SON DAKİKA
Hava Durumu

#Erdoğan

YENİŞEHİR YÖREM - Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan CHP'ye bombardıman! Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan CHP'ye bombardıman!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünkü saldırıya da değinerek, “Dün Küçükçekmece'de AK Parti Küçükçekmece Belediye Başkan Adayı Aziz Yeniay’ın seçim çalışmalarında yaşanan menfur olayı bir kez daha lanetliyorum. Yaralanan vatandaşımıza acil şifa diliyorum. Emniyetimiz titizlikle olayı takip ediyor” dedi.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aday tanıtım ve 31 Mart Yerel Seçimleri için Tekirdağ’a geldi. Cumhurbaşkanı mitinginin yapılacağı Tekirdağ Valiliği Meydanı ve Hükümet Caddesinde yoğun güvenlik önlemleri alınırken vatandaşlarda alanı doldurdu.  “Rey vermedi diye depremzedelere hakaret etmek olmaz”  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sahneye geldikten sonra vatandaşlara seslenerek, “Buradan sizlerin vasıtasıyla tüm Tekirdağ'a selamlarımı ve sevgilerimi iletiyorum. Coşkunuz, heyecanınız ve sevginiz için sizlere teşekkür ederim. Bugün Tekirdağ bir başka güzel. Tekirdağ bizim gözbebeğimiz. 3 Kasım 2002'den beri Tekirdağ'ı hiçbir zaman ihmal etmedik. Her fırsatta Tekirdağ’ın misafiri olduk. Şehrimize sık sık geldik, sizlerle hasret giderdik. Bunun için önümüzde 50 gün var. Bu 50 günü çok iyi değerlendirmemiz lazım. Çok daha fazla sayıda Tekirdağlı kardeşimizin gönlüne girmenin yollarını arayacağız. Milletimize asla hürmetsizlik etmeyeceğiz. Biz ayıran ve ayrıştıran değil, birleştiren bir siyaset anlayışındayız. Biz, muhalefet gibi yanlışı seçmende değil daima kendimizde arıyoruz. Oy versin veya vermesin, demokrasimizin gücüne güç katan her vatandaşımızın başımızın üzerinde yeri vardır. Hangi siyasi partiden olursa olsun seçmen bizim veli nimetimizdir. Bizi rakiplerimizden ayıran temel vasfımız budur. Bizde CHP gibi vatandaşa ‘tıpış tıpış gideceksiniz oyunuzu vereceksiniz’ kibirli bir dil olamaz. Oy tercihi sebebiyle insanımızı 'makarnacı, kömürcü' gibi aşağılama yaftası olmaz. Sırf kendisine rey vermedi diye depremzedelere hakaret etmek olmaz. Mağdurları kapı dışarı etmek olmaz. Bizde CHP'li belediye başkanları gibi ‘oy yoksa hizmette yok’ diye milleti açık açık tehdit etmek olmaz. Beceriksizlik, iş bilmezlik bunları öyle bir esir almış ki nereye ellerini atsalar orası kuruyor, çöküyor. CHP'nin idare ettiği yerlerde vatandaşlarımız vizyon projelerini bırakın klasik temel hizmetlere bile ulaşamıyor. 14-28 Mayıs seçim süreci ve sonrasında buna bir kez daha şahit olduk. Depremzedelerimize bugün bile hatırladıkça onlar adına hicap duyduğumuz hakaretleri savunmaktan çekinmediler. Şöyle ayna karşısına geçip ‘Biz nerede hata yapıyoruz’ deyip kendilerine sormadılar. Günah keçisi bulup pişkince yollarına devam ettiler. CHP başta olmak üzere muhalefetin mazisine baktığınızda bunun gibi sayısız skandallarla karşılaşırsınız. Son seçim yenilgisinde de tüm faturayı 13. Cumhurbaşkanımız diyerek yere göğe sığdıramadıkları ‘Bay Kemal’ kestiler. Kendi partilerini yönetmeye layık görmediler. Anadolu insanını hiçbir zaman hizmete ve hürmete layık bulmadılar. Her zaman kolaya kaçtılar. Kimi zaman vesayet odaklarından kimi zaman terör baronlarından medet umdular. Aylarca Kandil'deki terör elebaşları bunlar için açıkça oy istediler. Benim kardeşim Kandil'den oy isteyenlerin uzantılarına oy verir mi? 50 gün sonra sandıkta gereken dersi vermeye hazır mıyız? DEM'lenerek seçim kazanmanın hesabını yapıyorlar. Çay demlemiyorsunuz. Bunların millete ve milli iradeye saygıları yok. Ben AK kadınlarla 31 Mart'ta sandıkları patlatacağımıza inanıyorum” dedi.  Küçükçekmece’deki saldırıya değindi  Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasının devamında, “Dün Küçükçekmece'de AK Parti Küçükçekmece Belediye Başkan Adayı Aziz Yeniay’ın seçim çalışmalarında yaşanan menfur olayı bir kez daha lanetliyorum. Yaralanan vatandaşımıza acil şifa diliyorum. Emniyetimiz titizlikle olayı takip ediyor. Türkiye'nin güvensizlik ortamına sürüklenmesine izin vermeyeceğiz. Milletimizin canına kast eden tüm alçaklarla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Farklı mecralardan geçmiş olsun dileklerini ileten tüm genel başkanlara teşekkür ediyorum. Bir tanesi yakalandı, diğerlerini de yakalayacağız” diye konuştu.  “Yalan ve istismar siyaseti ile bir şekilde gemilerini yürüttüler”  Erdoğan konuşmasına devam ederek, “Bunlarda demokrasiye ve demokrasi kültürüne bağlılık yok. Bunlarda kendini vatandaşa karşı kendini sorumlu hissetme duygusu yok. Bunlarda istişare etmek, sokağa kulak vermek gibi bir alışkanlık yok. Bunlarda hatasından dolayı milletten helallik istemek gibi bir erdem yok. Bunlarda Türkiye'yi büyütmek, Türkiye'ye ufuk çekmek, ülkemizin önünü açmak, şehirlerimizi yeni yatırımlarla geliştirmek gibi bir dert yok. Peki, bunun yerine ne var? Tek parti dönemi faşizmine özlem var. Vatandaşa tepeden bakma hastalığı var. Terör örgütlerine şaşı bakma zihniyeti var. Siyasi ikballeri için her şeyi yapma omurgasızlığı var. Seçim meydanlarında tutmayacakları sözleri verme hainliği var. Çantada keklik gördükleri kupon belediyeler için meydan muharebesi verme ihtirası var. Bir de iradesine haciz koydukları vatandaşımızı korkutmak, ürkütmek, endişelerini istismar etmek var. Maşallah, bizim seçmenlerimiz burada bak. Gençler, bugüne kadar hep bunu yaptılar. Yalan ve istismar siyaseti ile bir şekilde gemilerini yürüttüler. Köken, inanç, meşrep, mezhep ve hayat tarzı üzerinden insanımıza korku salarak bir şekilde siyasi kariyerlerini garanti altına aldılar. Ama halkın nazarında tüm kredilerini bitirmiş, sıfırı tüketmişlerdir. CHP'nin istismar ve korku siyaseti inşallah 31 Mart'ta son bulacaktır. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak biz de bu süreci kolaylaştıracağız. Önümüzdeki 50 gün boyunca her zamankinden çok daha fazla çalışacağız. Ana kademe çok daha fazla çalışmaya var mıyız? Kadın Kolları, çok daha fazla çalışmaya var mıyız? Gençler çok daha fazla çalışmaya var mıyız? Başkalarının fitne girişimlerine karşı kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Kutuplaştırandan değil, kucaklaştıranlardan olacağız. Gerilimi körükleyenlerden değil, kardeşliği savunan kardan olacağız. Hiç bir ayrım gözetmeden milletimizin tüm fertlerini bağrımıza basacağız. Türkiye Yüzyılının inşaası için gece gündüz demeden çalışırken hiç bir engelin bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeyeceğiz. Özellikle çarpık ve sağlıksız yapılaşmanın yaygın olduğu, deprem riski yüksek illerimize daha fazla yoğunlaşacağız. İnşallah, Tekirdağ'da Cüneyt kardeşimizle birlikte tüm ilçelerde el ele vermek suretiyle Tekirdağ'ı yeniden ayağa kaldıracağız. Yeniden Tekirdağ diyoruz. Genç, dinamik bir yapıyla Tekirdağ'da merkezi yönetim ve Tekirdağ Belediyemiz el ele vereceğiz ve Tekirdağ'ın ayağa kaldıracağız. Tekirdağ'ın da bu süreçte bizlere destek vereceğine, bu mücadelede bizleri yalnız bırakmayacağına inanıyoruz. Biz, Tekirdağ'ı tıpkı hükümet işlerinde olduğu gibi yerel yönetim işlerinde de hak ettiği hizmetlere ulaştırmak istiyoruz. Tekirdağ'ın, AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın gerçek belediyecilik vizyonuna acil ihtiyacı olduğu açıktır. İnşallah, 31 Mart yerel seçimleri bu noktada Tekirdağ'ımız için bir milat olacaktır. Tekirdağ ve Tekirdağlı kardeşlerimin 31 Mart'ta sandıklara gittiklerinde en doğru, en isabetli kararı vereceklerinden şüphe duymuyorum. Gençler öyle mi? Şimdi, Tekirdağ'a soruyorum. Hazır mıyız? Tekirdağ, 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart'ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Büyük ve güçlü Türkiye vizyonumuza sıkı sıkıya sahip çıkmaya var mıyız? Seçim akşamı, Tekirdağ ile birlikte Türkiye Haritası'nı Cumhur İttifakı'nın renkleriyle boyamaya var mıyız? Rabbim hepinizden razı olsun. Kardeşlerim, bizim hizmet ve eser siyasetimizin en yakın şahidi Tekirdağ'dır. Son 21 yılda, Tekirdağ'a güncel rakamlarla toplamda 157 Milyar Liralık yatırım yaptık. 4 bin 149 adet yeni derslik inşa ettik. Namık Kemal Üniversitesi'ni ilimize kazandırdık. 4 bin 973 kişi kapasiteli yükseköğretim yurt binaları açtık” diye konuştu.  “780 bin metrekare nazarımızda aynıdır”  Konuşmasını sürdüren Erdoğan; “Şehrinizin eksiklerini giderme, ihtiyaçlarını karşılama, sorunlarına çözüm bulma noktasında çok daha fazlasını yaptığımızı sizler zaten biliyorsunuzdur şunu lütfen unutmayın! Bizim siyasetteki gayemiz mensubu olmaktan şeref duyduğumuz, aziz milletimize aşkla hizmettir. 81 vilayetin tamamı, 780 bin kilometrekarenin tamamı bizim nazarımızda aynıdır, eşittir. Biz Türkiye’yi bir bütün olarak kalkındırmanın, büyütmenin, yüceltmenin çabasındayız. Tüm bu mücadeleyi koltuk veya siyasi ikbal uğruna değil, evlatlarımıza daha müreffeh, daha güçlü ve itibarlı bir Türkiye bırakmak için yapıyoruz. Biz ne diyoruz ‘Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik’ elbette her fani gibi bizlerin de eksiği, hatası, gücünü aşan sebeplerle ortaya çıkan bazı eksiklikler olabilir. Gün olacak bizler de emaneti sahibine teslim edeceğiz. İşte kızımız kadın kollarında başkan yardımcısıydı. Dün emanetini sahibine teslim etti. Ben de yetişirsem cenazesine gideceğim. Yol arkadaşımız, dava arkadaşımız bu kardeşimizin cenazesine katılmak bizler için bir görev. Devletimizin bekası, milletimizin huzuru, evlatlarımızın aydınlık yarınları için döktüğümüz terin tanığı 85 milyonun her bir ferdidir: 31 Mart’ta Tekirdağ’da artık bir yola ama yepyeni bir yola girelim diyorum. Öyleyse ne yapacağız. Şu 50 günde çok çalışmaya var mıyız? Tekirdağ, CHP’nin korku siyasetine kurduğu, esersizlik siyasetine mecbur değildir, mahkum değildir. Tekirdağ, gelişme ve ilerleme yerine CHP’nin beceriksiz yönetimi altında hayatta kalma mücadelesi vermeye mahkum değildir. Tekirdağ’da