SON DAKİKA
Hava Durumu

#Filistin Israil

YENİŞEHİR YÖREM - Filistin Israil haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Filistin Israil haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hava Kuvvetlerine ait 11 uçakla Gazze’ye destek Haber

Hava Kuvvetlerine ait 11 uçakla Gazze’ye destek

Milli Savunma Bakanlığı tarafından haftalık basın bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Bakanlıkta gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşavirliği'nde görevli Tuğamiral Zeki Aktürk, Milli Savunma Bakanlığının tüm birlik ve kurumları ile Türkiye’nin savunma ve güvenliği için nitelik ve nicelik olarak her geçen gün daha da güçlenmeye, üstlenmiş olduğu tüm görevleri büyük bir azim, kararlılık ve başarıyla yerine getirmeye devam ettiğini söyledi. Gazze’de çatışmalara 4 günlük insani ara ilanı konusunda varılan mutabakatı olumlu bir gelişme olarak değerlendirdiklerini ifade eden Tuğamiral Aktürk, "Mutabakata tam riayet edilmesini ve bu insani aranın Gazze’deki çatışmaların sona ermesine vesile olmasını temenni ediyoruz. Beklentimiz; barışa giden, akan kanın durması için sarf edilen tüm gayretlerin gösterilmeye devam edilmesidir. Filistin meselesi adil bir sonuca kavuşturulmadan bölgemizde kalıcı bir barışın mümkün olmayacağını da bir kez daha vurguluyoruz" diye konuştu.  Gazze’ye insani yardımlar devam ediyor  Türkiye’nin Gazze’ye yönelik insani yardımlarının Sağlık Bakanlığı ve ilgili kurumlarla koordineli olarak devam ettiğini vurgulayan Tuğamiral Zeki Aktürk, şunları söyledi:  "15 ve 20 Kasım tarihlerinde A400M uçaklarımızla ilaç, tıbbi yardım malzemesi ve sağlık ekibi bölgeye ulaştırılmış, çoğunluğu acil tedaviye ihtiyaç duyan hasta ve refakatçilerden oluşan toplam 144 Gazzeli kardeşimiz ülkemize getirilmiştir. Gazze için bugüne kadar Hava Kuvvetlerimize ait 11 uçakla 208 ton insani yardım malzemesi ve 5 ton tıbbi malzeme bölgeye sevk edilmiştir. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemiz hem insani yardım konusunda üzerine düşeni yapmaya hem de kalıcı çözüm için gerekli girişimlerde bulunmaya devam etmektedir. Türkiye, kritik bölge ve coğrafyalarda getirdiği çözüm önerileri ve istikrara sağladığı katkılarla müzakere süreçlerinin vazgeçilmez bir ülkesidir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de başta Kıbrıs olmak üzere Azerbaycan, Libya, Kosova, Bosna Hersek, Katar, Somali ve daha birçok coğrafyada kardeş, dost ve müttefik ülkelerin haklı davalarına destek vermeyi sürdürmektedir. Bu vesileyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 40’ıncı kuruluş yıl dönümü ve Cumhuriyet Bayramı’nı, 35 yıl önce işgal edilmiş topraklarını kurtaran can Azerbaycan’ın da 'Milli Diriliş Günü'nü bir kez daha kutluyoruz."  "Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil son bir haftada 59 terörist etkisiz hale getirildi"  Tuğamiral Zeki Aktürk, PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ ve FETÖ gibi terörizmin tüm biçim ve tezahürlerine karşı kesintisiz bir şekilde mücadele edildiğini vurgulayarak, "Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde 20 Kasım’da bölücü terör örgütü mensupları ile çıkan çatışmada şehit olan kahraman silah arkadaşımız Piyade Üsteğmen Abdullah Köse’ye bir kez daha Allah’tan rahmet, kederli ailesine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır diliyoruz. Çatışmada şehidimizin kanını yerde bırakmayan kahraman Mehmetçik, 10 teröristi etkisiz hâle getirmiştir. Yurt içinde ve sınır ötesinde icra edilen operasyonlar ile terör örgütüne ağır darbe vurulmuş, örgütün hareket kabiliyeti durma noktasına getirilmiştir. Bu kapsamda Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil 59’u son bir haftada olmak üzere 1 Ocak’tan bugüne kadar bin 927 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Böylece 24 Temmuz 2015’ten itibaren etkisiz hale getirilen terörist sayısı 39 bin 270 olmuştur. Son olarak geçtiğimiz hafta içerisinde Irak’ın kuzeyindeki barınma alanlarından kaçan 2 PKK’lı terörist, Habur’daki hudut karakolumuza teslim olmuştur. Böylelikle yılbaşından bu yana teslim olan terörist sayısı 110’a ulaşmıştır. Teröristler için tek çıkış yol Türk adaletine teslim olmaktır" ifadelerini kullandı.  "Yıl içerisinde hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 12 bin 467’ye yükselmiştir"  Suriye’de istikrarın bir an önce tesis edilmesi, Suriyelilerin emniyetli bir ortama geri dönüşleri ve normalleşmenin sağlanmasına yönelik çalışmalara devam edildiğini ifade eden Tuğamiral Zeki Aktürk, şunları kaydetti:  "Diğer taraftan operasyon bölgelerindeki güvenlik ve huzur ortamının sürdürülmesi amacıyla gerekli tüm tedbirler alınmakta ve teröristlerin saldırılarına misliyle karşılık verilmektedir. 1 Ocak’tan itibaren birliklerimize 445 taciz ve saldırı gerçekleştirilmiştir. Anında ve misliyle verilen karşılık ile 25’i son bir haftada olmak üzere bin 377 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Teknolojik vasıtalarla desteklenmiş fiziki güvenlik tedbirleri ve tesis edilen çok katmanlı emniyet sistemi ile korunan hudutlarımızda birliklerimizin imkan ve kabiliyetleri geliştirilmekte ve etkin önlemler alınmaktadır. Son bir haftada hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 390 şahıs yakalanmıştır. Bu şahıslardan 3’ü FETÖ terör örgütü mensubu olmak üzere 4’ü teröristtir. 2 bin 949 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir. Böylece yıl içerisinde hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 12 bin 467’ye yükselmiştir. Bu şahıslardan 402’si FETÖ mensubu olmak üzere toplam 576 terör örgütü mensubu kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir. Hududu geçemeden engellenen kişi sayısı da 191 bin 766 olmuştur."  Milli Savunma Bakanlığı mobil uygulaması  Tuğamiral Zeki Aktürk, kullanıcıların anlık bildirimler ve duyurulara mobil cihazlardan hızlı erişim sağlayabileceği Milli Savunma Bakanlığı mobil uygulamasının App Store ve Google Play üzerinden kullanıma sunulduğunu sözlerine ekledi.

