SON DAKİKA
Hava Durumu

# Hapis

YENİŞEHİR YÖREM - Hapis haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hapis haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

"Kurban eti yerine salam" verilen o olayda baba ve oğlunun ifadeleri Haber

"Kurban eti yerine salam" verilen o olayda baba ve oğlunun ifadeleri

Her mağdur için 10'ar yıl olmak üzere 3 bin 660 yıl hapis cezası istenen kasap ve restoran sahibi baba oğul Ankara'da anlaşıp 22'şer kiloluk paketler halinde et verdiklerini söylerken, mağdurların tek tek mahkemede ifadesi alındı. Mağdurlar, "Vekalet alınmayınca anlamıştık. Taze et yerine dondurulmuş bozuk et gelince hayal kırıklığı yaşadık. Paraları geri alıp hayır kurumuna vereceğiz, para peşinde değiliz. Tek isteğimiz hak ettikleri cezaları almaları" dediler. Tutuklu yargılanan Enes Açıkgöz'ün mahkemede gülümsemesi bazı mağdurların da tepkisini çekti. Bursa'da işlettikleri et restoranından kurban hissesi alanlara, bozuk kıyma ve et ile salam dağıtıldığı iddiasıyla, tutuklu sanıklar Ali Açıkgöz ve oğlu Enes Açıkgöz'ün yargılanması devam ediyor. Müştekiler taze et istedikleri hâlde etlerin donmuş geldiğini söyledi. Kurban Bayramı'nda Bursa'nın Osmangazi ilçesi Demirtaş Mahallesi'nde faaliyet gösteren et restoranı işleten Enes Açıkgöz (31) ile babası Ali Açıkgöz (56), to toplam bin 800 kişiyle anlaşıp kurban hissesi sattı. Kurban vekaleti alan işletme sahipleri, etlerin paketlenmiş kıyma ve vakumlanmış bütün et şeklinde teslim edileceğini ifade etti. Kesilen kurbanlıkların etleri, bayramın birinci gününden itibaren hak sahiplerine dağıtılmaya başlandı. Bayramın ikinci günü etlerini teslim almaya gelen kurban sahiplerinden bazılarıyla firma sahipleri arasında, etlerin bozuk olduğu ve dini usullere uygun kesilmediği iddiaları üzerine tartışma yaşandı. Mağdurlar toplanarak işletmenin önüne gitti ve polis, zabıta, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Ekiplerin incelemesinde, restoranın soğuk hava deposunda koli içerisinde paketlenmiş kıyma, kuşbaşı ve sucuk gibi ürünlerin üretim ve paketleme yeri ile fatura ve taşıma belgelerinin eksik olduğu anlaşılarak, deponun da ruhsatsız işletildiği tespit edildi. İncelemelerin ardından ekipler 3 ton 800 kilogram eti imha etti. Etlerin bozuk ve dini usullere göre kesilmediğini iddia eden hisse sahiplerinin şikayeti üzerine, işletme sahibi Enes Açıkgöz ve yanında yönetici olarak çalışan babası Ali Açıkgöz ile kız kardeşi M.A., polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. 111 kişinin şikayetiyle adliyeye çıkarılan baba ve oğlu, 'Dini duyguları sömürerek dolandırıcılık' suçundan çıkartıldıkları nöbetçi mahkemece tutuklandı. M.A. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. MÜŞTEKİLER TEK TEK DİNLENDİ Bursa 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Enes Açıkgöz, babası Ali Açıkgöz, müştekiler ve tarafların avukatları hazır bulundu. Müştekiler dondurulmuş ve paketlenmiş et istemediklerini, gelen etlerin et olmadığını söyledi. Mahkeme heyeti, diğer müştekilerin dinlenmesi için duruşmayı ertelerken sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi. Kurban hissesi dolandırıcılığı mağduru olan Fatma Şahin vekalet almadıkları belirterek, “Arkadaşım söyledi internette böyle bir kurban eti var gidelim yazılalım uygun fiyatlı dedi. Bende gittim paranın yarısını şimdi vereyim yarısını da sonra vereyim dedim. Orada çalışanlar hayır öyle bir şey olamaz dedi. Paranın hepsini peşin alıyoruz dedi. Ama ben bir bityeniği hissettim. Arkadaşıma bu etlerde bir şey hissettiğimi söyledim. Etler gelince bana fotoğrafını at dedim. Arkadaşım bana etlerin fotoğrafını attı. Berbat. O kadar berbat iğrenç ki. Oğluna pişirmiş yiyememiş su ile yutmuş. Biz nasıl vekalet alacağız dedim. Ben sizi arayıp vekaletinizi alacağım dedi. Bayramın ikinci günü namazı kıldım baktım vekalet yok. Biz donmuş et istemişiz. Hayır öyle bir şey yok donmuş et istemedik. Etimizi taze istedik ama donmuş et geldi. Ben almadım arkadaşımda gördüm. İnanmadım sosyal medyadan baktım. Herkesi dolandırmış. Mahkemeye geldim tam olarak her şeyi anlatamadım ama davacıyım dedim. Bugünde konuşamadıklarımı kustum. Enes'in mahkemede gülmesi canımı sıktı. İnsanlara bıçakla saldırmış. Ben buranın patronuyum havalarına girmiş Enes bey. Böyle bir şey yapmaya hakları yok. Yemin ediyorum o parada gözüm yok. O parayı alayım gidip hayır kurumuna yatıracağım. Gidip harcamayacağım. İçimden yüzlerine tükürmek geldi ama hakimden utandım tüküremedim. Yazıklar olsun biz her türlü mağdur ettiler" dedi. Kurban hissesi dolandırıcılığı mağdurlarından Hatice Gökalp, "Bayramın ikinci günü öğleden sonra etleri aldık. Oğlumla eşim eve getirdiler. Ben onları dondurulmuş değil yumuşak sandım. Dolaba koyalım dedim. Bir baktım etler dondurulmuş. Sosis salam gibi etler ve kıymalar yağ içinde. Oğluma bunlar ne diye sordum. Anne bunları böyle verdiler dedi. Etler dondurulmuş" dedi.

