SON DAKİKA
Hava Durumu

# Osmanlı

YENİŞEHİR YÖREM - Osmanlı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Osmanlı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç: ''Son 300 yılda egemen olan sistem artık çöktü'' Haber

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç: ''Son 300 yılda egemen olan sistem artık çöktü''

Bu açık görülüyor. Bu aynı zamanda Avrupa'nın ve Amerika Birleşik Devletleri'nin üzerine kurulduğu medeniyetin iflasıdır" dedi. Bursa Uludağ Üniversitesi Ombudsmanlık Topluluğu öğrencilerinin düzenlediği 'Ombudsman Gençlerle Buluşuyor' etkinliği yoğun ilgi gördü. Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde düzenlenen panele, Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz ve üniversite öğrencileri katıldı. 'Türkiye Yüzyılında Ombudsmanlık ve Üniversiteler' konu başlıklı bir konuşma yapan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, "Ukrayna'yı 300 yıl yönetmişiz. İlgilenme hadi bakalım. Ya da Yemen, hadi ilgilenme. Ya türküsü var. Kültürümüze işlemiş. Peki Irak ve Suriye! Tolunoğulları'ndan sayarsak bin 200 yıldır Türkler tarafından yönetiliyor. Veya Filistin. Hadi ilgilenme bakayım. Mescid-i Aksa, Kudüs. İlk kıblemiz. Müslümanlar için en önemli beldelerden biri. Hadi ilgilenme bakayım. Tarih çekiyor, kültür çekiyor. Ya da Karabağ, hadi ilgilenme. Nasıl ilgilenmeyeceksin! Siz istediğiniz kadar kaçın. Tarih sizi bırakmıyor, bırakmaz da. Osmanlı Devleti 400 yıl boyunca Orta Doğu'yu adaletle yönetti. Çekilmesinin ardından bölgede huzur kalmadı. Şimdi bakıyorsunuz bugüne. Son 100 yılda özellikle İsrail devletinin kurulmasından sonra İsrail işgale devam ediyor. Yerlerinden etmiş yerlerinden, topraklarını işgal etmiş. Evlerini yıkmış, kendisi bina yapmış oraya. Yetmemiş çadırda yaşayanları bir daha sürgün etmiş, bir daha sürgün etmiş. En son Gazze'ye sıkışmışlar. Avuç içi kadar yer ya, avuç içi kadar. Tam 70 günden beri bombalanıyor. 45 bin ton bomba bırakıldı. Amerikalıların 2'nci Dünya Savaşı'nda Hiroşima ve Nagazaki'ye attığı atom bombasının tesirinin 4 katı tesirinde bomba bırakıldı. 2 yıldan beri Ruslarla Ukraynalılar savaşıyor. 2 yılda attıkları bombanın 2 katı kadar bomba bırakıldı. Avuç içi kadar yere ya. Kilometrekareye 100 ton bomba düşüyor. Anneler, ölü bebeklerine sarılıyor, koklayıp mezara koyuyorlar. 20 bin insan öldü. Kimsenin gıkı çıkmıyor. Birleşmiş Milletler'de 'Ateşkes sağlansın mı, sağlanmasın mı' diye oylama yapılıyor. 153 ülke oy veriyor. Amerika İsrail'le yalnız kalıyor. Ama Amerika veto ediyor bunu. Böyle bir dünyada adalet olur mu? Böyle bir dünyada huzurun olması mümkün mü" dedi. Tarih boyunca kim zulüm yapmışsa, zamanı gelince, o zulmün karşılığında cezasını gördüğünü ve göreceğini belirten Şeref Malkoç, "İsrail insanlık suçu işliyor, katliam yapıyor. Savaş değil katliam. İnşallah hep beraber göreceğiz. Bunun karşılığını görecekler. Yargılanacaklar. Başta Netanyahu olmak üzere ve gereken cezayı verecekler. Bunda