SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kültür Ve Turizm

YENİŞEHİR YÖREM - Kültür Ve Turizm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kültür Ve Turizm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Antik kentte heyecanlandıran keşif Haber

Antik kentte heyecanlandıran keşif

Anemurium Antik Kenti’nde 1500 yıl önce yaşanan büyük bir depremle yıkılarak toprak altına kaldığı değerlendirilen heykelin çıkarılması tüm ekip başta olmak üzere ilçedeki herkesi heyecanlandırdı. Anamur ilçesinde Akdeniz kenarında yaklaşık 600 dönümlük bir arazide yer alan Anemurium Antik kentinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Konya Selçuk Üniversitesi adına Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekocak başkanlığında birçok farklı disiplin ve üniversitelerden akademisyen ile öğrencilerden oluşan ekip tarafından kazı, araştırma ve restorasyon çalışmaları yıl boyunca aralıksız sürüyor. Tarihi dokusu ile 2000 yıl öncesine ait birçok iz barındıran kentte ekipleri heyecanlandıran yeni keşifler de yaşanıyor. Son olarak antik kentin liman hamamı ve çevresinde yürütülen arkeolojik kazılarda Roma Dönemi’ne ait giyimli bir kadın heykeli bulundu. Heykelin vücut bölümünün tamamen iyi korunduğu yapılan ince kazıyla ortaya çıkarıldı. Altta khiton, onun üstünde himation olmak üzere iki farklı kıyafetin işlendiği giyimli kadın heykelinin bin 800 yıl öncesine ait bir tanrıça, imparatoriçe veya burada yaşamış aristokrat yada önemli bir aileye mensup hayırsever kadınları temsil ettiği belirtildi. Yaklaşık 1500 yıl önce bölgede yaşanan büyük bir depremle toprak altında kaldığı değerlendirilen heykelin çıkarılması için ekipler gün boyu çalıştı. Son olarak ta alana vinç yanaşamaması nedeniyle heykel küçük bir iş makinesi yardımı ile Antalya Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürlüğünden gelen alanında uzman bir konservatör-restoratör ve kazı ekibi tarafından büyük bir titizlikle yürütülen çalışmalar sonucunda yerinden çıkarılarak üzerinde bilimsel araştırma, temizlik, konservasyon ile restorasyon çalışmaları yapılmak üzere koruma altına alındı. "Zaman kapsülü gibi" İHA muhabirine açıklama yapan Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekocak, "Burası Anemurium antik kenti. Mersin’in Anamur ilçesinde yaklaşık kent merkezine 10 kilometre uzaklıkta, ağırlıklı M.S. 2. yüzyıldan 6. yüzyıla kadar yapımların yoğun bulunduğu bir kent. Biz burayı şöyle adlandırıyoruz, adeta bir zaman kapsülü gibi. Buraya girdiğiniz an tam 1800 yıl öncesine ışınlanıyorsunuz. Kentin kuruluş tarihçisiyle ilgili farklı rivayetler olmakla beraber biz arkeologlar işe elimizdeki somut bilgilere bakarak konuşuruz. Elimizdeki veriler kentteki mimari kalıntıların en erken MÖ 2. Yüzyıla, buluntuların ise MÖ 5. Yüzyıla kadar gittiğini göstermektedir. Yani, kentin 2500 yıl öncesinde varlığını net olarak biliyoruz. Hititlere kadar gittiği de söyleniyor ama bununla ilgili henüz bir bilgimiz yok" dedi. "Heykel, gerçekten yaşamış birine ait bir portre de olabilir" İçinde bulundukları yerin aşağı şehir olarak adlandırdıkları kamusal binaların çokça olduğu bir alan olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tekocak,"Burası Liman Hamamı olarak adlandırdığımız yapının hemen bitişiğindeki bir alan. Biz ilk olarak Liman Hamamı’na ait mekanların