilmek için adım adım ilerlemek faydalı olacaktır" diyen Baytok, şöyle konuştu: "Örneğin; kalabalık ortamlara girmekten çekinen ve kaygılanan bir kişinin yavaş yavaş küçük gruplara dahil olarak bunun üstüne gitmesi, toplum içerisinde söz almaktan çekinen bir kişinin küçük gruplara sunum yaparak başlaması veya toplu alanlarda spor yapmaktan çekinen bir kişinin öncelikli olarak açık havada yürüyüşe başlayıp sonrasında kapalı ve büyük alanlara geçmesi bu durumun çözülmesinde yararlı olacaktır. Kişi adım adım başladığı durumları yapabildiğini gördükçe kendine olan güveni artacak ve bu durumun aslında hayatını ne kadar kısıtladığını görecektir. Sosyal fobiyi çözmek için atılan bu adımlar tamamlandıkça kişi attığı adımları büyütmelidir. Küçük gruplarla başlayan sunumlardaki kişi sayısını kademeli olarak artırması, üst kademedeki kişilerle konuşmaktan çekinen birisinin öncelikle aynı kademe olduğu kişilerle sohbet edip sonrasında müdür yardımcısı, müdürü ile konuşmaya girmesi, bunları sırayla gerçekleştirip adım adım üzerine giderek çalışması, kişinin sosyal fobiyi aşmasında faydalı olacaktır. Bu adımları gerçekleştirdikçe kişi aslında kaygılandığı, korktuğu ve kaçındığı durumların düşündüğü kadar kötü veya utanç duyulacak bir durum olmadığını görecektir."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.