SON DAKİKA
Hava Durumu

#Enflasyon

YENİŞEHİR YÖREM - Enflasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Enflasyon haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

2023 yılı enflasyonu yüzde 64,77 oldu Haber

2023 yılı enflasyonu yüzde 64,77 oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı Aralık ayı enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre, tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) değişim 2023 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 2,93, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 64,77, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 64,77 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 53,86 olarak gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 40,39 ile konut oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 93,24 ile lokanta ve oteller oldu. Ana harcama grupları itibarıyla 2023 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde -1,33 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, 2023 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 5,30 ile eğlence ve kültür oldu. Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık yüzde 68,02, aylık yüzde 2,39 oldu İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2023 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 2,39, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 68,02, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,02 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 58,58 olarak gerçekleşti. Yİ-ÜFE yıllık yüzde 44,22, aylık yüzde 1,14 arttı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 1,14, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 44,22, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 44,22 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 49,93 artış gösterdi. Sanayinin dört ana sektöründen imalat endeksi yıllık yüzde 53,68 arttı Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 65,59 artış, imalatta yüzde 53,68 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 29,69 azalış, ve su temininde yüzde 66,97 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 47,72 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 60,07 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 64,37 artış, enerjide yüzde 1,69 azalış ve sermaye malında yüzde 65,07 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin dört ana sektöründen imalat endeksi aylık yüzde 2,00 arttı Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 2,00 artış, imalatta yüzde 2,00 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 11,40 azalış ve su temininde yüzde 7,34 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 2,54 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 2,50 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 2,23 artış, enerjide yüzde 6,63 azalış ve sermaye malında yüzde 2,27 artış olarak gerçekleşti. Yıllık Yİ-ÜFE’ye göre 7 alt sektör daha düşük, 22 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi Yıllık azalış gösteren tek alt sektör yüzde 29,69 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme oldu. Buna karşılık diğer madencilik ve taş ocakçılığı ürünleri yüzde 84,96, basım ve kayıt hizmetleri yüzde 70,67, motorlu kara taşıtları, römork ve yarı römork yüzde 70,34 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu. Aylık Yİ-ÜFE’ye göre 8 alt sektör daha düşük, 21 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi Aylık en yüksek azalış; yüzde 11,40 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme, yüzde 3,63 ile kok ve rafine petrol ürünleri, yüzde 2,27 ile ham petrol ve doğal gaz alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 7,35, su ve suyun arıtılması ve dağıtılması yüzde 7,34, giyim eşyası yüzde 4,30 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

