SON DAKİKA
Hava Durumu

#Netanyahu

YENİŞEHİR YÖREM - Netanyahu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Netanyahu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Netanyahu yargılanacak ve mahkum olacaktır" Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Netanyahu yargılanacak ve mahkum olacaktır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail'in başı Netanyahu olmak üzere ona destek verenler de dahil bunlar suçludur, bunlar terörün yardakçısı olarak teröristtir ve bunlar Lahey Adalet Divanı'nda kesinlikle yargılanacaklardır ve sonunda mahkum olacaklardır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Batı medyasına da seslenerek, "Akılla, izanla, vicdanla, mantıkla, basın ahlakıyla hiçbir bağı olmayan bu aklama çabasından kandan beslenen bu zalim iddiadan bu ahlaksız dayatmadan kurtulun" ifadelerini kullandı.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TRT World Forum'a katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in Gazze'de saldırılarına devam ettiğini belirterek, "Gazze'de devam eden katliam başta olmak üzere küresel ölçekte son derece sancılı bir dönemden geçiyoruz. Rusya-Ukrayna arasındaki savaş gündemde geri plana düşmüş olsa da halen tüm yakıcılığı ile devam ediyor. Savaşın ilk aylarında ülkemizin çabalarıyla ortaya konan barış planının değeri gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. O dönem ateşi büyümeden söndürmek yerine körükleyenlerin bölgemizle birlikte tüm dünyaya nasıl büyük bir kötülük yaptıkları artık net bir şekilde görülüyor. Küresel barışı ve güvenliği ağlamakla mükellef uluslararası kuruluşların sorun çözme kabiliyetlerinin olmadığını bugün daha iyi anlıyoruz. Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağı gerçeği tartışmasız bir şekilde karşımızda durmaktadır. Temennimiz bizim adeta kendimizi paralayarak ısrarla dile getirdiğimiz bu hakikatin tüm taraflarca bir an önce idrak edilmesidir".  "Türkiye daha fazla kan akmaması, daha fazla yıkım yaşanmaması için elini taşın altına koymaya hazırdır"  Türkiye'nin daha fazla kan akmaması, daha fazla yıkım yaşanmaması, daha fazla gözyaşı dökülmemesi için elini taşın altına koymaya hazır olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerçekten de barışa özellikle adil bir barışa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz günler yaşıyoruz. Kalıcı barışı tesiste kaybedilen her günün her anın bedelini ateşe benzin döken Batılılar değil maalesef masumlar ödemektedir. Buna artık bir dur demenin zamanı çoktan gelmiştir. Komşularımızı içine düştükleri bu kaybet-kaybet denkleminden çıkarmayı komşuluk hukukumuzun bir gereği olarak görüyoruz. Sizlerin de gayretleriyle bölgemiz bir süredir hasret kaldığı barış ve istikrar iklimine inşallah yeniden kavuşacaktır" diye konuştu.  "Türkiye ekonomisi, demokrasisi, basını ile gerçekleştirdiği sessiz devrimleriyle 21 yıl öncesine nazaran çok daha ileri bir noktadadır"  Basının özellikle de kalemini ve ekranını küresel güçlere kiralamayan özgür basının demokrasiler açısından yeri doldurulamaz bir ihtiyaç olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İyi işleyen ve sağlıklı bir demokrasi için yasama, yürütme, yargı erklerine ilaveten dördüncü kuvvet olarak basının sayılması boşuna değildir. Güdümlü basın ise halkın haber alma hakkı yanında demokrasi için de açık bir tehdit oluşturur. Ülke olarak 70 yılı aşan çok partili demokrasi mücadelemizde bu hakikati tüm boyutlarıyla pek çok kez tecrübe ettik. Üzülerek ifade etmek isterim ki bir dönem demokrasiye sahip çıkmak yerine vesayetçilerin yanında hizalanan, darbeye alkış tutan, milli iradeye müdahale çağrısında bulunan bir medya yapısıyla karşı karşıyaydık. Manşetlerini vesayetçilerin attığı güdümlü medya düzeni bilhassa 2002 öncesinde Türkiye'nin acı bir gerçeğiydi. Elbette bu zor dönemlerde her türlü tehdide rağmen milli iradenin yanında duran cesur basın yayın kuruluşları ve medya mensupları da vardı. Sayıları kısıtlı olmakla birlikte halka karşı sorumluluğunu yerine getiren bu gazeteciler isimlerini demokrasi tarihimize altın harflerle yazdırmışlardır. Biz de bu cesur kalemleri daima şükranla yad ediyoruz, yad edeceğiz. Türk demokrasisi ne zaman riske girse hemen vesayetçilerin tetikçiliğine soyunan postallı medya mensuplarını da asla unutmayacağız. Esasen kalemini, köşesini, ekranını güç odaklarının emrine verenlerin saldırılarına İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığımızdan itibaren biz de defalarca maruz kaldık. 