nitelik ve işlevlerini tespit etmek amacıyla bu yapıda kazılara başladık. Daha sonra hemen yanı başındaki bu alanında hamamla bir ilişki olup olmadığını anlamak için burada da bir kazılara başladık ve açtığımız sondajlarda çok ilginç kalıntılarla ve buluntularla karşılaştık. Buranın "nymphaeum" yani antik çağda bir çeşme anıtı olabileceğini düşünüyoruz. Ve bu çeşme anıtını süsleyen çok güzel bir kadın heykeliyle karşılaştık. Kadın heykeli diyorum çünkü, kime ait olduğunu bilmiyoruz henüz başını bulamadık. Şuan ayakta duran, giyimli M.S. 2’inci yüzyıla ait bir kadın heykeli var. Başı, kolları ve ayak kısmı henüz eksik. Kollarının birisini daha sonra bulduk çalışmalar devam ediyor, ümit ediyorum ki başını ve diğer eksik kısımlarını da bulacağız. M.S. 2. yüzyılda gerçekten yaşamış birine ait bir portrede olabilir ki eğer öyleyse biz 1800 yıl önce burada yaşamış ilk defa birisinin silueti ile, resmiyle, heykeliyle karşılaşmış olacağız. Roma çağında bu tür portre sanatı gelişmiştir" ifadelerini kullandı. İlçe protokolünü de heyecanlandırdı Bulunan heykelin antik kent için özel olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tekocak, "Anemurium Antik Kentin de birinci dönem kazıları diyelim, yani bizden önceki ekipler tarafından yapılan kazılarda da böyle bir heykel bulunmadı. Yani şuan bizim en anıtsal buluntumuz bu yapı içinde çıkmış durumda. İlk defa bulundu, ilk kez. Zaten bizi heyecanlandıran o. Tüylerim diken diken oldu. Çünkü çok güzel bir duygu. Buraya gelip ilk gördüğümde de oturup saatlerce izledim. Tabi ki bizim için bütün buluntular tarihi açıdan çok önemli ama böyle anıtsal olduğu zaman ve bir de insanla alakalı daha fazla veri verecek bir şey olduğu zaman bizim için çok daha büyük önem arz ediyor" diyerek sözlerini tamamladı. Heykelin çıkarılma aşamasını yerinde takip eden Anamur Kaymakamı Bilal Bozdemir," Bir kadın heykeli kazı çalışmaları sırasında bulundu. Bugün de belediye başkanımızla, kazı başkanımız, Kültür Bakanlığımız temsilcilerimizle birlikte heykeli yerinden alıp, müzeye göndereceğiz. Bu kadın heykelinin bulunmasından dolayı çok mutluyuz, heyecanlıyız" diye konuştu. Heykelin turizm açısından önemine değinen Anamur Belediye Başkanı Hidayet Kılınç da" Anamur turizmine çok büyük katkısının olacağına inanıyoruz. Anamur gerçekten tabiatıyla güzel bir memleket. Ama tarihiyle de güzel olduğunu biliyorduk, fakat yeni çıkan eserlerle Anamur’un öneminin daha da artacağını çok iyi biliyoruz" şeklinde konuştu.

Hedef Bursa’nın turizm potansiyelini en üst düzeye çıkarmak Haber

Hedef Bursa’nın turizm potansiyelini en üst düzeye çıkarmak

Bursa’daki turizm sektöründe çalışmalarını yürüten, otel, seyahat acentesi, alışveriş merkezi ve tur operatörlerinin de içinde bulunduğu sektör temsilcileri, Bursa Turizmcileri ve İş İnsanları Derneği (BURTİD) çatısı altında bir araya geldi. BURTİD Başkanı Doğan Sager, ilk hedeflerinin Bursa’ya gelen turist sayısı ile şehir turizmindeki pazar çeşitliliğini artıracak planlamaları ortaya koymak olduğunu söyledi. Bursa'nın turizmine yeni bir bakış açısı kazandırmak amacıyla kurulan derneğin ilk toplantısı dün akşam Marigold Bursa Otel'de gerçekleştirildi. Toplantıya Bursa Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Daire Başkanı ve Bursa Kültür Turizm Tanıtma Birliği Müdürü Abdülkerim