SON DAKİKA
Hava Durumu

#Uyuz

YENİŞEHİR YÖREM - Uyuz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Uyuz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Temas ile bulaşıyor, vaka sayısı her geçen gün artıyor Haber

Temas ile bulaşıyor, vaka sayısı her geçen gün artıyor

Uyuz hastalığının parazitsel bir deri hastalığı olduğunu ifade eden Tosun, “Son yıllarda oldukça sık görüyoruz. Son 4, 5 yıldır özellikle son dönemde her gün polikliniğimizde günlük pratiğimiz de hasta görüyoruz. Hatta yaklaşık yüzde 10, 20 gibi yaklaşık günlük pratiğimizde gelen hastalarımızın oranları yüksek oranda uyuz vakaları görüyoruz. Tabi uyuz vakaları son dönemde bazı dönemler özellikle pik yapıyor. Diğer hastalıklar da olduğu gibi salgınlar ortaya çıkartabiliyor. Bu yaklaşık 4, 5 yıldır dediğimiz gibi hem pandeminin etkisiyle hem göçün de etkisiyle ortaya çıkıyor. Bir de hastaların tedavi uyumudur veya gelmemesi veya bilinçli olmaması da bu süreci arttırıyor. Çünkü bulaşla, ortak kişisel eşyaların ortak kullanılmasıyla özellikle artıyor. Özellikle hastaların bu artışı özellikle uymamasıyla beraber salgın dönemi ortaya çıkmış oluyor” dedi. Gece kaşıntıları uyuz belirtisi Uyuz hastalığının tanı ve tedavi sürecine değinen Doç. Dr. Mustafa Tosun, “Özellikle kaşıntı yani en önemli geceleri özellikle ortaya çıkan bir kaşıntı söz konusu. Hastanın hayat kaidesini etkiler. Yani gece uykudan uyandırır özellikle. Çünkü parazit derimizde yaşıyor. Derimizde tüneller oluşturup orda bir reaksiyon deride bir reaksiyon ortaya çıkartıp oda kaşıntı ve alerjik reaksiyonları ortaya çıkarmakta. Aynı zamanda hem el parmak arası, el bilekleri, ayak bilekleri yine özellikle karın bölgesi, yine erkeklerde genital bölge, kadınlarda meme başı gibi alanları tutmakta ve orda popüler lezyonlar dediğimiz kabarcıklara özellikle kaşıntılı kabarcıklara neden olmakta. Hem bu şekilde hem özellikle etrafında kaşınan varsa özellikle aynı evde yaşayanlarda kaşıntı varsa bu da tabi hasta için uyarıcı olmalı. Yine sıcakla özellikle geceleri artar. Yine banyoda özellikle sıcakla artar. Kaşıntı olduğu zaman özellikle hastalarımızın uyuz açısından dikkatli olmaları gerekiyor ve mutlaka bir sağlık merkezine başvurmaları gerekiyor. Mikroskopla bir sürüntü alıyoruz deriden çok basit yani öyle bir gelişimsel bir şey değil ve onu 5 10 dakikalık bir süreçte tanıyı koyuyoruz. Aynı zamanda tabi klinik belirtilerde önemli biz deri muayenesi de yapıyoruz” ifadelerine yer verdi. “Uyuz, kişiden kişiye bulaşıyor” Hastalığın en önemli aşamasının tedavi olduğunu vurgulayan Tosun, şu ifadeleri kullandı, “Tanıyı koyduktan sonra aslında en önemli aşama tedavi. Asıl sıkıntı aslında tanıyı koyuyoruz ama tedavide ki hasta uyumu bizi ve hastanın tedavisini etkiliyor. Özellikle yani tedavi ön planda. Tanıyı rahat bir şekilde klinikte her dermatoloji hekimi, dermatoloji uzmanı veya aile hekimi de olabilir. Önemli olan hastanın uyumu tedaviye ve kabullenmesi bu durumu. Bazı hastalar uyuz olduğunu kabullenmeye de biliyor. Uyuz kişiden kişiye bulaşıyor özellikle bu çok önemli o yüzden de ortak kullanılan eşyalar, kıyafetler açısından dikkatli olunması gerekiyor. Kişisel eşyalar başkalarıyla beraber ortak kullanılmaması gerekiyor. Denenen kıyafetler örneğin alışveriş merkezlerinde denenen kıyafetler gibi özellikle onların evde mutlaka tekrar alındıktan sonra yıkanıp öyle kullanılması gerekiyor.”