Erdek'te sürat teknesi faciası! Azrail'in adı: Alpinesti! O cinayette flaş karar Haber

Erdek'te sürat teknesi faciası! Azrail'in adı: Alpinesti! O cinayette flaş karar

7 Ağustos 2021’de meydana gelen sürat teknesi kazasında, evli ve 1 çocuk annesi Taşdöğen hayatını kaybetmişti. Elvan Fırat Taşdöğen, Ankara’dan ailesiyle tatil için Balıkesir’in Erdek ilçesi Sahil Mahallesi’ndeki yazlık evlerine gelmişti. Çuğra sahilinde denize giren Taşdöğen, bu sırada Ender Küçük’ün kullandığı teknenin altında kalmıştı. Kolu parçalanan Taşdöğen, kaldırıldığı Erdek Neyyire Sıtkı Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirmişti. Evli ve 1 çocuk annesi Taşdöğenin cenazesi, Ankara’da toprağa verilmiş, olayın ardından Ender Küçük, gözaltına alınmıştı. Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde müteahhitlik yapan, amatör lig ekiplerinden 1923 Mustafakemalpaşa Spor Kulübü’nün eski başkanı Ender Küçük, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Şikayetçi avukatının itirazı ile Ender Küçük, çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Bir süre cezaevinde kalan Küçük, sonraki süreçte avukatlarının başvurusuyla serbest kaldı. Soruşturmanın sonunda, Küçük hakkında ‘bilinçli taksirle ölüme neden olmak’ suçundan 6 yıla kadar hapis cezası talebiyle, Erdek Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan dava sonuçlandı. Küçük, taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı 4 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Küçük’ün hakkında herhangi bir takdir indirimi uygulanmasına gidilmezken, amatör denizcilik belgesinin de 2 yıl süreyle geri alınmasına karar verildi. Erdek Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada yargılan Küçük ifadesinde, çok üzgün olduğunu belirterek, “Rahmetlinin ailesinin yaşadığı acıları anlıyorum. Aynı acıları benim ailem de yaşadı. Olaydan 1 ay sonra annem vefat etti, 5 ay sonra da babam vefat etti. Yüzde 94 engelli oğlum da şu an tedaviye cevap vermiyor. 35 yıldan beri araç kullanıyorum. Vergi mükellefiyim. Bugüne kadar başıma böyle bir olay gelmedi. Kırmızı ışıkta ceza yemişliğim yok. Olayın olduğu gün de kontrollerimi yaptıktan sonra açıldım. Süratim yoktu. Rahmetli suyun üstünde olsaydı, kesinlikle görürdüm. Kazaya sebep olmazdım. Allah kimsenin başına böyle bir olay vermesin. Kadere inanan bir insanım.” şeklinde konuştu. Elvan Fırat Taşdöğenin eşi Aydın Taşdöğen, bunun üzerine Küçük’ün yalan konuştuğunu ileri sürdü. Taşdöğen, “Beyana ek olarak zanlı yalan konuşuyor. Çünkü daha önceki yazılı savunmalarında da iki kişiyi gördüğünü söylüyor ve bu kişilerin arasında 5 metre vardı, birbirleriyle konuştuklarını gördüm diyor. Tanıklar da aynı şekilde açıklama yapıyorlar. Yani Burcu Hanım olsun, Mehmet Özcan olsun aynı açıklamaları yapıyorlar. İki kişi konuşarak yüzüyorlardı diyor. Kaldı ki hız yapmadım diyor. Direk olarak üzerlerine sürmüş. Hem yüzenlerin olduğunu görüyor hem tekneyi üzerlerine sürüyor. Şamandıraları kaçırıyor. Şamandırlar hem yatay, hem dikey olarak