10 soruda enflasyon muhasebesi Haber

10 soruda enflasyon muhasebesi

Yıl sonu yaklaşırken enflasyon muhasebesinin şirketlere etkisi gündemde. Konuyla ilgili merak edilen soruları Deloitte Türkiye Vergi Hizmetleri Ortağı İsmail Yavuz yanıtladı, enflasyon muhasebesinin kimleri nasıl etkileyeceğini anlattı.  İsmail Yavuz, soruları şöyle cevapladı:  Enflasyon muhasebesi nedir?  ''Esasında enflasyon muhasebesi Vergi Usul Kanunu’nda enflasyon düzeltmesi olarak tanımlanmaktadır. Genel anlamda enflasyon düzeltmesi, paranın satın alma gücündeki değişmeler nedeniyle gerçek durumu ifade edemeyen mali tabloların, gerçek durumu ifade eder hale gelmelerini sağlamak üzere düzeltme işlemine tabi tutulmasıdır.  Enflasyon düzeltmesi nasıl uygulanır?  Enflasyon düzeltmesi, mali tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetlerin Türk Lirası değerlerinin, tablonun ait olduğu tarihteki değerine yükseltilmesidir. Düzeltme, parasal olmayan kıymetlerin enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutarlarının düzeltme katsayıları ile çarpılması suretiyle gerçekleştirilecektir.  Mevcut koşullarda enflasyon düzeltmesi neden önemlidir?  Enflasyon düzeltmesi, mali tabloların uzun yıllar süren yüksek enflasyonun etkisinden arındırılması, böylece vergileme üzerindeki enflasyondan kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesi ve mali tablonun ait olduğu tarihteki satın alma gücünü gerçek değerinde göstermesi açısından önemlidir.  Bu düzeltme işlemi şirketlere ek vergi yükü getirecek mi?  31/12/2023 tarihli mali tabloların enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucu oluşan düzeltme farkları geçmiş yıllar kâr/zararı hesabında gösterilecektir. Bu şekilde tespit edilen geçmiş yıl kârı vergiye tabi tutulmayacak, geçmiş yıl zararı ise zarar olarak kabul edilmeyecektir.  Ancak 2024 ve takip eden hesap dönemlerine ait vergi matrahı, düzeltilmiş bilançoya göre tespit edilecektir. Geçici vergi dönemleri ve hesap dönemi sonu itibariyle oluşan kâr ya da zarar, ‘Enflasyon Düzeltme Hesabı’nın bakiyesine göre bulunacaktır. ‘Enflasyon Düzeltme Hesabı’nın bakiyesi, ‘Enflasyon Düzeltmesi Kârları/Zararları’ hesapları aracılığıyla ‘Dönem Kârı veya Zararı Hesabı’na devredilerek kapatılacak ve oluşan bakiyeye göre işletmenin dönem kâr ya da zararı görülmüş olacaktır.  Örneğin sabit kıymetlerin 2024 yılından itibaren düzeltilmesi sonucu oluşan enflasyon düzeltme farkı (31/12/2023 düzeltilmiş değer ile 31/03/2024 düzeltilmiş değer farkı gibi) öncelikle vergiye tabi gelir olarak dikkate alınacak, amortismanları ise düzeltilmiş değerler üzerinden hesaplanacaktır. Bu durumda verginin değer artışları üzerinden önceden ödenmesi söz konusu olacaktır. Amortismana tabi olmayan arsa, iştirak hisseleri gibi amortismana tabi olmayan parasal olmayan kalemlerin 2024 ve sonraki dönemlerde enflasyon düzeltmelerinin oluşturduğu vergi etkisi ancak bu arsa veya iştirak hissesi satıldığında telafi edilebilecektir.  Burada şirketlerin bilançolarındaki öz kaynak ve parasal olmayan kalemlerin dağılımları da önemli bir husus. Enflasyon düzeltmesi 2024 yılı için bazı şirketlerde vergi matrahını artırıcı, bazılarında ise azaltıcı etki oluşturacak. Cari dönem düzeltmelerinde düzeltmenin yapıldığı dönemde gerçekleşen enflasyonun yüksek olması bu etkiyi artıracaktır.  Genel olarak şöyle ifade edilebilir. Enflasyon düzeltmesi;  01.01.2024 tarihi itibariyle, bilançosunun özkaynağı güçlü, parasal olmayan pasif toplamları, parasal olmayan aktif toplamlarından fazla olan işletmeler için zarar etkisi oluşturacağından daha az vergi ödemelerini sağlayacak,  01.01.2024 tarihi itibariyle, bilançosunun özkaynağı düşük, parasal olmayan pasif toplamları, parasal olmayan aktif toplamlarından az olan işletmeler için kâr etkisi oluşturacağından daha çok vergi ödemelerine neden olacaktır.  2023 yılı düzeltmesinin hiç mi vergi etkisi olmayacaktır?  