muhalefetin sömürdüğü sahte ve sanal kaygılar hizmetin önüne artık geçmemelidir. Tekirdağ, mevcut durumdan çok daha iyisini hak ediyor. Tekirdağ, Büyükşehir kimliğine uygun hizmetleri artık fazlasıyla hak ediyor. Gelin hep birlikte Tekirdağ’ın içine düştüğü bu dehlizden çıkaralım. Gelin Tekirdağ’ı Cumhur Ittifakı’nın gerçek belediyecilik vizyonuyla buluşturalım. Bu konuda şehrimize her açıdan çağ atlatacak güçlü bir kadro kurduk. Başka hesaplar peşinde koşmadan sadece hizmet edecek, her anınızda hep yanınızda olacak isimleri aday olarak belirledik. Geçtiğimiz günlerde tüm adaylarımızın tanıtımı yapıldı. Biz belediye başkan adaylarımızın tamamına güveniyoruz, inanıyoruz. Kararlıyız ve kazanacağız. Tekirdağ’ın tercihinin de başta büyükşehir olmak üzere inşallah bu sefer Cumhur Ittifakı’nın yanında olmasını temenni ediyorum. Büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarımızı sizlere emanet ediyorum. 31 Mart akşamı Tekirdağ’dan müjdeli haberler bekliyorum. Tekirdağ, 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? 31 Mart’ta Cumhur Ittifakı’na destek veriyor muyuz? Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin. Rabbim bizi utandırmasın, mahçup etmesin” diyerek konuşmasını noktaladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 35 bin sağlık personeli müjdesi! Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 35 bin sağlık personeli müjdesi!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Ekim’de hasta kabulüne başlanan İzmir Şehir Hastanesi ile 4 kilometrelik bağlantı yolu ve kavşağın açılış töreninde vatandaşları selamlayarak, şehir hastanesi ile diğer yatırımların kente, millete ve ülkeye hayırlı olmasını diledi.  “İzmir Şehir Hastanesinin yüksek yatak kapasitesi, yoğun bakımları, ameliyathaneleri, kapalı açık otoparkları ve diğer birimleriyle İzmir’e yakışır bir eser” olduğunu söyleyen Erdoğan, “Laf değil, icraat. Buranın yollarını kim yaptı diye de sorarsınız değil mi? Kim yapması lazım? Büyükşehir belediyesinin yapması lazım. Peki büyükşehir belediyesi buranın altyapı olarak yollarını yaptı mı? Hayır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız devreye girdi. İlk etabı hallettik ama yetmez. İnşallah şimdi buranın yollarıyla alakalı ikinci etabını da yine Ulaştırma Bakanlığımız en güzel şekliyle yapacak ve hastanemize ulaşım daha da kolaylaşacak. Çünkü hastane yapınca ulaşım şart. Hastanemize hızlı, emniyetli ve konforlu bir erişim için inşa ettiğimiz 4 kilometre uzunluğundaki bağlantı yolunu ve kavşağını da bugün hizmete açıyoruz” diye konuştu.  “İzmir’in çileleri sona erecek”  İzmir Şehir Hastanesinin sadece ülkenin değil dünyanın en büyük, en yüksek kapasiteli, en modern sağlık komplekslerinden biri olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bünyesinde 6 ayrı hastaneyi barındıran bu muhteşem yatırım bizim eser ve hizmet siyasetimizin önemli bir nişanesidir. Şimdi seçimlere gidiyoruz. Bu seçimlerle birlikte ben inanıyorum ki güzel İzmir'imizin güzel insanları burada Hamza Dağ kardeşimizi Büyükşehir'in başına getirecek ve böylece altyapı noktasında da İzmir'imizin çileleri sona erecek. Manisa-İzmir arasında Sabuncubeli tünelini yaptık. Konak Tünelini biz yaptık. Bundan sonraki dönemde gerek merkezi yönetim olarak biz gerekse Büyükşehir belediyemiz olarak ele ele vereceğiz ve bütün altyapı sorunlarını ortadan kaldıracağız. Bunun için 31 Mart'a kadar yoğun bir şekilde çalışmaya var mıyız, hazır mıyız?” dedi.  Millete verdikleri sözleri yerine getirdiklerini belirten Erdoğan, “Şu projenin ülkenin ortak değerlerinin, milletin sembol isimlerinin arkasına gizlenerek değerli kardeşlerim hiçbir eser ve hizmet üretmeden, yıllarca şehrin sırtına yük olanlara ibret teşkil etmesini diliyoruz. Sizlere bir söz vermiştik. Demiştik ki ülkemizi eğitim, sağlık, adalet, güvenlik üzerinde yükselteceğiz. Sonra buna ulaşımdan enerjiye, spordan sosyal desteklere, pek çok başlığı ekledik. Bugün 21 yıl sonra geriye dönüp baktığımızda milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirmiş olmanın bahtiyarlığı içindeyiz” diye konuştu.  “800 bin yeni öğretmen atadık, 35 bin sağlık personeli daha alıyoruz”  Okulların neredeyse tamamını yeniden inşa ettiklerini belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Evlatlarımızın en iyi şekilde yetişmesini sağlamak için 800 bin yeni öğretmen atadık. Üniversite öğrenimini herkes için ayrıcalık değil hak haline getirdik. Darbecilerin yıktığı, mesleki eğitim sistemini yeniden ayağa kaldırdık. Sağlık dedik, şehirlerimizin tamamını; donanımıyla, teçhizatıyla, ambulansıyla en modern sağlık hizmetlerine kavuşturduk. İzmir'de olduğu gibi pek çok yerde faaliyete geçen şehir hastanesi, sağlık hizmetlerini demiştik ki dünya standartlarının üstünde bir seviyeye taşıdık. Yaklaşık 310 bini doktor olmak üzere 1 milyona yakın sağlık çalışanıyla bu alandaki insan kaynağımızı güçlendirdik. Önümüzdeki ay kamuya 15 bini