SON DAKİKA
Hava Durumu

# Tazminat

YENİŞEHİR YÖREM - Tazminat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tazminat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yargıtay'dan tazminat kararı! İş arkadaşına e-posta'da 'terbiyesiz' yazdı... Haber

Yargıtay'dan tazminat kararı! İş arkadaşına e-posta'da 'terbiyesiz' yazdı...

Kaba hitapla, sataşmanın aynı şey olmadığına dikkat çeken Yüksek Mahkeme; işten çıkartılan işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğine hükmetti. Çalıştığı fabrikada iddiaya göre mobinge maruz kalan işçi, mesai arkadaşına gönderdiği elektronik postada 'terbiyesiz' kelimesini kullandığı gerekçesiyle tazminatsız kovuldu. 3. İş Mahkemesi'nin kapısını çalan mağdur işçi, davalı işverence son zamanlarda işyerinde zorluklar çıkarıldığını, hakkında mesai arkadaşlarına sataştığı iddiasıyla ihtarname düzenlendiğini öne sürdü. İhtardaki tüm ithamların davacı tarafından reddedildiğini, dinî bayramlar hariç resmî bayramlarda çalıştığını, ayrıca 7 günlük yıllık izin hakkının da kullandırılmadığını, 1 aylık ücretinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, ücret, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı patron ise, davacının pek çok defa "benim 15 yıl 3600 gün primim var, tazminatımı alır giderim." diye işi bırakma tehdidinde bulunduğunu, işyerinin orta yerinde "benden başka çalışan yok, en az 2 bin lira ücret istiyorum." gibi agresif ve çalışma ortamını gerici çıkışlarda bulunduğunu dile getirdi. Davacının işyeri çalışanlarından G.Ö.'ye e-posta ile "terbiyesiz" şeklinde hakaret etmesi ve ardından aynı çalışanla işyerindeki çalışma, düzen, saygı ve hoşgörü ortamını temelinden yıkan büyük bir tartışma yaşaması sebebiyle çıkarıldığını vurguladı. 3. İş Mahkemesi, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin davalı işverence ispat edilemediği, diğer alacakların ise işverence ödendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verdi. Taraf avukatlarının temyizi üzerine devreye giren Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, fesih yönünden davalı tanıkları M. ile feshe esas olayın tarafı olduğu iddia edilen G. dinlenmeden davalının savunma hakkı kısıtlanarak hüküm kurulması hatalı olduğuna hükmederek kararı bozdu. Yeniden yapılan yargılamada Mahkeme; davacının feshe konu eylemlerinin işverenin başka işçisine sataşması niteliğinde olduğu, işverene 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendine göre haklı fesih imkânı tanıdığı, bu kapsamda davacının kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazanamadığı gerekçesiyle bu taleplerin reddine karar verdi. Kararı davacı temyiz edince devreye yine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Yüksek Mahkeme kararında; davacının "yazdığınız terbiyesizliktir." ibaresinin kaba ve nezaket dışı davranış olarak nitelenebileceğini, hakaret olarak kabul edilemeyeceğini dile getirdiği hatırlatıldı. Kelimenin hangi yazıya karşılık yazıldığının araştırılmadığını, davacının aynı işyerinde 1 yıl sonra yeniden başladığını, haklı nedenle işten çıkartılan bir kişinin durum gerçek olsa yeniden işe başlatılmayacağı vurgulandı. Kararda şöyle denildi: " Somut uyuşmazlıkta Mahkemece davacının çalışma arkadaşı olan G.Ö. ile tartışarak hakaret ettiği, çalışma arkadaşlarının da dâhil olduğu bir e-postada G.Ö. 'e hitaben 'yazdığınız terbiyesizliktir' yazı göndermesi sebebiyle iş sözleşmesinin işveren tarafından kovulduğu ortadadır. Davacının feshe konu eylemlerinin işverenin başka işçisine sataşması niteliğinde olduğu ve feshin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Ancak haklı feshe konu edilen e-postada kullanılan 'yazdığınız terbiyesizliktir' ibaresinin işverenin başka işçisine sataşma olarak nitelendirilmesi hatalıdır. Bu ibare ancak kaba hitap olarak kabul edilebilir; haklı fesih nedeni olarak kabul edilemez. Davacının haklı fesih nedeni oluşturan başka bir davranışı olduğu ispat edilmemiştir. İşverence iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği ispat edilemediğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulü yerine reddi isabetsiz olmuştur. Kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir"

Müstehcen sosyal medya  sonu oldu! Hem işini hem de tazminatını... Haber

Müstehcen sosyal medya sonu oldu! Hem işini hem de tazminatını...

