SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kanser Tedavisi

YENİŞEHİR YÖREM - Kanser Tedavisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kanser Tedavisi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Akciğer kanserine karşı 3B kuralı! Haber

Akciğer kanserine karşı 3B kuralı!

Akciğerdeki hücrelerin kontrol dışı ve dengesiz biçimde çoğalması sonucunda oluşan tümörlerin, akciğer kanseri olarak ifade edildiğini belirten Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Kocatürk, “Hastalıkla mücadele etmenin ön şartı, yenilgiyi kabul etmemektir. Tanı ve tedavi süreçlerinde doktorunuzun verdiği tüm talimatlara uymanız, doktor randevularına aksatmadan katılım göstermeniz son derece önemlidir” dedi.  Kanser tanısı sonrası durumu kabullenmekte zorlanmanın, üzülmenin, nedenler aramanın, geçmişi sorgulamanın ve hatta depresyon, panik atak ve aşırı kaygı gibi duygu durum bozuklukları yaşamanın normal olduğunu vurgulayan Medicana Ataşehir Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Kocatürk; “Tedavi süreci ile birlikte, tedavi yöntemlerinin fiziksel negatif etkisi de size kendinizi kötü hissettirecektir. Fakat unutmayın, bunların hepsi normal. İlkin, aklınızdan şunu çıkarmayın, yalnız değilsiniz! Geçmiş, geçmişte kaldı. Geleceğinizi şekillendirmeye bugünden başlayacaksınız. Akciğer kanseri tedavi süreci boyunca hem fiziksel hem de mental sağlığınızı korumaya yönelik çeşitli aksiyonlar almanız son derece faydalı olacaktır. Hastalığın ve tedavinin üzerinizdeki olumsuz etkilerini azaltmak, beden ve ruh arasında uyum yakalamak, vücudunuzu ve psikolojinizi güçlü kılmak ile işe başlayacağız ”dedi.  Hastalık psikolojisine girmeyin  Kanserde psikolojik desteğin son derece önemli ve hatta zaruri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kocatürk; “Depresyon ya da kaygı bozukluğu ile tek başınıza mücadele etmek zorunda da değilsiniz. Mutsuz hissediyorsanız ve tek başınıza duygu durumunuzu toparlayamıyorsanız profesyonel destek alabilirsiniz. Önemli bir diğer seçeneğiniz ise kanser destek mekanizmaları. Kanser destek gruplarına katılmanız psikolojik uyumlanma sürecinize olumlu etki edecektir. Sizi güçsüzleştirdiğini düşündüğünüz hastalığın aslında sizi farklı pek çok perspektiften güçlendirdiğini aklınızdan çıkarmayın” dedi  Prof. Dr. Celalettin Kocatürk şu önemli uyarılarda bulundu;  “Ölüme en çok sebep olan kanser; Akciğer kanseridir.  Akciğer kanserine en sık neden olan; sigara ve tütün ürünleridir.  Sigara içmeyen bir kişide akciğer kanseri gelişme riski, yüzde 1’den az iken, çok yoğun içen birinde ise yüzde 30’da yakındır.  Birçok hastada erken dönemde hiçbir şikayet olmayabilir.  İki haftadan uzun süren öksürük, kanlı balgam, geçmeyen göğüs ağrısı varsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.  Bir şey çıkarsa korkusuyla doktora gitmeme fikri çok yanlıştır.  Erken evrede tanı koymak çok önemlidir (Evre 1A’da kurtulma şansı yüzde 90, Evre 4B’de ise yüzde 5’ den azdır)”  Akciğer kanserinden korunmak için 3B kuralı;  “Başlama: Tütün ve tütün ürünlerine hiç başlamayın.  Bırak: Böyle bir alışkanlığınız varsa, isterseniz bırakabilirsiniz. İçmeyince ölmezsiniz ama devam ederseniz içtiğiniz her sigara ile ölüme daha çok yaklaşırsınız.  Başvur: 50 yaşın üzerinde ve 20 paket/yıldan fazla sigara içtiyseniz yüksek riskli gruptasınız; Akciğer Kanseri Tarama Programına katılmak için Göğüs Hastalıkları veya Göğüs Cerrahisi Uzmanına başvurmalısınız. Akciğer kanseri ile mücadele psikolojiye dikkat çeken Prof. Dr. Kocatürk, ''Hastalıkla mücadele etmenin ön şartı, yenilgiyi kabul etmemektir. Kanserde psikolojik destek, son derece önemli ve hatta zaruridir. Depresyon ya da kaygı bozukluğu ile tek başınıza mücadele etmek zorunda da değilsiniz. Mutsuz hissediyorsanız ve tek başınıza duygu durumunuzu toparlayamıyorsanız profesyonel destek alabilirsiniz. Önemli bir diğer seçeneğiniz ise kanser destek mekanizmaları. Kanser destek gruplarına katılmanız psikolojik uyumlanma sürecinize olumlu etki edecektir'' şeklinde konuştu. Prof. Dr. Kocatürk, tanı ve tedaviye müteakip doktorun verdiği tüm talimatlara uymanın ve doktor randevularına aksatmadan katılım göstermenin son derece önemli olduğunun altını çizdi.”