tereddüt yok. Ama burada önemli olan vicdan sahibi olan insanların imtihanıdır. Ahlak sahibi olan, hukuktan ve adaletten yana olan insanların tavrı ve tutumudur. Şunu memnuniyetle belirteyim ki, Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye'nin sesi gür çıktıkça Washington'dan Endonezya'ya, Tokyo'dan Malezya'ya, Londra'dan Berlin'e kadar vicdan sahibi, ahlak sahibi olan insanlar harekete geçmeye başladı. Şu açıkça görülüyor. Hani dünyanın değişik yerlerinde zulümler var. Bunları da hissediyoruz ama Filistin olayı, Gazze olayı dünya için bir laboratuardır. Bu laboratuarın bilimsel sonucu şudur: Özellikle son 300 yılda egemen olan ve 2'nci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan sistem artık çöktü. Bu açık görülüyor. Bu aynı zamanda Avrupa'nın ve Amerika Birleşik Devletleri'nin üzerine kurulduğu medeniyetin iflasıdır. Gazze olayının Filistin olayının sonucu budur. Dünyanın huzura, barışa, refaha ve adalete ihtiyacı olduğunu ifade eden Malkoç, "İşte bunun için dünyada yeni bir medeniyet, ahlaka dayalı, adalete dayalı, insafa dayalı, hakkaniyete dayalı, yeni bir medeniyet kurmak zorundayız. Bunun öncülüğünü Türkiye yapacak, Türkiye'de bunu siz yapacaksınız arkadaşlar. Yeni bir medeniyet yani Türkiye Yüzyılı, sizin omuzlarınızda yükselecek. Çok şükür Sayın Cumhurbaşkanımız bunun öncülüğünü yapıyor. Türkiye bunun öncülüğünü yapıyor" diye konuştu. Osmanlı Devleti'nin dünyayı adaletle yönettiğine dikkat çeken Malkoç, "Osmanlı aslandı, aslan. 600 yıl boyunca adaletle yönetti. Ama her insan gibi, her topluluk gibi, her millet ve devlet de doğar, yaşar, büyür, ölür. O Osmanlı aslandı. Onu emperyalistler işgal etti. Yurdumuzu işgal ettiler ve parçaladılar ve o aslanı öldürdüler. Ama o aslan ölürken bir yavru doğurdu. O yavrunun adı Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Soruyorum şimdi, aslanın yavrusu kedi mi olur? Aslanın yavrusu karga mı olur? Aslanın yavrusu aslan olur değil mi? O aslan küçükken yani Türkiye Cumhuriyeti daha yeni doğmuşken Ege'de hakkını yediler, Kıbrıs'ta hukukunu gasp ettiler, farklı yerlerde hakkını, hukukunu çiğnediler. Ama şimdi o aslan büyüdü, büyüdü, büyüdü ve yüzüncü yılını kutladı. Etrafına bakmaya başladı. Akdeniz'de nerede hukukum çiğnenmiş, nerede hakkım yenmiş deyip hakkını hukukunu aramaya başladı. İşte Avrupa Birliği rapor yayınlıyor. Amerika Birleşik Devletleri bildiri yayınlıyor. Kim ne söylerse söylesin arkadaşlar. Tarih bize şunu göstermiştir. Bu aziz millet hakkının çiğnendiği yerde hukukunun yendiği yerde durmaz. Hakkını söke söke alır. Alacağız inşallah. Ama bunu yaparken de uluslararası hukuka göre yapacağız. Hakkımızı da kimseye çiğnetmeyeceğiz. Değerli arkadaşlar bunun için yine Alparslan Gazi'lere ihtiyaç var. Yeni Fatih Sultan Mehmet'lere ihtiyaç var. Yeni Mimar Sinan'lara yeni Ali Kuşçu'lara ihtiyaç var. Mevlana'lara, Yunus Emre'lere, Hacı Bektaş-ı Velilere, Hacı Bayram-ı Velilere ihtiyaç var" ifadelerini kullandı

