SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tbmm

YENİŞEHİR YÖREM - Tbmm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tbmm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

TBMM’DE OLAY TARTIŞMA! Haber

TBMM’DE OLAY TARTIŞMA!

Sırrı Sakık'ın Kuzey Irak'taki Pençe-Kilit operasyonu sonucu hayatını kaybeden askerlerle ilgili konuşmasına Süleyman Soylu'nun araya girip bağırması üzerine Sakık, Soylu'ya "Haddini bil, terbiyesiz adam" diyerek tepki gösterdi. Soylu ise Sakık'a "Hadi oradan!" diye karşılık verdi. Tartışma sırasında Sakık, TBMM'nin sorunları çözme görevine dikkat çekti ve "savaşmayana savaş güzeldir" sözleriyle askerlerin durumuna vurgu yaptı. Soylu ise Sakık'aPKK'ya laf söylemesini söyledi ve "Senin kim olduğunu biliyorum" dedi. Tartışma sonrası TBMM Başkanı oturuma 20 dakika ara verdi. İŞTE O DİYALOGLAR…  Çözüm yerinin Meclis olduğunu ancak sürekli tezkerelere onay verildiğini belirten Sakık, “Sürekli Anadolu'nun yoksul çocuklarını ölüme gönderen ve sokakları tetikleyen söylemler ve konuşmalara hep birlikte tanıklık ediyoruz. İki gündür sosyal medyada olup bitenleri görüyoruz. Yani sokakları bu şekilde eğer örgütlerseniz sokaklar da bunları söylüyor. Bu eser de bu parlamentodaki hamaset dilinin bir ürünüdür” diye konuştu. "SAVAŞ, SAVAŞMAYANA GÜZELDİR" Sakık, Ankaralı teğmen Alperen Emir’in hayatını kaybetmeden bir hafta önce sosyal medyada yaptığı paylaşımı da Meclis kürsüsünde okuyarak, “Ne diyor biliyor musunuz, sizlere sesleniyor, diyor ki: ‘Savaş, savaşmayana güzeldir’ Asıl burada sizleri kastediyor, sizleri; bu savaşta yaşamını yitiren birisi” dedi. Gazete Duvar'ın aktardığına göre ikili arasındaki tartışmada şunlar söylendi: Sırrı Sakık: Bugün bu Parlamentoyu, hepinizi, 600 milletvekilini, bütün siyasi parti liderlerini göreve davet ediyoruz. Böylesi günlerde çıkıpf sokakları tetiklemek yerine çözümü ortaya koyma… Ya, orada, eksilerde, bir metre karın içinde o askerler niye orada? Yok mu, oturup konuşamayız mı? Oturup çözemeyiz mi? (AKP sıralarından gürültüler) Lütfen laf atmayınız. Ben yürekten sizleri göreve davet ediyorum. Ben bu topraklarda barışın inşa olmasını hayat bulmasını istiyorum. Süleyman Soylu: Ya, ne göreve davet ediyorsun? Sırrı Sakık: Bırak, orada sabahtan beri… Süleyman Soylu: Savaş devletler arasında olur. Sırrı Sakık: Bak, bağırma, bağırma, bağırma, haddini bil! Haddini bil! Terbiyesiz adam! Terbiyesiz adam! Süleyman Soylu: Hadi oradan! Hadi oradan! Sırrı Sakık: Sabahtan beri insanlar konuşuyor, sen orada hamaset yapıyorsun. Terbiyesiz adam! Başkan: Sayın Sakık, kaba bir dille konuşmayın, siz yaralayıcı bir dil kullanıyorsunuz, yapmayın. Sırrı Sakık: Kendisi laf atıyor, ona söyleyeceksin. Alışmışsın değil mi, alışmışsın? Başkan: Sayın Sakık, Genel Kural'a hitap edin. Sırrı Sakık: Ben Genel Kural'a hitap ediyorum, kendi sabahtan… Bu Parlamentoda bir yaylacılar var, otururlar oraya, etraflarına toplarlar milletvekillerin ve sonrası hamaset yapalar. İşte, asıl Türkiye'nin bundan… Bakın, ben Erdoğan'ı, ben Bahçeli’yi göreve davet ediyorum. Süleyman Soylu: Kimseyi göreve davet etme, sen PKK’ya laf söyle. Senin kim olduğunu biliyorum. Sırrı Sakık: Bana parmak sallama. Süleyman Soylu: Hadi oradan! Sırrı Sakık: Haddini bil! Sen haddini bileceksin. Meral Danış Beştaş: Sırrı Bey, lütfen konuşmanıza döner misiniz? Süleyman Soylu: Sen haddini bil! Sırrı Sakık: Sen haddini bileceksin, terbiyesiz adam. Başkan: Sayın Sakık… Sayın Soylu.. Sırrı Sakık: Başka hiçbir şey bildiğin yok. Bu sokakları, şu masayı tetiklemekten başka hiçbir şey bilmiyorsun. Terbiyesiz adam! Süleyman Soylu: Hikaye anlatma. Sırrı Sakık: Şimdi, son sözümdür arkadaşlar, bunu zaten tanırız, biliriz; tükenmiş, bizim üzerimizden var olmaya çalışıyor. Ben, buradan, bakın, 2012 yılında evladımı kaybettim. Sayın Cumhurbaşkanı o dönem Başbakandı, yurt dışındaydı, beni aradı; taziyelerini bildirdi, kendisine şunu söyledim: “Ben, acılardan süzülerek geldim, evlat acısının ne olduğunu biliyorum. Sizden tek bir ricam var, bu topraklarda barışı sağlayın. Gelin, bu toprakların azizi olun” dedim. Bugün de bunu yeniden seslendiriyorum: Bu toprakların, bu tür, sadece şiddet üzerinden prim yapanlara değil… Gerçekten vicdan sahibi olanların sesi dinlenmelidir. Ve bunlarla birlikte, biz, hayatı gelin, birlikte inşa edelim. Gelin, bu topraklarda kanı ve şiddeti birlikte durduralım. Biz, gerçekten bu konuda samimiyiz. Samimiyetimizle ilgili ne istiyorsanız hodri meydan, gelin… Sürekli kavga ve şiddeti değil, müzakereyi masaya yatıralım diyor hepinize saygılar sunuyorum. TBMM'de tansiyonun gerilmesi üzerine oturuma 20 dakika ara verildi.    HABER:HAKAN YİĞİT