“Filistin İçin Tek Yürek” programı düzenlendi Haber

“Filistin İçin Tek Yürek” programı düzenlendi

Esenler Belediyesi, İsrail’in Filistin’e saldırılarına tepki göstermek için “Filistin İçin Tek Yürek” programı düzenledi. Programın sonunda sahne alan sanatçıların albümleri ise açık arttırmayla satışa çıkarılırken, elde edilen gelirlerin Filistin’e bağışlanacağı öğrenildi.   Esenler Belediyesi, Müzik ve Sinema Yapımcıları Sanatçıları Dağıtımcıları Derneği (MÜYADER) ve İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından “Filistin İçin Tek Yürek” adlı özel program düzenlendi. Yaklaşık 43 gündür devam eden İsrail’in Filistin’e saldırılarına tepki göstermek için düzenlenen program, saat 18.30’da Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Programda Filistin ile ilgili video gösterimi ve Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Grup Yürüyüş, Grup Sancaktar, Grup Genç, Dursun Ali Erzincanlı, Mustafa Demirci, Abdülbaki Kömür, Ahmet Mercan, Ali Oktay, Ahmet Turan Öztürk, Erol Çam, Taner Yüncüoğlu, Yusuf Goncagül ve Ömer Çelik sahne aldı. Filistin için yazılmış ezgi ve şiirlerin okunduğu programın sonunda sahne alan sanatçıların albümleri ise açık arttırmayla satışa çıkarıldı. Programdan elde edilen gelirlerin Filistinli insanlara bağışlanacağı öğrenildi. Programa Esenlerli vatandaşların ilgisi ise yoğun oldu.  “Herkesin şahit olduğu, göz önünde cereyan eden bir soykırıma bizler de şahidiz”  Programda konuşan Müzisyen Abdulbaki Kömür, “Herkesin şahit olduğu, göz önünde cereyan eden bir soykırıma bizler de şahidiz. İslami hatta insani duyarlılığı olan sanatçılar olarak duyarsız kalmayalım, üç maymunu oynamayalım diye arkadaşlarla bir araya geldik. Sağ olsun Belediyemiz salon tahsis etti. İHH destek verdi. Biz de MÜYADER olarak böyle bir organizasyon yapmayı düşündük. Oradaki insanlar hayatlarını kaybederken, kanları ziyan olurken, çocuklar öldürülürken böyle bir program yapmamız ne kadar sadra şifa bilmiyorum ama en azından sessiz kalmadığımızı ilan etmek için böyle bir program tertip ettik. Yardımcı olan herkese teşekkür ediyorum. İştirak eden sanatçı arkadaşların imzalı albümleri var. O albümleri paket halinde açık artırmaya çıkaracağız. Bedeli de bağışlamayı düşünüyoruz” dedi.