çekilmiş. Halkın anlayacağı, benim bölgeme girme diyor özet olarak. Bu sanık zaten savunmalarında da olduğu gibi herhangi bir pişmanlık göstermiyor. En üst seviyeden cezalandırılmasını talep ediyorum.” ifadelerini kullandı. Aydın Taşdöğen’in avukatı müvekkilinin beyanlarına katıldığını belirterek, “ Öncelikle Limanlar Yönetmeliği’nin 22 ve 14’üncü maddesine göre 2021 yılında yüzme alanı olarak belirlenen yer 200 metredir. Yani buradan anlamamız gereken şey, sürat teknesi gibi herhangi bir motorlu aracın yüzme alanına girmemesi gerekmektedir. Bilir kişi raporunda zaten alanın yüzme alanı olduğu belirtiliyor. Burada tekne kullanma eylemi yasak. Olaya şöyle bakmamız gerekiyor. Kara yolu olarak düşünelim. Trafiğe kapalı ve yaya yoluna açık olan bir yer düşünün. Burada birkaç aracın park ettiğini düşünelim. Bu araçların öncelikle park cezası yemesi gerekiyor. Orada park eden araçlar varken de bir aracın süratli bir şekilde yaya yoluna daldığını ve bir insana çarpıp ölümüne sebebiyet verdiğini düşünelim. Burada kalkıp şunu diyemeyiz. Orada zaten araçlar park ediyordu. Bu yüzden insanların dikkatli olması gerekiyor. Bunu diyemeyiz. Burası trafiğe kapalıdır. Bu yüzden zanlının tam ve asli kusurlu olduğu kanaatindeyiz. Biz şahsın amatör denizcilik belgesi olması nedeniyle, kendisi savcılık ifadesinde denizde iki kişiyi gördüğünü söylüyor. Denizde iki kişiyi görmesine rağmen, o iki kişiye doğrudan ve süratli bir biçimde sürüyor. Bunu şuradan anlıyoruz. Teknede bulunan iki şahsa ve aynı zamanda da tanığa teknenin önüne oturması söylenmiş. Çünkü hızlı bir şekilde kalkacak, bu kasıtla ve mantıkla hareket ediyor ve teknenin önünün kalkacağı hakkında bilgi sahibi. Şahısların teknenin önünde yük yaparak teknenin alabora olmamasını istiyor. Burada süratli bir şekilde hareket etme kastının olduğu kanaatindeyiz. İki kişiyi gördüğünü de çok açık şekilde beyan ediyor. Tekne trafiğine kapalı bir alandayken. Bu yüzden biz görevsizlik nedeniyle olası kasıt olduğunu düşünüyoruz. Görevsizlik kararı vermeniz gerektiğini düşünüyoruz. Bunun yanı sıra gerek beyanlarda gerek yargılama aşamasında özellikle keşifle, sanığın hiçbir şekilde pişman olduğuna dair bir beyanını göremedik. Kişi bazında ulaşılamıyor olabilir ama vekiller aracılığıyla da herhangi bir başsağlığı, buna yönelik herhangi bir yardım talebinde de bulunulmamıştır. Bu yüzden takdiri indirim uygulanmaması gerektiği kanaatindeyiz. En üst hadden ceza verilerek, herhangi bir indirim uygulanmasını reddediyoruz. Burada şamandıranın dışında olduğu öne sürülüyor ancak keşifte de gördüğünüz üzere otelin kendi misafirleri için belirlemiş olduğu herhangi bir geçerliliği olmayan alanlardır. Bir yan otele baktığımızda daha önce olabiliyor. Orası zaten 150 santim derinlikte olan, normal bir vatandaşın yüzün üstünde kaldığı alan.” dedi. Küçük, söz alarak, “Bugüne kadar verdiğim ifadelerin hiçbir tanesinde yanlış ifade vermedim. Ben o gün iskeleden ayrıldığımda iki kişiyi gördüm. Zaten onu söyledim. Onlarla benim alakam yok. Ben açığa