SON DAKİKA
Hava Durumu

# Kanser

YENİŞEHİR YÖREM - Kanser haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kanser haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Liselilerden kanser hastalarına anlamlı hediye Haber

Liselilerden kanser hastalarına anlamlı hediye

Yıldırım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Halkla İlişkiler alanı, "Yeni yıl sana ne getirsin" adlı bir proje düzenledi. Bu anlamlı proje çerçevesinde Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Bölümünde tedavi gören çocukların yeni yıldan dilekleri topladı ve onlara küçük hediyeler hazırlandı. Tedavi süreci devam eden kanser hastası çocuklara okulun tüm öğretmenleri tarafından yeni yıl hediyeleri alındı. Bununla beraber farklı hastalıklara sahip oyun çağı çocuklarına da oyuncaklar alındı. Kampanya süresince toplanan hediyeler bizzat Halkla İlişkiler alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından çocuklara teslim edildi. Proje hakkında konuşan kampanya koordinatör öğretmenleri Alim Ataş ve Ayşenur Aksu Gürsoy, "Bu proje ile ulaştığımız çocukların sevgi dolu bakışları ve hediyelerin dağılma esnasındaki mutlulukları tüm çalışmanın mahsulünü verdiğini bize gösterdi. Onlarla geçirdiğimiz vakit, unutulmazdı. Küçücük bedenleri ile kendilerinden büyük bir hastalıkla savaşıyorlar ama asla pes etmiyorlar. Hepsi ümitli, hayat dolu, her bir çocuğumuza şifa diliyoruz” şeklinde konuştu. Sosyal sorumluluk projelerini değerli bulan Yıldırım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Ömer Yılmaz, “Günümüzde sosyal sorumluluk projeleri daha değerli hale gelmektedir. Bu anlamda birçok konuda faydalı çalışmalar yapılmakta biz kurum olarak bu hayata değer katan projelere her türlü desteği vermekteyiz. Okulumuz Halkla İlişkiler alanı toplumsal duyarlılığı artırmayı amaç edinen bu proje ile çok sayıda kanser hastası çocuğun yüzünü güldürmeyi başardı. Böyle anlamlı bir projeyi okulumuza kazandırdığı için alanımız öğretmen ve öğrencilerine teşekkür ediyorum. Ayrıca projenin başından sonuna kadar tüm süreçlerinde desteğini esirmeyen Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalite ve Destek Hizmetleri Müdürlüğüne de teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.

Kadın sağlığında risklerden biri o! Her 8 kadından biri ona yakalanıyor Haber

Kadın sağlığında risklerden biri o! Her 8 kadından biri ona yakalanıyor

‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ etkinliklerinde organize edilen bilgilendirme seminerinde Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Servet Yetgin meme kanserinin kadın sağlığına olan risklerine vurgu yapıldı. Hastanenin toplantı ve seminer salonunda organize edilen seminere, Hayat Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Fatih Özkul, Hayat Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Betül Kabalar, Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Servet Yetgin, hastane çalışanları ile çok sayıda vatandaş katıldı. Bilgilendirme seminerinin açılışında konuşan Hayat Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Fatih Özkul, “Meme kanserini tedavi edebiliyoruz. Meme kanseri önlenebilir bir kanser. Erken fark ettiğimiz zaman, erken tanı koyduğumuz zaman geri dönüşümü çok kolay olan bir hastalık. Bu hastalığa sosyal sorumluluk bilinciyle yaklaşıyoruz. Bu nedenle olabildiğince fazla kadına, insana ulaşmaya çalışıyoruz. Her kanserde olduğu gibi meme kanserinde de erken tanı çok önemlidir. Korkulacak bir şey yok kontrollerimizi aksatmayalım” dedi. Etkinlikte yaptığı sunumda, meme kanserinin her 8 kadından birinde görülebilen hastalık olduğunu ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Servet Yetgin, erken tanı konulmadığında hastalığın ölümle sonuçlanabildiğine işaret etti. Her kanser türünde olduğu gibi meme kanserinde de erken teşhisin önemli olduğunu vurgulayan Op. Dr. Servet Yetgin, "Kadın olmak meme kanserine yakalanmak için yeterli bir kıstas çünkü kadınlık hormonu dediğimiz östrojen hormonu, meme kanserini tetikleyen etkenlerden biri. Diğeri ise yaş faktörü. 35 yaş üstündeki kadınların düzenli olarak taramadan geçmesi çok önemlidir. Erken teşhis edildiğinde yüksek oranda başarıyla tedavi edilebilmektedir. Burada kadınlar kendi kendilerine meme muayenesini mutlaka öğrenmelidir. Memelerinde herhangi bir değişiklik fark ederlerse vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmalıdır. 40 yaş üstünde olmak, diğer memede meme kanseri hikayesi, ailede meme kanseri hikayesi, erken yaşta adet olmak ya da geç yaşta menopoza girmek, hiç doğum yapmamak veya ilk doğumunu ileri yaşlarda yaşamak, uzun süre doğum kontrol hapı kullanmak, aşırı kilolu olmak meme kanseri riski oluşturmaktadır” şeklinde konuştu. Etkinlik sonunda organizasyona katılan kadınlara pembe kurdeleler takıldı.