Osmanlı’dan bugüne Cumhuriyet sempozyumu Haber

Osmanlı’dan bugüne Cumhuriyet sempozyumu

Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nde düzenlenen “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Süreklilik ve Bursa” konulu sempozyumda alanında uzman akademisyenler 10 ayrı oturumda Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecini anlattı. Sempozyumun açılışına Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Adnan Kurtuluş, belediye başkan yardımcıları ve vatandaşlar katıldı. Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Özer Ergenç, Prof. Dr. Saime Yüceer, Prof. Dr. Günay Kut, Prof. Dr. Gönül Tekin, Prof. Dr. Cafer Çiftçi, Doç. Dr. Ramazan Erhan Güllü, Doç. Dr. Tuğba Eray Biber, Doç. Dr. İsmail Yaşayanlar, Prof. Dr. Vahdettin Engin, Dr. Öğretim Görevlisi Ayda Bektaş, Prof. Dr. Mehmet Karayaman, Araştırma Görevlisi Furkan Karacakaya, Tarih Uzmanı Emel Engin, Doktora Öğrencisi Zümrüt Taş Üskül, Prof. Dr. Zeynep Dörtok Arabacı, Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu, Doç. Dr. İhsan Seddar Kaynar, Prof. Dr. Zeynep Dörtok Abacı, Dr. Öğretim Üyesi Furkan Külünk, Doç. Dr. Kürşat Karacagil, Doç. Dr. Suna Çağaptay, Prof. Dr. Neslihan Dostoğlu, Prof. Dr. Özlem Köprülü Bağbancı, Prof. Dr. Arzu Çahantimur, Prof. Dr. Sibel Polat, sempozyumda katılımcılara Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecini anlattı. Osmangazi Belediyesi olarak yıl boyunca düzenledikleri sempozyumlarla tarih ve kültür etkinlikleri yaptıklarını ifade eden Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılını kutluyoruz. Cumhuriyet öncesi Osmanlı ve Selçuklu, çok derin bir devlet yapısı ve geleneğimiz var. Son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşını doldurdu. Devletler yaşlanmaz her zaman 18 yaşındadır, bizler de devletin 18 yaşını sürdürmesi adına bu tür sempozyum ve etkinlikler yapıp geçmişi geleceğe taşıyarak gelecek nesillere daha güçlü ve kuvvetli bir devleti bırakmayı hedefliyoruz. Geçmişi ve tarihimizi biliyorsak çok daha net şekilde önümüzü görür ve ona göre yol almış oluruz” dedi. Bu anlamlı sempozyumu düzenlediği için Başkan Dündar’a teşekkür eden Organizasyon Komitesi Başkanı Doç. Dr. İsmail Yaşayanlar da, “Cumhuriyetin 100. yılını idrak ediyor olmamız ayrı bir değer. İnsanların tarihinde 100 yıllar önemli ama milletler için binlerce yıllık devletler için süreç daha uzun 28 Ekim akşamı meşhur, ‘Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz’ sözü neyi gösterir. ‘Yarın devleti yıkıyoruz. Yeni devlet kuruyoruz’ demiyor Atatürk. ‘Yarın Cumhuriyet ilan ediyoruz, yani rejimimizi değiştiriyoruz’ diyor.” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Vahdettin Engin de yaptığı açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılını kutluyoruz. Bu güzel senede Osmangazi Belediyesi’nin destekleriyle anlamlı bir sempozyum düzenledik. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecini hepsi birbirinden değerli hocalarımızla değerlendirdik. 10 oturumluk sempozyumun çok faydalı olduğuna inanıyorum. Bu sempozyuma katılan ve katkı sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Tarihi dokunan, tarihin izlerini taşıyan eski Bursa’yı yeniden yaşatılacak Haber