Baştürk, Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer, BTSO Turizm ve Seyahat Acenteleri Komitesi Başkanı Mehmet Emin Sağer, Nilüfer Belediyesi Meclis Üyesi Murat Yıldırım ile Bursa Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Ahmet Çakır da katıldı. İlk toplantısı yapan derneğin yönetim kurulu Başkan Doğan Sağer, Yönetim Kurulu Üyeleri Murat Bilem, Sedat Ateş, Nihat Özmen, Erdal Kaya, Emre Özcoşar, Ali Taşpınar ve Ömer Faruk Kamburoğlu'ndan oluştu. “BURSA GÜNÜBİRLİK ZİYARET ROTASINDAN ÇIKMALI” Bunu yaparken kamu kurumları ve ilgili kurumsal yapılanmalarla ortak hareket etmeye özen göstereceklerinin altını çizen Sager, “Başta Bursa Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), TÜRSAB ve Bursa Kültür Turizm Tanıtma Birliği ile daha sık ortak çalışmalara imza atmak istiyoruz. Kurumların tüm organizasyonlarında dernek üyelerimizin gereken desteği vermesini sağlayacağız. Şehrimizin değerlerinin ve imkanlarının tanıtımını daha etkili yöntemlerle yaparak, üyelerimizin iş potansiyelini canlı tutarken, yeni pazarlara girmelerine imkan sağlayacağız. Şehrimizi İstanbul ve çevre illerden günü birlik ziyaret edilen bir rota olmaktan çıkararak, yıl içindeki konaklama sayılarımızı yükseltmek istiyoruz” dedi. “UÇAKLAR DOLUSU TURİST GELMESİ HAYAL DEĞİL” Turizmde tüm sektörlerde kaliteyi artırmayı hedeflediklerinin altını çizen Sager, turizm personellerinin eğitimleri konusunda kamu kurumlarıyla ortaklaşa çalışmalar yürüteceklerini belirtti. Eşsiz bir konuma sahip Bursa’da yenilikçi yaklaşımlarla farklı turizm rotaları oluşturmayı hedeflediklerine vurgu yapan Sager, “Daha çok talep edilen ve sürekliliği olan tur rotaları oluşturmak istiyoruz. Hedeflerimizi bir bir hayata geçirdiğimizde Yenişehir Havaalanı’ndan uçaklar dolusu turistin geldiğini görmek hayal değil. Biz bunu başarabileceğimize inanıyoruz” diye konuştu. “KAMU, SİVİL TOPLUM İŞBİRLİĞİ TURİZM ÇITASINI YUKARI TAŞIYACAKTIR” BURTİD’in tanıtım toplantısına katılan Bursa Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Daire Başkanı ve Bursa Kültür Turizm Tanıtma Birliği Müdürü Abdülkerim Baştürk de 2019 yılından bu yana Bursa turizminde yaptıkları çalışmalarda, kamu sivil toplum işbirliğine büyük önem verdiklerini kaydetti. Bu yeni oluşumla bugüne kadar yapılan çalışmaların üzerine yenilerini ekleyeceklerine inandığını belirten Baştürk, “Kamu kaynaklarını efektif bir şekilde kullanarak Bursa turizminin gelişmesine en çok etki edecek şekilde çalışmak önemli. Bu kapsamda da sivil oluşumlarla bir arada hareket etmek gerekiyor. Kamu, sivil toplum işbirliği Bursa’nın turizm çıtasını yukarı taşıyacak etkenlerden biridir. Bunun en güzel örneklerinden biri geçtiğimiz ay gerçekleştirdiğimiz ve 3 günde 500 bin ziyaretçiyi ağırladığımız Gastronomi Festivali’dir” şeklinde konuştu. “EN BÜYÜK EKSİK KONAKLAMA SÜRELERİ” Bursa turizmindeki en büyük eksiğin konaklama süreleri olduğunun altını çizen Baştürk, Bursa’nın İstanbul’a yakın olmasının avantajı olduğunu ama dezavantajının da konaklama sayılarına ve sürelerine etki ettiğini hatırlattı. Bu sistemi doğru kurgulamak için turizm sektörünün sağlıklı işler hale gelmesinin önemli olduğuna dikkati çeken Baştürk, yeni oluşumların her zaman sektördeki eksiklerin tamamlanması ve yeni bakış açıları kazandırılması adına fayda sağlayacağını sözlerine ekledi.

