SON DAKİKA
Hava Durumu

# Eş

YENİŞEHİR YÖREM - Eş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

"Hapishanenin en yaşlısı bendim"...İçeri girerken üzüü çıkarken de sevinçten gözyaşı döktü! Haber

"Hapishanenin en yaşlısı bendim"...İçeri girerken üzüü çıkarken de sevinçten gözyaşı döktü!

İçeri girerken üzüntüden, çıkarken de sevinçten gözyaşı döken anlatan Zülfü Şirin "Cezaevinin en yaşlısı bendim. Bir gün bile kalmak çok kötü. Nafakayı daha önce ödedim ancak yanlış yere gittiği için tutuklandım. Cezaevindeyken bir çok milletvekilleri arayıp bana moral verdi. Avustralya'da nafaka diye bir şey. Hala beni tehdit edip benimle uğraşıyorlar. Ben de karşı dava açacağım" dedi. Zülfü Şirin (81), iddiaya göre eski eşinin nafakasını ödemeyi unuttu. Şikayet üzerine Jandarma komutanlığı ekiplerince gözaltına alınan adam, adliyeye sevk edildi. Ödediğini söylemesi üzerine kayıtlara geçmediği öğrenilen adam, mahkemece tutuklandı. Tutuklanan adam, cezaevine götürülürken hüngür hüngür ağladı. Dün nafakası ödenen adam, cezaevinden çıkarılarak serbest kaldı. Gazetecilere açıklama yapan Zülfü Şirin "Bir elektrik düğmesini kapattım oğlumdan hem dayak yedim hem küfür yedim. Kahrımdan bağlara çıktım gittim Avusturalya’daki eve geri döndüğümde ailem beni kapının önüne koydular. Sonra Türkiye’deki evime geldim beni burada da rahat bırakmadılar. Gemlik’in Katırlı köyünde evim var. Beni oraya da sokmadılar. Erkek kardeşi beni tehdit ve küfür etti, telefonla arayıp "seni öldürüp denize atacağız" dedi. Sonrasında benden şikayetçi oldu. Beni nafakaya ödemediğim için mahkemeye çıkardılar. Oysa ben nafakayı ödemiştim, yanlışlıkla başka hesaba göndermişim. Beni mahkemeye çıkarıp tutukladılar. Üzülmedim ama bu yaştan sonra çekilecek gibi değil cezaevi. Hapishanenin en yaşlısı bendim" dedi. Şu anda 83 yaşında olduğunu resmiyette ise 81 olarak gözükdüğünü kaydeden Zülfü Şirin, "2022 yılında ödediğim nafaka ücreti başka hesaba gitmiş onun için beni tutukladılar. Benim nafakamı bir hayırsever ödedi, bugün de serbest kaldım. Nafaka ücreti olan 5700 lirayı sağolsun hayırseverler ödediler. Cezaevindeyken bir çok milletvekilleri arayıp moral verdiler. Cezaevindekiler bile böyle bir durumun olmaması gerektiğini söylediler. Allah hepsinden razı olsun. Avusturalya’da nafaka diye birşey yok. Neden benle uğraşıyorlar hala ? 4 katlı evimi satıp oğluma Avusturalya’da ev aldım. Ama karşılığını göremedim. 6 yıl önce Avusturalya’dan Türkiye'ye geldim. Eşimle 45 sene evli kaldım hala da evliyiz ama ayrıyız. Ben eşime bir tokat dahi vurmadım. Avusturalya’da 45 yıl yaşadım aslen İnegöllüyüm" diye konuştu. Türkiye'de kanunlarda yanlışlar olduğunu ifade eden Şirin, "İnşallah düzeltirler. İlk kez hapse girdim. 24 saat cezaevinde kaldım. Orada hiçbir şey yapmadım, oradakilerle sohbet ettik. Bu durumda olmama onlar da üzüldüler. Çıktığıma onlar da sevindiler. Cezaevine girerken göz yaşı döktüm çıkarken de sevinç gözyaşları döktüm. Böyle şeyler kimselerin başına gelmez inşallah. Bu nafaka davaları cinayetlerin başlangıç sebebleri. Çoğunlukla cinayetler bunlardan çıkıyor. Ne olur devletimiz bu konularla ilgilensin. Vatandaşlarımız niye mağdur olsun." şeklinde konuştu. . Eşinin kardeşi tarafından tehdit edildiğini iddia eden Şirin, "Beni Gemlik’in Katırlı köyündeki evime sokmuyorlar. Eşimin kardeşi beni telefonla arayıp tehdit ve küfürler ediyor. Beni boğup öldürüp denize atacakmış. Bana bu şekilde davrandıkları için artık gücüm kalmadı. Onlar benle uğraşıyorsa bende artık onlarla dava açarak uğraşacağım" ifadelerini kullandı.