Tarihi dokunan, tarihin izlerini taşıyan eski Bursa’yı yeniden yaşatılacak

Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nden başlayarak Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi ve Hisar’a kadar Bursa İpek Yolu’nu yeniden oluşturduklarını belirterek, tarihi dönüşümle Eski Bursa’yı geleceğe taşıdıklarını söyledi. Osmanlı’nın kurulduğu topraklarda adım adım tarihi dokuyu ayağa kaldıran Osmangazi Belediyesi, tarihi bölgede Kale Sokak, Osmangazi Çıkmazı, Surüstü ve Sümbüllü Bahçe Konağı, Oruçbey Caddesi, Arkeopark çalışmalarının yanında Bursa’ya değer katacak tarihi bir yapıyı daha ortaya çıkardı. Bursa’nın kuşatması sırasında Osmanlılara yardım eden ve daha sonra Müslüman olup, yöneticilik yapan Bizanslı Philippos’un (Filiboz) oğlu Hayrettin’e ait mescit Osmangazi Belediyesi’nin çalışmalarıyla yeniden hayat buldu. FİLİBOZ MESCİDİ YENİDEN HAYAT BULDU 15’inci yüzyılda inşa edilen, ancak zamanla doğal afetlerle yıkılan Filiboz Mescidi’ni yeniden Bursa’ya kazandırmak için bölgede toplam 4 bin metrekarelik alanı kamulaştıran Osmangazi Belediyesi, Sanat Tarihi ve Restitüsyon Raporu doğrultusunda rekonstrüksiyon projesi hazırladı. Aslına uygun bir şekilde yeniden inşa edilen Filiboz Mescidi, çevre düzenleme çalışmalarıyla birlikte Hisar’daki tarihi dokuyu birbirine bağlayan önemli eserlerden biri oldu. Önümüzdeki günlerde hizmete açılacak olan Filiboz Mescidi’nde incelemelerde bulunan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Hisar’da zaman yolculuğunun artık başladığını ifade etti. Tarihi şehri ortaya çıkarma vizyonuyla bugüne kadar önemli çalışmalar yaptıklarına dikkat çeken Başkan Dündar, “Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nde görmüş olduğumuz sanal ortamın gerçeğini Hisar’da yaşayacağız diyorduk. Tarihi bölgede gerçek tarihi yaşamaya başladık. Yaşayan Tarih Hisar İçi Projesi çerçevesinde uygulamaları tek tek hayata geçiriyoruz. Bunlardan biri de Filiboz Mescidi. Mescidin yeniden inşa edilmesi, çevre düzenlemesi, şehir bostanı yapılması gibi çalışmalarla bu bölgedeki sosyal hayatı 15. yüzyıldaki haliyle hayata geçiriyoruz. Evler arasında komşu kapılarının bulunduğu, şehir bostanlarının yer aldığı, mescidi ve yeşil alanlarıyla Eski Bursa’yı yeniden yaşatacağız. Tarihi dokunun içinde tarihin izlerini taşıyan, nefes alacak bir mekân ortaya çıkardık. Tarihi İpek Yolu’nun Anadolu’daki son durağı olan Bursa’da bizler de Bursa İpek Yolu’nu yeniden ortaya çıkarıyoruz. Panorama 1326 Bursa’dan başlayarak Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nden Hisar’a kadar adım adım işleyerek Bursa İpek Yolu’nu hayata geçiriyoruz. Bursa’mıza hayırlı olsun.” dedi.

Tarihle doğanın iç içe geçtiği yeni turizm rotası o Haber

Tarihle doğanın iç içe geçtiği yeni turizm rotası o

Uludağ eteklerinde Kaplıkaya’dan başlayıp, Balaban üzerinden 700 yıllık Osmanlı Köyü Cumalıkızık’ta sonlanan yürüyüşte, doğa severler Uludağ’ın güzelliklerini yeniden keşfetme imkanı buldu.  Bursa’nın diğer zenginliklerini olduğu gibi doğasını da her platformda tanıtmaya çalışan Büyükşehir Belediyesi, ‘Tarihten Doğaya Bursa’ projesiyle kentin gizli kalmış değerlerini gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. Bugüne kadar Tirilye’den İznik’e, Mustafakemalpaşa Suuçtu Şelalesi’nden Karacabey Longoz ormanlarına kadar pek çok rotayı doğaseverlerle buluşturan Büyükşehir Belediyesi’nin yeni rotası Uludağ etekleri oldu.  Bursa Uludağ ve Bursa Teknik Üniversitesi öğrencilerinden oluşan 50 kişilik grup, doğa turuna ilk olarak, Uludağ eteklerindeki Zeyniler Köyü’nden başladı. Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu Romanı’nın konusunun geçtiği köyde yaptırılan Çalıkuşu Evi’ni gezen gençler daha sonra araçlarla, yürüyüşün başlayacağı Kaplıkaya’ya geldi. Dağ Rehberi Mustafa İşçan’ın rehberliğinde yürüyüşe başlayan doğasever gençler, çam ve kestane ağaçlarla bezeli dar patikalarda Uludağ’ın eşsiz doğasında yol aldı. Dereler üzerine kurulan tahta köprülerden geçen, pınar kaynaklarından su içen gençler, dağcılar arasında Kiril Manastırı olarak bilinen bir manastırın kalıntılarını da dikkatle inceledi. Tarihçi Turist Rehberi Faruk Kurt’un, Uludağ’ın hem doğal hem de tarihi özellikleri hakkında bilgilendirmeler yaptığı yürüyüş boyunca zorlu parkurda yaklaşık 9 kilometre kat eden doğasever gençler, yürüyüşü UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan 700 yıllık Osmanlı Köyü Cumalıkızık’ta noktaladı.