'Muhtar bile olamaz' manşetinden '411 el kaosa kalktı' provokasyonuna kadar nice medya operasyonunun hedefi haline getirildik. Ama bunların hiç birine boyun eğmedik. Yıldırma girişimleri karşısında asla geri adım atmadık. Her zaman söylediğim gibi bugünlere manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Gerektiğinde ağır bedeller ödemeyi göze alarak ülkemizde tüm kurum ve kuralları ile hakiki demokrasiyi tesis ettik. Objektif kriterlere göre değerlendirmeler yapıldığında herkesin kabul ettiği gerçek şudur; Türkiye ekonomisi, demokrasisi, basını ile gerçekleştirdiği sessiz devrimleriyle 21 yıl öncesine nazaran çok daha ileri bir noktadadır" ifadelerini kullandı.  "İsrail saldırılarında hayatını kaybeden gazeteci sayısı 70'ten fazladır"  Bugün Türkiye'de medyanın 2002'den daha zengin, daha çeşitli, toplumun farklı kesimlerinin daha fazla temsil edildiği çoğulcu bir yapıya sahip olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Teröre bulaşmadığı, şiddeti övmediği ve başkasına hakaret etmediği müddetçe isteyen istediğini yazabilmektedir. Muhalif veya muafık fark etmeksizin medya mensuplarımızın fikirlerini serbestçe ifade etmelerinde hiç bir mani bulunmuyor. Eksiklerimiz yok mu? Tabii ki var. Dünyadaki her ülkede olduğu gibi bizim de çözmemiz gereken meseleler olduğunun farkındayız. Şu anda Gazze'de 70'i aşkın medya mensubu öldü. Nerede dünya? Dünyanın o meşhur basın yayın organları nerede, neden sesleri çıkmıyor, neden bu öldürülen basın mensuplarına yönelik manşetlerini atmıyorlar. ABD'nin meşhur gazeteleri nerede? İngiltere'nin, Fransa'nın, Almanya'nın o meşhur gazeteleri nerede? Hiç birinin sesi çıkmıyor. İnşallah önümüzdeki dönemde atacağımız adımlarla bu zorlukların hepsinin üstesinden geleceğiz. Gazze'de 7 Ekim'den bu yana devam eden katliamlar bize sadece özgür değil aynı zamanda adaletli ve vicdanlı basının da önemini hatırlatmıştır. Çoğu kadın ve çocuk 180 bine yakın masumun katledilmesinin kağıt kesiği kadar yer bulamadığı bir medya karartması ile karşı karşıyayız. İsrail Gazze'de sadece kadın ve çocukları değil çok zor şartlar altında görevini yapmaya çalışan basın mensuplarını öldürmüş ve öldürmeye devam ediyor. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden gazeteci sayısı 70'ten fazladır. Daha vahimi uluslararası basın kuruluşlarının bu tabloyu kabullenmesidir. Düşünebiliyor musunuz, her gün bir gazeteci katlediliyor ancak yıllardır bize basın özgürlüğünden dem vuran kurumların hiç birinin gıkı dahi çıkmıyor. Küresel medya kartelleri Gazze'deki vahşeti gözlerden kaçırmaya Hamas bahanesiyle gazeteci katliamını meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Basın özgürlüğü ve medya ahlakının ötesinde insan onurunu yerle yeksan eden bu vicdansızlığı biz reddediyoruz" dedi.  "Bir kameramız gider bin kameramız gelir"  Bugün Gazze'deki gazeteci ölümlerine ses çıkarmayanların yarın başka bir konuda söz söyleme hakkının olamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aslolan bugün konuşmak, bugün yazmak, gerçekleri bugün anlatmaktır. Aslolan mazlum ve mağdurların feryatlarını bugün duyurabilmektir. Türk basın yayın organları işte bunu yapmanın, işte bunu başarabilmenin gayretindedir. Her türlü riski göze alarak Gazze'dün dünyaya hayati bir iletişim koridoru açan TRT'mizi, Anadolu Ajansı'mızı ve diğer basın kuruluşlarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. İsrail'in yalanlarla örülü propaganda makinesine karşı yürütülen dezenformasyonla mücadele çalışmalarını takdirle karşılıyorum. Şu anda bizim Anadolu Ajansı'ndan şehidimiz var. Yaralı, gazi kameramız var. Nerede, Gazze'de. Merkezimizin çalışmalarıyla 130'un üzerinde İsrail yalanını ifşa etmesi bu çabaların ne kadar kıymetli olduğunu göstermiştir. İsrail güçleri basın mensuplarımızın hakikate ayarlı kameralarını kırmış olsa da hakikatlerin ortaya çıkmasına engel olamamıştır. Bir kameramız gider bin kameramız gelir. Bütün mesele Gazze yalanlarını iftiralarını aydınlığa çıkarmak ve tüm insanlığa başta Türkiye olmak üzere bunları duyurmaktır. Tüm barbarlığına rağmen Gazzelilerin direniş azmini kıramayan İsrail medyadaki propaganda savaşını da kaybetmektedir. Olağanüstü bir gayret ve fedakarlık sergileyerek Gazze'deki insani dramı dünyaya duyuran medya mensuplarına şükranlarımı sunuyorum. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden gazetecileri rahmetle yad ediyorum.  "Netanyahu olmak üzere ona destek verenler de dahil bunlar suçludur, bunlar Lahey Adalet Divanı'nda kesinlikle yargılanacaklardır"  Vicdanları kanatan bu sessizliğin gerisinde suçluluk duygusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail'in başı Netanyahu olmak üzere ona destek verenler de dahil bunlar suçludur, bunlar terörün yardakçısı olarak teröristtir ve bunlar Lahey Adalet Divanı'nda kesinlikle yargılanacaklardır. Biz bu işin takipçisiyiz. Miloseviç nasıl yargılandıysa nasıl mahkum olduysa inanıyorum ki Netanyahu ve onun yardakçıları da aynı şekilde yargılanacaktır ve sonunda mahkum olacaklardır. Kimi batılı ülkeler İsrail'in işlediği suçları çok iyi bilmelerine rağmen mahcubiyetle hareket ediyor. Bizim her fırsatta insanlık dışı bulduğumuzu söylediğimiz antisemitizm siyasi çıkar hesabıyla Netanyahu ve ortakları tarafından körüklenmektedir.  Gazze'nin genel olarak Filistin halkanın geleceği borçluluk psikolojisine girenlerin İsrail'in verebileceği tazminat değildir. Böyle kirli, kanlı ve ahlaksız bir senaryoyu meşrulaştırmak için medyanın hoyratça kullanılmasını kesinlikle kabul etmiyorum. Burada pervasızca işlenen insanlık suçlarına ortak edilmeye çalışılan medya kuruluşlarına sesleniyorum. Akılla, izanla, vicdanla, mantıkla, basın ahlakıyla hiçbir bağı olmayan bu aklama çabasından kandan beslenen bu zalim iddiadan bu ahlaksız dayatmadan kurtulun. Hıristiyan, Müslüman, Yahudi fark etmez, hep birlikte kimsenin kendini dışında tutamayacağı bir sorumluluk altındayız. Dünyanın neresinde olursa olsun medya mensupları başta olmak üzere tüm vicdanlı insanlar cesur olmak, dik durmak, hakkı hakikati açık yüreklilikle konuşmak zorundadır. Zulmün çirkin ve vahşi yüzü her an her yerde karşımıza çıkabilir" dedi.  "Gazze için yürüttüğümüz yoğun trafiği de insani yardımı da sürdüreceğiz"  Amerika ve Avrupa'daki yönetimlerin Filistin halkının ve bilhassa Gazze'deki masumların ahına kulak tıkayarak aslında en büyük kötülüğü kendilerine yaptıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Batı üzerine titrediği güvenlik ve refah düzenini kökten sarsacak bir sınamadan geçtiğinin hala farkında değil. Biz Türkiye olarak yaklaşan tehlikeyi görüyoruz ve dost acı söyler prensibince açık açık ifade ediyoruz. Birileri rahatsız olsa da hakkı ve hakikati haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz. Ama bu anlayışla hem ikaz görevimizi hem de mazlumların yanında yer alma vazifemi yerine getirmenin gayreti içindeyiz. Gazze için yürüttüğümüz yoğun trafiği de insani yardımı da sürdüreceğiz. Aynı şekilde bu gayretlerimizin bir parçası olarak gördüğümüz Gazze’nin ve Filistin’in vicdani sesi olan iletişim koridorunu devam ettireceğiz. Değerli dostlar açılışında beraber olduğumuz TRT World forumu daha adil bir dünya hayalimizin hayata geçmesini katkı yapacak bir etkinlik olarak görüyorum. Dünyaya söyleyecek sözü olan herkesin bu tür imkanları kullanarak insanların ortak geleceği için insiyatif almaya davet ediyorum. Yaşadığımız her hadise yıllardır dile getirdiğimiz 'Dünya Beşten Büyüktür' itirazımızın ne kadar yerinde olduğuna işaret ediyor. En önemli küresel iş birliği ve güvenlik mekanizması olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Gazze meselesinde sergilediği acziyet eminim bizim gibi sizin de yüreğini sızlatmıştır. Genel Sekreter Sayın Guterres’in insanlığın ortak vicdanına tercümanı olan çabaları maalesef konsey üyeleri tarafından sabote edilmiştir. Sayın Guterres'in Birleşmiş Milletler şartının 99. Maddesi kapsamında gönderdiği mektubu takdirle karşılıyor, bu hamlesinden dolayı kendisini tebrik ediyorum. Mevcut mekanizmaların dünyanın ihtiyacı olan çözümleri üretememesinin bedelini masumların ödemesine daha fazla seyirci kalamayız. Hemen harekete geçmemiz şarttır. Aksi taktirde dünyayı yaşanmaz hale getirecek bir kaosun pençesine düşmemiz kaçınılmazdır" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Herkes Netanyahu'ya 'artık git' der hale geldi" Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Herkes Netanyahu'ya 'artık git' der hale geldi"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Artık maşeri vicdan harekete geçti ve bununla birlikte İsrail'in sokakları bile hareketlendi. Herkes Netanyahu'ya 'artık git' der hale geldi. Bazı yabancı ülke yetkilileri bize 'Bundan kurtulmalıyız' diyor. Bu sürecin ileri düzeyde devam edeceğine ihtimal vermiyorum. İnşallah çok kısa bir zamanda Netanyahu pılını pırtısını toparlayıp, buradan çekilecek" dedi.   