TBMM’de dört parti grubundan ortak bildiri Haber

TBMM’de dört parti grubundan ortak bildiri

TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri devam ediyor. Dört parti grubunun yayınladığı bildiriyi Grup Başkanvekilleri ayrı ayrı okudu. Bildiriyi AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Musavat Dervişoğlu ve Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin imzaladı. Bildiride şunlar kaydedildi: “Bölücü terör örgütü PKK tarafından iki gündür gerçekleştirilen hain terör saldırıları neticesinde 12 vatan evladımızı kaybetmiş bulunmaktayız. Milletimizin başı sağ olsun. Bu menfur saldırılarda şehit düşen kahraman askerlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Bizler Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, altında imzası bulunan siyasi parti grupları olarak birlik ve bütünlüğümüze, huzur ve güvenliğimize yönelik saldırıları şiddetle kınıyoruz. Terör ve şiddet hiçbir zaman hedefine ve amacına ulaşamayacaktır. Aziz milletimizin teröre asla boyun eğmeyeceğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğine tehdit oluşturan tüm terör örgütleri ile tavizsiz mücadele edecek güç ve kudrete sahip olduğunu kararlılıkla ilan ediyoruz.” CHP adına açıklama Daha sonra TBMM Başkanvekili Celal Adan, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’a söz verdi. CHP Grup Başkanvekili Başarır, 22 ve 23 Aralık gecelerinin Türkiye için büyük bir acı olduğunu belirterek, şehitlerden Enes Budak’ın Özgür Özel’in manevi kardeşi olduğunu ifade etti. Başarır, şunları ifade etti: “Ülkemiz 22 ve 23 Aralık geçekleri gelen haberlerle sarsılmıştır. 12 vatan evladının şehit düştüğü alçak saldırılar terörün kirli yüzünü bir kez daha göstermiştir. Bu menfur saldırıyı planlayanlar, azmettiren, gerçekleştiren teröristler amacına ulaşamayacaktır. Terörü, terör örgütünü ve insanlık dışı yöntemleri lanetliyoruz. Askerlerimizin can güvenliği ve yaralılarımızın sağlık durumu endişe kaynağımızdır." TBMM’nin derhal bir kapalı oturum yapması ve Milli Savunma Bakanı’nın gazi Meclise gelerek milletvekillerini bilgilendirmesini isteyen Başarır, "Ancak bu oturum sonrasında bölgeden ve gelişmelerden kapsamlı ve doğru şekilde bilgi alan siyasi parti gruplarının ortak metin çalışması yapabileceğini düşünüyoruz. Hain saldırıların neden engellenmediği ve sorumluların ihmalleri olup olmadığının açığa kavuşturulmadan atılacak adımları şimdiden şehitlerimizin hatırasına saygısızlık olarak değerlendiriyoruz. Bunun yanında milletimizi derin bir üzüntüye ve eleme gark eden böylesine elim olayın ardından ulusal yas ilan edilmesi toplumun ortak talebidir. Terörün hedeflerine ulaşmasına müsaade etmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve bütünlüğü için mücadelemizi karalılıkla sürdüreceğiz. Milletimizin başı sağ olsun” ifadelerini kullandı.

TBMM Genel Kurulu'nda Bakan Koca ve Bozdağ Arasındaki Neşeli Diyalog Haber

TBMM Genel Kurulu'nda Bakan Koca ve Bozdağ Arasındaki Neşeli Diyalog

Bütçe Görüşmelerinde Eğlenceli Anlar TBMM Genel Kurulu'nda gerçekleştirilen 2024 bütçe görüşmeleri sırasında, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın konuşması ve Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın süre uyarıları, milletvekillerini gülümseten neşeli anlara sahne oldu.      Bakan Koca'nın Sunumu ve Süre Talepleri Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bakanlığının çalışmalarını anlatmak üzere TBMM Genel Kurulu'nda sunum yaptı. Ancak, konuşma süresinin dolması üzerine Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından uyarıldı.      Neşeli Diyaloglar ve Ek Süre İstekleri Bakan Koca, Bozdağ'ın süre uyarısına gülümseyerek, "Sayın Başkanım daha epey var. Meclis bu tabloları görmekten mutlu olur. Milletimiz de görsün" yanıtını verdi. Ardından Bozdağ, Bakan Koca'ya ek süre verdi. Sürenin dolmasına rağmen Bakan Koca'nın, "Az kaldı 5 dakika verseniz" diyerek ek süre talebinin devam etmesi, Genel Kurulu neşelendirdi.      Milletvekillerinin Tepkileri Bakan Koca ile Bozdağ arasındaki bu samimi ve eğlenceli diyalog, Genel Kuruldaki milletvekillerini güldürdü. Bu anlar, bütçe görüşmelerinin stresli ve ciddi havasına mizahi bir ara verdi.      Sonuç TBMM Genel Kurulu'ndaki bu neşeli anlar, politikanın ciddiyetinin yanı sıra, ara sıra yaşanan hafif ve samimi anların da mevcut olduğunu gösterdi. Bakan Koca'nın süre talepleri ve Bozdağ'ın esprili yaklaşımı, milletvekillerinin yanı sıra kamuoyunu da gülümsetti. HABER:KAAN KOÇAK