Dr. Ender Saraç ''Korkmuyorum, Farkındayım''da bilgilerini paylaştı Haber

Dr. Ender Saraç ''Korkmuyorum, Farkındayım''da bilgilerini paylaştı

Programa, ekranların sevilen ismi Dr. Ender Saraç, Medicana Bursa Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nilüfer Avcı, Genel cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. İbrahim Yıldırım, ve Kanserle Savaş Derneği Başkanı Ümit Ecemiş katıldı. Kanseri tanımak, doğru tedavinin ve erken tanının önemi gibi konuların gündeme alındığı programda Dr. Ender Saraç, sağlıklı beslenme ve kanserde beslenme konusunda bilgilerini paylaştı. Medicana Bursa Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nilüfer Avcı,"1-31 Ekim Meme Kanseri ayında ülkemiz açısından önemi giderek artan kanser hastalığına karşı halkta farkındalık oluşturmak, taramalara katılımı artırmak, erken teşhis ve tedavinin önemine dikkat çekmek için bir çok etkinlik düzenlenmektedir. Medicana Sağlık Grubu olarak, biz de sadece 1-31 Ekim ayında değil yılın her günü “Kanserin Ne Demek Olduğunu Biliriz” diyerek yılın 365 günü konunun ehemmiyetine dikkat çekiyoruz. Ne yazık ki, her yıl çok sayıda kadın meme kanserine yakalanıyor. Her kadının belli aralıklarla meme kontrolü yapmaları tedavinin ilk aşamasını oluşturuyor. Her yıl mamografi çektirmek de meme kanserinin erken teşhisi açısından çok önem taşıyor. Bu sebeple kontrolün her zaman kadınların elinde olduğunu hatırlatıyoruz" dedi. Medicana Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar,"Meme Taramasının meme kanserine bağlı ölüm oranını yüzde 25-30 oranında azalttığı tespit edilmiştir. Ölüm oranının azalmasında bu kanser hakkındaki farkındalığın artması ve dolayısıyla erken tanı ile erken evrede teşhis konması etkili olmaktadır. Erken tanıda amaç, toplumda sık görülen ve erken tanındığı zaman yapılacak tedavi ile hastalığın tamamen yok edilme şansı yüksek olan kanser türleri üzerine yoğunlaşmaktır. Tanısı erken konulabilen, dolayısıyla tedavi şansı daha yüksek olan ve toplumda en sık görülen kanserler arasında kadınlarda meme kanseri ve rahim ağzı kanseri geliyor. Erkeklerde ise prostat kanseri ve hem erkek hem kadınlarda ise kalın barsak kanseri ve deri kanserleri bu gruba giren kanser türleridir. Erken tanı önemlidir’’ dedi. Medicana Bursa Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzm. Dr. İbrahim