7 asırlık ticaret merkezi! O belediye ile tarih yeniden canlandı Haber

7 asırlık ticaret merkezi! O belediye ile tarih yeniden canlandı

Bursa’ya değer katmaya devam edeceklerini vurgulayan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Bursa’nın eski tarihi kimliğine kavuşması adına çarşıların bugüne gelmesi için Osmangazi Belediyesi’nin katkısı çok büyük” dedi. Başkan Dündar, Bursa’da yaklaşık 7 asırdır ticaretin merkezi durumunda olan Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’ni koruyup, geleceğe taşımak için bugüne kadar yapılan hizmetlerin, bundan sonra da artarak devam edeceğini belirtti. ÇARŞI ESNAFINDAN DÜNDAR’A TEŞEKKÜR Tarihi çarşı esnafıyla Fidan Han’da düzenlenen kahvaltı programında bir araya gelen Başkan Dündar’a Bursa Tarihi Çarşı ve Hanlar Birliği Başkanı İsa Altıkardeş, bugüne kadar yapılan birçok yatırımla tarihi çarşının ihya edilmesinden dolayı teşekkür etti. Altıkardeş, “Mustafa Başkanımız, çarşı esnafına ne söz verdiyse hepsini fazlasıyla yerine getirdi. Başkanımız, çarşımıza ayrı bir önem veriyor ve bizi hiç yalnız bırakmıyor. Başkanımız ve ekibinin sayesinde tarihi çarşı eski hüviyetine kavuştu.” ifadelerini kullandı. Tarihi şehir Bursa’nın merkezinin Osmangazi olduğuna dikkat çeken Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Osmanlıyı kuran bir şehirde yaşıyoruz, bu kadim şehre hizmet ediyoruz. Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi, sadece Bursa’nın değil, Anadolu’ya ve oradan üç kıtaya yön veren bir çıkış merkezidir. Bu bölgede 10 han, 3 bedesten ve 32 çarşı bulunuyor. Bu çarşılarımızın bugünlere gelmesinde esnafımızın üretkenliği, emeği, alın teri ve bereketi önemli yer tutuyor. Biz de Osmangazi Belediyesi olarak, çarşılarımızı koruyup, geleceğe taşımak için her türlü desteği vermeye çalışıyoruz.” dedi. Tarihi miras çalışmalarında 567 projeyi hayata geçiren ve bu alanda 11 ödül kazanan belediye olduklarına vurgu yapan Başkan Dündar, “Bu çarşılarımızda yapılan hizmetlerde de yüzde 80 Osmangazi Belediyesi’nin imzası var. Çarşılarımızın ayakta kalması için önemli çalışmalarımız oldu. İhtiyaç ve taleplere göre bu hizmetlerimiz artarak devam edecek.” diye konuştu. PANORAMA’DAN HİSAR’A YENİ TARİHİ AKS Belediye olarak Bursa’da tarihi dokuyu korurken, modern şehri de inşa etiklerini söyleyen Başkan Dündar, “Bursa’mızın tarihteki hüviyetine bürünmesi adına önemli adımlar atıyoruz. Göreve geldiğimiz günden beri tarihi bölgede yaptığımız her çalışmayı, bir bütünün parçası olarak planlayıp, adım adım hayata geçirdik. Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nden başladığımızda Tarihi İpek Yolu üzerinden Hisar ve Üftade Türbesi’ne kadar bir aks oluşturuyoruz. Bütün tarihi noktaları birbiriyle bağlantılı hale getirerek, daha geniş bir tarihi aks ortaya çıkarıyoruz. Böylece tarihi bölgedeki ticareti ve sosyal hayatı canlandırmış oluyoruz. Daha önce söylediğimiz gibi Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’ndeki gördüğümüz sanal ortamı artık canlı olarak görebiliyoruz.” ifadelerini kullandı. 14 yıllık süreçte Bursa’nın tarih ve turizmini canlandıran projeleri hayata geçirdiklerini anlatan Başkan Dündar, Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nin, Sivil Mimari Örneği Yapıların, tarihi konakların, camilerin ve kültür merkezlerinin restorasyonu ile Bursa’da tarih yeniden canlandığını belirtti. Başkan Dündar, Osmangazi Belediyesi olarak 2009 yılından itibaren Ulu Çarşı, Fidan Han, İç Fidan Han, Çukur Han, Nilüfer Köylü Pazarı, Ulu Camii Caddesi, Kayhan ve Okçular Çarşısı’nda yapılan restorasyonlar ile Tarihi İpek Yolu’nun canlandırıldığını kaydetti. Dündar, tüm bu çalışmalar sonucunda bölgenin 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine girmeye hak kazandığını hatırlattı. Tacikistan’dan kardeş ziyareti Fidan Han’daki kahvaltı programında Osmangazi Belediyesi ile kardeş belediye olan Tacikistan’ın Dangara Belediyesi’nden heyet de yer aldı. Başkan Dündar’ı ziyaret için Bursa’ya gelen Tacikistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Ashrafjon Gulov, Dangara Belediye Başkanı Islomiddin Rahmon ve beraberindekiler, Başkan Dündar ile birlikte tarihi çarşıyı gezdi.