TikTok ekibi TBMM Dijital Mecralar Komisyonunda Haber

TikTok ekibi TBMM Dijital Mecralar Komisyonunda

Toplantıya TikTok Türkiye Sözcüsü Emre Gelen de katılırken, Komisyon Başkanı Hüseyin Yayman, “Muhakkak yaş filtresinin sıkı bir şekilde uygulanmasını istiyoruz. Bu konularla ilgili TBMM’de birtakım hazırlıkların olduğunu ifade etmek isterim” dedi. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, başta TikTok olmak üzere sosyal medya platformları ile ilgili tartışmalara yol açan konuları görüşmek üzere toplandı. Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ın başkanlığındaki toplantıda, TikTok Orta Doğu, Kuzey Afrika, Türkiye (MENAT) Bölgesi Kamu Politikaları Yöneticisi ve Türkiye Sözcüsü Emir Gelen, bir iletişim danışmanlığı firmasında genel müdür yardımcısı olan Filiz Türkmenoğlu ve aynı firmada Kıdemli Medya İlişkileri Müdürü Murat Karakoç, TikTok Kamu Politikaları Danışmanı Ceyhun Emre Doğru ile fikir alışverişi yapıldı. Yayman, hükümet olarak yasaklamalara ve sansüre karşı olduklarını söyleyerek, “Evrensel normlarda demokrasinin ülkemizde de işlemesi konusu bizim kırmızı çizgimizdir. Bir taraftan özgürlükleri savunurken, öbür taraftan da bireyin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve aile mahremiyetinin temin edilmesi, gençlerin sağlıklı bir şekilde eğitim alması noktası bizim kırmızı çizgimizdir. Demokrasi, özgürlük, güvenlik dengesi bizim olmazsa olmazımızdır. Maalesef dijital mecraların çoğunlukla kendilerini ulus devletlerin üzerinde görmesi, yasama, yürütme ve yargı erkinin üstünde görmesi, zaman zaman yasa koyucu haline gelmesi bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tartışılmakta. Ulus aşırı dijital ağlar maalesef halihazırda uyuşturucu, kadın ticareti, siber faşizm, çocuk istismarı ve hukuksuzluğun kol gezdiği bir yer haline gelmiştir. Biz bunu asla tasvip edemeyiz. Muhakkak buna hem kamu düzeninin sağlanması hem de bireysel özgürlüklerin korunması anlamında bu dengenin korunması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Gerçek hayatta suç olan unsurun dijitalde de suç olduğunu aktaran Yayman, “Bir şehrin meydanında nasıl ki bir kadının soyunması ve o insana etrafındakilerin para bağışlaması hayatın olağan akışına ters ise, dijitalde de terstir. Biz burada muhakkak daha fazla dikkatli, daha fazla sorumluluk içinde davranılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sadece TikTok için geçerli bir uyarı değildir. Bizim için özgürlükler önemlidir ama ailemiz daha da önemlidir, çocuklarımızın geleceği çok daha