Prof. Dr. Şevket Özkaya: “Yaşayan her hücrenin sonu kanser” Haber

Prof. Dr. Şevket Özkaya: “Yaşayan her hücrenin sonu kanser”

Pandeminin sona ermesi ile toplumu en çok etkileyen, hastaların ve yakınlarının kâbusu olan kanser hastalığı gerçeğine geri döndük. Uzmanlar, bilim ve teknolojide yaşanan gelişmelere rağmen, hala kanser tedavisinde erken tanı koymanın yerini alabilecek bir tedavi yöntemi bulunamadığında hemfikir. Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, “Bugün bilinen en önemli husus, yaşayan her hücrenin sonunun kanser ve ölüm olacağı. Örneğin, bir insanın akciğer kanserine veya meme kanserine yakalanma yaşı genetik olarak kodlanmıştır. Tıp dünyası eğer bir insan, başka hastalıklardan hayatını kaybetmeyip, 150 veya 170 yaşına kadar yaşarsa mutlaka kanser hastası olacağını öngörüyor” diyerek çarpıcı bir iddia da bulundu.  “Kanser” nasıl daha erken ortaya çıkıyor?  Prof. Dr. Şevket Özkaya, yaptığı değerlendirmeyle önemli uyarılarda bulunarak, “Eğer sigara kullanıyor veya kanserojen maddelere maruz kalıyorsanız, bu kansere yakalanma yaşınızı düşüren bir faktör. Örneğin; 150 veya 170 yaşında akciğer kanseri olacak bir kişi, sigara içtiği için bu yaş 100'e düşüyor. Eğer ailede kanser öyküsü varsa bu yaş daha da düşüyor. Ve 45 yaşından sonra her an kanser gelişmesi ile karşı karşıya kalınıyor” diye konuştu. Bu durumda kişiyi kanserden kurtaracak en etkili yöntemin erken tanı ve tedavi olanakları olduğuna dikkat çeken Özkaya, pandeminin kanser konusunda topluma önemli bir katkısı olduğunu anlattı. Covid-19 nedeniyle başvuran hasta sayısında ve radyolojik görüntülemelerde yaşanan artışın birçok vakanın erken evrede saptanmasını sağladığını belirtti.  Kansere yakalanma riskini azaltmak için ne yapmalı  Öncelikle kansere yakalanma yaşını aşağı çeken etkenlerden uzak durulmasını hatırlatan Prof. Dr. Özkaya, sigara ve alkolün en riskli kanserojen maddeler olduğunu vurguladı. Bunlara ek olarak asbest, güneş, radon gazı maruziyetleri, kimyasal ajanlar ile özellikle kadınlarda HPV enfeksiyonlarının, kanser yaşını erkene çektiğini kaydetti. Ayrıca toplumda az bilinen ama kansere yakalanma yaşını erkene çeken etkenlerden bir diğeri olan radon gazına dikkat çekti. Bunun en sık rastlanan çevresel maruziyetlerden biri olduğunu söyleyerek önemli bir hususun altını çizdi.  Evdeki tehlike: “Radon Gazı”  Özkaya, radonun renksiz, gözle görülmez, tatsız, kokusuz ve radyoaktif bir gaz olduğunu ve müsaade edilen miktarların üzerinde solunduğunda akciğer kanseri riskini arttırdığını ifade etti. “Radona en güvendiğimiz yerde evlerimizde maruz kalıyoruz. Günlük yaşamda karşılaşılan ve özellikle ev yapım malzemesi olarak kullanılan taş, toprak, çimentoda doğal olarak bulunması ve sürekli olarak ortama serbest olarak yayılmasıyla, nefes yoluyla akciğerlerimize ulaşıyor. Akciğer kanseri riski oluşturuyor veya mevcut riski arttırıyor” tespitinde bulundu.  Evlerimizde radona maruziyeti etkileyen faktörler neler?  Özkaya’ya göre, evlerin yapıldığı arazide bulunan doğal uranyumun miktarı ve uranyumdan oluşan radonun ev tabanında bulunan aralıklardan eve sızması, yapı malzemesinden kaynaklanan radonun havaya karışması maruziyeti etkileyen önemli etkenler. Radon gazının havadaki miktarı bölgeden bölgeye ve ülkeden ülkeye değişim gösteriyor. Özellikle soğuk havalarda evlerin ısıtılması sonucu evdeki basınç az ve dışardaki basınç fazla olur ve bu nedenle içerdeki radon oranı yükselir. Aynı durum rüzgârlı havalar için de geçerli olduğu için radon oranı içerde artar. Yaz aylarında ise iyi havalandırılmış işyeri ve evlerde dışarısı ile basınç farkı olmayacağı için ortamdaki radon seviyesi azalır. Özkaya, son yıllarda özellikle “ev hanımı” olan kadın hastalarda ve sigara içmeyenlerde akciğer kanseri vakalarını görüldüğünü vurgulayarak, “Hekimler olarak ev içi radon gazı etkisinin mutlaka araştırılması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.  “Kanserden korkma, geç kalmaktan kork”  Kanser söz konusu olduğunda hastalara “hastalıktan korkma, geç kalmaktan kork” dediklerini belirten Özkaya, “Çünkü kanser, erken evrede yakalanırsa tamamen kurtulabileceğiniz bir hastalıktır. Sağlık Bakanlığımızın kanser taramaları için kurduğu Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezleri ‘KETEM’ birimleri yıllardır bu konuda çok başarılı işlere imza atıyorlar. Topluma en faydalı sağlık hizmetlerinden biri olarak halkımıza kadın ve erkek kanserleri için erken tanı ve tedavi hizmetlerini ücretsiz olarak vermeye devam ediyorlar” diyerek erken tanının önemini vurguladı.