Alkol aldı, polis ve bekçi ekiplerini saatlerce uğraştırdı! Bıçağı boğazına dayadı Haber

Alkol aldı, polis ve bekçi ekiplerini saatlerce uğraştırdı! Bıçağı boğazına dayadı

Alkollü adamı polis ve bekçi ekipleri 1 saat dil dökerek sakinleştirdi. Olay, 02.00 sıralarında merkez Osmangazi ilçesi Aktarhüssam Mahallesi Ilgarlar sokak üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, alkol aldıktan sonra eline bıçak alarak sokağa çıkan Murat A. (45), bağırarak çevreye zarar vermeye başladı. Murat A.’yı gören vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis, bekçi ve sağlık ekibi sevk edildi. ‘BANA HÜLYA’YI GETİRİN’ Polis ekiplerini gören Murat A., cinnet geçirerek ‘Bana Hülya’yı getirin’ diye bağırmaya başladı. Bıçak ile kendine zarar vermeye başlayan alkollü adama polis ve bekçi ekipleri ‘Nerede bu Hülya’ diyerek cevap verdi. Bunun üzerine ‘Çanakkale’de’ diye cevap veren Murat A., ekiplerin ‘Tamam elindeki bıçağı bırak, beraber gidip alacağız’ demesi üzerine sakinleşti. GECE KARTALLARINDAN HAYATİ MÜDAHALE Bir süre sakin kalan alkollü adam, tekrardan sinirlenerek bu sefer bıçağı boğazına dayadı. Polis ekipleri dil dökerken, arkadan dolaşan Çarşı Polis Merkezi’ne bağlı gece kartalları, alkollü Murat A.’nın elindeki bıçağı kendine zarar vermeden aldı. Etkisiz hale getirilen alkollü adam, sağlık ekiplerince yapılan müdahalenin ardından, ifadesi alınmak üzere karakola götürüldü. 25 YIL ÖNCEKİ EŞİNE BÜYÜK ÖZLEM Olay yerine gelen Murat A’nın babası Osman A., polis ekiplerine "Oğlumun 25 yıl önce eşiyle mutlu beraberliği vardı. Ayrıldılar, oğlum da ara sıra alkol alarak kendini kaybediyor. Sizlerden Allah razı olsun. Oğluma bir şey olmadan kurtardınız" ifadelerini kullandı.

Bursa'nın o hastanesinden bir ilk daha! Kadavradan sonra...Eşinin böbreği ile hayata tutundu Haber

Bursa'nın o hastanesinden bir ilk daha! Kadavradan sonra...Eşinin böbreği ile hayata tutundu