önemlidir. Burada özellikle çocuk yaşta dijital ağ sağlayıcılarının birtakım çocuklara yönelik uygulamalar yapması asla kabul edilemez. Muhakkak yaş filtresinin sıkı bir şekilde uygulanmasını istiyoruz. Bu konularla ilgili TBMM’de birtakım hazırlıkların olduğunu ifade etmek isterim” diye konuştu. Dijital Mecralar Komisyonunda fenomenler konusunda uzun uzadıya konuştuklarını ifade eden Yayman, “Ben bir kez daha şunu sormak isterim: Fenomen de neyin fenomeni? Biz kuşak itibarıyla iyiliğin, erdemin, merhametin, insanlığın, vicdanın ve doğru insan olmanın evrensel normalar olduğunu, insanların iyilik üzere olması gerektiğini, böyle bir eğitimden geçmiş insanlarız. Kötülüğün, yalanın, uyuşturucunun ve burada söyleyemeyeceğim pek çok bağımlılığın fenomeni olmak asla kabul edilemez” dedi. Yayman, TikTok ile ilgili açıklayıcı ve ikna edici bir sunum istediklerini belirterek, sözü TikTok Sözcüsü Emir Gelen’e verdi. Gelen, platform güvenliği söz konusu olduğunda her zaman daha fazlasını yapabileceklerinin farkında olduklarını dile getirerek, “Moderasyon konusunun ve zararlı görülen içeriklerin hızlı bir şekilde kaldırılmasının hepimiz açısından ne kadar önemli olduğunun bilincindeyiz. Türkiye de dahil olmak üzere dünya çapında 40 binden fazla personel platformun güvenliği için çalışmaktadır. Bu rakamın içinde pek tabii moderasyon ekipleri de bulunmaktadır. İçerikleri denetleyen moderatörlerimiz, bu içeriklerin topluluk kurallarımızda belirlediğimiz yüksek standartları karşıladığından emin olmak için günün her saatinde sıkı bir denetim yapmaktadır. Topluluk kurallarımızı ihlal eden her türlü içeriği mümkün olan en kısa sürede kaldıracak sistem ve süreçlere sahip olduğumuzdan emin olmak için yapay zeka da dahil olmak üzere teknolojimize yoğun bir şekilde yatırım yapıyoruz. Özellikle yoğunlaştığımız konulardan biri de 18 yaş altı, yani reşit olmayan kullanıcılara getirilen kısıtlamalar ve ailelerin bu süreçlerdeki rolünü artırmak yönünde olmuştur” dedi. Gelen, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’de en fazla istihdam sağlayan sosyal ağ sağlayıcısı olarak ve yerelleşme konusuna en fazla yatırım yapan sosyal ağ sağlayıcısı olarak geçtiğimiz yıl yeniden düzenlenen 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun’a ilk uyum sağlayan şirket olduğumuz gibi, diğer alanlarda da sektörümüzdeki diğer platformlara Türkiye’ye daha fazla yatırım yapmaları konusunda örnek olmaya devam edeceğiz.“ Komisyon, milletvekillerinin TikTok ekibine görüş bildirmesinin ardından soru yöneltmesi ile devam ediyor.