gidiyorum ama rahmetli kulaklık takmış, antidepresan hap yutmuş. Suyun altındaki bir insanı görmem nasıl olabilir?” şeklinde savunmasını yaptı. Küçük’ün avukatı ise, “İddia edilen 200 metrelik bir sınır. Şamandıralarla ilgili Sahil Güvenlik’ten bir dosya içerisinde yazı var. Sürat teknesi diye sürekli üzerimizde bir baskı kuruluyor. O alan ve o alan arasındaki hızlanma mesafesi bilir kişi raporlarında mevcut. Kazanın onların dediği şekilde iddia edilen yerde olması durumunda zaten teknenin o şekilde hızlanabilme şansı yok. Bizim dediğimiz şekilde olduysa, zaten usul olarak bu durumda olmamamız gerekiyor. Kazadaki esaslı sebep şamandıra dışında bir kişinin yüzmesi. Müvekkilimin kusuru görmemesinden kaynaklı taksir yönündedir. Bunun özel yeteneğine ve oradan geçerim tarzında bir güven besleyerek hareket etme durumu yoktur. Dosya aşamasındaki hiçbir delille de bu sabitlemiş değildir. Pişmanlık göstermiyor diyorlar. Şu anda bile basın var. Televizyonlarda çıktı. Serbest kaldıktan sonra basının baskısıyla tutuklandı. Ne yaşadığını o biliyor. Pişmanlık duymaması gibi bir durum söz konusu olabilir mi? Buna bizzat en fazla şahit olan kişi benim. Yani karşı tarafı düşündüğü zaman, onunla iletişime geçebilmesi, böylece tepkiyi göz önünde bulundurup gelebilmesi çok mümkün değil. Dosya içerisinde pişman olmadığına, burada hareketleriyle veya sözleriyle herhangi bir durum yok. Biz bu nedenle öncelikle müteveffanın kusurunun göz önünde bulundurularak, şamandıranın dışında yüzmesi nedeniyle kazanın meydana geldiğini mahkemece göz önünde bulundurulmasını, bunun akabinde de neden olan indirimlerin uygulanmasını, dosya üzerindeki delillerden takdirden üst sınırın uygulanamayacak olmasını, mahkemenin bu yönde karar vermesini, ayrıca pişman olduğu, bundan mütevelliyi de indirimlerin uygulanmasını talep ediyorum.” dedi. Taşdöğen’in avukatı, “Sürekli belirtiyorlar, kişiler ön tarafa oturtulmuş, görüş açılsın diye. Fakat denizdekilerden birisi kendini zor kurtarıyor, birisi de rahmetli oluyor. Kişinin tekneyi oturarak kullandığı tanıkların ifadelerinde var,” dedi. Küçük, savunmasına, “1. Kural teknenin dengesini sağlamakla mükellefsin. Teknenin dengesinin sağlanması gerekiyor. Akabinde geri gittiğinde çevre kontrolü yapılması gerekiyor. Ben çevre kontrolümü yaptım. Şamandıranın dışında iki bayan gördüm ama benim gittiğim yerde o şekilde kimseyi görmedim. Ben kızlarımı teknenin önüne, teknenin dengesini sağlamak amacıyla oturttum” ifadelerini ekledi. Mahkeme; “Taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı, takdirden de alt sırından uzaklaşılmak suretiyle, 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın eylemin bilinçli taksir boyutunda kaldığından dolayı 1/3 oranında arttırım yapılarak 4 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hakkında herhangi bir takdir indirimi uygulanmasına gerek olmadığından, sanığın amatör denizcilik belgesinin 2 yıl süreyle geri alınmasına karar verdi. Karar bu şekliyle istinafa açık olması suretiyle verildi.