Yıldırım,"Erken teşhis hastalığın tedavisinde başarıyı arttıran en önemli etken olduğuna dikkat çekti." Yıldırım, “Bunun için kadınların meme dokusu en yumuşak olduğu adet bitiminde, kendilerini muayene etmeleri çok önemlidir. Dünya sağlık örgütü, 40 yaşından sonra ultrason ve mammografi ile takip edilmesini önermektedir. Kadınların en çok korktuğu ise uzuv kaybı erken teşhisle ortadan kalkmaktadır. Erken teşhis ile ortaya çıkan kitleden hiçbir kadın korkmamalıdır. Biran önce hekime başvurmalıdır” dedi. Dr. Ender Saraç, kanserin tam ne olduğu ve nasıl oluştuğunun henüz bilinmediğini ifade etti ve kanser için risk faktörlerinden bahsetti. Obezitenin kanser riskini yüzde 25 ile 300 arasında arttırdığını söyleyen Saraç,"bel civarı erkekte 94, kadında 88 santimetrenin üzerindeyse kanserin vücuda davet edildiğini dile getirdi. GDO’lu gıdalar da kanser riskini artırıyor. Hergün GDO soya ve mısır şurubu ile bol bol alınıyor. Gofretler, kekler, hazır ürünler, asitli meşrubatlar yani neredeyse her üründe bulunuyorlar. Öte yandan elektromanyetik kirlilikte kanser riskini artırıyor. Cep telefonlarına karşı değilim ve aktif kullanıyorum ama kablolu kulaklıklarla açıp konuşuyorum. 2G’den 3G’ye geçince 9 misli radyasyon arttı. Şimdi 4.5G’ye geçtik. Artık wifi alanında yaşıyoruz. Tüm faktörler üst üste gelince vücut ne kadar dayanacak?” dedi. Stresle başa çıkmanın da kanserle mücadele de önemli olduğunu vurgulayan Saraç,"sağlıklı beslenmeye ve yaşamaya rağmen mutsuzluğun ve stresle başa çıkamamanın iyi hücre üretilmesine engel olduğunu anlattı. Mutlu olarak ve pozitif enerjiyle iyi hücrelerin üretilebildiğini söyleyen Saraç, beden ile ruhun uyumlu olması, ikisine de iyi bakılmalı." dedi. Bursa Kanserler Savaş Derneği Başkanı Ümit Ecemiş,"Gönüllülük esasına dayalı çalışan bir kuruluşuz. Kanserdeki erken tanı ve gönüllü olmak çok büyük önem taşıyor. Biz bu ay içerisinde gönüllere dokunabilmek adına farklı etkinliklerde yer almaya çalışıyoruz. Tabii ki asıl amacımız erken tanı ve teşhis dönemini vurgulamak. Erken teşhisle birlikte birçok cana birçok gönüle dokunulabileceğini anlatabilmek için çalışmaktayız" dedi.

Uzmanlar uyarıyor! Yanlış beslenmede kanseri tetikleyen sebepler... Haber

Uzmanlar uyarıyor! Yanlış beslenmede kanseri tetikleyen sebepler...