2023 hesap dönemi sonuna ait bilançonun düzeltilmesi sonucu hesaplanan tutarlar, izleyen dönemde enflasyon düzeltmesi yapılıp yapılmayacağına bakılmaksızın, izleyen dönemin başlangıç değerleri olarak dikkate alınacaktır.  31/12/2023 yılı bilançosunda yapılacak düzeltme işlemleri doğrudan vergi etkisi oluşturmayacaktır. Ancak 31/12/2023 bilançosunda düzeltilen parasal olmayan kalemler, 2024 ve sonraki yıllarda düzeltilmiş değerleri üzerinden gider, maliyet veya gelir unsuru olarak dikkate alınacaklarından 2023 yılı bilançosunun düzeltilmesi 2024 ve takip eden yıllarda dolaylı olarak vergi etkisi oluşturacak.  Yıl sonunda ne olacak?  2023 hesap dönemi sonuna ait bilançonun düzeltilmesi sonucu hesaplanan tutarlar, izleyen dönemde enflasyon düzeltmesi yapılıp yapılmayacağına bakılmaksızın, izleyen dönemin başlangıç değerleri olarak dikkate alınacaktır.  Enflasyon düzeltme şartlarının varlığına bağlı olarak, 01/01/2024 tarihinden sonraki döneme ait düzeltme işlemleri, enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş 31/12/2023 tarihli bilançoda yer alan düzeltilmiş değerler üzerinden yapılacaktır.  Kimler enflasyon düzeltmesi yapacak?  Enflasyon düzeltmesi, kolektif, adî komandit, adî şirketler ve iş ortaklıkları dâhil kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri tarafından yapılacaktır. Yani bir işletmenin enflasyon düzeltmesi yapması için iki şart öngörülmüştür: Gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmak, bilanço esasına göre defter tutmak.  Enflasyon düzeltmesi hangi varlıklar için yapılacak?  VUK kapsamında yapılacak enflasyon düzeltmesi sadece mali tablolardan sadece bilançoya uygulanacaktır. Bilançoda yer alan kıymetler parasal ve parasal olmayan kıymetler şeklinde iki gruba ayrılmaktadır. Parasal kıymetler enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacaktır. Zira bilançoda görünen parasal kıymete ait değer, bilanço tarihi itibarıyla o kıymetin satın alma gücünü de göstermektedir. Ancak bilançoda görünen parasal olmayan kıymetlere ait değerler, bilanço tarihi itibarıyla bu kıymetlerin satın alma gücünü gösteren değerler olmadığından, parasal olmayan kıymetler enflasyon düzeltmesine tabi tutulacaktır. Parasal olmayan kıymetler genel bir ifade ile enflasyona karşı nominal değeri aynı kalmakla birlikte satın alma gücünü koruyan bilanço kalemleri olarak tanımlanabilir.  Örnek olarak;  Hisse senetleri,  Stoklar,  Mali duran varlıklar (iştirakler, bağlı ortaklıklar),  Maddi olan ve olmayan duran varlıklar  Gelecek aylara/yıllara ait giderler/gelirler,  Mal ve sabit kıymet alımı için verilen Türk Lirası cinsinden avanslar sayılabilir.  Şirketler bu düzeltmeye hazır mı?  İlk enflasyon düzeltmesinin yapıldığı 2003 ve 2004 yılarından bu yana ticari hayatını sürdüren şirketler uygulamaya çok yabancı değiller. Ancak 2004 yılında yapılan düzeltmenin sadece 1 yıl için uygulanması nedeniyle şirketler genellikle ERP/muhasebe sistemlerinde enflasyon düzeltmesi ile ilgili bir uyarlama yapmayı tercih etmemişlerdi. Üzerinden neredeyse 20 yıl geçtiğinden o günleri hatırlayanlar olsa da bu konuda tecrübe sahibi kişi sayısının az olduğunu söyleyebiliriz.  Tam da bu nedenle, şu anda şirketlerin mali işler birimlerinin en önemli gündem maddelerinden biri enflasyon düzeltmesi. Şirketlerin önemli bir kısmı bir taraftan etki analizlerini (kâr/zarar analizi, vergi etkisi) yapmakta, diğer taraftan ise uygulamayı hatasız olarak nasıl yapabilecekleri konusunda çalışmalarını sürdürmektedirler. Burada öne çıkan konu kullanılan ERP/muhasebe sistemine uyarlanabilecek bir enflasyon muhasebesi çözümü olup olmadığı veya enflasyon düzeltmesi hesaplamalarının ERP/muhasebe sistemi dışında hesaplanıp sadece düzeltme kayıtlarının muhasebe sistemine kaydedilmesinin uygulanabilirlik, fayda ve maliyet açısından analiz edilmesidir.  Bu düzeltmenin yapılması mecburi mi?  Uygulama ihtiyari olmayıp, şartların gerçekleşmiş olması halinde kapsama giren mükellefler tarafından zorunlu olarak yapılması gereken bir düzenlemedir.''