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cezayir ziyareti dönüşünde gazetecilerin sorularını cevaplayarak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin ikinci toplantısı vesilesiyle gerçekleştirdikleri Cezayir ziyaretlerini başarıyla tamamladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun'la iş birliklerinin geliştirilmesi noktasında karşılıklı iradeye sahip olduklarını kaydetti. Erdoğan, ”Kendisiyle 2022 yılında Ankara'da düzenlediğimiz konseyimizin ilk toplantısında bu ortak anlayışı yansıtan kararlara imza atmıştık. Daha sonra Sayın Tebbun'u geçtiğimiz temmuz ayında Türkiye'de bir kez daha misafir ettik. Bugünkü toplantımızda ikili ilişkilerimizin mevcut durumunu ve önümüzdeki dönemde birlikte atacağımız adımları etraflıca ele aldık. Toplantımız kapsamında akdedilen anlaşmalar, ki 13 anlaşma ve ortak bildiri, iş birliğimizi geliştirme yönündeki kararlılığımızı bir kez daha göstermiştir. Kardeşim Tebbun'la imzaladığımız ortak bildiriyle konseyimizin adını 'stratejik' tanımlamasını eklemek suretiyle 'Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi' olarak yeniden belirledik. Bu karar, münasebetlerimizi yeni bir boyuta taşımanın yanında, ilişkilerimizin ulaştığı seviyenin de sembolü oldu” dedi.  Ziyaretleri sırasında 50’yi aşkın firmanın katılımıyla düzenlenen iş forumuna da iştirak ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”İş adamlarımız arasında yeni ortaklıkların kurulmasına vesile teşkil eden forumun 10 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize ulaşmamıza katkı sağlayacağına da inanıyorum. Cezayir'le sıvılaştırılmış doğal gaz ticareti başta olmak üzere enerji alanında köklü ilişkilere sahibiz. Cezayir, enerji arzımız bakımından önümüzdeki dönemde de güvenilir bir ortak olmaya devam edecektir. Botaş ve Sonatrach arasında bugün yapılan doğal gaz sözleşmesi bu anlayışın göstergesidir. Savunma sanayii de ikili görüşmelerimizin ana konularından biriydi. Savunma alanında Cezayir'le geniş işbirliği imkanlarımızın olduğunu görüyoruz. İnşallah bunu ortak projelerle değerlendireceğiz” açıklamasını yaptı.  Tebbun’la Gazze'deki vahşet başta olmak üzere bölgesel ve küresel meseleleri de görüştüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, işgal edilmiş Filistin topraklarında 7 Ekim'den beri devam eden katliamları her iki ülke olarak lanetlediklerini söyledi. Görüşmede katliamların durması ve insani yardımlara engelsiz erişimin sağlanması için atılabilecek adımları ele aldıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Biliyorsunuz Cezayir, Filistin davasının en güçlü, en samimi savunucuları arasında yer almaktadır. Gazze'deki katliamlara da en üst seviyede tepki verdi. Türkiye'nin de bu konudaki duruşu ve tavrı bellidir. Filistinli kardeşlerimize yönelik mezalimin sona erdirilmesi, bölgenin barış ve istikrara kavuşturulması için Cezayir'le yakın temas ve iş birliği içerisinde olmaya devam edeceğiz. Cezayir'de yaptığımız tüm görüşmelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.  Gazze’nin bir Filistin toprağı olduğunu herkesin bilmesi gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Her ne kadar Filistinlilerin kadim yurtları kademe kademe İsrail tarafından 1947'den itibaren işgal edilmişse de Gazze, Filistin toprağı olarak inşallah kalacaktır. İsrail’in aşama aşama Filistin topraklarını işgali adeta bir kapkaç olayıydı. Ama artık devran böyle dönmüyor” dedi.  "Netanyahu pılını pırtısını toparlayıp, buradan çekilecek"  “Şu anda tüm dünyanın İsrail'e karşı nasıl bir tavır takınmaya başladığını görüyorsunuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze'de gerçekleşen işgal, bazı ülkelerin yönetimlerini sessizliğe gömse de toplumların vicdanlarını Allah'a hamdolsun harekete geçirdi. Sokaklarda Filistin'e destek olanların sayısı artıyor. İşte Almanya’ya bakın. Geçen oradaydım, aynı gün Berlin'de yürüyüşler oldu. İngiltere aynen bu şekilde. Amerika Birleşik Devletleri'nde Beyaz Saray'ın önünde neler olduğunu görüyorsunuz. Fransa'da, Latin Amerika ülkelerinde neler olduğunu görüyorsunuz. Artık maşeri vicdan harekete geçti ve bununla birlikte İsrail'in sokakları bile hareketlendi. Herkes Netanyahu'ya 'artık git' der hale geldi. Bazı yabancı ülke yetkilileri bize 'Bundan kurtulmalıyız' diyor. Bu sürecin ileri düzeyde devam edeceğine ihtimal vermiyorum. İnşallah çok kısa bir zamanda Netanyahu pılını pırtısını toparlayıp, buradan çekilecek. Netanyahu’nun mahkemelik bir durumu da var biliyorsunuz. Belki de oradan kurtulmak için böyle bir adımı atmış da olabilir. Fakat hangi yönde adım atarsa atsın kurtulamayacak. Şu anda biliyorsunuz Filistin'de tutulan İsrailliler dahi 'Bizi buraya sen mahkum ettin, bir an önce bu işten elini eteğini çek. Biz de kurtulalım' deme noktasına geldiler” değerlendirmesinde bulundu.  “Holokost cenderesinde Batı toplumu doğru bir sınav veremedi, tarihin yanlış tarafında durdu”  Gazze konusunda hiçbir etnik ayrım gözetmeden bir tutum ortaya konulması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Yani benim bakışım şu; herhangi bir etnik unsur ayırt etmeden Müslüman’ı, Hristiyan’ı, Musevi’siyle hiçbir ayrıma gitmeden olaya insan unsuru itibarıyla bakmamızın gereğine inanıyorum. Şu anda insanlık feryat ediyor. Onlar tarihin doğru tarafında duranlardır. Günlerdir konuşuyoruz, Holokost cenderesinde Batı toplumu doğru bir sınav veremedi, tarihin yanlış tarafında durdu. Bosna’da, Kosova’da yine aynı şekilde yaşanan katliamlar görmezden gelindi, sessiz kalındı. Irak’ta, Suriye’de yine utanç verici sessizlik hakimdi. Bu kez öyle olmadı. Ülkelerin yönetimleri yine bildiğiniz gibiydi ancak halklar artık 'yeter bunca zulüm' diyor. Gazze’de öldürülen bebekleri görüyor, isyan ediyorlar” açıklamasını yaptı.  “Sokaklardan yükselen ses bir vicdani haykırıştır”  Sokaklardan yükselen seslerin bir vicdani haykırış olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sokakların çağrısı İsrail’i her geçen gün köşeye sıkıştırmaktadır. O sese kulak tıkayan siyasetçiler çok yakında bunun karşılığını halklarının demokratik tepkisiyle alacaklardır. Halklarının gözünde İsrail yanlısı tutumlarıyla soykırım destekçisi durumuna düşen liderlerin bir an önce bu yanlıştan dönmesi gerekir. Vakit çok geç olmadan İsrail’in arkasında saf tutan devletlerin yönetimleri, uluslararası hukuka, insan haklarına, vicdani ve ahlaki değerlere uygun bir zemine gelmeli ve bu suçlara ortak olmamalıdır. Dolayısıyla biz hep birlikte mazlumların yanında yer almak suretiyle, zalimlerin attığı adımlardan onları kurtarmamız lazım. Ben Hamas'ın elinde bulunan sivillere yönelik herhangi bir olumsuz davranışının olduğuna veya olacağına inanmıyorum. İsrail'in elinde ciddi sayıda Filistinli var. Hamas şu anda onları kurtarmanın gayreti içerisinde. Biliyorsunuz şu an itibarıyla Katar'ın devreye girmesiyle süreçte yeni bir adım atılıyor. Öyle zannediyorum ki rehinelerin takasına bugün yarın geçecekler” dedi.  Refah Sınır Kapısı’nda Mısır yönetiminin olumlu adımlar attığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk etapta Gazze’deki kanser hastalarından 40’ının Türkiye'ye geldiğini, ikinci etapta bu sayının ciddi manada artarak 88 hasta ve 67 refakatçiye ulaştığını hatırlattı.  “En kısa zamanda bir Mısır seyahati düzenleyebilirim”  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzeli hastaların tedavilerinin şehir hastanelerinde devam ettiğini belirtti. Gazzeli hastaların oradan çıkartılarak Türkiye’ye getirilmesinin artarak devamını istediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En kısa zamanda bir Mısır seyahati düzenleyebilirim. Mısır’da ağırlıklı gündemimiz bu konular olacak. 'Ne gibi adımlar atabiliriz, hastaların tahliyesinin önünü nasıl açarız?' bunları konuşacağız. Bir an önce istiyoruz ki bu hastaların tamamını getirebilelim. Hatta benim arzum, cerrahi müdahale gerekenleri de bir an önce alalım. Hele hele çocukları bir an önce alalım, tıbbi müdahaleleri yapalım. Bu konuda arkadaşlarımızla mutabıkız ve süreci de inşallah bu şekilde işleteceğiz” şeklinde konuştu.  “Hem ateşkesi sağlamalı hem de İsrail tarafından yerle bir edilen kenti yeniden ayağa kaldırmalıyız”  Ablukayı kırmanın sadece bir ya da iki ülkenin değil, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği ülkelerinin tamamının atacağı adımlar, oluşturacağı stratejilerle mümkün olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasette sıkça kullanılan takım oyunu yaklaşımının eksiksiz sergilenmesi gerekiyor. Ablukayı kırmak sadece bir miktar yardımın Gazze’ye sokulması ile gerçekleşmez. Ekonomik, siyasi, diplomatik, sosyolojik, kültürel birçok unsuru kullanarak hem ateşkesi sağlamalı hem de Gazze’ye yeterince yardımı ulaştırıp, İsrail tarafından yerle bir edilen kenti yeniden ayağa kaldırmalıyız. Abluka sadece İsrail’in Gazze çevresine yığdığı askerler ve silahlardan ibaret değil” açıklamasını yaptı.  “Birleşmiş Milletler zeminindeki ablukayı da kırmalıyız”  “İsrail’i uluslararası hukuka uymaya ve yaptıklarının hesabını vermeye zorlamalıyız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:  ”Mesela Birleşmiş Milletler zeminindeki ablukayı da kırmalıyız. Filistin’de yaşananları, oradaki İsrail zulmünü hakkıyla anlatıp, Filistinli mazlumların on yıllardır yaşadıklarını, onların seslerini duymayanlara duyurup, halkların bakış açılarını değiştirip, zihinlerdeki ablukayı kırmalıyız. 'Müslüman öldüğünde sorun yok, Hıristiyan ya da Yahudi ölürse ancak problem vardır' şeklindeki faşizan yaklaşımı darmadağın edip, 'ölen insansa orada sorun vardır' kavrayışını hakim kılmalı ve bu sayede idraklerdeki ablukayı kırmalıyız. Filistin’in tarihsel sınırlarını, oradaki halkın kendi kaderini tayin hakkını, mülkiyet hakkını, yaşama hakkını, özgürlüklerini elinden alan siyonistlerin ve destekçilerinin dünyanın dilini ve gözünü bağlayan tüm ablukalarını yok etmeliyiz. Ancak böyle kalıcı barışı sağlamak mümkün.”  “Hemen hemen Avrupa ülkelerinin hepsi de bu konuda sessiz”  Batılı ülkelerde bir ülke hariç, Gazze konusunu sahiplenen olmadığını belirten Erdoğan, ”Hemen hemen Avrupa ülkelerinin hepsi de bu konuda sessiz. Katliamı durdurmak üzere müdahaleleri söz konusu değil. Burada yalnız İspanya'nın yaklaşım tarzı olumlu istikamette gelişiyor. İspanya’da malum hükümet kuruldu. İspanya Başbakanı Sayın Pedro Sanchez ile haftaya bir görüşmem de olacak, onun durumu farklı. Bu ülkelere dirsek çevirmemek lazım. Görüşeceğiz, 'Bunları Filistin’in yanına nasıl çekeriz?' konusuna da bir taraftan bakacağız. En son Almanya'daydık. Neler olduğunu görüyoruz” diye konuştu.  “Gazze’nin düşmesi demek, İslam dünyasının birlik ve beraberliğinin de derin yara alması anlamına gelir”  İslam dünyasının da bu işgale sessiz kalmaması gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Gazze’nin düşmesi demek, İslam dünyasının birlik ve beraberliğinin de derin yara alması anlamına gelir. İsrail’in pervasızca Gazze’yi işgal etmesi, uluslararası hukuk, insan hakları, etik değerleri tanımadan etrafa saldırması karşısında sessiz, tepkisiz kalmak bir utanç vesilesidir. İslam dünyası Riyad’da sergilediği kararlılığın arkasında durmak ve alınan kararları uygulamak için birlik ve beraberlik ruhuyla hareket etmeli ve tek yumruk olmalıdır. O yumruk masaya olanca gücüyle vurulduğunda, İsrail’in işgale devam etmesi de zulümlerini sürdürmesi de mümkün olmayacaktır. Buradaki en önemli nokta tek yumruk olmak, olabilmektir. İsrail’in Gazze’de ve diğer Filistin şehirlerinde uyguladığı devlet ve işgalci terörü bir insanlık suçudur, soykırımdır. Buna sessiz ve tepkisiz kalınamaz. İslam dünyasında diriliş tohumu toprağa en son Riyad’da düşmüştür. O tohum yeterince sulanmazsa boy veremez, büyüyemez. O can suyunu hep birlikte verecek ve Filistin’deki şehitlerimize ve ecdada karşı sorumluluğumuzu hep birlikte yerine getireceğiz. Bunu sağlamak için durmak dinlenmek bilmeden çalışıyoruz. Netice alacağımıza olan umudumuz diridir. Umarım bu yaşadığımız sancılar, yıllardır bölgemizde arzu edilen barışın ve onu sağlayacak Filistin devletinin doğum sancılarıdır” açıklamasını yaptı.  “İsrail'deki olay siyonizmin en önemli adımlarından bir tanesidir”  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yahudi-siyonist ayrımına dikkat çekti. Erdoğan, “Türkiye'yle ilgili olarak bir şeyi iyi tespit etmemiz lazım. Yahudiler ayrıdır, siyonistler ayrıdır ve şu anda zaten İsrail'deki olay siyonizmin en önemli adımlarından bir tanesidir. Batı'nın İsrail'e karşı olan tavrında da siyonizme karşı bir dik duramayış vardır. Maalesef Türkiye'de de buna mağlup olan, mağlup olmanın yanında onların eşiğinde giden yapılar mevcut. Bunların içinde siyasi yapılar da bulunuyor. Mesela ana muhalefetin başındaki isim Netanyahu'nun ağzıyla konuşuyor. Benim ülkemde ana muhalefetin başındaki insan Netenyahu’nun ağzıyla konuşursa, Türkiye'de bizim topraklarımızın suyundan hiçbir şey alamamış demektir. Bunlara gereken dersi vakti saati geldiğinde ben inanıyorum ki benim milletim verecektir. Yine bakıyorsunuz ana muhalefetin başını çektiği ittifakın içerisinde yer alanlardan siyonist yapıyla beraber hareket edenler bulunuyor. Bunları tek tek saymama da gerek yok. Fakat benim milletimin iradesi bunların hepsinin iradesini ters yüz edecektir. Yaklaşık 4,5 ay sonra gereken cevabı milletimden alacaklarına ben inanıyorum” dedi.  “Türkiye’ye yakışır şekilde insani duruş sergilemeye de devam edeceğiz”  Türkiye’nin kendine yakışır bir insani duruş sergilemeye devam edeceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in katliamlarını desteklemeyen, bunların karşısında duran Yahudilerin sayısı da az değil. Bunlar arasında sözünü ettiğiniz uluslararası sermaye tanımına dahil olanlar da bulunuyor. Onlar açısından Türkiye’ye yatırım sorun olmaz diye düşünüyorum. Türkiye’nin çocukların öldürülmesine karşı çıkmasından, barışı ve insan haklarını savunmasından rahatsız olan sermaye sahipleri ise ancak İsrail’in katliamına kayıtsız şartsız destek verirseniz sizden memnun kalırlar. Bizim böyle bir tutum sergilememiz asla düşünülemez. Bu nedenle biz bir endişe duymuyoruz. Dünya Türkiye’nin kıymetinin farkında, küresel yatırımcılar da farkında. Birkaç marjinalin dışında küresel yatırımcıların İsrail’in etkisiyle Türkiye gibi bir ülkeden yüz çevireceklerini düşünmüyorum. Küresel sermayeyi ülkemize çekmek için kazan-kazan ilkesiyle hareket etmeye de, Türkiye’ye yakışır şekilde insani duruş sergilemeye de devam edeceğiz” dedi.  “Cumhur İttifakı olarak tüm seçimlerde olduğu gibi yaklaşan yerel seçimde de iddialıyız”  Yerel seçim sürecine yönelik soruyu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Cumhur İttifakı olarak tüm seçimlerde olduğu gibi yaklaşan yerel seçimde de iddialıyız. Çalışmalarımızı bu iddiamız nispetinde çok titiz bir biçimde yapıyor, adaylarla ilgili süreçte her konuyu ince eliyor sık dokuyoruz. Partimiz gerekli hazırlıkları ve analizleri yaptı. Zaten bildiğiniz gibi AK Parti olarak bizim seçim hazırlıklarımız bir önceki seçimin tamamlanmasıyla birlikte başlar. Özellikle büyükşehirler başta olmak üzere her ilde kamuoyu yoklamaları yaptık, yapıyoruz. Sonuçları analiz edip milletimizin gönlündekini anlamaya, şehirlerimize en faydalı olacak adayları belirlemeye gayret gösteriyoruz. Bir defa 1 Aralık, belediye başkan adayı olmak isteyen ve görevden bu nedenle ayrılması gereken memurların istifaları için son tarih. Memurların durumunu da görelim. Onların durumu da netleştikten sonra aralık ayının ortalarına doğru artık adaylarımızı peyderpey açıklamaya inşallah başlarız" diye koniştu.  “Kimse merak etmesin, biz savunma sanayii alanında da diğer alanlarda da adımızdan daha çok söz ettireceğiz”  Savunma sanayii alanında atılan her adımın kendilerini heyecanlandırdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu alanda taş üstüne taş koyan herkes ülkemizin geleceği, Türkiye Yüzyılı’nın inşası için çok önemli bir katkı sunuyor. Kaan zaten yeniliklerden bir tanesi. Ama Baykar'ın zirve diyebileceğimiz eseri malum Kızılelma. Şimdi Kızılelma’nın son testlerini yapıyorlar. Aşmaları gereken mesele kendi yerli motorunu üretmek. Bunu başardığı andan itibaren de zaten Kızılelma’nın dünyaya karşı duruşu farklı olacaktır. Tabii burada Aselsan’ın üzerine de düşen bir yük var, kamera üretimi. Motor üretim süreci maalesef nereden bakarsanız bakın herhalde bir beş yılı alır. Bu süre zarfında biz motor ithal ederek yürümek durumundayız. Kamera noktasında da Aselsan’ın üretim çalışmaları başladı. Bir an önce o sıkıntımızı da gidermemiz lazım. Bazı ülkeler bize söz veriyorlar ama verdikleri sözü yerine getirmiyorlar. Kanada, Güney Afrika gibi ülkelerden bir sonuç alır mıyız, buna bakıyoruz. Bunu gerek biz gerekse Aselsan’ın yakından takip etmesi lazım. Bir an önce buralardan netice alabilirsek, o zaman biz insansız savaş uçaklarımızı daha çabuk devreye sokabiliriz. Kaan, Kızılelma, TCG Anadolu ve niceleri Allah’ın izniyle yalnız kalmayacak, yenileri, daha iyileri ve daha donanımlıları yine bu vatan için alın ve akıl terlerini döken kardeşlerimizin ellerinde şekillenecek. Bundan çok değil birkaç yıl önce insansız hava araçlarımız yoktu, akıllı mühimmatlarımız, Milgemlerimiz yoktu. Kolları sıvadık, bu ülke için taşın altına sadece elini değil bedenini koyan kardeşlerimizle birlikte bugünkü seviyeye geldik. Bunu yeterli görmedik, göremeyiz. Hep daha iyisi, hep daha gelişmişi vardır onu arayacağız. Bu hedeflere doğru yürümek şöyle dursun, koşar adım ilerlememiz gerekiyor. En iyi mühendis, en iyi yazılımcı, en iyi usta, en iyi tasarımcı bizde olmalı. Yeni adımlarımız da yoldadır. Kimse merak etmesin, biz savunma sanayii alanında da diğer alanlarda da adımızdan daha çok söz ettireceğiz” değerlendirmesini yaptı.  “Türk lirasının reel olarak değer kaybettiği süreç sona gelmiştir”  Türk lirasının değer kaybettiği süreçte sona gelindiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bizim uyguladığımız dezenflasyon programı çok büyük ihtimalle lirada reel olarak bir değerlemeye sebep olabilir. Yani Türk lirasının reel olarak değer kaybettiği süreç sona gelmiştir. Özetle Türk lirasının reel olarak değer kazanma ihtimali yüksektir. Onun için önümüzdeki dönemde biz uyguladığımız sağlıklı politikalar ve yapısal reformlarla yatırımcı güvenini kazanacağız, halen de kazanıyoruz. Bu güven fon akışını tetikleyecek. Fon akışı lirada reel değerlemeye sebep olacak. Bu da dezenflasyonu hızlandıracak, büyümenin aşağı yönlü risklerini sınırlayacak. Neticede hem makul düzeyde büyüyeceğiz, hem enflasyon düşecek bu koşullarda. Yani faziletli bir döngüye gireceğiz inşallah” dedi.  Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan gençlere çağrı  Gençlere çağrıda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim Avrupa'da oynayan gençlerimizin neredeyse yarısı milli takımımıza aday ve milli takımımızda da yer aldılar. Aynı zamanda Türkiye'deki takımlarda artık ciddi manada bir dönüşüm var. Yabancı futbolculardan çok bizim Avrupa'daki çocuklarımız takımlarımızda oynasalar herhalde o daha iyi olur. Başarı bildiğiniz gibi devamlı olmalıdır, aynı performansı milli takımımızdan Euro 2024 Avrupa Şampiyonası’nda da görmeyi isteriz. Spora ve sporculara verdiğimiz destek ortada. Bu destekleri artırarak sürdüreceğiz. Sadece sporda değil, bilimde ve teknolojide de çok yetenekli gençlerimiz var ve hem Türkiye’de hem dünyanın çeşitli yerlerinde göğsümüzü kabartan işlere imza atıyorlar. Gençlerimize çağrım şudur; ne iş yaparlarsa yapsınlar, bu millete, bu vatana hizmet etmenin ve faydalı olmanın bir yolunu bulsunlar. Bunların hepsi bizim Türkiye Yüzyılı vizyonumuza dahildir. Bu hedeflere ulaşmak için yaptığımız işlerde en iyiyi yakalamanın çabası içinde olmalıyız” diye konuştu.

Netanyahu toplantısının detayları neler? Haber

Netanyahu toplantısının detayları neler?

Netanyahu ile birlikte yapılan toplantıda Gazze çatlağı oluştu Hammasın İsrail’e yaptığı saldırı üzerine İsrail hükümetinin, yapılan saldırıları görüşmek için başlattığı toplantıda tartışma çıktı. İsrail hükümeti Gazi şeridinden İsrail'e düzenlenen saldırıları masaya yatırmak üzere oturum düzenledi. Hükümetin gazze’den açılan saldırıları görüştüğü oturumda kabine üyeleri arasında tartışma ortamı oluştuğu bildirildi. İsrail kamu yayın kuruluşu yayımlanan habere göre bilim ve teknoloji bakanı, saldırıların önceden bilinmemesine tepki göstererek “bugün her vatandaş İsrail istihbaratına ne olduğunu soruyor” diyerek tepkisini gösterdi. Netanyahu Oturumdaki üyelerden birinin buna yanıt olarak “sessiz olun” çağrısı yaptığını başka bir üyenin de “bize sessiz olmamızı söylemeyin!” şeklinde karşılık verdiğini bildirdi. İsrail çevre koruma bakanı, sağlık bakanı'nın kendisine ambulansların merkezi ile ilgili bilgi vermediğini iddia etti. Bunun üzerine Sağlık Bakanı “eğer istersen sağlık Bakanı yardımcısı olabilirsiniz” şeklinde alaycı üslup ile karşılık verdi. Bunun ardından “Ambulansların nerede olduğunu önemsemiyorum, sadece çalışmadıklarını ifade ediyorum.” diyerek karşılık verdi. Maliye Bakanı ise oturumdaki konuşmasında artık sert olmaları ve Hamas’ın elindeki İsraillileri çok düşünmemeleri gerektiğini dile getirdi. Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları dün sabah İsrail’e Aksa Tufan isimli saldırı başlattığını açıklamıştı ayrıca gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken silahlı gruplar bölgedeki yerleşim yerlerine girmişlerdi. İsrail ordusu da onlarca Savaş uçağıyla Gazze’ye saldırmaya başladı. İsrail ve Gazze’de son durum nedir? Yaralı sayısı durumu… İsrail’in Gazze’ye saldırmasında 313 kişi hayatını kaybetti, 1990 kişi yaralandı. Hamas’ın İsrail'e başlattığı saldırıda 350 İsrail’in öldüğü 1.864’de yaralının olduğu açıklandı. HABER:KAAN KOÇAK

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.