hemşire olmak üzere 35 bin sağlık personeli daha alıyoruz. Ülke genelinde 2 buçuk milyon kişiye evde sağlık hizmeti vererek, hizmeti vatandaşın ayağına götürdük. Güvenlik güçlerimiz terör örgütlerinin başını ezerek insanlarımızın huzur içinde hayatını sürdürmesini sağladılar. Sınırlarımızın güvenliğini artırarak, terörü kaynağında kurutma stratejisine geçtik. Askeriyle, polisiyle, jandarmasıyla, istihbaratıyla Türkiye'yi dünyanın en güvenli ülkesi haline getirdik. Bitmedi, adalet dedik; yargı teşkilatımızı, binasından personeline kadar baştan aşağı milletimize en iyi hizmeti sunduk, altyapıya kavuşturduk. FETÖ'nün güdümünde itibar kaybeden adalet sistemimizi milletimizin emrine amade kıldık. Yargılama sürelerini kısaltacak tedbirleri alarak adaletin hızla tesisine zemin hazırladık. Bitmedi, ulaştırma dedik, bölünmüş yol uzunluğumuzu, 6 kilometreden aldık, 30 bin kilometreye yaklaştırdık.”  “Kalkınmanın temel altyapısı olan ulaşımı çeşitlendirdik, güçlendirdik”  Erdoğan, “Tünelleriyle, köprüleriyle, otoyollarıyla, hızlı ve yüksek hızlı tren hatlarıyla, havalimanlarıyla, kalkınmanın temel altyapısı olan ulaşımı çeşitlendirdik, güçlendirdik. İnşallah İzmir Ankara yüksek hızlı tren hattını da etap etap hizmete alarak bu alandaki çalışmalarımızı taçlandıracağız. Bir kısmı da İzmir'de olmak üzere yaptığımız stadyumlar, spor alanları, atletizm pistleri, havuzlar ve diğer tesislerle lisanslı sporcu sayımızı 15 milyonu faal, sporcu sayımızı 4 milyonun üzerine çıkardık müsabakalarda. Bakanlığımızca 7 bin 400’den fazla madalyayla spor alanında verdiğimiz emeklerimizin karşılığını da aldık” ifadelerini kullandı.  “İzmir Şehir Hastanemiz ve bağlantı yolları da işte bu eser zincirinin eklediğimiz son halkasıdır”  “Milli gelirimizden ayırdığımız payı üç katına çıkartarak devletimizin ülkemizdeki kimsesizlerin kimsesi olduğunu gösterdik” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Kimsesiz çocuklardan yaşlılara, engellilerden dul kadınlara kadar tüm dezavantajlı kesimlere sahip çıktık. Bugün ülkemizdeki altı buçuk milyon çocuğa ulaşan sosyal destek sistemimizle dünyanın örnek aldığı bir seviyeye geldik. Toplu konutta bir milyon 314 bin inşaatla insanımızın modern, depreme dayanıklı, huzurlu yuvalara kavuşmasına öncülük ettik. 81 vilayetimize yayılan, hizmete açılmış ve açılışa hazır hale gelmiş 222 millet bahçesiyle şehirlerimizde yaşayan insanlarımızın hayat kalitesini artırdık. Atık su arıtma, düzenli depolama, hava ve su kalitesi kontrolü sistemiyle çevreye duyarlı hayat alanları oluşturduk. Yaklaşık bir milyona yakın konut ve iş yerinde kentsel dönüşüm projesi uyguladık. İzmir Şehir Hastanemiz ve bağlantı yolları da işte bu eser zincirinin eklediğimiz son halkasıdır. Rabbim bizleri yaptığı hizmetlerle şu gök kubbede hoş bir seda bırakarak gidenlerden eylesin diyoruz” diye belirtti.  “İnşallah bu seçimleri de huzur içinde, hizmet yarışı şeklinde tamamlayacağız”  Konuşmasını sürdüren Erdoğan, “Geçtiğimiz mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Seçimlerini başarıyla gerçekleştirdik. Şimdi de önümüzde mahalli idareler seçimleri var. İnşallah bu seçimleri de huzur içinde, hizmet yarışı şeklinde tamamlayacağız. Bölgemizde ve dünyada güç dengelerinin değiştiği siyasi ve ekonomik krizlerin, çatışmaların derinleştiği bir dönemde Türkiye'nin güven ve istikrar iklimini korumaya her zamankinden daha çok ihtiyacı bulunuyor. Geçtiğimiz 17 seçimin her biri gibi bu seçimi de ülkemizi siyasi açıdan istikrarsızlığa, ekonomik bakımdan çöküşe, sosyal yönden çatışmaya sürüklemenin vesilesi haline getirmek isteyenler elbette boş durmuyor” şeklinde konuştu.  “İzmir'in de bu kutlu mücadelede bize güç vermesini bekliyoruz”  Son dönemde kamuoyunda dedikodular ve spekülasyonlar üzerinden yürütülen kampanyalar olduğuna işaret eden Erdoğan, “Biz tüm bu tuzakları bozarak yolumuza devam ederken hiçbir zaman asıl hedeflerimizden kopmuyor, asıl mücadelemizden taviz vermiyoruz. Her dönemde olduğu gibi bugün de bizi en iyi milletimizin anladığına inanıyorum. Verdiğimiz mücadelede bugüne kadar en büyük gücümüz milletimizin desteği olmuştur. Bundan sonra da erkeğiyle, kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla bu ülkenin 85 milyonunun duası ve desteğiyle yolumuza devam edeceğiz. Çünkü biz bu milleti tarifsiz duygularla seviyoruz. Çünkü biz bu milleti özellikle yapacağımız hizmetlerle ibadet mertebesinde görüyor ve seviyoruz. Çünkü biz medeniyetimizin ve tarihimizin son kalesi bu ülkeyi mutlaka dünyada hak ettiği yere yükseltmek istiyoruz. İzmir'in de bu kutlu mücadelede bize güç vermesini, destek vermesini, heyecan vermesini bekliyoruz. Şehir hastanemiz ve diğer sağlık birimlerimizle, İzmirli kardeşlerimizi sağlıkla, mutlulukla yaşayacakları bir hizmet altyapısına kavuşturduk” diye konuştu.

Erdoğan, Miçotakis görüşmesinden vize serbestisi kararı! Haber

Erdoğan, Miçotakis görüşmesinden vize serbestisi kararı!