Sahte içki 6 can aldı! 3 sanığın yargılandığı dava açıklandı Haber

Sahte içki 6 can aldı! 3 sanığın yargılandığı dava açıklandı

Bursa 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, "kasten öldürme" ve "kasten öldürmeye teşebbüs" suçlarından yargılanan tutuklu sanık Kamil Cihat İşcen, tutuksuz sanık Raif Aytaç Uzcan, ölenlerin yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu. Bu davanın başka bir suçtan tutuklu sanığı Oktay Yüce ise duruşmaya katılmadı. Cumhuriyet Savcısı esas hakkındaki mütalaasında Kamil Cihat İşcen'in Bülent D, Erhan S, Erol O, Mahmut A, Necip Ç. ve Şakir Ç'nin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle "taksirle ölüme neden olma" suçundan 15 yıla, Raif Aytaç Uzcan'ın ise "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Savcı, Oktay Yüce ve Raif Aytaç Uzcan'ın diğer suçlardan ise beraatlerine karar verilmesini istedi. Şikayetlerinin devam ettiğini belirten maktullerin yakınları, sanıkların cezalandırılmasını istedi. Savunmasını yapan Raif Aytaç Uzcan, sahte içkileri gizleme gibi bir niyetinin olmadığını belirterek, "Hastanede Kamil Cihat İşcen bana 'Bunları senin evine götürelim' dedi. Çağrı ile benim eve götürmüştük. Hayatını kaybedenleri duyduktan sonra polislere kendim teslim ettim. Mahkemeden beraatimi talep ederim." dedi. Sanık Kamil Cihat İşcen de beraat talebinde bulunarak, "Alkolün sadece kullanıcısıyım. Kardeşimi kaybettim. Benim bir tek Allah’ım var. Sizin vereceğiniz cezaya razıyım” dedi. Sanığın tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme heyeti, avukatların süre talebini kabul ederek duruşmayı erteledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.