İşverenin, 'Firma ismini kullanarak kurulan grupta müstehcen paylaşımlarda bulunuyordu' suçlamasında bulunduğu işçi, mahkemeden de eli boş döndü. Çalıştığı işyerinde, firma ismini kullanarak sosyal medyada grup kuran işçi, mesai arkadaşlarını da gruba üye yapınca olanlar oldu. Grupta, müstehcen paylaşımlarda bulunduğu iddia edilen işçi, kapı önüne konuldu. İşverenin güvenini sarstığı ileri sürülen işçi, soluğu İş Mahkemesi'nde aldı. Mahkeme, feshin haklı değil geçerli olduğuna hükmederek, davacı işçinin işe iade davasının reddine hükmetti. Karar, davacı işçi tarafından istinafa götürüldü. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda; davacının grup kurduğu ve profil resmi olarak firma logosunu kullandığı, grupta müstehcen içerikli paylaşımlarda bulunduğu hatırlatıldı. Kararda şöyle denildi: "Her ne kadar davalı tarafça sunulan telegram ekran görüntülerinde davacının kullanıcı adının yanında 'kurucusu' yazmakta ise de, davacı tarafça kurucu olduğunun kabul edilmediği, bu şekilde yazmasının tek başına davacının grubu kurulduğunun ispatı olamayacağı belirtilmiştir. Bu tür gruplarda başkaları tarafından kurucu / yönetici olarak atanmanın da mümkün olduğu, bu durumda davacının şirketin ismi ile grup kurduğunun, şirket logosunun davacı tarafça gruba eklendiğinin işverence ispatlanamadığı ortadadır. Ancak davacının müstehcen paylaşımları gördüğü halde grupta kalmaya devam ettiği, bu paylaşımların şirketin ismi ve logosunun bulunduğu grupta paylaşılmış olmasının şirket itibarını zedeleyecek davranışlar olduğunun davacı tarafından bilinmesi gerektiği de aşikardır. O halde davacının davranışlarının işverenin güvenini zedelediği ve işverenden artık davacı ile çalışmaya devam etmesinin beklenemeyeceği, iş akdinin davacının davranışları sebebiyle geçerli nedenle feshedildiğinin kabulü gerekeceği ve yerel mahkeme kararının usul ve yasa ile dosya içeriğine uygun olduğu kanaatine varılmıştır."

Yargıtay'dan kötü haber! Aldatan eşler... Haber

Yargıtay'dan kötü haber! Aldatan eşler...

Yüksek Mahkeme, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kadın yararına verdiği nafaka kararının da yasaya aykırı olduğuna hükmetti. Şiddetli geçimsizlik yaşayan çift, karşılıklı olarak boşanma davası açtı. Aile Mahkemesi, sadakatsizlikle suçlanan her iki tarafı da eşit kusurlu buldu. Mahkeme; kadının nafaka ve dtazminat talebini geri çevirdi. Kararı davalı - karşı davacı kadın istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, erkeğin daha kusurlu olduğuna hükmederek, kadın yararına bir miktar nafaka ve tazminat ödenmesine karar verdi. Davacı - karşı davalı koca kararı temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi. Emsal nitelikteki kararda, kadının, evli olduğu sürede başyka bir erkeğe mesaj atmasının sadakatsizliği ispatladığı hatırlatıldı. Kararda şöyle denildi: "Dosya kapsamındaki delillerden ve tanık ifadelerinden taraflar arasındaki fiili ayrılığa neden olan olayın davalı-davacı kadının telefonundan başka bir erkeğe gönderilen ve kadının sadakatsizliğini gösteren mesaj olduğu sabittir. Davacı-davalı erkeğin de kadının birleşen boşanma davası öncesinde başka bir kadınla otel kaydı bulunmaktadır. Tanıklardan davalı-davacı kadının annesi, tarafların bir yıl nişanlı kaldığını, kızının yaşayacağı ortamı gördüğünü ve aile apartmanında yaşayacağını bilerek evlendiğini beyan etmiştir. Taraflar arasındaki fiili ayrılığına neden olan olay kadının telefonundan başka bir erkeğe gönderilen mesaj olup, kadının annesinin ifadesi ile birlikte değerlendirildiğinde, davacı-davalı erkeğe bölge adliye mahkemesince 'Manevi olarak bağımsız konut temin etmediği ve aile müdahalesine sesiz kaldığı' kusurlarının eklenmesi yerinde olmamıştır. Bu sebeple tarafların gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Yanılgılı değerlendirme sonucu erkeğin ağır kusurlu olarak kabulü doğru olmamıştır. Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir. Bölge adliye mahkemesince davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.