AYM - Yargıtay polemiği! Haber

AYM - Yargıtay polemiği!

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Özel'in 'Cumhurbaşkanımızın sanki bir darbe yaptığı' şeklindeki yorumuna kesinlikle katılmıyoruz. Burada herhangi bir darbe söz konusu değil" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hükümlü ve tutukluların ürettikleri ürünlerin sergileneceği İş Yurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı'nın açılışına katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Tunç, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasında görüş farklılığı oluştuğunu dile getirerek, "Bu görüş farkından yola çıkarak, bunu farklı noktalara çekmenin hiçbir anlamı yok. Özellikle CHP'nin yeni seçilen genel başkanı; birlikte parlamentoda görev yaptık, komisyonlarda birlikte çalıştık hatta biz askerliğimizi bile aynı yerde birlikte yaptık. O yüzden ben Özgür Bey'i çok iyi tanıyorum. Özgür Bey'in bu heyecanla özellikle Cumhurbaşkanımıza yönelik yakışıksız ifadeleri var. Bunlar sorumsuzca yapılan ifadeler. Burada Cumhurbaşkanımızın sanki bir darbe yaptığı şekildeki yorumuna kesinlikle katılmıyoruz. Burada herhangi bir darbe söz konusu değil. Bu millet darbenin ne olduğunu çok iyi biliyor. Bu millet 27 Mayıs darbesini bayram olarak kutlayan zihniyeti de biliyor. Yassıada zihniyetini de hiç unutmamıştır. Bu millet darbeyi de çok iyi bilir. Darbecileri de darbe şakşakçılarını da çok iyi bilir. O nedenle burada konuyu oraya buraya çekmenin bir manası yok. İki yüksek mahkememiz arasındaki görüş farkını ortadan kaldırmaya yönelik özellikle eğer yasada belirsizlik varsa, anayasa mahkemesinin bireysel başvuruyla ilgili kanunda çalışma usulleri ile ilgili anayasa mahkememizin kuruluş kanunuyla ilgili tüm bunlar TBMM'nin yetkisinde olan hususlar. Dolayısıyla TBMM'nin çözebileceği hususlar. Bunlar hukuk zemininde konuşularak, tartışılarak çözülebilecek hususlar. Konu hukuk zemininde tartışılır ve net bir çözüm bulunur" diye konuştu. Bir gazetecinin mevcutta uygulanmayan bir anayasa ve bunun ihlal edildiğine yönelik eleştiriler olduğu sorusunu sorması üzerine Bakan Tunç, sözlerine şöyle devam etti: "Anayasamız 82 anayasası. Darbe sonrasında yazılan bir anayasa. Anayasa Mahkememizde hem 61 hem de 82 anayasasında yerini koruyan bir anayasamız var. 2010 anayasa değişikliğiyle bir görev daha yüklendi. O da bireysel başvuru hakkının tanınması. Vatandaşlarımız Avrupa mahkemelerine gitmeden önce kendi mahkemesinde hakkını arayabilmesi anlamında çok önemli reform sayılabilecek, sessiz devrim sayılabilecek bir düzenlemeyi anayasamıza koyduk. Bireysel başvurularla ilgili olarak Anayasa Mahkememizin de, başkanımızın da yakındığı sürekli bir durum söz konusuydu. Anayasa Mahkememizin önüne gelen 130 bin dosya var. Bu 130 bin dosyaya bakacak olan üye sayısı 15. 15 Anayasa Mahkemesi üyesinin 130 bin dosyayı zamanında ve sağlıklı bir şekilde sonuçlandırabilmesi mümkün mü? Bunu milletimizin takdirine bırakıyorum. Burada bir reform ihtiyacımız yok mu? Buna biz gözümüzü kapayabilir miyiz? 130 bin dosyanın özellikle bireysel başvuru yoluyla anayasa mahkemesine başvurduğu durumda hakkını bir an önce alabilmesiyle ilgili çalışmaların hemen sonuçlanması lazım. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin bundan sonra eğer gerek anayasa değişikliği gerekse Anayasa Mahkemesinin çalışma usulleri ile ilgili konuları düzenleyen kanunda bir düzenleme yapılmasın dersek o zaman bu sorun büyüyerek devam eder. Yüksek mahkemelerimiz arasındaki görüş farklılıklarımız artar. Bu da bizim hukuk sistemimize zarar verir. O nedenle Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir, konuyu farklı yerlere çekmemek gerekir. Buranın üzerinden bir siyasi tartışmaya değil, sorumlu davranmamız lazım. TBMM'de özellikle grubu bulunan siyasi partilerimiz ortadaki sorunu giderecek çalışmaları yapacaklarına inanıyoruz. TBMM bu anlamda önümüzdeki süreç içerisinde bu konuları elbette ki gündemine alacaktır." Öte yandan, Tunç, Türkiye'nin yeni, demokratik ve sivil bir anayasa ihtiyacı olduğunu herkesin ifade ettiğine vurgu yaparak, bu durum için ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini söyledi.

Kentsel dönüşüm yasası TBMM’den geçti! Haber

Kentsel dönüşüm yasası TBMM’den geçti!