O öğrenciler kumbaralarındaki paraları Filistin’e bağışladı Haber

O öğrenciler kumbaralarındaki paraları Filistin’e bağışladı

Bitlis merkezde bulunan Hüsrevpaşa Kur’an Kursundaki minik öğrenciler, kumbaralarında biriktirdikleri paraları Filistin’e bağışladı.   Yaklaşık 52 öğrenci, Kur’an kursu yetkilileri ile birlikte Bitlis İl Müftülüğüne ellerinde Türkiye ve Filistin bayrakları ile gelerek kumbaralarını İl Müftüsü M. Feysal Geylani’ye teslim etti. Toplanan yaklaşık 27 bin lira, İsrail'in saldırısına maruz kalan Filistinli çocuklara ulaştırmak üzere yetkililere verildi.  Duyarlılıklarından ötürü Kur’an kursu yöneticilerini ve miniklerini tebrik eden Müftü Geylani, “Bu zamanlarda birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. 20 günden beri Kudüs ve Gazze, Yahudi zulmüne karşı Yahudi işgali altındadır. Oradaki Müslüman kardeşlerimiz bunun mücadelesini veriyor. Cenab-ı Hak onları mahsur ve muzaffer eylesin. Gerçekten İslam alemi olarak bizim birleşmemiz ve kenetlenmemiz lazım. Bugün birlik beraberlik günüdür. Allah öğrencilerimizden razı olsun. İlimizde bulunan bütün Kur’an kursundaki öğrencilerimiz gelip bu yardımı bize ulaştırdı. İnşallah bizde en kısa zamanda bu yardımı Filistin’e ulaştırmaya çalışacağız. Gazze’nin kurtulması için en güzel şekilde mücadele veriyorlar. İnşallah o mücadelenin neticesinde Mescid-i Aksa’da özgür bir şekilde namaz kılmayı ve ezan okumayı Cenab-ı Hak cümlemize göstersin” diye konuştu.

