SON DAKİKA
Hava Durumu

#Necmettin Erbakan

YENİŞEHİR YÖREM - Necmettin Erbakan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Necmettin Erbakan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bakan Bolat: “200’ün üzerinde ülkeye 11 bin 500 kalem ürün satıyoruz” Haber

Bakan Bolat: “200’ün üzerinde ülkeye 11 bin 500 kalem ürün satıyoruz”

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Konya’da Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Akademik Yıl Açılışı ve Konferansına katıldı. NEÜ Ahmet Keleşoğlu Yerleşkesindeki konferans salonunda yapılan programda gönüllerinin ve içlerinin acıdığını söyleyerek sözlerine başlayan Bakan Ömer Bolat, “Gazze'de dünyanın gözleri önünde başta çocuklar, kadınlar, yaşlılar, erkekler demeden 5 binin üzerinde kardeşimiz 15 gün kadar bir süre zarfında sivil yerleşim yerleri ve sivil insanlar hedef gözetilerek bombalanıyor. Cami, okul, hastane, hatta kiliseyi bile ayırt etmeden yapılan bir mezalim. Maalesef dünyaya hükmetmeye çalışan egemen güçlerin buna seyirci kaldıklarını, bunu haklı gördüklerini, duyarsız kaldıklarını ve böylesi ikiyüzlü bir politika istediklerini bir kez daha görmüş olduk. Maskeler düştü. Bu konuya nasıl çifte standartla yaklaştıklarını görmüş olduk. İslam Dünyası ve Türkiye olarak bütün gücümüzle Gazze'nin yanında yer almak için başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Dışişleri Bakanı’mız, Sağlık Bakanı’mız ve hepimiz gayret gösteriyoruz. Gazze'nin ve Gazzelilerin yanındayız ve yanında olmaya inşallah devam edeceğiz. Önce ateşkes sonra kalıcı barış ve inşallah iki devletli bölgede bir düzenin kurulmasıyla ancak bu kanın durdurulması mümkün olacak” dedi.  “İhracatımızın yüzde 45'ini gelişmiş zengin ülkelere yapıyoruz”  Türkiye'nin artık oyun kurucu bir ülke durumunda olduğunu ifade eden Ömer Bolat, ”Birbirimizi sever ve saygı duyarsak, ülkemizi seversek, disiplinli ve çok çalışırsak, sistematik çalışırsak, yeniliklere açık olursak, artırırsak ve ekip çalışması yaparsak milli değerlerimize, tarihi mirasımıza sahip çıkarsak çok daha başarılı, güçlü bir Türkiye'yi birlikte yapacağız. Türkiye yüzyılı siz gençlerin omuzlarında inşallah yükselecek. Eskiden bize 'siz onu yapamazsınız, bunu yapamazsınız, biz size satalım' derlerdi. Ama hamdolsun prangaları kırdık, özgüvenimiz tam. Her şeyi yapabiliyoruz. 