Fenalaşıp otomobilden inince arkadaki araçlar birbirine girdi Haber

Fenalaşıp otomobilden inince arkadaki araçlar birbirine girdi

Antalya'nın Manavgat ilçesinde, kanser hastası olan sürücü rahatsızlanıp otomobili yolun sağına çekti, otomobile önce bir motosiklet çarptı, ardından 4 araç birbirine girdi. 5 otomobil ve 1 motosikletin karıştığı zincirleme trafik kazasında 1 kişi yaralandı. Rahatsızlanan sürücünün dörtlüsünü yakıp otomobilinden inmesi ve zincirleme kaza anları, saniye saniye güvenlik kamerasına yansıdı.   Kaza; Antalya-Manavgat D-400 karayolunda meydana geldi. Manavgat'a seyir halindeki Ali Kurnaz’ın kullandığı 07 BKU 642 plakalı motosiklet, Gültepe kavşağını yaklaşık 400 metre geçtikten sonra yolun sağında park halindeki Ahmet Öztürk’e ait 07 AUV 866 plakalı otomobile sol arka kısımdan çarptı. Aynı istikamette Nurettin Atlan’ın kullandığı 07 LY 999 plakalı araç ise yola savrulan motosiklete çarptıktan sonra, sol şeritte ilerleyen Hatice Başeğmez’in idaresindeki 07 JG 719 plakalı otomobile çarptı. 2 otomobilin çarpıştığını görüp fren yapan Emrullah Gubaş’ın kullandığı 07 MMG 24 plakalı otomobile ise arkasından gelen Emre Çalbak yönetimindeki 06 BZC 066 plakalı otomobil çarptı. 1 motosiklet ve 5 otomobilin karıştığı 6 araçlı zincirleme kazanın ardından yol savaş alanına döndü. Kazada şans eseri motosiklet sürücüsü hariç yaralanan olmadı. Yaralı sürücü, sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı.  Araç kullanırken rahatsızlandı  Kanser hastası olduğunu, Antalya’da tedavi gördüğünü belirten Ahmet Öztürk, “Kendimi iyi hissetmediğim için Manavgat’a eşimle birlikte hastaneye geliyordum. Yolda sürekli başım döndüğü için istifra etmek için birkaç kez durdum. Yine istifra etmek için dörtlüleri yakıp durdum. Tam yol kenarındayken pat diye bir ses duydum. Döndüğümde motosiklet aracın altında sürükleniyordu. Benim aracıma diğer araç çarptıktan sonra çarptığını tahmin ediyorum” dedi.  "Önce park halindeki otomobile çarptı"  Sürücülerden Nurettin Atlan, motosikletin bir anda sürüklenerek önüne geldiğini belirterek, "Motosiklet park halindeki araca çarptıktan sonra sürüklenerek önüme geldi ve benim aracımın önüne çarptı. Olduğu yerde dönerek bir kez de arkadan çarptı. Ben bu sırada motosiklete çarpmamak için direksiyonu kırdım. Sanırım yanımdaki araca çarptım" diye konuştu.