Yeşilçam'ın ünlü isimleri de İsrail’i kınadı Haber

Yeşilçam'ın ünlü isimleri de İsrail’i kınadı

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünün desteğiyle Yozgat Valiliği himayesinde Bozok Üniversitesi Rektörlüğü, Oran Kalkınma Ajansı paydaşlığında ve Sinema Okuryazarları Derneği yürütücülüğünde 25-28 Ekim günleri arasında düzenlenecek olan "2. Bozok Film Festivali" başladı. Bozok Film Festivali’nin açılış programı Erdoğan Akdağ Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Açılış programı öncesi Yeşilçam’ın usta isimlerinden Perihan Savaş ve Ediz Hun, öğrencilerle söyleşi programında bir araya geldi.  Programda Bozok Film Festivali’nde değerlendirilmeye hak kazanan filmlerden ve Yeşilçam’ın unutulmaz isimleri Perihan Savaş ve Ediz Hun’un rol aldığı filmlerden kısa kesitlere yer verildi. Ayrıca programda Yozgat’ı anlatan tanıtım filmi de yayınlandı. Programın sonunda Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan ve Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, Yeşilçam’ın usta isimlerine plaket ve hediye verdi.  Festival gelecek yıl daha geniş çapta yapılacak  Bozok Film Festivali’nin ilerleyen senelerde daha geniş çerçevede yapılacağını söyleyen Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, "Bu güzelim coğrafyamızda zaman zaman acılarla, sevinçlerle yaşamaya ve al bayrağımızı dalgalandırmaya devam ediyoruz. Tabii bu güzelliklerin bu yaşanmışlıkların baki kalması, anlatılması hem de kuşaktan kuşağa aktarılması için en önemli unsurlardan birisi Türk sinemasıdır. Geçen yıl da arkadaşlarımız ilimizi, coğrafyamızı hem de insanımızın özünü anlatmak için Bozok Film Festivalini başlatmışlar. Bizler de bu vesile ile bugünkü programda emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Bu programı önümüzdeki yıllarda hem sinema hem türkü hem de tiyatro festivali olarak devam ettireceğiz" dedi.  "Televizyon ve sinema kanunu bir an önce çıkmalı"  Sinema ve tiyatroya en önemli desteğin ancak film festivalleriyle sağlanacağını söyleyen Perihan Savaş ise, her ilin bir festivalinin olması gerektiğine değindi. Televizyon ve sinema kanunun bir an önce çıkması gerektiğini de belirten Savaş, “Biz televizyonlarda filmlerimiz oynadığı zaman telif haklarımızı alamıyoruz. Bazen birçok kanal bizim yapmış olduğumuz filmlerimizi, dizilerimizi oynatıyor ama telif haklarımız yok. Bu hala çıkmamış durumda. Bir ülke kendini, kendi adetlerini örflerini ancak sanatla anlatabilir. Ancak sanatla diğer ülkelere ulaşabilir. Bunun için de sanatın ne kadar çok arkasında durulursa o kadar iyi" diye konuştu.  "Çok feci bir savaş suçudur"  İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını da kınayan Savaş, “Bu bir soykırım, ben bunu bir soykırım olarak görüyorum. Daha önce bu soykırımı yaşamış millet olarak İsrail’in bu soykırımı başlatmaları ve devam ettirmeleri çok feci bir savaş suçudur. Bu saldırıların bir an önce durdurulmasını istiyorum. İnsanlar ve çocuklar orada çok kötü durumdalar. Artık İsrail’in durması gerekiyor, bütün ülkeler elini taşın altına koymalı” ifadelerine yer verdi.  "İnsanlık dışı bir davranış"  Festivale katılmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Ediz Hun da İsrail’in saldırılarının insanlık dışı bir davranış olduğunu vurgulayarak, "İsrail’in bu davranışı kabul edilemez. İnsanlar yok ediliyor, insanın doğumu için 9 ay 10 gün gerekiyor ama o insanı bir an da yok ediyorsunuz. Böyle bir şeyin olmasını istemiyoruz. Biz Almanların Hitler mezalimini kınıyoruz, 6 milyon Yahudi’yi katletti diye. O ölenlerin hürmetine bu katliamı Netanyahu’nun yapmaması gerekiyor. Ben kınıyorum. Bir an evvel barışın sağlanması gerekiyor. Mutafa Kemal Atatürk’ün büyüklüğü de ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ sözünden geliyor, çok önemli bir söz. İnsan çok değerli bir varlıktır. Ona kıymet vereceğiz, onu yok etmek değil yaşatmak için çalışacağız. Bunun için şiddetle İsrail’i kınıyorum, saldırıların kabul edilir yanı yok. Ayrıca ABD’nin de tutumunu kınıyorum" diye konuştu.

Haber

"İsrail’in kara harekâtı Orta Doğu’yu savaşa sürükler"