200’ün üzerinde ülkeye 11 bin 500 kalem ürün satıyoruz ve ihracatımızı da son 20 yılda 7 kat artırdık. Bu anlamda ihracatımızın yüzde 45'ini de gelişmiş zengin ülkelere yapıyoruz. Amerika'yı, Kanada'ya, İngiltere'ye baktığımızda ihracatımızın yüzde 60'ından fazlasını bu ülkelere yapıyoruz. Demek ki kaliteli ve rekabetçi fiyatlarda yapıp satabiliyoruz ki adamlar alıyor. Almaya mecbur değil. Gider başka ülkeden de alabilir. O anlamda başarılarımızla da iftihar edelim. Ama yetinmeyelim daha iyisini yapmaya çalışalım inşallah” şeklinde konuştu.  Bakan Bolat daha sonra öğrencilere “Gençler İçin Meslek Sırları ve Kariyer Yönetimi” konulu sunum yaptı.  NEÜ Rektörü Cem Zorlu da “Ülkemizin gelişim dinamiğiyle paralel, ismine yaraşır bir kurum olma iddiası taşıyoruz. Yükseköğrenim kurumları içerisinde ‘Dünyada ilk 500, Türkiye’de ilk 5' diyerek açık, somut ve ölçülebilir bir hedefimizin olması, bu bilincin bir gereğidir. Her alanda kendi geleneğini oluşturan ve kendi modelini geliştiren bir üniversite olarak görünürlüğü çok daha fazla bir yükseköğretim kurumu olmaktan başka çaremiz yok. Hasılı fikir, yürek ve alın teriyle bir başarı hikayesine talibiz. Necmettin Erbakan Üniversitesi, başarıyı bir kurum kültürü olarak benimsemiştir. Tüm akademik ve idari süreçlerde uyguladığımız strateji ve izlediğimiz yöntemler, başarıyı bir kurum kültürü haline getirmek üzere kurgulanmaktadır. Gerçek problemleri deşifre edip etkili çözümler bulurken, verimli ve sürdürülebilir faaliyetlerimizi çoğaltırken, doğru hedeflerin belirlenmesi ve belirlenen hedeflere ulaşabilme çabasındayken ve sürekli iyileştirme süreçleriyle ilgili risk analizleri yaparken, başarı, değişmezimiz olmayı sürdürüyor. Başarılı bilim insanları ve adaylarına kapılarımızı sonuna kadar açma politikamız, yükselme kriterlerinde yaptığımız değişiklikler, geleneksel hale getirdiğimiz akademi ödülleri, başarılı öğrencilere yönelik başlattığımız başarı bursları ve yine başarılı mezunlara yönelik düzenlediğimiz bölüm birincileri mezuniyeti, benimsediğimiz anlayışın birer göstergeleridir. Başarı üzerine bina etmeye çalıştığımız kurum kültürümüzün çıktıları olan başarılı sonuçlar, hamdolsun son 5 yıldır yüzümüzü güldürüyor” diye konuştu.  Programa, Konya Valisi Vahdettin Özkan, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı, üniversite akademik personeli ve öğrenciler de katıldı.