MB Başkanı Hafize Gaye Erkan’dan ‘enflasyon’ açıklaması Haber

MB Başkanı Hafize Gaye Erkan’dan ‘enflasyon’ açıklaması

Enflasyonla mücadelenin ikinci olmazsa olmaz koşulu, doğru dezenflasyon politikalarının devreye sokulması halinde öngörülebilir enflasyon politikasının toplum geneli ve özellikle fiyat koyucular tarafından kabul ve itibar görmesidir" dedi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’na katıldı. Erkan, program kapsamında ekonomi ve finans alanındaki güncel gelişmelerin yanı sıra Merkez Bankasının politika ve stratejilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erkan, "Enflasyonun yüksek ve oynak olduğu durumlarda, amaç, “doğru” politika tasarımlarıyla, kararlı bir şekilde dezenflasyon sürecini devam ettirmek ve sürdürülebilir büyüme için gerekli olan büyüme kompozisyona ulaşmak olmalıdır" dedi. Sürdürülebilir ve kaliteli bir büyümenin önündeki en büyük riskin varlık fiyatlarındaki oynaklık olduğunu söyleyen Erkan, "Varlık fiyatlarındaki oynaklığın da yüksek ve oynaklığı artmış enflasyondan kaynaklanıyor olması, enflasyon ile mücadeleyi her zamankinden daha elzem hale getirmiş bulunmaktadır. Bu konuda tüm paydaşlarda ve karar alıcılarda aynı algının oluşması ve mücadeleye dair olan kararlılık, enflasyonla mücadelede başarının ön koşuludur. Önceliğin dezenflasyon olması son derece önemlidir ve mücadelenin olmazsa olmaz ilk koşulu bu ortak algı ve farkındalıktır" diye konuştu. Enflasyonla mücadeleye ilişkin konuşmasına devam eden Erkan, "Enflasyonla mücadelenin ikinci olmazsa olmaz koşulu, doğru dezenflasyon politikalarının devreye sokulması halinde öngörülebilir enflasyon politikasının toplum geneli ve özellikle fiyat koyucular tarafından kabul ve itibar görmesidir. Mevcut şartlar altında devrede olması beklenen cari yıl ve gelecek üç yılın enflasyon öngörüleri, fiyat koyucuların fiyatlama ve bütçeleme süreçlerine temel teşkil ettiği oranda bu değerlerin yakalanması mümkün olan en düşük maliyet ile sağlanabilecektir. Özetle, ortalaması yüksek, sürdürülebilir, ve oynaklığı düşük milli gelir büyümesinin olmazsa olmaz koşulu olan düşük enflasyon, tek başına fiyat istikrarından çok daha geniş anlamda bir istikrara tekabül eder hale gelmiştir ve ülkemizin artık bu istikrardan taviz verme lüksü kalmamıştır" şeklinde konuştu. "Otomobil, beyaz eşya ve mobilya gibi ürün gruplarında fiyat artış hızı azaldı indirimler görülmeye başladı" Enflasyonla mücadelede uygulanan politikaların sonuç verdiğini dikkat çeken Erkan, "Enflasyondaki yükselişten sonra, politika kararlarımızın etkilerinin devreye girmeye başlamasıyla birlikte beklentilerde ve beklenti dağılımında iyileşme işaretleri belirmeye başlamıştır. Otomobil, beyaz eşya ve mobilya gibi, para politikasından daha çok etkilenen ürün gruplarında fiyat artış hızı azalmakla kalmadı, uzun bir süreden sonra ilk kez indirimler görülmeye başlandı. Firmaların talepteki aşırılığın geri çekildiğini görerek fiyat indirimlerine başlamaları hem tüketiciler için hem de rekabet ortamı için oldukça sevindiricidir. Attığımız adımlarla birlikte, özellikle büyükşehirlerde, kiralık ev ilanlarındaki fiyat artışlarında belirgin yavaşlama sinyalleri alıyoruz. Parasal aktarım sürdükçe bu gözlemler daha da yaygınlık gösterecektir" ifadelerini kullandı. "Kira ve eğitim harcamaları gibi kalemlerde yavaşlama göreceğiz" Erkan, "Enflasyon Raporu’nda da belirttiğimiz gibi yıllık enflasyon mayıs ayındaki baz etkisiyle tepe noktasına ulaştıktan sonra 2024’ün ikinci yarısında gerileyecek. Baz etkilerinin ötesinde, enflasyondaki düşüş süreci birçok kanalla kendini gösterecek. Yapısı gereği yılda bir kere fiyatın güncellendiği kira ve eğitim gibi kalemlerde de manşet enflasyon geriledikçe daha kademeli bir yavaşlama göreceğiz. Bu tür kalemlerde dezenflasyon 2024 yılı sonu ve 2025 yılında daha hissedilir hale gelecek" dedi.