Aşırı miktarda kırmızı et tüketimi kolon, rektum ve prostat kanseri riskini artırdığını dile getiren Medicana Bursa Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nilüfer Avcı, aşırı kilonun ve yetersiz fiziksel aktivitenin göğüs, rahim, kolon ve yemek borusu kanserine sebep olabileceğini belirtti. Salamura et ve şarküteri tüketiminin kolon ve rektum kanserine yakalanma riskini artırdığını söyleyen Avcı, balık tüketiminin kolon ve rektum kanseri riskini azalttığını aktararak, şunları kaydetti: ''Bazı besinler toksik bileşenler içerir. Bu bileşenlerin bazıları pişirme yöntemleri sebebiyle açığa çıkar. Bazıları ise tarımda kullanılan zirai ilaç ve kimyasalların, kimyasal gübrelerin, parazit ilaçlarının kalıntılarıdır. Bu kimyasalların besinlerde bıraktığı kalıntılar insan sağlığı için son derece zararlıdır. Bu tarım ilaçlarının ilk kurbanları ise bu tehlikenin farkında olmayan çiftçilerdir. Ürünlerin hasat sonunda depolama, saklama, işleme ve arıtma teknikleri son derece önemlidir. Bu aşamalarda yapılan hatalar sağlığımız için gerekli gıdaları birer silah haline dönüştürebilir'' Vücudun su ve mineral ihtiyacının dengeli olması gerektiğini vurgulayan Avcı, ''Bir yetişkinin günlük su ihtiyacı 2,5 litredir. Bunun bir litresini tükettiğimiz gıdalardan alırken kalan 1,5 litresini içeceklerden almak gerekir. Günde en az dört porsiyon meyve tüketin, mevsim meyvelerini tercih edin. Meyvelerinizi farklı öğünlerde tüketin. Günde bir veya iki porsiyon çiğ sebze ve en az bir porsiyon pişmiş sebze tüketin. Yeşil, sarı, kırmızı sebzelerden her gün en az birer porsiyon tüketin'' dedi. Nohut, kuru fasulye ve barbunya gibi gıdaların kırmızı et miktarından biraz daha fazla tüketilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Avcı, tüketilmesi gereken besinler şöyle sıraladı: ''Balık haftada bir mümkünse iki ya da üç kez tüketilmelidir. Yapay tatlandırıcı içeren tüm içeceklerden uzak durun. Özellikle semizotu ve ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler antioksidan etki gösteren betakaroten ve lutein açısından zengindir. Kuarsetin tam bir antioksidan, antiinflamatuvar ve antialerjik etkiye sahiptir. Ek olarak antikanserojen kansere karşı koruyucu etkisi unutulmamalıdır. Kuarsetin daha çok soğan, elma ve karabuğdayda daha az miktarda da brüksel lahanası, lahana ve kuruyemişlerde bulunur. Domates, bir antioksidan olan likopen kaynağıdır. Ek olarak karoten ve vitamin E içerir. Likopen prostat ve akciğer kanserine karşı koruyucu özellik gösterir.'' Zeytinyağının Akdeniz ülkelerinde daha fazla tüketildiğini söyleyen Avcı, ''Özellikle sızma zeytinyağı, rafine zeytinyağından çok daha fazla polifenol içerir. Polifenol tüketimi kanser vakaları ve kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin görülme sıklığını azaltır'' diye belirtti. Avcı şunları kaydetti; ''Soğan ve sarmısak bolca tüketilmelidir. Soğan ve sarımsak güçlü bir karsinojen olan nitrozaminleri bloke ederek bizleri kansere karşı korur. Brokoli özellikle prostat kanserine karşı koruyucu rolü olan glukorafanin içerir. Kırmızı üzüm bolca resveratrol içerir. Resveratrol kansere karşı koruyucu özellik gösterirken kanser hücrelerinin büyümesini de önler. Ahududu, çilek ve yaban mersini gibi orman meyveleri antikanserojen olan elarjik asitten zengin meyvelerdir. Elarjik asit kiraz, armut, elma ve kivide de bulunur. Doğadaki birçok besin kaynağı insanın gelişimi için gereklidir.'' Yeter ki sağlıklı var olabilmek için sağlıklı yaşamayı öğrenelim diye belirten Avcı, ''Sağlıklı beslenmek tek başına yeterli değildir. Spor yapmalı, zararlı alışkanlıklardan uzak durmalı, stres faktörlerini iyi yönetebilmeli, dinlenmeli ve farklı hobiler ile uğraşmalıyız. Unutmayalım bizi kansere karşı koruyacak veya bizim kanserimizi tedavi edebilecek tek bir besin yoktur'' diyerek açıklamasını sonlandırdı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.