Bu yasa, özellikle afet riski altındaki alanların dönüştürülmesini hedef alarak deprem gibi doğal afetlere karşı daha dirençli yapıların inşasını öngörüyor. Yasadaki temel düzenlemeler ve getirilen yenilikler aşağıda özetlenmiştir: 1. Rezerv Yapı Alanı Tanımının Genişletilmesi: Rezerv yapı alanı tanımı, sadece yeni yerleşim alanları dışındaki bölgelerle sınırlı olmaktan çıkarılarak, mevcut yerleşim yerlerindeki parsellerin de bu tanıma dahil edilmesi sağlanmıştır. 2. Yargı Süreçlerinin Hızlandırılması: Afet bölgesi ilan edilen yerlerde hasar tespiti ve ilgili idari işlemlere yönelik açılan davaların süreçlerinin hızlandırılması hedeflenmiştir. Bu kapsamda, ilk incelemeler 10 gün içinde yapılacak, savunma verme süresi en fazla 25 gün olacak, ve yürütmenin durdurulması taleplerine itiraz edilemeyecektir. 3. Keşif ve Bilirkişi İncelemesi: Gerektiğinde 15 gün içinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması planlanmış, bilirkişi raporlarına itiraz süresi 7 gün olarak belirlenmiştir. 4. Duruşma Süreçleri: Duruşmaların yapılıp yapılmayacağı mahkemenin kararına ve tarafların talebine bağlı kılınmıştır. 5.İstinaf Süreci:Verilen kararlara karşı istinaf başvuruları 15 gün içinde yapılabilecek, bu başvurular en geç 2 ay içinde karara bağlanacaktır. 6. Riskli Yapı Tespitinde Yeni Düzenlemeler: Riskli yapı tespitinde Kentsel Dönüşüm Başkanlığının yetkileri artırılmış, engellemelerin önüne geçebilmek için kolluk kuvveti kullanımına izin verilmiştir. 7. Dış Finansman ve Bütçe Yönetimi: Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, özel bütçeli bir idare olarak düzenlenmiş ve dış finansman imkanlarına erişim sağlanmıştır. 8. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Yetkileri: İmar ve yapılaşma haklarının kısıtlaması, riskli yapıların yıktırılması gibi süreçlerde Başkanlık yetkili kılınmıştır. 9. Tahliye ve Yıkım İşlemleri: Tahliye ve yıkım işlemleri için yeterli süre verilecek ve engellenmesi durumunda kolluk kuvvetleri marifetiyle müdahale edilebilecek. Bu düzenlemelerle, kentsel dönüşüm süreçlerinin hızlandırılması, afet risklerine karşı dayanıklı yapıların inşası ve kentsel altyapının güçlendirilmesi hedeflenmektedir. Yasa, riskli yapılardan, kentsel dönüşüm projelerine kadar geniş bir yelpazeyi etkileyecek ve uygulamada birçok yeniliği beraberinde getirecektir. HABER:KAAN KOÇAK

TBMM'de yeni haftada gündem yoğun: Bütçe mesaisi devam ediyor Haber

TBMM'de yeni haftada gündem yoğun: Bütçe mesaisi devam ediyor

Haftalık çalışmasına yarın başlayacak Genel Kurul'da, aynı gün 12. Kalkınma Planı'nın görüşülmesi planlanıyor. Ayrıca Genel Kurul'da bu hafta, kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin görüşmelerine başlanması bekleniyor. Teklifle, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, bu depremlerin ve akabinde meydana gelen depremlerin etkisiyle oluşan hasarlarla bağlantılı olması kaydıyla, hak sahipliğine ilişkin işlemler hariç olmak üzere hasar tespit raporlarına dayalı olarak tesis edilen idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında yeni usuller getiriliyor. Düzenlemeyle yargı süreçlerinin hızlandırılması amaçlanıyor. Kanun teklifine göre, riskli yapıların yıktırılması için maliklere tek seferde 90 günden fazla olmamak üzere süre verilecek, yapıların tahliyesinin engellenmesi durumunda kolluk kuvveti marifetiyle tahliye yapılacak. Kentsel dönüşüm, maliklerin salt çoğunluğu ile aldığı karara istinaden yapılabilecek. BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNİN TAKVİMİ Plan ve Bütçe Komisyonunda ise 2024 bütçesinin görüşmelerine devam edilecek. Komisyonda, 31 Ekim Salı günü Hazine ve Maliye Bakanlığının, 1 Kasım Çarşamba günü Ticaret Bakanlığının, 2 Kasım Perşembe günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, 3 Kasım Cuma günü de Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçeleri ele alınacak. Bu hafta TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Göç ve Uyum Alt Komisyonu da toplanacak. Salı ve çarşamba günü ise Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin grup toplantıları düzenlenecek.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.