98 yıl aradan sonra Bursa’nın kadim mirası ihtişamına kavuştu Haber

98 yıl aradan sonra Bursa’nın kadim mirası ihtişamına kavuştu

Osmanlı Sultanı 1. Ahmed’in emriyle 1615 yılında Cünûnî Ahmed Dede tarafından kurulan, 1925 yılında yasayla kapatıldıktan sonra bir süre farklı amaçlarla kullanıp, atıl hale gelen ve türbe dışındaki bölümleri yok olan Bursa Mevlevihanesi, Büyükşehir Belediyesi tarafından ilk günkü özgün kimliğiyle yeniden ayağa kaldırıldı. ‘Semahane’, ‘Türbe', 'Meydan-ı Şerif', 'Matbah-ı Şerif’ ve ‘Dedegan Hücreleri' ve 'Selamlık’ olmak üzere 3 bölümden oluşan yapı, özgün kimliğiyle Bursa’ya değer kattı. Mevlevihane’nin özellikle Semahane bölümündeki tavan işlemeleri ve ahşap oymaları göz kamaştırırken, Matbah-ı Şerif bölümü Mevlevilik kültürünün tüm yönleriyle anlatıldığı bir müzeye dönüştürüldü. Bursa Mevlevihanesi'nin kubbe yazıları, orijinalinin aynısı olarak talik tarzda hattat Mahmut Şahin tarafından kaleme alındı. Dedegan Hücreleri ve Selamlık bölümünde Uludağ Üniversitesi iş birliğiyle uzmanlık seviyesinde musiki ve hat derslerinin verileceği Mevlevihane, haftalık sohbet programları, sema gösterileri, musiki ve hat dersleri ile Mevlevi kültürünün tüm yönleri ile yaşatılacağı bir merkez oldu. Bursa’nın tarihi ziynetlerine yeni bir halka olarak eklenen Bursa Mevlevihanesi’nin resmi açılışı, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da katıldığı törenle yapıldı. BURSA BİR RÜYA ŞEHİRDİR Bursa Mevlevihanesi’nin açılış töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Bursa’nın gecesi ayrı güzel, gündüzü ayrı; yazı ayrı güzel, kışı ayrı. Baktığınız her noktada binlerce yıllık yaşanmışlık adeta canlanıyor. Sokaklarında gezinirken bir yanda Orhan Gazi’nin kuruluş günlerinde gök kubbeye yükselen nevbetlerini dinliyorsunuz, bir yanda Evliya Çelebi’nin hayranlıkla bakan gözlerine denk geliyorsunuz, bir yanda Osman Hamdi Bey’in tablosuna yansıttığı resmi temaşa ediyorsunuz, bir yanda da Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Bursa’yı metheden satırlarını ve mısralarını okuyorsunuz. Velhasıl Bursa güzel şehir. Tarihî mirasımıza sahip çıkmak, korumak ve geleceğe aktarmak da bizim asli vazifemizdir” dedi. TARİH AYAĞA KALKIYOR Ecdada ve tarihe hürmet kapsamında yaptıkları çalışmalardan örnekler veren Başkan Aktaş, Tarihî Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nde 40 yıllık bir hayali gerçekleştirdiklerini, Zindan Kapı, Tophane Meydanı, Saat kulesi, İznik surları gibi pek çok restorasyon projesini hayata geçirdiklerini vurguladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da destekleriyle İznik’in 2024 yılında UNESCO Daimi Listesi’ne girdiğine şahit olmak istediklerini kaydeden Başkan Aktaş, Bursa’nın 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilmesindeki destekleri nedeniyle Bakan Mehmet Nuri Ersoy’a teşekkür etti. BU AŞK BURSA’YI SARACAK Açılışı yapılan 400 yıllık Bursa Mevlevihanesi’nin 98 yıl önce sırlanmasının ardından mescit, karakol, askeri depo ve son olarak su deposu gibi farklı işlevler için kullanıldığını ifade eden Başkan Aktaş, “Bu sevgi, aşk ve muhabbet Bursa sokaklarına dalga dalga yayılacak. Bursa Mevlevihanesi’nin