Erbakan: “Meclis’e ‘Filistin tezkeresi’ gelirse destekleriz” Haber

Erbakan: “Meclis’e ‘Filistin tezkeresi’ gelirse destekleriz”

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, sosyal medyadan yaptığı ‘Gazze’ çağrısını memnuniyetle karşıladıklarını ve Mehmetçik'in 'barış gücü' olarak Filistin'e gönderilmesi konusunun Meclis'e gelmesi halinde destekleyeceklerini söyledi.   Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, ‘Anadolu Buluşmaları’ kapsamında geldiği Kayseri’de Cumhuriyet Meydanı’nda halka hitap etti.  “İsrail’in hedefi Gazze’den sonra Türkiye olacaktır”  Erbakan, Gazze’de katliam yapan İsrail’in hedefinin sadece Filistin ile sınırlı olmadığını, bütün Ortadoğu ve sonrasında Türkiye’yi yöneleceğini söyledi.  Başta Türkiye olmak üzere İslam coğrafyasındaki tüm yöneticilerin mutlaka yaptırımlar ortaya koyması gerektiğini söyleyen Erbakan, “Müslüman ülkelerin sadece konuşmakla sadece kınamakla bir yere varılamayacağını görmesi gerekiyor. Kınamak, lanetlemek ve ateşkes çağrısı yapmak; maalesef 75 yıldır hiçbir işe yaramadı. Kadın, çocuk, yaşlı ve engelli demeden cami, kilise, hastane, okul demeden bomba yağdırıyorlar ve dünyanın gözü önünde bir katliam yapıyorlar. Müslüman ülkelerin en azından doğal gaz ve petrol satışına sınırlama getirmesi lazım. Diğer stratejik maddelerin bu zulmü destekleyen Amerika ve Batılı ülkelere satışına kısıtlama getirmesi lazım. Mutlaka Türkiye'nin öncülüğünde Amerikan ve İsrail malları ile bu zulme bizzat İsrail'e giderek destek veren Avrupa ülkelerinin mallarının boykot edilmesi lazım. Müslüman ülkelerde Amerikan ve İsrail firmalarının yapmış oldukları kontratların mutlaka iptal edilmesi lazım. Bu zulme açık destek veren, bu zulmü, bu katliamı alkışlayan Amerika'nın en azından Adana'daki İncirlik Üssü'nü kapatmamız lazım. Malatya'da, İsrail'i İran füzelerine karşı korumak üzere kurulan Kürecik Radar Üssü'nün derhal kapatılması lazım. Müslüman ülkeler sadece konuşmakla, sadece kınamakla bir yere varılamayacağını görmesi lazım" diye konuştu.  ‘Yerel seçimlerde bir beka sorunu söz konusu değil’  Kapalıçarşı esnafını ziyareti sonrası Kayseri Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret eden Erbakan burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.  Bir soru üzerine yerel seçimlerde 'beka sorunu' olmadığı için kendi listeleri ile seçime gireceklerini belirten Erbakan, "Yerel seçimlerde bir beka meselesi söz konusu değil. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde ülkemizin, milletimizin ve devletimizin geleceğini düşünerek son derece hassas bir seçim olması hasebiyle, devleti bütün bu yetkilileri ile yeni sistemdeki bu olağanüstü yetkilerle olması gerektiğini düşündüğümüz için ittifak yaptık. Ama belediye seçimlerinde bu kadar kritik bir durum söz konusu değil. Bu yüzden kendi adayımızla seçimlere girmeyi istiyoruz. Bu yönde de tüm Türkiye'de çalışmalarımızı yapıyoruz" ifadelerine yer verdi.  ‘Meclis’e Filistin tezkeresi gelirse destekleriz’  MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, sosyal medyadan yaptığı Gazze açıklaması sonrası Mehmetçik'in 'barış gücü' olarak Filistin'e gönderilmesi konusunun Meclis'e gelmesi halinde destekleyeceklerini söyleyen Erbakan, Bahçeli ile telefonda görüştüklerini, Filistin’e desteklerinden dolayı teşekkür ettiklerini söyledi:  “54. Hükümet döneminde Erbakan Hocamızın başbakan olduğu dönemde Meclis’in çıkarttığı tezkere ile Filistin’in El Halil kentine Mehmetçik ‘Barış gücü’ olarak gönderilmiş ve hiçbir Filistinlinin burnu bile kanamamıştı. Yine bu konu Meclis’te gündeme gelebilir ve böyle bir adım atılabilir. Tarihten gelen misyonumuz dolayısı ile Filistin halkının gözü Türkiye’dedir. Oraya sahip çıkılması için, daha etkin fiili adımlar atılması için bizden beklenti içindeler. Meclis’e bu konu gelirse biz de destekleriz.”