“Akciğer kanseri sinsi ilerliyor” Haber

“Akciğer kanseri sinsi ilerliyor”

Kanser, en basit şekli ile hücrelerin anormal ve kontrolsüz bir şekilde büyüyerek vücut dokusunu tahrip etmesi olarak tanımlanıyor. Günümüzde bilinen 200’den fazla kanser türü bulunuyor ve bunlar varasında yer alan akciğer kanseri, tüm dünyada kanser kaynaklı ölümlerin en yaygın nedeni olarak öne çıkıyor.  Sigara tüketiminin hastalığın oluşumunda en önemli faktörlerden olduğu akciğer kanserinin erken evrede yakalanması durumunda tedavi şansının yükseldiğini söyleyen Medline Adana Hastanesi İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Veysel Haksöyler, özellikle 15 yıldan daha uzun süre günde 1 paket sigara içen ya da sigarayı bırakmasının üzerinden 15 yıl geçmemiş olan kişilerin, yılda bir kez düşük doz bilgisayarlı tomografi ile her yıl akciğer kanseri taraması yaptırmalarını önererek önemli bilgiler verdi.  En büyük risk faktörü sigara  “Sigara ve tütün ürünleri tüketiminin akciğer kanserinde en büyük risk faktörü olduğunu kaydeden Haksöyler, “Bu hastalık hiç sigara kullanmamış bireylerde de görülmektedir. Ancak yapılan araştırmalar, bizlere günde 1 paketten fazla sigara kullanan bireylerin hiç içmeyenlere göre 25 kat daha fazla akciğer kanserine yakalanma riski altında olduğu gösteriyor” diyerek sigara içmeyen ancak sigara dumanına maruz kalan pasif içicilerin de riskli grupta yer aldıklarını vurguladı.  Geçmeyen öksürüğe dikkat!  Doç. Dr. Haksöyler, “Genellikle sessizce ilerleyen akciğer kanserinin en önemli belirtileri arasında yer alan öksürük, çoğunlukla başka nedenlere bağlı olduğu düşünüldüğü için genellikle pek önemsenmez. Ancak 2 haftadan uzun süren, giderek artan ve nedeni belirlenemeyen inatçı öksürük, akciğer kanserinin en belirgin göstergesi olarak bilinmektedir. Bununla birlikte balgamda kan görülmesi, balgam renginin koyu kahverengi olması da akciğer kanserini işaret eden ciddi belirtiler arasındadır” dedi.  Genellikle tesadüfen fark ediliyor  İnatçı ve geçmeyen öksürük dışında, nefes darlığı, kanlı balgam, ateş, ses kısıklığı, yüz ve boyunda şişme, omuz ve kol ağrısı, sırt ağrısı ve yutma güçlüğü gibi bulguların da bu hastalığın öne çıkan belirtileri arasında yer aldığını anlatan Haksöyler, yine pek çok nedenden kaynaklanabilen göğüs ağrısının da akciğer kanseri açısından ihmal edilmemesi gereken önemli bir işaret olabileceğini söyleyerek bu hastalıkta erken tanının çoğu zaman başka bir sorun nedeniyle yapılan kontroller sırasında tesadüfen konduğunun altını çizdi.  Tedavi seçenekleri değişiyor  Akciğer kanserinde tedavinin planlanmasında en önemli kriterlerin kanserin tipi ve evresi olduğunu kaydeden Haksöyler, “Uygun hastalarda cerrahi yöntemlerle kanserin bulunduğu akciğer veya akciğerin kanserli bölümü çıkartılabilir. Ancak cerrahi yöntem için elverişli olmadığı düşünülen vakalarda ise kemoterapi ve radyasyon tedavisi seçenekler arasında yer alır” diyerek bunların yanı sıra uygun hastalarda immünoterapi ve akıllı ilaçlar gibi yeni tedavi yöntemlerinin de gündeme gelebileceğine dikkat çekti.  Akciğer Kanserinden Korunmak İçin 6 Öneri ise şöyle sıralandı:  “Sigara, tütün ürünleri ve alkol gibi kanser yapıcı maddelerden uzak durun. Katran, benzin, boya kimyasalları, asbest vb. maddeleri solumamaya dikkat edin. Hava kirliliği olan yerlerde bulunamamaya özen gösterin. Sağlıklı ve dengeli beslenin. Açık havada düzenli egzersiz yapın. Radyasyondan kaçının”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.