Kapalı (Laparoskopik) yöntemle eş zamanlı olarak yapılan iki operasyonda böbrek yetmezliği bulunan 44 yaşındaki Mehmet Erdal, 37 yaşındaki kız kardeşi Gökçen Erdal’ın ve 43 yaşındaki Kadir Kadiroğlu ise 40 yaşındaki eşi Halime Kadiroğlu’nun bağışladığı böbrek ile hayata tutundu. Operasyon sonrasında bir hafta hastanede tedavi gören Erdal ve Kadiroğlu, yapılan son kontrollerin ardından sağlıklı bir şekilde taburcu oldu. Akdeniz Üniversitesi (AKDÜ) Tıp Fakültesi’nde organ nakli cerrahisi eğitimini başarıyla tamamlayan Bursa Şehir Hastanesi Organ Nakli Merkezi Birim Sorumlusu Op. Dr. Serdar Geylan’a ilk nakil operasyonunda AKDÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Aydınlı ve ekibi de eşlik etti. Hastane bünyesinde ilk kez canlıdan canlıya nakil gerçekleştirdiklerini vurgulayan Op. Dr. Geylan, “Bu vakalar bizim hastanemiz için bir ilkti. Emeği geçen ekibimizin çalışanlarına, bu özel günümüzde bizi yalnız bırakmayan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Aydınlı ve ekibine teşekkür ediyorum” dedi. Bursa Şehir Hastanesi’nin organ nakli ruhsatı almasının 10. ayında canlıdan canlıya nakillere başladıklarını ifade eden Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Ayar ise hastanenin bu alanda Güney Marmara ve Türkiye’de ileri bir konuma geleceğini belirtti. "ASLA TEREDDÜT ETMEDİM" Abisine böbreğini bağışlayan Gökçen Erdal ise, "Abimin uzun süren şeker hastalığı vardı. Bir yıl önce iki böbreğini birden kaybetti. Kendisi evde diyaliz yapmak zorundaydı. Bunun da acısını çok fazlası ile yaşadığı için biz organ nakline her zaman çok sıcak baktık. Ama verici olarak tabi tereddütlerim vardı. Çünkü bu durumda toplumun da bilinçsiz olduğunu düşünüyorum. İki böbreğimiz var. Birinin alınması halinde hayatımın nasıl olacağı her zaman soru işareti olmuştu. Ama doktorlarımızın bilinçli anlatımı sayesinde ben kişinin tek böbrek ile hayatına kaldığı yerden devam edebileceğini öğrendim ve abime böbreğimi verirken asla tereddüt etmedim. Bu vesile ile herkese teşekkür ediyorum. Kendilerine her zaman minnettarlık duyacağız. Abimi sağlığına kavuşturdukları için hayatımıza kaldığımız yerden tekrar sağlıkla başladığımız için çok mutluyum" ifadelerini kullandı. "BEBEK GİBİ İLGİLENİLDİ" Uzun süredir şeker hastası olduğunu ve 1 yıldır iki böbreğinin fonksiyonunu yitirdiğini dile getiren Mehmet Erdal ise, "Yavuz hoca sayesinde hemodiyalize girmeye başladım. Evde diyaliz yapıyorum. Hastanede canlıdan canlıya organ naklini bekliyorduk. Kız kardeşim ve annem geldi. İkisi de tuttu. Kardeşiminki daha uygundu. Tabi endişelerimiz vardı. Bir misafir bir bebek gibi ilgilendiler. Böyle ilgiyi 5 yıldızlı otelde bulamazdım. Sağ olsun kız kardeşim bana böbreğini verdi. Cuma günü ameliyat oldum. 1 haftanın ardından taburcu oluyorum. Tüm vatandaşlarımızdan böbrek bağışında bulunmalarını istiyorum. Herkes bu konuda çok özverili olsun. Geçtiğimiz hafta doğum günümdü. Burada kutladık ama bundan sonra doğum günüm bugün taburcu olduğum gün. Bundan sonra bu tarihte kutlayacağım" şeklinde konuştu. EŞİNİN BÖBREĞİ İLE HAYATA TUTUNDU Hastanede gerçekleşen bir diğer nakilde ise 9 yıldır böbrek yetmezliği ile mücadele eden Kadir Kadiroğlu eşi Halime Kadiroğlu’nun bağışladığı böbrek ile şifa buldu. Zorlu bir süreç yaşadığını belirten Kadir Kadiroğlu, "Eşim ile 20 yıllık evliyiz. Sağ olsun böbreğini bana vermeyi kabul etti. Şu an yeniden doğmuş gibiyim" diye konuştu. Böbreği ile eşinin hayata tutunmasına vesile olan Halime Kadiroğlu ise, "Organ naklinin önemini başımıza gelince kavradık. Doktorlarımız, hemşirelerimiz, tüm çalışanlar çok ilgiliydi. Herkese teşekkürlerimi iletiyorum" ifadelerini kullandı.

Eşini ailesiyle görüştürmek istemeyen eşlerin dikkatine! İşte o şok karar! Haber

Eşini ailesiyle görüştürmek istemeyen eşlerin dikkatine! İşte o şok karar!

Yargıtay, "Kadın eşin ailesiyle görüşmesini kısıtlaması kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder" dedi. İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, Ankara'da görülen ve eşlerin karşılıklı birbirlerinden 100'er bin lira maddi ve manevi tazminat talep ettiği boşanma dava dosyasında ilk derece mahkemesi erkeğin; eşine karşı evliliğin başlangıcından beri sevgisiz ve ilgisiz olması, evin ihtiyaçlarını karşılamaması, davacıyı parasız bırakması, bu şekilde ekonomik şiddet uygulaması, eşine hakaret etmesi, onu aşağılaması, anne babası ile kişisel ilişki kurmasını engellemesi, eşi ile birlikte vakit geçirmekten kaçınması şeklinde eylemler sergilemesi sebebiyle erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusursuz olduğu, erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166'ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 250 TL tedbir nafakası ile boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 350 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kararın kesinleşme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte 10 bin TL maddî ve 15 bin TL manevî tazminata hükmetti. Erkek eşin avukatı aracılığıyla yaptığı itiraz sonrası istinafa giden dosya mahkeme tarafından bozuldu. İstinaf mahkemesi her iki davanın reddine kadının tüm, erkeğin sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verdi. Kararın ardından davacı karşı davalı vekili, kadının reddedilen davası ve fer'îleri yönünden temyiz isteminde bulundu. Karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından bozulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesine gönderildi. Bozma ilâmına uyan Bölge Adliye Mahkemesi, eşlerin boşanmasına karar vererek kadının kusurunun bulunmadığı, boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, "erkeğin, kadının ailesiyle görüşmesini kısıtlamasının" kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 30 bin TL maddî tazminat ile 30 bin TL manevî tazminata karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek temyiz isteminde bulundu. Dosyanın temyiz incelemesi tekrar yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, temyiz incelemesi neticesinde, "Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat fazladır. 4721 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50'nci ve 51'inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174'üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir şeklinde karar vererek erkek eşin, kadın eşin ailesiyle görüşmesini kısıtlamasının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini kabul etmiş ancak erkek eş aleyhine hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğu kanaati ile dosyayı tekrar Bölge Adliye Mahkemesi'ne göndermiştir" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.