Orta Doğu’daki siyasi, ekonomik ve sosyal istikrarsızlığın akademisyenler ve araştırmacılar tarafından ele alındığı 8. Uluslararası Orta Doğu Sempozyumu’nda İsrail-Gazze çatışmasını değerlendiren Dr. Öğr. Üyesi Ali Semin, “Şimdiki çatışmalar, İslam ve Arap dünyasında ve hatta uluslararası toplum nezdinde Hamas ve İsrail arasında görülüyor. Ancak bu çatışmalar kapsamlı bir kara harekâtına dönüşürse Filistin-İsrail savaşına dönüşme ihtimali çok yüksek. Bu da topyekûn bir Orta Doğu savaşı demektir” dedi.  İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, İGÜSAM, TÜBİTAK, TASCA, MOKHA, ODAP ve Diplomasi Vakfı tarafından düzenlenen ve üç gün sürecek olan VIII. Uluslararası Orta Doğu Sempozyumu’nda 40’a yakın ülkeden akademisyenler ve araştırmacılar bir araya geldi. Orta Doğu coğrafyasının siyasal beklenti-belirsizlik sarmalının nedenlerine ışık tutulması hedeflenen sempozyum sonunda bir sonuç raporu yayınlanacak. Çıkan sonuçlar da kitapçık hâline getirilecek.  "4. Arap-İsrail çatışmasının başlangıcı"  Sempozyumda İsrail-Hamas çatışmalarını değerlendiren Dr. Öğr. Üyesi Ali Semin, 7 Ekim’i, Orta Doğu ve Filistin-İsrail sorunları açısından bir dönüm noktası olarak yorumladı. Saldırılar orta ve uzun vadeli devam ederse 4. Arap- İsrail çatışmasının başlangıcı olarak gördüğünü belirten Semin, “İsrail’in dünya üzerinde kurmuş olduğu psikolojik bir üstünlük var. Bunu da kara harekâtını başlatıp, başlatmaması üzerine kuruyor. Bu konuda dünyanın tek odak noktası budur” dedi.  “Ateşkes için girişimde bulunulmalı”  İnsani koridorun savaşın süreceğini gösterdiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Ali Semin, “İnsani koridor, savaşın bitmesinin çok uzakta olduğu anlamını taşıyor. Çünkü ateşkes için çalışılsa bu koridora ihtiyaç duyulmaz. Dünyanın üç odak noktası var. İnsani koridor, kara harekâtı ve Hamas’ın elindeki rehineler. Ancak bunların içinde Gazzeli sivillerin katledilmesinin biran önce durdurulması yok. Aslında İnsani koridordan şu ana kadar 34 yardım tırı geçti. Ancak Gazze nüfusunun günlük ihtiyacı olan tır sayısı yüzdür. 22 Arap ülkesi ve 57 İslam İş Birliği Teşkilatı ülkesi insani koridoru bir zafer olarak ilan ediyor. Yapılması gereken, ateşkes için bir girişimde bulunmak. Fakat yapılan yalnızca kınamadır” diye konuştu.  “Birleşmiş Milletler işlevini tamamen kaybetti”  İsrail’in 1947’den itibaren Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bütün kararlarını ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyleyen Semin, “İsrail’in Gazze’ye saldırması için herhangi bir gerekçeye ihtiyacı yok. Gazze’ye 2005’ten 2023’e kadar bu beşinci saldırısı. Dolayısıyla uluslararası toplum, Birleşmiş Milletler, Arap dünyası, İslam İş Birliği Teşkilatı bu çatışmalarda işlevsiz kaldılar. Birleşmiş Milletler, muayyede uygulama işlevini kaybetmiştir. Artık ciddi anlamda bir reforma ihtiyacı var” şeklinde konuştu.  “İsrail kara harekâtının sonucu, topyekûn bir Orta Doğu savaşı demektir”  Kara harekâtının tüm Orta Doğu coğrafyasını savaşa sürükleyeceğini kaydeden Semin, “Kara harekâtı gerçekleşirse İsrail sadece Gazze ile savaşa girmeyecek aynı zamanda güneyde Gazze, kuzeyde Hizbullah, kuzeydoğusunda Suriye olmak üzere üç cephede savaşmak zorunda kalacak. İran da doğrudan dâhil olursa bölgemiz kapsamlı bir Orta Doğu savaşına sürüklenecektir. Şimdiki çatışmalar İslam ve Arap dünyasında Hamas ve İsrail arasında görülüyor. Ancak bu çatışmalar kara harekâtına dönüşürse Filistin-İsrail savaşına dönüşme ihtimali çok yüksek. Bu da topyekûn bir Orta Doğu savaşı demektir” dedi.  "İsrail’in korkularından biri Gazze tünelleri"  ABD’nin kara harekâtını önlemek için İsrail’in üzerinde ciddi bir baskı kurduğunu belirten Semin, “Orta Doğu’da herkesin eli tetikte ancak kimse savaşın sonucunu kestiremiyor. Bu noktadan baktığımda İsrail’in de kara harekâtı düzenlemesini uzak bir ihtimal olarak görüyorum. Ancak yerel olarak yapılabilir. İsrail hava saldırılarıyla Gazze’yi yerle bir ediyor. Ancak bu İsrail için yeterli değil. Çünkü Gazze’nin altında tüneller bulunuyor. 500 km’lik tüneller olduğu söyleniyor. İsrail’in korkularından biri de bu tünellerdir. Karayı kontrol altına alsa bile tünelleri kontrol etmek zor” ifadelerinde bulundu.  “Medeni dünyanın gözü önünde soykırım yaşanıyor”  Orta Doğu ve batılı ülkelerden birçok katılımcının olduğu sempozyuma ev sahipliği yapmaktan dolayı mutlu olduklarını belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin ise, "Filistin halkı dünyanın görmediği bir zulmü yaşıyor. Bu soykırım medeni dünyanın gözü önünde yaşanıyor. İnsanlık büyük bir imtihandan geçiyor. İnsan hakları, BM’nin ortaya koyduğu kurallar, savaş hukuku rafa kalkmış durumda. Sivillerin başlarına dört dakikada bir bomba düşüyor ve katlediyorlar. Bu saldırılar Büyük Orta Doğu Projesinin bir provası. Coğrafyamız yeniden şekillendirilmeye çalışılıyor. Bu noktada tepkimizi ortaya koyuyor, sessiz kalanları kınıyoruz. Sempozyumun başarılı geçmesini diler, barışın ve huzurun egemen olduğu bir dünya düzeni temenni ederim” dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan İsrail için ‘soykırım’ ifadesi Haber