Fatih Erbakan: 'Siyonizme karşı konuşmanın ötesine geçilmeli' Haber

Fatih Erbakan: 'Siyonizme karşı konuşmanın ötesine geçilmeli'

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Müslüman ülkelerin siyonizme karşı konuşmanın ötesine geçmesi gerektiğini belirterek, "Müslüman ülkeler ellerindeki kaynakları ortak hareketle bir yaptırım gücü olarak kullanırsa siyonizm masaya oturmak mecburiyetinde kalır” dedi.   Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, bir dizi program için geldiği Kayseri’de basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Siyonizmin bütün insanlığın düşmanı olan bir canavar olduğunu söyleyen Erbakan, “Burada öncelikle Gazze’deki katliama, soykırıma değinmek istiyoruz. Burada çok açık bir insanlık suçu işleniyor. Açıkça bir katliam ve soykırım yapılıyor. Merhum Erbakan hocamız siyonizmi milletimize ve İslam alemine yıllar boyunca anlattı. Bundan 50 sene evvel siyonizmin ne olduğunu insanlar bilmezken, bunun hedeflerini, yapısını, amaçlarını, kurmuş olduğu organizasyonları milletimize ve bütün İslam alemine tanıttı ve anlattı. Uyarısını yaptı ve siyonizmin bütün insanlığın düşmanı olan bir canavar olduğunu ortaya koydu. Yani sadece Filistin’le sınırlı değil bu iş, Ortadoğu’yu, İslam alemini ve hatta Allah vermesin Türkiye’yi yutmaya çalışan bir canavar. Dolayısıyla bununla etkili bir mücadele yapılması gerekir. Tabii bununla ilgili olarak kendisi cesur bir şekilde gerekli adımları siyasi hayatı boyunca attı. 'Bugün ne yapabiliriz? Karşımızda Amerika var, bir şey yapılamaz' diyenler için Erbakan hocamızın hayatı çok örneklerle dolu. Bir defa Kıbrıs Barış Harekatı’nın yapılması Erbakan hocamızın Amerika’ya rağmen gerçekleştirdiği bir zaferdir, başarıdır. Rahmetli Bülent Ecevit Londra’da görüşmeler yaparken, başbakan vekili sıfatıyla rahmetli Semih Sancar’a harekat emrini verdi ve Kıbrıs’ta o günden bugüne bir tane Müslüman Türk kardeşimizin burnu bile kanamıyor. Amerika tehditler yapmasına rağmen bu harekat emri verildi ve istediklerini de yapamadılar. Muazzam bir zafer kazanıldı. Dediğim gibi 50 seneden beri de orada kimsenin burnu kanamıyor” dedi.  Erbakan, Müslüman ülkelerin ellerindeki kaynakları ortak hareketle bir yaptırım gücü olarak kullanması halinde siyonizmin masaya oturma mecburiyetinde kalacağını söyleyerek, “Tabii D-8’in kurulması yine dünya siyonizmine karşı atılan bir adımdır. Türkiye’nin öncülüğünde İslam aleminin bir araya toplanması, ortak hareket etmesi, ortak bir güç olarak ortaya çıkması bu D-8 adımıyla mümkün olacaktı. İkinci hedef D-60 yani 57 Müslüman ülkenin bir araya gelmesiydi. Bütün bu 42 senelik siyasi mücadelesinde dış güçlere ve dünya siyonizmine karşı en etkili adımları attı, etkili bir mücadele ortaya koydu. Bugün de biz Yeniden Refah Partisi olarak bu olaylar karşısında kınamanın, lanetlemenin ve ateşkes çağrısının maalesef bir faydası olmadığını, elbette ki bunları yapacağız ama 75 seneden beri bu yolda bir sonuç elde edilemediğini ifade ettik. Müslüman ülkelerin elinde olan güçler belli. Dünyadaki petrolün 3’te 2’si, doğalgazın yüzde 55’i, dünya su kaynaklarının yarısından fazlası Müslüman ülkelerde. Yani su aslında doğalgaz ve petrolden daha da önemli, ki bununla beraber uranyumun yüzde 40’ı yani dünyadaki uranyumun yarıya yakını, ki uranyum olmadan nükleer enerji santrallerini çalıştırabilmeniz mümkün değil. Amerika’nın Akdeniz’e gönderdiği uçak gemisi dahi nükleer enerjiyle çalışıyor. Burada bütün bunların ortak hareketle bir yaptırım gücü olarak kullanılması zalimlerin, siyonizmin masaya oturmaya mecbur kalmasına yol açar” ifadelerini kullandı.  Müslüman ülkelerin işi konuşmanın ötesine götürmesi gerektiğini söyleyen Erbakan, “Bunların ürünlerinin boykot edilmesi, bu stratejik kaynakların bunlara sağlanmasının önlenmesi ve yine özellikle hükümete de çağrıda bulunmuştuk, bu kadar açık zulme destek veren Amerika’nın en azından İncirlik’teki üssünün kapatılması. Bize hiçbir faydası yok. Kürecik’teki radar üssü, İsrail’i İran füzelerine karşı korumak üzere kurulmuş bir üstür. Malatya’ya kurulma nedeni de İsrail’e kurulduğunda uzak kalması. Malatya İran’a daha yakın, Malatya’da kurduğunuz zaman İran’dan ateşlenen bir füzeyi ateşlenir ateşlenmez fark ediyorsunuz ve gerekli tedbirleri alıyorsunuz. Yani siyonist rejimi korumak için bizim topraklarımızda radar üssü var. Bunları en azından kapatalım. Bu adımların atılması ve tabii ki Müslüman ülkelerin ortak hareket ederek işi konuşmanın ötesine götürmesi gerekiyor. İnşallah bu adımların atılması bir an evvel gerçekleşir. Bu vesile ile bir kez daha Gazze’deki şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Allah inşallah bir an evvel selamete çıkarsın” dedi.