98 yıl aradan sonra Bursa’nın kadim mirası ihtişamına kavuştu Haber

98 yıl aradan sonra Bursa’nın kadim mirası ihtişamına kavuştu

Osmanlı Sultanı 1. Ahmed’in emriyle 1615 yılında Cünûnî Ahmed Dede tarafından kurulan, 1925 yılında yasayla kapatıldıktan sonra bir süre farklı amaçlarla kullanıp, atıl hale gelen ve türbe dışındaki bölümleri yok olan Bursa Mevlevihanesi, Büyükşehir Belediyesi tarafından ilk günkü özgün kimliğiyle yeniden ayağa kaldırıldı. ‘Semahane’, ‘Türbe', 'Meydan-ı Şerif', 'Matbah-ı Şerif’ ve ‘Dedegan Hücreleri' ve 'Selamlık’ olmak üzere 3 bölümden oluşan yapı, özgün kimliğiyle Bursa’ya değer kattı. Mevlevihane’nin özellikle Semahane bölümündeki tavan işlemeleri ve ahşap oymaları göz kamaştırırken, Matbah-ı Şerif bölümü Mevlevilik kültürünün tüm yönleriyle anlatıldığı bir müzeye dönüştürüldü. Bursa Mevlevihanesi'nin kubbe yazıları, orijinalinin aynısı olarak talik tarzda hattat Mahmut Şahin tarafından kaleme alındı. Dedegan Hücreleri ve Selamlık bölümünde Uludağ Üniversitesi iş birliğiyle uzmanlık seviyesinde musiki ve hat derslerinin verileceği Mevlevihane, haftalık sohbet programları, sema gösterileri, musiki ve hat dersleri ile Mevlevi kültürünün tüm yönleri ile yaşatılacağı bir merkez oldu. Bursa’nın tarihi ziynetlerine yeni bir halka olarak eklenen Bursa Mevlevihanesi’nin resmi açılışı, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da katıldığı törenle yapıldı. BURSA BİR RÜYA ŞEHİRDİR Bursa Mevlevihanesi’nin açılış töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Bursa’nın gecesi ayrı güzel, gündüzü ayrı; yazı ayrı güzel, kışı ayrı. Baktığınız her noktada binlerce yıllık yaşanmışlık adeta canlanıyor. Sokaklarında gezinirken bir yanda Orhan Gazi’nin kuruluş günlerinde gök kubbeye yükselen nevbetlerini dinliyorsunuz, bir yanda Evliya Çelebi’nin hayranlıkla bakan gözlerine denk geliyorsunuz, bir yanda Osman Hamdi Bey’in tablosuna yansıttığı resmi temaşa ediyorsunuz, bir yanda da Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Bursa’yı metheden satırlarını ve mısralarını okuyorsunuz. Velhasıl Bursa güzel şehir. Tarihî mirasımıza sahip çıkmak, korumak ve geleceğe aktarmak da bizim asli vazifemizdir” dedi. TARİH AYAĞA KALKIYOR Ecdada ve tarihe hürmet kapsamında yaptıkları çalışmalardan örnekler veren Başkan Aktaş, Tarihî Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nde 40 yıllık bir hayali gerçekleştirdiklerini, Zindan Kapı, Tophane Meydanı, Saat kulesi, İznik surları gibi pek çok restorasyon projesini hayata geçirdiklerini vurguladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da destekleriyle İznik’in 2024 yılında UNESCO Daimi Listesi’ne girdiğine şahit olmak istediklerini kaydeden Başkan Aktaş, Bursa’nın 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilmesindeki destekleri nedeniyle Bakan Mehmet Nuri Ersoy’a teşekkür etti. BU AŞK BURSA’YI SARACAK Açılışı yapılan 400 yıllık Bursa Mevlevihanesi’nin 98 yıl önce sırlanmasının ardından mescit, karakol, askeri depo ve son olarak su deposu gibi farklı işlevler için kullanıldığını ifade eden Başkan Aktaş, “Bu sevgi, aşk ve muhabbet Bursa sokaklarına dalga dalga yayılacak. Bursa Mevlevihanesi’nin