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan İsrail için ‘soykırım’ ifadesi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İsrail’in Filistin’e yönelik gerçekleştirdiği saldırılarla ilgili olarak ‘soykırım’ ifadesi kullanarak, “Geçmişte Kıbrıs’ta bizlerinde benzer durumlar yaşadık ancak bizim en büyük şansımızın ana vatan Türkiye Cumhuriyeti’nin 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile Kıbrıs’a müdahale edebilmesi oldu” dedi.  KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Afyonkarahisar’da gerçekleştirdiği temasların ardından basın toplantısı düzenledi. Programı çerçevesinde üniversite öğrencisi gençlere yönelik verdiği konferansa değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs konusunda yeni politikalarının federal temelli değil ancak iki devletli bir çözüm olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs’ın geçmişini şu anda içinde bulunduğu koşulları, Kıbrıs’ın Türkiye Cumhuriyeti için önemini, Doğa Akdeniz politikamızı ve şu anda yeni siyasetimiz olan Kıbrıs’ta artık federal temelli değil ancak iki devletli bir çözümle anlaşmanın olabileceğini belirttik. Bütün bunları da ifade ederken elbette Kıbrıs Türk halkının garantörünün ve Kıbrıs’ta Türk askerinin varlığı bizlerin orada barış ve güven içerisinde yaşayabilmeleri fevkalade önemli. Bu kırmızı çizgilerimizden asla vazgeçmeyeceğimizi öğrencilerimize anlattık” dedi.  “Bizim en büyük şansımızın ana vatan Türkiye Cumhuriyetiydi”  İsrail’in Filistin’e yönelik gerçekleştirdiği saldırılar hakkında gençlere bilgilendirme yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar şunları söyledi:  “İsrail’in masum Filistin'e yaptıklarını, saldırılarını bir soykırıma dönüşen hadiseleri büyük bir endişe ile izlediğimizi ifade ettik. Geçen hafta burada yani Türkiye’de olduğu gibi Kıbrıs’ta da 3 günlük bir yas ilan ettiğimizi ve orada da tüm Filistin halkına İsrail’in yaptıklarına karşın kararlığımızı bildirdik. Geçmişte Kıbrıs’ta bizlerinde benzer durumlar yaşadığını ancak bizim en büyük şansımızın ana vatan Türkiye Cumhuriyeti’nin 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile Kıbrıs’a müdahale edebilmesi ile bizim şuanda varlığımızı devam ettirebildiğimizi paylaştık gençlerimizle.”  “Kabloyla elektriğin getirilmesiyle enerji meselesine köklü bir çözüm bulmak için çalışıyoruz”  Açıklamasında son olarak yavru vatan Kıbrıs’ın elektrik sorununa ilişkin yapılan çalışmalar hakkında bilgiler veren Cumhurbaşkanı Tatar, “Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bu bölgede her yıl olduğu gibi muazzam bir küresel ısınmayla karşı karşıyayız. Bu da kuraklığı bir bakıma sık sık gündeme getiriyor. Biz yine Türkiye'mizin desteği ile Anamur'dan uzun yıllar süren bir çalışma sonucu asma borularla Kıbrıs'a su getirdik. Ve bu Anadolu suyu sürekli olarak Kıbrıs'a Girne sahillerinden Geçitköy Barajı'na akmaktadır. 75 milyon metreküp su her yıl kesintisiz akmaktadır. Şimdi kabloyla elektriğin getirilmesine dolayısıyla enerji meselesine köklü bir çözüm bulmak için bunun çalışmaları sürdürülmektedir” diye konuştu.  Gerçekleştirilen basın toplantısında Cumhurbaşkanı Tatar’a, Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı ile Belediye Başkanı Mehmet Zeybek de eşlik etti.