Erbakan'dan Amerika'nın İncirlik askeri üssünü kapatalım teklifi Haber

Erbakan'dan Amerika'nın İncirlik askeri üssünü kapatalım teklifi

En azından zulme karşı bir duruş sergileyip adım atmış olalım” dedi.   Partisinin düzenlenen programı nedeniyle depremin merkez üssü Kahramanmaraş’a gelen Erbakan, şehirde bulunan Samsun Çarşısı esnaflarını ziyaret etti. Esnaf ziyareti sonrası partililerle buluşan Erbakan, “Bugün Kahramanmaraş halkının nasıl bir İslam kardeşliği ve ümmet bilincine sahip olduğunu arkadaşlarımız ile beraber müşahade ettik. Kendileri daha birkaç ay önce yakınlarını, ailelerini kaybetti. Kahramanmaraş adeta yerle bir oldu en büyük acıları daha birkaç ay önce yaşadılar. Ama bugün diyorlar ki, ‘Biz bütün acılarımızı unuttuk şuanda Gazze’deki acılarımızı unuttuk, o bombalanan kadınlar ve çocuklara ağlıyoruz’ diyorlar” dedi.  Adana ve Malatya’daki Amerikan üslerinin kapatılması gerektiğini ifade eden Erbakan, “Bir taraf açık bir şekilde göz göre göre işgalci iken, bir tarafta gerçek ev sahibi iken biz ne yapalım kendi aranızda halledin ateşkes yapın biz taraf olamayız diyemeyiz. Bizim ecdadımız asırlar boyunca mazlumun yanında taraf oldu. En azından şu doğalgazı ve petrolü, şu zulme destek olan Amerika’ya ve batılı ülkelere satmayı Müslüman ülkeler durdursun. Allah petrolün üçte ikisini, doğalgazın yarıdan fazlasını Müslüman ülkelere verdi. En azından şu petrolün ve doğalgazın vanasını kısalım. Bu zulme açıkça destek veren Amerikan yönetiminin burada İncirlik’teki askeri üssünü kapatalım. En azından zulme karşı bir duruş sergileyip adım atmış olalım. İsrail’i İran’ın füzelerine karşı korumak üzere Malatya’da Kürecik’te kurulmuş olan radar üssü var. neden Malatya’ya kurulmuş İsrail’e kursunlar. İsrail’e kurarlarsa menzili yetmiyor. İran’dan ateşlenen füzeyi ateşlediği anda ateşlediği anda algılaması için İran’a daha yakın bir noktada olması lazım. Bu katil Siyonist İsrail rejimini korumak bize mi kaldı Allah aşkına. Kapatalım şu Kürecik radar üssünü” ifadelerini kullandı.  İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun savaş suçu işlediği ve tutuklanması gerektiğini ifade eden Erbakan, “İslam ülkelerinde ve pek çok Müslüman ülkede Amerika’nın askeri üsleri var ve bu askeri üsleri kapatalım. Biz de Erbakan hocamız gibi, ‘Kuvvet ve kudret sahibi Amerika değil, cenabı Allah’tır deyip adım atalım. Tabi Türkiye öncülüğünde bu İsrail ve Amerika mallarının boykot edilmesi, Netanyahu’nun adalet divanında yargılanması için gerekli baskının oluşturulması. Netanyahu hakkında tutuklama kararı çıkarılması için gerekli girişimlerin yapılması ve Ukrayna’dan dolayı Putin’e bunu uluslararası toplum yaptı. Netanyahu burada apaçık Ukrayna’nın yüz misli büyük bir suç işleyip katliam yapıyor. Bu tutuklanmayacakta kim tutuklanacak. Bu yargılanmayacakta kim yargılanacak” diye konuştu.  İsrail saflarında savaşan İsrail ve Türkiye Cumhuriyeti çifte vatandaşların tespit edilmesi ve yargılanması gerektiğini de söyleyen Erbakan, “Amerika ve İsrail firmalarının Müslüman ülkelerinde devletle yapmış olduğu kontratların iptal edilmesi anlaşmaların fes edilmesi. İsrail ordusunda şuanda görev yapan hem Türkiye Cumhuriyeti, hem de İsrail vatandaşı olan kimselerin tespit edilmesi ve bunlar hakkında Türkiye’de insanlığa karşı suç işlemekten dava açılması. Bunları dışişleri bakanlığımız ve istihbarat başkanlığımız ve büyükelçiliğimiz çok kolaylıkla tespit edebilir. Somut adımların atılması lazım. Merhum liderimizi anıyoruz, ‘Siyonizm laftan anlamaz, yaptırımdan anlar, güçten anlar’ diyor. 75 senelik İsrail tarihi bu sözün ne kadar doğru söz olduğunu bize gösteriyor” diye konuştu.