yeniden inşa ve ihyası için gayret gösteren Prof. Dr. Mustafa Kara hocamıza ve Safiyyüddin Erhan Beyefendiye teşekkür ederim. Bütün bu süreçte yaptığı akademik çalışmalarla bize yol gösteren, yarınlara miras kalması için 'Bursa Mevlevihanesi' adlı eseri hazırlayan Prof. Dr. Hasan Basri Öcalan’a şükranlarımı sunarım. Bursa Mevlevihanesi son Postnişini Mehmed Şemseddin Efendi'nin dördüncü kuşak torunu Nesibe Günalp Kal hanımefendi, Bursa Mevlevihanesi’ne ve Mehmed Şemseddin Dede'ye ait 133 eseri bağışladı, kendilerine hassaten teşekkür ederim. Ayrıca Bursa Mevlevihanesi için aylardır semazen yetiştirme noktasında büyük katkıları olan Postnişin Fahri Özçakıl’a; mutrib ekibindeki çalışmaları için Doç. Dr. Zinnur Kanık’a teşekkürlerimi sunarım. Mevlânâ Hazretleri’nin vuslatının 750'nci yıl dönümü olan 2023 yılı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından genelgeyle 'Mevlânâ Yılı' ilan edildi. Bursa Mevlevihanesi’nin yeniden inşasının bu önemli yıla denk gelmesi de tarihe not düşmek bakımından ayrıca önemli. Bursa Mevlevihanesi’nin ihyasında emeği geçen değerli isimlere, mesai arkadaşlarıma, kurum ve kuruluşlara ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. 750. vuslat yıl dönümünde Hazreti Mevlânâ’yı da rahmet ve hürmetle yâd ediyorum” diye konuştu. MANEVİ YOL GÖSTERİCİLİK Mevlevîliğin, Mevlana Hazretlerinin manevî yol göstericiliğini, bir merkez etrafında kurumsal hale getirme çabasıyla ortaya çıktığını ifade eden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da Mevlana’nın oğlu Sultan Veled’in tasvibi ve Hüsameddin Çelebi’nin takibiyle Konya’da inşa edilen türbenin, Mevlana Hazretlerinin aziz naaşını saklamasının yanında ilk Mevlevî Dergâhı olma özelliği taşıdığını vurguladı. Mevlevîhaneler tarih boyunca, toplumun her kesiminden insanın manevî hayatına tesir ettiğini dile getiren Bakan Ersoy, “Mevlevîlik tabir-i caizse, hem iç hem de dış güzelliğe odaklanmıştır. Böylece müntesipleri bir yandan kâmil insan olurken, diğer yandan da güzel sanatlara verilen önemle dergâhlardan pek çok sanatkâr yetişmiştir. Özellikle musıki alanında Nutkî, Osman Selâhaddin, Kutbünnâyî Osman, Selim, Abdülbâki Nâsır, Hamâmîzâde İsmâil, Ahmed Celâleddin, Zekâî ve, Fahreddin Dedelerle Itrî, III. Selim ve Rauf Yektâ Bey iz bırakmış isimlerdir. Ancak bu eğilim; Mevlevîliğin, dergâha kapanıp dışarıyla ilgilenmeyen bir yapı olduğu zannı da uyandırmamalıdır. Zira, Hz. Mevlana’dan feyzle devletin dirliği, milletin huzurunu esas alan Mevlevîlik, ülkenin bekası için her zaman hassas olmuştur. Devlet, millet her zora düştüğünde, mesela özellikle 18 ve 19’uncu yüzyıllarda peş peşe savaşlar yaşanırken, Mevlevî dergâhları sosyal dayanışma ve yardımlaşma görevi üstlenmiştir. I. Dünya Savaşı’nda; tren hattına yakın Yenikapı Mevlevîhânesi’nde bir hastane kurulmuş, Galata Mevlevîhânesi’nde yardım toplanmış, Kıbrıs ve Girit gibi adalardaki Mevlevîhâneler, zulüm gören Müslümanlar için bir sığınak, Anadolu’ya bir geçiş noktası olmuş, 'Mücâhidîn-i Mevlevîyye Alayı' adını taşıyan gönüllü alayı Filistin cephesinde çarpışmıştır” diye konuştu. AŞK, MÂRİFET VE HİZMET Mevlevîlik’te tarikat esasının, aşk, mârifet ve hizmet olduğunu kaydeden Bakan Ersoy, “Mevlana Hazretleri’nin nezdinde en kutsî vazife çalışmak olduğundan, dergâhta ilerleyebilmek hizmete endeksliydi. Bir yandan manevî yolculukta derinleşilirken diğer yandan da hem dergâh içi günlük işler görülür hem de bir sanatta ihtisas sahibi olunmaya gayret gösterilirdi. İşte içinde bulunduğumuz Bursa Mevlevîhanesi de bütün bu özellikleri bünyesinde taşıyan bir dergâhtı. 