Filistin yürüyüş kafilesi, Suriye sınırında geri çevrildi Haber

Filistin yürüyüş kafilesi, Suriye sınırında geri çevrildi

Yetkililer, yürüyüş kafilesinin sınırı geçmesine müsaade etmeyince, grup tarafından basın bildirisi okunarak dönüş için karar verildi.   İsrail'in işgal ettiği topraklarda Filistinli Müslümanlara yönelik saldırıları protesto etmek ve Filistin halkına destek vermek için Kayseri’den başlayan yürüyüş, İncesu-Yeşilhisar-Niğde, Pozantı ve Damalma Mevkii, Tarsus Yenice, Adana ve Dörtyol istikametinden devam ederek, İskenderun üzerinden Cilvegözü sınır kapısında son buldu. Günlük ortalama 35-40 km mesafe kat eden Filistin Yürüyüş kafilesi onuncu gününde yaklaşık 400 kilometrelik mesafede ilerleyerek Suriye sınırına ulaştı. Kayseri’den yaklaşık 100 kişilik bir kafileyle başlayan yürüyüşe, sağlık nedeniyle devam edemeyenler ve bir kısım illerden ilave katılımlarla yaklaşık 250 kişi yürüyerek destek verdi.  Özellikle il ve ilçe merkezlerinde coşkuyla karşılanan Filistin Yürüyüş Kafilesi, genellikle güzergah üzerindeki camilerde olmak üzere bazı yurt ve misafirhanelerde konaklayarak devam ettiler.  Suriye sınır kapısı yetkilileri, yürüyüş kafilesinin sınır geçmelerinin mümkün olmadığını bildirmeleri üzerine Kayseri’den başlayan Filistin Yürüyüş Kafilesi adına Cilvegözü Sınır Kapısında bir basın açıklaması yapan Mustafa Doğu, Siyonist İsrail terör örgütünün Filistin topraklarında 75 yıldır uygulamakta olduğu işgal ve teröre dur diyebilmek için Kayseri’den yaya olarak Filistin'e, Gazze'ye, Kudüs'e, Mescidi Aksaya bir yürüyüş başlattıklarını ve sonunda Cilvegözü Sınır Kapısına geldiklerini ifade etti.  Yetkililerle yaptıkları görüşme neticesinde, sınırdan geçiş müsaadesi alamadıklarını ve bu yürüyüşün kendileri için oldukça meşakkatli olduğunu, ayaklarının patladığını, hasırlar üzerinde yatmak durumunda olduklarını ama Gazze'de ki çocukların ve zulüm altındaki Filistinlilerin acısının yanında her türlü zorluğa karşı yola devam ettiklerini belirten Mustafa Doğu yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi:  “Yolda fakirin tablasındaki simitleri bize vermesi, hiç bir şeyi olmayan insanların çorba ikramı, mayamızın sağlam olduğunu gösterdi. Biz bize düşeni yaptık. O halde bizi hayal kırıklığına uğratan sizler görevinizi yapın ve terörist İsrail'in, subaşındaki çocukları bombalamasını önleyin. Lanetli Siyonist Yahudi’nin Gazze'yi de işgalci İsrail'e katma niyetini biz görüyoruz. Siz görmüyor musunuz? Hastane, okul, cami, kilise bombalayan, insanlık suçu işleyen bu daha da alçalarak bu vahşetlerini bir kutlamaya dönüştüren bu teröristlere gereğini yapın. Uyanın! Ey İslam ülkelerini yöneten liderler ve halkları, arzı mevut hayaliyle Israil'in kapımıza dayanmasını mı bekliyorsunuz? O toprakların gerçek tek ve yegane sahibi ve başkenti Kudüs olan Filistin Devletinin kurulması için gerekeni yapın. Devletimizin gereğini yapacağına inanmak istiyor ve size yalvarıyoruz. Bizim beklemeye tahammülümüz kalmadı."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.