yeniden inşa ve ihyası için gayret gösteren Prof. Dr. Mustafa Kara hocamıza ve Safiyyüddin Erhan Beyefendiye teşekkür ederim. Bütün bu süreçte yaptığı akademik çalışmalarla bize yol gösteren, yarınlara miras kalması için 'Bursa Mevlevihanesi' adlı eseri hazırlayan Prof. Dr. Hasan Basri Öcalan’a şükranlarımı sunarım. Bursa Mevlevihanesi son Postnişini Mehmed Şemseddin Efendi'nin dördüncü kuşak torunu Nesibe Günalp Kal hanımefendi, Bursa Mevlevihanesi’ne ve Mehmed Şemseddin Dede'ye ait 133 eseri bağışladı, kendilerine hassaten teşekkür ederim. Ayrıca Bursa Mevlevihanesi için aylardır semazen yetiştirme noktasında büyük katkıları olan Postnişin Fahri Özçakıl’a; mutrib ekibindeki çalışmaları için Doç. Dr. Zinnur Kanık’a teşekkürlerimi sunarım. Mevlânâ Hazretleri’nin vuslatının 750'nci yıl dönümü olan 2023 yılı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından genelgeyle 'Mevlânâ Yılı' ilan edildi. Bursa Mevlevihanesi’nin yeniden inşasının bu önemli yıla denk gelmesi de tarihe not düşmek bakımından ayrıca önemli. Bursa Mevlevihanesi’nin ihyasında emeği geçen değerli isimlere, mesai arkadaşlarıma, kurum ve kuruluşlara ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. 750. vuslat yıl dönümünde Hazreti Mevlânâ’yı da rahmet ve hürmetle yâd ediyorum” diye konuştu. MANEVİ YOL GÖSTERİCİLİK Mevlevîliğin, Mevlana Hazretlerinin manevî yol göstericiliğini, bir merkez etrafında kurumsal hale getirme çabasıyla ortaya çıktığını ifade eden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da Mevlana’nın oğlu Sultan Veled’in tasvibi ve Hüsameddin Çelebi’nin takibiyle Konya’da inşa edilen türbenin, Mevlana Hazretlerinin aziz naaşını saklamasının yanında ilk Mevlevî Dergâhı olma özelliği taşıdığını vurguladı. Mevlevîhaneler tarih boyunca, toplumun her kesiminden insanın manevî hayatına tesir ettiğini dile getiren Bakan Ersoy, “Mevlevîlik tabir-i caizse, hem iç hem de dış güzelliğe odaklanmıştır. Böylece müntesipleri bir yandan kâmil insan olurken, diğer yandan da güzel sanatlara verilen önemle dergâhlardan pek çok sanatkâr yetişmiştir. Özellikle musıki alanında Nutkî, Osman Selâhaddin, Kutbünnâyî Osman, Selim, Abdülbâki Nâsır, Hamâmîzâde İsmâil, Ahmed Celâleddin, Zekâî ve, Fahreddin Dedelerle Itrî, III. Selim ve Rauf Yektâ Bey iz bırakmış isimlerdir. Ancak bu eğilim; Mevlevîliğin, dergâha kapanıp dışarıyla ilgilenmeyen bir yapı olduğu zannı da uyandırmamalıdır. Zira, Hz. Mevlana’dan feyzle devletin dirliği, milletin huzurunu esas alan Mevlevîlik, ülkenin bekası için her zaman hassas olmuştur. Devlet, millet her zora düştüğünde, mesela özellikle 18 ve 19’uncu yüzyıllarda peş peşe savaşlar yaşanırken, Mevlevî dergâhları sosyal dayanışma ve yardımlaşma görevi üstlenmiştir. I. Dünya Savaşı’nda; tren hattına yakın Yenikapı Mevlevîhânesi’nde bir hastane kurulmuş, Galata Mevlevîhânesi’nde yardım toplanmış, Kıbrıs ve Girit gibi adalardaki Mevlevîhâneler, zulüm gören Müslümanlar için bir sığınak, Anadolu’ya bir geçiş noktası olmuş, 'Mücâhidîn-i Mevlevîyye Alayı' adını taşıyan gönüllü alayı Filistin cephesinde çarpışmıştır” diye konuştu. AŞK, MÂRİFET VE HİZMET Mevlevîlik’te tarikat esasının, aşk, mârifet ve hizmet olduğunu kaydeden Bakan Ersoy, “Mevlana Hazretleri’nin nezdinde en kutsî vazife çalışmak olduğundan, dergâhta ilerleyebilmek hizmete endeksliydi. Bir yandan manevî yolculukta derinleşilirken diğer yandan da hem dergâh içi günlük işler görülür hem de bir sanatta ihtisas sahibi olunmaya gayret gösterilirdi. İşte içinde bulunduğumuz Bursa Mevlevîhanesi de bütün bu özellikleri bünyesinde taşıyan bir dergâhtı. 