1615 yılında, Sultan I. Ahmed’in isteğiyle Cünûnî Ahmed Dede tarafından inşa edilen dergâh, gerek Bursa’nın gerekse Bursa dışından gelenlerin manevî hayatını olgunlaştırırken, güzel sanatlar alanında da bir mektep vazifesi gördü. Burada, dört asır boyunca; semâ, meşkler, hat, tehzîp, duvar ve tavan işlemeciliği, ahşap oyma alanlarında incelikli çalışmalar yapıldı. Bursa Mevlevîhânesi’ne gösterdikleri ilgiden, ihtimamdan dolayı Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne, Sayın Başkan Alinur Aktaş ve çalışma ekibine, bu güzide mekâna emek veren işçi, usta ve sanatçı arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Mevlana Hazretlerini bir kez daha rahmetle anıyorum” dedi. Törende söz alan Bursa Valisi Mahmut Demirtaş da 98 yıl aradan sonra Bursa’nın kadim miraslarından Mevlevihanenin yeniden ihyası çalışmalarını gerçekleştiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a teşekkür etti. Bursa’nın tarih boyunca ilim, irfan ve sanat dünyasına kucak açtığını ifade eden Demirtaş, “14. yüzyıl Bursa’sı üretim ve ticaretin olduğu kadar tasavvufun da merkezi haline gelmişti. Tasavvuf terbiyesinin en güzel uygulamaları bu merkezlerde gerçekleştirilmiştir. Bu mekanlarda ihya edilen o gönüllerle şehrin tabii güzelliği taçlandırılmıştır. Bursa Mevlevihanesinde eski günlerde olduğu gibi terbiye ocağı yanmaya devam edecektir. Hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. Hz. Mevlana’nın 22. kuşaktan torunu Esin Çelebi Bayru ise, “Hz. Mevlana’nın dediği gibi ‘madem ki bir ağaç diktin onu sula’. İşte maddi manevi çalışmaların karşılığını bulması gerekir. Bu gönül ve kültür mekanının amacı doğrultusunda, ehil kişilerin ellerinde kültürümüzü yaşatması ve insanımıza faydalı olması en büyük dileğimiz ve duamızdır. Bursa Mevlevihanemizin 400 yıllık tarihinde yeniden vücut bulmasında katkıları bulunan tüm dostlara, adsız kahramanlara çok teşekkür ederim” dedi. Konuşmaların ardından Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bakan Ersoy’a günün anısına ipek tabloya nakşedilmiş Bursa Mevlevihanesi’nin orijinal minyatürünü hediye etti. Daha sonra Bakan Ersoy tarafından Mevlevi geleneği olan çerağ uyandırma ritüeli olarak kandil yakıldı. Kültür Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği ve Bursa Mevlevihanesi Postnişini Fahri Özçakıl, çerağ uyandırma gülbankı okudu. Okunan duaların ardından Prof. Dr. Mustafa Kara ve Sayfiyüddin Erhan tarafından hazırlanan ebcetli kitabe protokol tarafından duvara asıldı. Daha sonra Bakan Ersoy ve protokol tarafından mevlevihanenin ve müzenin açılış kurdelesi kesildi. Ardından Mevlevihane içerisinde sema ayini düzenlendi. Sema mukabelesinin başında postnişin Fahri Özçakıl bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.