Gece kaşıntıları uyuz belirtisi olabilir! Haber

Gece kaşıntıları uyuz belirtisi olabilir!

Gece kaşıntılarının uyuz belirtisi olabileceğini söyledi.  Son günlerde hem dünyada hem de Türkiye’de artan uyuz vakaları ile ilgili konuşan uzmanlar, Sağlık Bakanlığı verilerine göre yüzde 7 oranında uyuz vakalarının artış gösterdiğini belirtti. Artan vakalarla ilgili uyarılarda bulunan Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Osman Kocabıyık, hastalığın her yaş grubunda görülebildiğine dikkat çekti. Özellikle gece saatlerinde vücutta yaşanan kaşıntıların uyuz belirtileri olabileceğini belirten Kocabıyık, sadece hijyenin uyuzdan korunmak için yeterli olmayacağını vurguladı.  “Uyuz, ülkemizde ve tüm dünyada bir problem olup son birkaç yıldır vaka artışları gözlenmektedir”  Uyuzun hem Türkiye'de hem de dünyada bir problem olduğunu ve son birkaç yıldır vaka artışlarının gözlemlendiğini söyleyen Uzm. Dr. Osman Kocabıyık, “Uyuz, insan gözü ile fark edilemeyecek küçüklükte Sarcoptes scabiei adlı bir parazitin neden olduğu sonbahar ve kış aylarında artış gösteren, çok kaşıntılı ve bulaşıcı bir deri hastalığıdır. Uyuz, ülkemizde ve tüm dünyada bir problem olup son birkaç yıldır vaka artışları gözlenmektedir. Aslında pandemiden önce artış başlamıştı, fakat pandemi sonrası kapanmalarla birlikte uyuz hastalığında ciddi artışlar görüldü” dedi.  "15-20 dakikalık bir temas süresinde bulaşır"  Tokalaşarak ya da yan yana oturularak hastalığın bulaşmadığını ifade eden Dr. Kocabıyık, “Hastalık, kişiden kişiye yakın temasla ve genellikle 15-20 dakikalık bir temas süresinde bulaşır. Direkt temas dışında enfekte bireyin kıyafet, yatak örtüsü ve havlu gibi eşyaları ile uzamış temas da uyuz hastalığının bir diğer bulaş yoludur. Sadece tokalaşma ya da yan yana oturmada bulaşması kolay değildir. Ancak yine de bulaşmaya karşı önlemler alınmalı, temastan kaçınılmalıdır” diye konuştu.  “Uyuz hastalığı bağışıklık kazanmaz”  Uyuz hastalığının bağışıklık bırakmadığını söyleyen Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Osman Kocabıyık, “Uyuz geçiren kişi, tekrar tekrar uyuz hastalığını geçirebilir, çünkü bağışıklık söz konusu değildir. Hayvanlardan insana uyuz bulaşmaz, hayvan akarları insanlarda çoğalamaz” şeklinde konuştu.  “Erkeklerde genital bölge kaşıntıları çok tipik olarak görülüyor”  Hastalığın tanısı ve belirtileri hakkında da açıklamalarda bulunan Dr. Kocabıyık, “Uyuzun kan ya da diğer laboratuvar testleriyle teşhis edilemez, tanı genel olarak hastanın tıbbi öyküsü ve karakteristik deri bulgular sayesinde ya da tipik deri döküntüleriyle tanı konulur. Parazit kişiye bulaştıktan sonra 4-6 hafta sonra ortaya çıkan ve özellikle geceleri artan kaşıntı ve en önemli klinik bulgusu parazitlerin deri içinde oluşturduğu tünellerin görülmesidir. Spesifik tutulum bölgeleri; el parmak araları, el bileğinin içi yüzü, koltuk altları, kulak arkaları, bel bölgesi, ayak bilekleri, ayaklar ve kalçalardır. Kadınlarda meme uçları ve çevresi, erkeklerde genital bölge kaşıntıları çok tipiktir. Erişkinlerde avuç içi ve ayak tabanlarında, yüz ve boyun bölgesinde genellikle kaşıntı olmazken çocuklarda bu alanlarda da kaşıntı ve hastalığa ait deri bulgular görülmektedir” ifadelerini kullandı.  “Başarılı bir tedavi sonrasında dahi kaşıntı ve hastalık bulgularının 2-6 hafta kadar devam edebilir”  Başarılı bir tedavi sonrasında dahi kaşıntı ve hastalık bulgularının 2-6 hafta kadar devam edebileceğini söyleyen Uzm. Dr. Kocabıyık, “Tedavide değişik ilaçlar kullanılabilmekle birlikte, hangi ilaç kullanılırsa kullanılsın uyulması gereken bazı kurallar vardır. Aynı yaşam ortamını paylaşan kişilerin, aktif şikayetleri olmasa bile aynı anda tedavi edilmesi tedavinin başarısı açısından önemlidir. Tedavide topikal ve oral ilaçları kullanılmakta olup, vücuda sürülerek uygulanan (topikal) ilaçların uygulanması öncesinde sıcak keseli banyo yapılarak derinin altına yerleşen parazit ile ilacın temas etme ihtimali artırılmalıdır. Uyuz paraziti derinin herhangi bir yerinde olabileceğinden ilaç kaşınan ve kaşınmayan kulak arkası ve çene altından itibaren ayak parmak uçları dahil tüm vücuda sürülmelidir. İlaç uygulama sonrası temiz kıyafetler giyilmeli, ilacın vücutta kalması gerekli olan süre sonunda banyo yapılarak ilaç vücuttan temizlenmelidir. Tırnaklar kısa kesilmelidir. Son 1 hafta içerisinde kullanılmış tüm kıyafet, çamaşır ve yatak takımlarının en az 60 derecede yıkanmalı ve ütülenmelidir. Yıkanamayacak eşyaların ağzı kapalı bir poşet içerisinde ortalama yedi gün saklanması yeterli olacaktır. Başarılı bir tedavi sonrasında dahi kaşıntı ve hastalık bulgularının 2-6 hafta kadar devam edebileceği unutulmamalıdır” dedi.  “İnsanlar utanma duygusu ile hastalığı saklayarak kontrolünü zorlaştırıyor”  Dirençli uyuzdan çok tedaviye uyumsuz aile bireylerinin olduğunu söyleyen Kocabıyık, “Uyuz tedavisinde tek bir kremi sür, bitsin diye bir semptomu olmadığını belirtip tedavi olmayanlar tekrarlayan bulaş ve tedavi başarısızlıklarına sebep olmaktadır. Önemli bir konuda dirençten ziyade hastaların kremleri deri kıvrımlarına yeteri kadar, doğru bir şekilde uygulamamasıdır. Topikal kremlere kısmen direnç var ama doğru ilaç kullanımı ve oral ivermektin tablet ile bu direnci aşabiliyoruz. Bir diğer önemli konu hastalığın gizlenme çabasıdır. Genellikle insanlar utanma duygusu ile çevresindeki kişilerden hastalığı saklamakta, bu da hastalığın kontrolünü zorlaştırmaktadır. Uyuz utanılıp saklanacak bir hastalık değil, tedavisi olan bulaşıcı bir hastalıktır. Tedavi olmadığında geceleri artan kaşıntı nedeni ile uyku problemleri, sürekli kaşınmaya bağlı olarak deri enfeksiyonları gelişebilir. Tedavi olmadığımız zaman gece ciddi kaşıntılara sebep olabiliyor, bu kaşıntılara bağlı olarak ciddi deri enfeksiyonları da olabiliyor. Bu yüzden özellikle tipik gece kaşıntısı yaşayanların en kısa sürede doktora başvurmalarını öneriyoruz” dedi.  “Kişisel bakım ya da temizlik hastalığı yüzde 100 korumuyor”  İstanbul’da hastalıkla ilgili ciddi vaka artışlarının görüldüğünü ifade eden Uzm. Dr. Osman Kocabıyık, şöyle devam etti:  “İstanbul’dan hastalıkla birlikte Kastamonu’ya gelen ziyaretçiler, şehrimizde vaka artışına yol açtı. Ama endişelenecek bir hastalık değil, tedavisi var fakat bulaşıcı bir hastalık. İzolasyona uyup tedavimiz tamamlanana kadar birileriyle temas kurmazsak ya da erken tanı ya da tedaviye başlayabilirsek korkulacak bir hastalık değil. Uyuzda çevremizde benzer hastalık öyküsü ya da benzer kaşıntı öyküsü olan varsa bir de gece kaşıntıları varsa bunların mutlaka hastaneye müracaat etmeleri gerekiyor. Bu hastalıkta kişisel temizlik önemli ama hastalık bulaşıcı olduğu için yakın temas kurulduğu zaman 15-20 dakikalık istediğiniz kadar kişisel temizliğiniz olsun hastalık bulaşabiliyor. Bu hastalıktan dolayı ıstırap çeken, temizlik hastası olan kişiler var. Evini temizleyip sirkeli su ile temizleyenler var fakat buna rağmen hastalığı geçiremeyenler bulunuyor. Kişisel bakım ya da temizlik yine de önemli fakat yüzde 100 uyuzdan koruyucu değil. Ben, çok titizim çok temizim desek bile bu uyuzu korumaz, bulaştığında önlenemez bir hastalık, kişisel temizliğimize dikkat etmemiz gerekiyor fakat yüzde 100 uyuzdan koruyucu değil sadece temizlik.”