YRP'den ‘memuriyette 35 yaş sınırı kaldırılsın’ çağrısı Haber

YRP'den ‘memuriyette 35 yaş sınırı kaldırılsın’ çağrısı

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Vekili ve Ar-Ge Başkanı Doğan Aydal, yaptığı yazılı açıklamada hukuki, sosyal, bilimsel gerekçeler ve ülke çıkarları düşünülerek kamuda istihdamda 35 yaş sınırı ile ilgili teamüllerin acilen gözden geçirilerek kaldırılması gerektiğini belirtti. Devlet memurluğunda 35 yaş sınırının anayasanın pek çok maddesine göre aykırı olduğunu savunan Aydal, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:  “Bugünlerde en çok konuşulan konulardan biri, devlet memurluğuna kadrolu veya sözleşmeli olarak girmek isteyecek adaylar için 35 yaş sınırının konulmasıdır. Bu yaş sınırının konulması ile ilgili olarak özellikle adaylar, akademik çevreler ve hukuk çevreleri, bu sınırı vatandaşlar arasında bir ayırımcılık olarak adlandırmakta ve bu sınırın kaldırılmasını talep etmektedir. Devlet basit bir mantıkla 'İşe kabul ve istihdam sürecinde hizmetin zorunlulukları nedeniyle yaş sınırlarının belirlenmesi ve uygulanması gereklilik ve amaçla orantılı olması şartıyla yaşa dayalı farklı muamele ayrımcılık iddiasının ileri sürülemeyeceği hallerdendir’ demektedir.”  "Yaş sınırı anayasanın eşitlikle ilgili 10. maddesine aykırı"  Yaşa dayalı sınırın kaldırılmasını talep eden çevrelerin bunu anayasanın eşitlikle ilgili 10. maddesine dayandırdıklarını aktaran Aydal, “Bu madde ‘Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir’ demektedir. Anayasada dayanak olarak gösterilen bir diğer önemli madde de 48. maddedir. Anayasanın ‘Çalışma ve sözleşme hürriyeti’ başlıklı 48’inci maddesi şöyledir: ‘Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir’” dedi.  Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'nun da devlete iş için müracaatlarda konulan yaş sınırını vatandaşlar arasında ‘doğrudan ayrımcılık’ olarak gördüğünü belirten Aydal, “20.4.2016 tarihli ve 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu'nun ‘Tanımlar’ başlıklı 2’nci maddesinin (d) bendi şöyledir: ‘Doğrudan ayrımcılık: Bir gerçek veya tüzel kişinin, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden karşılaştırılabilir durumdakilere kıyasla eşit şekilde yararlanmasını, bu Kanun'da sayılan ayrımcılık temellerine dayanılarak engelleyen veya zorlaştıran her türlü farklı muameleyi ifade eder.’ 6701 sayılı Kanun'un ‘Eşitlik ilkesi ve  ayrımcılık yasağı’ başlıklı 3’üncü maddesi şöyledir: ‘Herkes, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşittir. Bu Kanun kapsamında cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılık yasaktır’ demektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 14’üncü maddesine ise göre ‘Bu sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan güvence altına alınır’ denilmektedir” ifadelerini kullandı.  “Pek çok alanda kişilerin en verimli oldukları yaş 35 sonrasıdır”  Kadrolu veya sözleşmeli personel alımlarında 35 yaş sınırını bir teamül olarak personel iş müracaat formlarına yazdığını aktaran Aydal, “Devletin bu sınırı getirmesindeki esas sebep yaş ilerledikçe fiziki gücün azalmakta olduğu mantığıdır. Bazı fiziki güç isteyen işler için bu doğruymuş gibi gözükebilir. Ancak günümüz dünyasında bilgisayar teknolojileri, nano-teknoloji, uzay bilimleri, mikroçip teknolojisi, biyo-teknoloji, nükleer teknoloji ve benzeri onlarca konuda uğraşan kişilerin en çok verimli oldukları-olacakları dönem 35 yaş sonrasıdır. Bu kişilerin fiziki gücü değil beyin gücü devrededir ve devlet de bu gücü kullanacaktır. Bu sınır kaldırılmadığı sürece yurt dışında çalışan ve ilerleyen yıllarda Türkiye’ye dönüp kadrolu ve/veya sözleşmeli olarak devlet için çalışıp tecrübelerini gençlere aktarmaya çalışacak Türk bilim insanlarına da büyük bir engel oluşturacaktır” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.