Tarihi Görüşme ve Vize Muafiyeti Kararı Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 yıl aradan sonra Atina’ya yaptığı ziyarette Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından Miçotakis, Türkiye vatandaşlarına Yunan adalarında 7 günlük vize muafiyeti sağlanacağını açıkladı. Bu, iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Liderden Ortak Mesajlar Erdoğan ve Miçotakis, Türk-Yunan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) toplantısına başkanlık ettiler. Görüşmeler sonrasında düzenlenen basın toplantısında, her iki lider de iki ülke arasındaki dostluğa ve yeni işbirliklerine vurgu yaptılar. Miçotakis'in Açıklamaları Miçotakis, ikili ticarette 10 milyar dolarlık hedef koyduklarını belirtti ve Türk vatandaşlarının Doğu Ege adalarını 7 günlük süre boyunca vizesiz ziyaret edebileceğini duyurdu. Ayrıca, çevredeki olaylara ilişkin analizler, aşırı tavırların bertaraf edilmesi ve Kıbrıs konusunda BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarının önemine dikkat çekti. Erdoğan'ın Vurguladığı Konular Erdoğan, her yıl en az bir kez buluşma kararı alındığını ve mevcut sorunların yapıcı diyalog ve uluslararası hukuk çerçevesinde çözülmesi temennisinde bulundu. İpsala Sınır Kapısı'ndaki 2. köprünün önemine işaret etti ve Ege ve Doğu Akdeniz'deki tutumlar hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını açıkladı. Ayrıca, azınlıkların refahı, Kıbrıs meselesi ve Filistin'deki durum hakkında görüşlerini paylaştı. HABER:ERTAN ADANA

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Herkes Netanyahu'ya 'artık git' der hale geldi"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Artık maşeri vicdan harekete geçti ve bununla birlikte İsrail'in sokakları bile hareketlendi. Herkes Netanyahu'ya 'artık git' der hale geldi. Bazı yabancı ülke yetkilileri bize 'Bundan kurtulmalıyız' diyor. Bu sürecin ileri düzeyde devam edeceğine ihtimal vermiyorum. İnşallah çok kısa bir zamanda Netanyahu pılını pırtısını toparlayıp, buradan çekilecek" dedi.   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cezayir ziyareti dönüşünde gazetecilerin sorularını cevaplayarak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin ikinci toplantısı vesilesiyle gerçekleştirdikleri Cezayir ziyaretlerini başarıyla tamamladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun'la iş birliklerinin geliştirilmesi noktasında karşılıklı iradeye sahip olduklarını kaydetti. Erdoğan, ”Kendisiyle 2022 yılında Ankara'da düzenlediğimiz konseyimizin ilk toplantısında bu ortak anlayışı yansıtan kararlara imza atmıştık. Daha sonra Sayın Tebbun'u geçtiğimiz temmuz ayında Türkiye'de bir kez daha misafir ettik. Bugünkü toplantımızda ikili ilişkilerimizin mevcut durumunu ve önümüzdeki dönemde birlikte atacağımız adımları etraflıca ele aldık. Toplantımız kapsamında akdedilen anlaşmalar, ki 13 anlaşma ve ortak bildiri, iş birliğimizi geliştirme yönündeki kararlılığımızı bir kez daha göstermiştir. Kardeşim Tebbun'la imzaladığımız ortak bildiriyle konseyimizin adını 'stratejik' tanımlamasını eklemek suretiyle 'Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi' olarak yeniden belirledik. Bu karar, münasebetlerimizi yeni bir boyuta taşımanın yanında, ilişkilerimizin ulaştığı seviyenin de sembolü oldu” dedi.  Ziyaretleri sırasında 50’yi aşkın firmanın katılımıyla düzenlenen iş forumuna da iştirak ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”İş adamlarımız arasında yeni ortaklıkların kurulmasına vesile teşkil eden forumun 10 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize ulaşmamıza katkı sağlayacağına da inanıyorum. Cezayir'le sıvılaştırılmış doğal gaz ticareti başta olmak üzere enerji alanında köklü ilişkilere sahibiz. Cezayir, enerji arzımız bakımından önümüzdeki dönemde de güvenilir bir ortak olmaya devam edecektir. Botaş ve Sonatrach arasında bugün yapılan doğal gaz sözleşmesi bu anlayışın göstergesidir. Savunma sanayii de ikili görüşmelerimizin ana konularından biriydi. Savunma alanında Cezayir'le geniş işbirliği imkanlarımızın olduğunu görüyoruz. İnşallah bunu ortak projelerle değerlendireceğiz” açıklamasını yaptı.  Tebbun’la Gazze'deki vahşet başta olmak üzere bölgesel ve küresel meseleleri de görüştüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, işgal edilmiş Filistin topraklarında 7 Ekim'den beri devam eden katliamları her iki ülke olarak lanetlediklerini söyledi. Görüşmede katliamların durması ve insani yardımlara engelsiz erişimin sağlanması için atılabilecek adımları ele aldıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Biliyorsunuz Cezayir, Filistin davasının en güçlü, en samimi savunucuları arasında yer almaktadır. Gazze'deki katliamlara da en üst seviyede tepki verdi. Türkiye'nin de bu konudaki duruşu ve tavrı bellidir. Filistinli kardeşlerimize yönelik mezalimin sona erdirilmesi, bölgenin barış ve istikrara kavuşturulması için Cezayir'le yakın temas ve iş birliği içerisinde olmaya devam edeceğiz. Cezayir'de yaptığımız tüm görüşmelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.  Gazze’nin bir Filistin toprağı olduğunu herkesin bilmesi gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Her ne kadar Filistinlilerin kadim yurtları kademe kademe İsrail tarafından 1947'den itibaren işgal edilmişse de Gazze, Filistin toprağı olarak inşallah kalacaktır. İsrail’in aşama aşama Filistin topraklarını işgali adeta bir kapkaç olayıydı. Ama artık devran böyle dönmüyor” dedi.  "Netanyahu pılını pırtısını toparlayıp, buradan çekilecek"  “Şu anda tüm dünyanın İsrail'e karşı nasıl bir tavır takınmaya başladığını görüyorsunuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze'de gerçekleşen işgal, bazı ülkelerin yönetimlerini sessizliğe gömse de toplumların vicdanlarını Allah'a hamdolsun harekete geçirdi. Sokaklarda Filistin'e destek olanların sayısı artıyor. İşte Almanya’ya bakın. Geçen oradaydım, aynı gün Berlin'de yürüyüşler oldu. İngiltere aynen bu şekilde. Amerika Birleşik Devletleri'nde Beyaz Saray'ın önünde neler olduğunu görüyorsunuz. Fransa'da, Latin Amerika ülkelerinde neler olduğunu görüyorsunuz. Artık maşeri vicdan harekete geçti ve bununla birlikte İsrail'in sokakları bile hareketlendi. Herkes Netanyahu'ya 'artık git' der hale geldi. Bazı yabancı ülke yetkilileri bize 'Bundan kurtulmalıyız' diyor. Bu sürecin ileri düzeyde devam edeceğine ihtimal vermiyorum. İnşallah çok kısa bir zamanda Netanyahu pılını pırtısını toparlayıp, buradan çekilecek. Netanyahu’nun mahkemelik bir durumu da var biliyorsunuz. Belki de oradan kurtulmak için böyle bir adımı atmış da olabilir. Fakat hangi yönde adım atarsa atsın kurtulamayacak. Şu anda biliyorsunuz Filistin'de tutulan İsrailliler dahi 'Bizi buraya sen mahkum ettin, bir an önce bu işten elini eteğini çek. Biz de kurtulalım' deme noktasına geldiler” değerlendirmesinde bulundu.  “Holokost cenderesinde Batı toplumu doğru bir sınav veremedi, tarihin yanlış tarafında durdu”  Gazze konusunda hiçbir etnik ayrım gözetmeden bir tutum ortaya konulması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Yani benim bakışım şu; herhangi bir etnik unsur ayırt etmeden Müslüman’ı, Hristiyan’ı, Musevi’siyle hiçbir ayrıma gitmeden olaya insan unsuru itibarıyla bakmamızın gereğine inanıyorum. Şu anda insanlık feryat ediyor. Onlar tarihin doğru tarafında duranlardır. Günlerdir konuşuyoruz, Holokost cenderesinde Batı toplumu doğru bir sınav veremedi, tarihin yanlış tarafında durdu. Bosna’da, Kosova’da yine aynı şekilde yaşanan katliamlar görmezden gelindi, sessiz kalındı. Irak’ta, Suriye’de yine utanç verici sessizlik hakimdi. Bu kez öyle olmadı. Ülkelerin yönetimleri yine bildiğiniz gibiydi ancak halklar artık 'yeter bunca zulüm' diyor. Gazze’de öldürülen bebekleri görüyor, isyan ediyorlar” açıklamasını yaptı.  “Sokaklardan yükselen ses bir vicdani haykırıştır”  Sokaklardan yükselen seslerin bir vicdani haykırış olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sokakların çağrısı İsrail’i her geçen gün köşeye sıkıştırmaktadır. O sese kulak tıkayan siyasetçiler çok yakında bunun karşılığını halklarının demokratik tepkisiyle alacaklardır. Halklarının gözünde İsrail yanlısı tutumlarıyla soykırım destekçisi durumuna düşen liderlerin bir an önce bu yanlıştan dönmesi gerekir. Vakit çok geç olmadan İsrail’in arkasında saf tutan devletlerin yönetimleri, uluslararası hukuka, insan haklarına, vicdani ve ahlaki değerlere uygun bir zemine gelmeli ve bu suçlara ortak olmamalıdır. Dolayısıyla biz hep birlikte mazlumların yanında yer almak suretiyle, zalimlerin attığı adımlardan onları kurtarmamız lazım. Ben Hamas'ın elinde bulunan sivillere yönelik herhangi bir olumsuz davranışının olduğuna veya olacağına inanmıyorum. İsrail'in elinde ciddi sayıda Filistinli var. Hamas şu anda onları kurtarmanın gayreti içerisinde. Biliyorsunuz şu an itibarıyla Katar'ın devreye girmesiyle süreçte yeni bir adım atılıyor. Öyle zannediyorum ki rehinelerin takasına bugün yarın geçecekler” dedi.  Refah Sınır Kapısı’nda Mısır yönetiminin olumlu adımlar attığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk etapta Gazze’deki kanser hastalarından 40’ının Türkiye'ye geldiğini, ikinci etapta bu sayının ciddi manada artarak 88 hasta ve 67 refakatçiye ulaştığını hatırlattı.  “En kısa zamanda bir Mısır seyahati düzenleyebilirim”  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzeli hastaların tedavilerinin şehir hastanelerinde devam ettiğini belirtti. Gazzeli hastaların oradan çıkartılarak Türkiye’ye getirilmesinin artarak devamını istediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En kısa zamanda bir Mısır seyahati düzenleyebilirim. Mısır’da ağırlıklı gündemimiz bu konular olacak. 'Ne gibi adımlar atabiliriz, hastaların tahliyesinin önünü nasıl açarız?' bunları konuşacağız. Bir an önce istiyoruz ki bu hastaların tamamını getirebilelim. Hatta benim arzum, cerrahi müdahale gerekenleri de bir an önce alalım. Hele hele çocukları bir an önce alalım, tıbbi müdahaleleri yapalım. Bu konuda arkadaşlarımızla mutabıkız ve süreci de inşallah bu şekilde işleteceğiz” şeklinde konuştu.  “Hem ateşkesi sağlamalı hem de İsrail tarafından yerle bir edilen kenti yeniden ayağa kaldırmalıyız”  Ablukayı kırmanın sadece bir ya da iki ülkenin değil, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği ülkelerinin tamamının atacağı adımlar, oluşturacağı stratejilerle mümkün olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasette sıkça kullanılan takım oyunu yaklaşımının eksiksiz sergilenmesi gerekiyor. Ablukayı kırmak sadece bir miktar yardımın Gazze’ye sokulması ile gerçekleşmez. Ekonomik, siyasi, diplomatik, sosyolojik, kültürel birçok unsuru kullanarak hem ateşkesi sağlamalı hem de Gazze’ye yeterince yardımı ulaştırıp, İsrail tarafından yerle bir edilen kenti yeniden ayağa kaldırmalıyız. Abluka sadece İsrail’in Gazze çevresine yığdığı askerler ve silahlardan ibaret değil” açıklamasını yaptı.  “Birleşmiş Milletler zeminindeki ablukayı da kırmalıyız”  “İsrail’i uluslararası hukuka uymaya ve yaptıklarının hesabını vermeye zorlamalıyız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:  ”Mesela Birleşmiş Milletler zeminindeki ablukayı da kırmalıyız. Filistin’de yaşananları, oradaki İsrail zulmünü hakkıyla anlatıp, Filistinli mazlumların on yıllardır yaşadıklarını, onların seslerini duymayanlara duyurup, halkların bakış açılarını değiştirip, zihinlerdeki ablukayı kırmalıyız. 'Müslüman öldüğünde sorun yok, Hıristiyan ya da Yahudi ölürse ancak problem vardır' şeklindeki faşizan yaklaşımı darmadağın edip, 'ölen insansa orada sorun vardır' kavrayışını hakim kılmalı ve bu sayede idraklerdeki ablukayı kırmalıyız. Filistin’in tarihsel sınırlarını, oradaki halkın kendi kaderini tayin hakkını, mülkiyet hakkını, yaşama hakkını, özgürlüklerini elinden alan siyonistlerin ve destekçilerinin dünyanın dilini ve gözünü bağlayan tüm ablukalarını yok etmeliyiz. Ancak böyle kalıcı barışı sağlamak mümkün.”  “Hemen hemen Avrupa ülkelerinin hepsi de bu konuda sessiz”  Batılı ülkelerde bir ülke hariç, Gazze konusunu sahiplenen olmadığını belirten Erdoğan, ”Hemen hemen Avrupa ülkelerinin hepsi de bu konuda sessiz. Katliamı durdurmak üzere müdahaleleri söz konusu değil. Burada yalnız İspanya'nın yaklaşım tarzı olumlu istikamette gelişiyor. İspanya’da malum hükümet kuruldu. İspanya Başbakanı Sayın Pedro Sanchez ile haftaya bir görüşmem de olacak, onun durumu farklı. Bu ülkelere dirsek çevirmemek lazım. Görüşeceğiz, 'Bunları Filistin’in yanına nasıl çekeriz?' konusuna da bir taraftan bakacağız. En son Almanya'daydık. Neler olduğunu görüyoruz” diye konuştu.  “Gazze’nin düşmesi demek, İslam dünyasının birlik ve beraberliğinin de derin yara alması anlamına gelir”  İslam dünyasının da bu işgale sessiz kalmaması gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Gazze’nin düşmesi demek, İslam dünyasının birlik ve beraberliğinin de derin yara alması anlamına gelir. İsrail’in pervasızca Gazze’yi işgal etmesi, uluslararası hukuk, insan hakları, etik değerleri tanımadan etrafa saldırması karşısında sessiz, tepkisiz kalmak bir utanç vesilesidir. İslam dünyası Riyad’da sergilediği kararlılığın arkasında durmak ve alınan kararları uygulamak için birlik ve beraberlik ruhuyla hareket etmeli ve tek yumruk olmalıdır. O yumruk masaya olanca gücüyle vurulduğunda, İsrail’in işgale devam etmesi de zulümlerini sürdürmesi de mümkün olmayacaktır. Buradaki en önemli nokta tek yumruk olmak, olabilmektir. İsrail’in Gazze’de ve diğer Filistin şehirlerinde uyguladığı devlet ve işgalci terörü bir insanlık suçudur, soykırımdır. Buna sessiz ve tepkisiz kalınamaz. İslam dünyasında diriliş tohumu toprağa en son Riyad’da düşmüştür. O tohum yeterince sulanmazsa boy veremez, büyüyemez. O can suyunu hep birlikte verecek ve Filistin’deki şehitlerimize ve ecdada karşı sorumluluğumuzu hep birlikte yerine getireceğiz. Bunu sağlamak için durmak dinlenmek bilmeden çalışıyoruz. Netice alacağımıza olan umudumuz diridir. Umarım bu yaşadığımız sancılar, yıllardır bölgemizde arzu edilen barışın ve onu sağlayacak Filistin devletinin doğum sancılarıdır” açıklamasını yaptı.  “İsrail'deki olay siyonizmin en önemli adımlarından bir tanesidir”  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yahudi-siyonist ayrımına dikkat çekti. Erdoğan, “Türkiye'yle ilgili olarak bir şeyi iyi tespit etmemiz lazım. Yahudiler ayrıdır, siyonistler ayrıdır ve şu anda zaten İsrail'deki olay siyonizmin en önemli adımlarından bir tanesidir. Batı'nın İsrail'e karşı olan tavrında da siyonizme karşı bir dik duramayış vardır. Maalesef Türkiye'de de buna mağlup olan, mağlup olmanın yanında onların eşiğinde giden yapılar mevcut. Bunların içinde siyasi yapılar da bulunuyor. Mesela ana muhalefetin başındaki isim Netanyahu'nun ağzıyla konuşuyor. Benim ülkemde ana muhalefetin başındaki insan Netenyahu’nun ağzıyla konuşursa, Türkiye'de bizim topraklarımızın suyundan hiçbir şey alamamış demektir. Bunlara gereken dersi vakti saati geldiğinde ben inanıyorum ki benim milletim verecektir. Yine bakıyorsunuz ana muhalefetin başını çektiği ittifakın içerisinde yer alanlardan siyonist yapıyla beraber hareket edenler bulunuyor. Bunları tek tek saymama da gerek yok. Fakat benim milletimin iradesi bunların hepsinin iradesini ters yüz edecektir. Yaklaşık 4,5 ay sonra gereken cevabı milletimden alacaklarına ben inanıyorum” dedi.  “Türkiye’ye yakışır şekilde insani duruş sergilemeye de devam edeceğiz”  Türkiye’nin kendine yakışır bir insani duruş sergilemeye devam edeceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in katliamlarını desteklemeyen, bunların karşısında duran Yahudilerin sayısı da az değil. Bunlar arasında sözünü ettiğiniz uluslararası sermaye tanımına dahil olanlar da bulunuyor. Onlar açısından Türkiye’ye yatırım sorun olmaz diye düşünüyorum. Türkiye’nin çocukların öldürülmesine karşı çıkmasından, barışı ve insan haklarını savunmasından rahatsız olan sermaye sahipleri ise ancak İsrail’in katliamına kayıtsız şartsız destek verirseniz sizden memnun kalırlar. Bizim böyle bir tutum sergilememiz asla düşünülemez. Bu nedenle biz bir endişe duymuyoruz. Dünya Türkiye’nin kıymetinin farkında, küresel yatırımcılar da farkında. Birkaç marjinalin dışında küresel yatırımcıların İsrail’in etkisiyle Türkiye gibi bir ülkeden yüz çevireceklerini düşünmüyorum. Küresel sermayeyi ülkemize çekmek için kazan-kazan ilkesiyle hareket etmeye de, Türkiye’ye yakışır şekilde insani duruş sergilemeye de devam edeceğiz” dedi.  “Cumhur İttifakı olarak tüm seçimlerde olduğu gibi yaklaşan yerel seçimde de iddialıyız”  Yerel seçim sürecine yönelik soruyu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Cumhur İttifakı olarak tüm seçimlerde olduğu gibi yaklaşan yerel seçimde de iddialıyız. Çalışmalarımızı bu iddiamız nispetinde çok titiz bir biçimde yapıyor, adaylarla ilgili süreçte her konuyu ince eliyor sık dokuyoruz. Partimiz gerekli hazırlıkları ve analizleri yaptı. Zaten bildiğiniz gibi AK Parti olarak bizim seçim hazırlıklarımız bir önceki seçimin tamamlanmasıyla birlikte başlar. Özellikle büyükşehirler başta olmak üzere her ilde kamuoyu yoklamaları yaptık, yapıyoruz. Sonuçları analiz edip milletimizin gönlündekini anlamaya, şehirlerimize en faydalı olacak adayları belirlemeye gayret gösteriyoruz. Bir defa 1 Aralık, belediye başkan adayı olmak isteyen ve görevden bu nedenle ayrılması gereken memurların istifaları için son tarih. Memurların durumunu da görelim. Onların durumu da netleştikten sonra aralık ayının ortalarına doğru artık adaylarımızı peyderpey açıklamaya inşallah başlarız" diye koniştu.  “Kimse merak etmesin, biz savunma sanayii alanında da diğer alanlarda da adımızdan daha çok söz ettireceğiz”  Savunma sanayii alanında atılan her adımın kendilerini heyecanlandırdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu alanda taş üstüne taş koyan herkes ülkemizin geleceği, Türkiye Yüzyılı’nın inşası için çok önemli bir katkı sunuyor. Kaan zaten yeniliklerden bir tanesi. Ama Baykar'ın zirve diyebileceğimiz eseri malum Kızılelma. Şimdi Kızılelma’nın son testlerini yapıyorlar. Aşmaları gereken mesele kendi yerli motorunu üretmek. Bunu başardığı andan itibaren de zaten Kızılelma’nın dünyaya karşı duruşu farklı olacaktır. Tabii burada Aselsan’ın üzerine de düşen bir yük var, kamera üretimi. Motor üretim süreci maalesef nereden bakarsanız bakın herhalde bir beş yılı alır. Bu süre zarfında biz motor ithal ederek yürümek durumundayız. Kamera noktasında da Aselsan’ın üretim çalışmaları başladı. Bir an önce o sıkıntımızı da gidermemiz lazım. Bazı ülkeler bize söz veriyorlar ama verdikleri sözü yerine getirmiyorlar. Kanada, Güney Afrika gibi ülkelerden bir sonuç alır mıyız, buna bakıyoruz. Bunu gerek biz gerekse Aselsan’ın yakından takip etmesi lazım. Bir an önce buralardan netice alabilirsek, o zaman biz insansız savaş uçaklarımızı daha çabuk devreye sokabiliriz. Kaan, Kızılelma, TCG Anadolu ve niceleri Allah’ın izniyle yalnız kalmayacak, yenileri, daha iyileri ve daha donanımlıları yine bu vatan için alın ve akıl terlerini döken kardeşlerimizin ellerinde şekillenecek. Bundan çok değil birkaç yıl önce insansız hava araçlarımız yoktu, akıllı mühimmatlarımız, Milgemlerimiz yoktu. Kolları sıvadık, bu ülke için taşın altına sadece elini değil bedenini koyan kardeşlerimizle birlikte bugünkü seviyeye geldik. Bunu yeterli görmedik, göremeyiz. Hep daha iyisi, hep daha gelişmişi vardır onu arayacağız. Bu hedeflere doğru yürümek şöyle dursun, koşar adım ilerlememiz gerekiyor. En iyi mühendis, en iyi yazılımcı, en iyi usta, en iyi tasarımcı bizde olmalı. Yeni adımlarımız da yoldadır. Kimse merak etmesin, biz savunma sanayii alanında da diğer alanlarda da adımızdan daha çok söz ettireceğiz” değerlendirmesini yaptı.  “Türk lirasının reel olarak değer kaybettiği süreç sona gelmiştir”  Türk lirasının değer kaybettiği süreçte sona gelindiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bizim uyguladığımız dezenflasyon programı çok büyük ihtimalle lirada reel olarak bir değerlemeye sebep olabilir. Yani Türk lirasının reel olarak değer kaybettiği süreç sona gelmiştir. Özetle Türk lirasının reel olarak değer kazanma ihtimali yüksektir. Onun için önümüzdeki dönemde biz uyguladığımız sağlıklı politikalar ve yapısal reformlarla yatırımcı güvenini kazanacağız, halen de kazanıyoruz. Bu güven fon akışını tetikleyecek. Fon akışı lirada reel değerlemeye sebep olacak. Bu da dezenflasyonu hızlandıracak, büyümenin aşağı yönlü risklerini sınırlayacak. Neticede hem makul düzeyde büyüyeceğiz, hem enflasyon düşecek bu koşullarda. Yani faziletli bir döngüye gireceğiz inşallah” dedi.  Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan gençlere çağrı  Gençlere çağrıda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim Avrupa'da oynayan gençlerimizin neredeyse yarısı milli takımımıza aday ve milli takımımızda da yer aldılar. Aynı zamanda Türkiye'deki takımlarda artık ciddi manada bir dönüşüm var. Yabancı futbolculardan çok bizim Avrupa'daki çocuklarımız takımlarımızda oynasalar herhalde o daha iyi olur. Başarı bildiğiniz gibi devamlı olmalıdır, aynı performansı milli takımımızdan Euro 2024 Avrupa Şampiyonası’nda da görmeyi isteriz. Spora ve sporculara verdiğimiz destek ortada. Bu destekleri artırarak sürdüreceğiz. Sadece sporda değil, bilimde ve teknolojide de çok yetenekli gençlerimiz var ve hem Türkiye’de hem dünyanın çeşitli yerlerinde göğsümüzü kabartan işlere imza atıyorlar. Gençlerimize çağrım şudur; ne iş yaparlarsa yapsınlar, bu millete, bu vatana hizmet etmenin ve faydalı olmanın bir yolunu bulsunlar. Bunların hepsi bizim Türkiye Yüzyılı vizyonumuza dahildir. Bu hedeflere ulaşmak için yaptığımız işlerde en iyiyi yakalamanın çabası içinde olmalıyız” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.