Uyuz vakaları yüzde 30 arttı Haber

Uyuz vakaları yüzde 30 arttı

Uyuz vakalarının dünyada olduğu gibi Türkiye’de de son 2 yılda yüzde 30 arttığına dikkat çeken Medikal Park Antalya Hastane Kompleksi Dermatoloji Uzmanı Dr. Erkan Davarcı, “Polikliniğe her gün gelen hastalardan mutlaka en az 2-3 tane ya da daha fazla hasta görüyoruz. Hastalık bazı tedavi yöntemlerine direnç gösterdi. Bazı kremlerde tedaviye cevap alamıyoruz, daha etkili kremler kullanıyoruz” dedi.  Uyuz vakaları hem dünyada hem de Türkiye’de artıyor. Uyuz vakasının ortaya çıktığında tüm aile bireylerinin tedavi olması gerekiyor. Hastalık, deri temasıyla bulaşıyor. Uzm. Dr. Erkan Davarcı, uyuzun insanların birbirine olan yakın teması ile bulaştığına dikkat çekti. Ortak alanda yaşayan ya da aynı ev içerisindeki kişilerde görülme ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Davarcı, "O yüzden tedavinin aile içi olmasına çok dikkat ediyoruz. Gece kaşıntısı belirti için çok belirgindir. Ayrıca vücutta el parmak araları, el bileklerinin iç tarafı, karın, bacakların iç tarafı ve genital bölgelerde gelişen lezyonlar mutlaka uyuzu akla getirmesi gerekir” şeklinde konuştu.  “Geçen yıla oranla bu yıl yüzde 30 bir artış yaşandı”  Son yıllarda uyuz vakalarında ciddi bir artış yaşandığına dikkat çeken Uzm. Dr. Davarcı, “2018-2019 yılından itibaren yavaş yavaş artış gösterdi. Özellikle pandemiden çıktığımız zaman insanların birbiriyle olan temasları arttığı için daha da hızlı bir artış oldu. Geçen yıla oranla bu yıl yüzde 30 bir artış yaşandı. Polikliniğe her gün gelen hastalardan mutlaka en az 2-3 tane ya da daha fazla hasta görüyoruz. 1 yaşındaki yeni doğan çocuktan ileri yaşa kadar görünebilir. Uyuz vakalarında mutasyon gibi bir durum söz konusu değil” ifadelerini kullandı.  “Bazı kremlerde tedaviye cevap alamıyoruz”  Tedavi yöntemlerine değinen Uzm. Dr. Davarcı, “Hastalığın bazı tedavi yöntemlerine direnç gösterdiğini görüyoruz. Bazı kremlerde tedaviye cevap alamıyoruz, daha etkili kremler kullanıyoruz. Bunlarla tedavi ediliyoruz. Bazen bilgisiz hastalarımız ile karşılaşabiliyoruz, bunların tedavisi ayları buluyor. 15-20 gün içerisinde doğru tedavi yöntemleriyle kesin tedavi mümkündür” dedi.  “Sirke veya sirkeli suyla geçebilir mi?”  Zaman zaman hastalar tarafından yanlış kremler kullanılması nedeniyle tedavinin uzadığını vurgulayan Uzm. Dr. Davarcı, “Bu hastalarda 1 yıla varan tedaviler oluyor. Hastanede yatış işlemi gerçekleşmiyor. Hayvanda da uyuz mikrobu var ama insandaki ile aynı değil. İnsana insandan geçiyor. Deprem alanı gibi toplu yaşam alanlarında bulunulması, uyuz vakalarının artmasında etkisi oldu. Türkiye’de olduğu gibi birçok ülkede aynı artış var. Sosyal medyada bazen hastalarımızın bize ilginç soruları oluyor. Onlardan biri de sirke veya sirkeli suyla geçebilir mi? Böyle bir şey kesinlikle bilimsel açıdan mümkün değil” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.