1615 yılında, Sultan I. Ahmed’in isteğiyle Cünûnî Ahmed Dede tarafından inşa edilen dergâh, gerek Bursa’nın gerekse Bursa dışından gelenlerin manevî hayatını olgunlaştırırken, güzel sanatlar alanında da bir mektep vazifesi gördü. Burada, dört asır boyunca; semâ, meşkler, hat, tehzîp, duvar ve tavan işlemeciliği, ahşap oyma alanlarında incelikli çalışmalar yapıldı. Bursa Mevlevîhânesi’ne gösterdikleri ilgiden, ihtimamdan dolayı Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne, Sayın Başkan Alinur Aktaş ve çalışma ekibine, bu güzide mekâna emek veren işçi, usta ve sanatçı arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Mevlana Hazretlerini bir kez daha rahmetle anıyorum” dedi. Törende söz alan Bursa Valisi Mahmut Demirtaş da 98 yıl aradan sonra Bursa’nın kadim miraslarından Mevlevihanenin yeniden ihyası çalışmalarını gerçekleştiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a teşekkür etti. Bursa’nın tarih boyunca ilim, irfan ve sanat dünyasına kucak açtığını ifade eden Demirtaş, “14. yüzyıl Bursa’sı üretim ve ticaretin olduğu kadar tasavvufun da merkezi haline gelmişti. Tasavvuf terbiyesinin en güzel uygulamaları bu merkezlerde gerçekleştirilmiştir. Bu mekanlarda ihya edilen o gönüllerle şehrin tabii güzelliği taçlandırılmıştır. Bursa Mevlevihanesinde eski günlerde olduğu gibi terbiye ocağı yanmaya devam edecektir. Hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. Hz. Mevlana’nın 22. kuşaktan torunu Esin Çelebi Bayru ise, “Hz. Mevlana’nın dediği gibi ‘madem ki bir ağaç diktin onu sula’. İşte maddi manevi çalışmaların karşılığını bulması gerekir. Bu gönül ve kültür mekanının amacı doğrultusunda, ehil kişilerin ellerinde kültürümüzü yaşatması ve insanımıza faydalı olması en büyük dileğimiz ve duamızdır. Bursa Mevlevihanemizin 400 yıllık tarihinde yeniden vücut bulmasında katkıları bulunan tüm dostlara, adsız kahramanlara çok teşekkür ederim” dedi. Konuşmaların ardından Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bakan Ersoy’a günün anısına ipek tabloya nakşedilmiş Bursa Mevlevihanesi’nin orijinal minyatürünü hediye etti. Daha sonra Bakan Ersoy tarafından Mevlevi geleneği olan çerağ uyandırma ritüeli olarak kandil yakıldı. Kültür Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği ve Bursa Mevlevihanesi Postnişini Fahri Özçakıl, çerağ uyandırma gülbankı okudu. Okunan duaların ardından Prof. Dr. Mustafa Kara ve Sayfiyüddin Erhan tarafından hazırlanan ebcetli kitabe protokol tarafından duvara asıldı. Daha sonra Bakan Ersoy ve protokol tarafından mevlevihanenin ve müzenin açılış kurdelesi kesildi. Ardından Mevlevihane içerisinde sema ayini düzenlendi. Sema mukabelesinin başında postnişin Fahri Özçakıl bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.