Enflasyon tahmini değişti! Haber

Enflasyon tahmini değişti!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketi'ne göre, yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 67,23 olurken, politika faizi cari ay sonu beklentisi yüzde 37,80 oldu. Peki bu durumda en düşük emekli maaşı ne kadar olur? Ekonomist Muhammet Bayram açıkladı. Bayram açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "TCMB'nin Piyasa Katılımcıları Anketi'ne göre enflasyon yüzde 68 civarındaydı. Şu anda beklenti anketi 67.23'e geriledi. Merkez Bankası'nın ise yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 65 civarında. Asgari ücret ve diğer ücretleri belirlemeye ilişkin ilerleyen süreçte hedef enflasyona geçilecek. Şu anda enflasyon farkı artı refah payı şeklinde ücretlere bir artış olacak. Son aylarda enflasyonda düşüş var ancak kasım ve aralık aylarında doğal gaz ve elektrik noktasında ciddi bir enflasyon artışı olacağını düşünüyoruz. Sene sonu enflasyonunun yüzde 70'e yaklaşacağını tahmin ediyoruz. Enflasyon beklentileri düşmeye devam edecek. Bu yıl sonuna doğru ciddi artış olabilir ancak mayıs ayında pik noktasına ulaşacak olan enflasyon bu tarihten sonra düşüşe geçecektir. YIL SONU ENFLASYONU İÇİN SON 2 VERİ KALDI! MAAŞ ZAMLARI NE KADAR OLUR? Şu anda 4 aylık enflasyon verisi yüzde 29.41 civarında. İki aylık veri kaldı ve burada aylık yüzde 4'lük bir enflasyon çıkarsa yüzde 38-39 civarında altı aylık enflasyon farkı çıkacaktır. SSK, Bağkur emeklileri yüzde 38-39 civarında enflasyon farkı alacaklar. Memur emeklileri de toplu sözleşmeden kaynaklı zam alacaklar. Toplamda bütün emeklilere yüzde 50'ye yakın artış bekliyoruz. ENFLASYONA EK REFAH PAYI VERİLECEK Mİ? Yüzde 38-40 civarında enflasyon farkı bekliyoruz. Memurlara toplu sözleşmeden kaynaklı yüzde 9'luk fark var. Bu da yüzde 47'lere tekabül edecek. Refah payı ile birlikte ben yüzde 50'ye yakın artış olacağını düşünüyorum. Son yıllarda SSK, Bağkur ve memur emeklilerine aynı oranda zam yapıldı. O nedenle yüzde 50'ye yakın artışın bütün emeklilere yapılacağını düşünüyoruz. EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI NE KADAR OLACAK? En düşük emekli maaşı şu anda 7500 TL. Nisan ayında artışla beraber 5500 TL'den 7500 TL'ye çıkarıldı ancak temmuz ayında artış olmadı. Sene başı itibarıyla ciddi artış yapılmasını bekliyoruz.

Dolar ve faiz beklentileri ne durumda? Haber

Dolar ve faiz beklentileri ne durumda?

Türk Lirası cinsinden devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS) olan ilgi, yabancı yatırımcıların gelişmekte olan piyasalara yönelik yatırım stratejilerinde yeniden önem kazanıyor. Bloomberg analistleri Uğur Yılmaz ve Beril Akman’ın aktardıklarına göre, Türkiye’nin yaklaşan yerel seçimlerin ardından, yaklaşık dört yıl boyunca herhangi bir seçim süreci yaşanmayacak olması, yatırımcıların Türk tahvillerine olan bakışını etkiliyor. Yabancı fonlar, halihazırda payları tarihi düşük seviyelerde olan TL tahvillerine olan ilgisini korurken, pozisyon almak için henüz erken olduğunu düşünüyor. Türkiye’de seçim sonrası ekonomik politikaların normale dönmesi ve piyasa düzenlemelerinin gevşetilmesi bekleniyor. Amundi ve Itau Varlık Yönetimi gibi büyük fonlar, Türkiye’nin faiz oranlarında daha da artış yapmasını ve Türk Lirası'nın değer kaybının sürmesini bekliyor. Bu koşullar altında, Türkiye’nin iç borçlarının 2024 yılında gelişen piyasa yatırımcıları için en karlı yatırım araçlarından biri olabileceği öngörülüyor. Bununla birlikte, TL tahvilleri son dönemde oldukça volatilbir performans sergiliyor ve yabancı yatırımcıların piyasaya dönmesi için faiz oranlarının ve döviz kurlarının daha istikrarlı bir seyir izlemesi gerektiğini belirtiyorlar. JP Morgan ve Abrdn gibi yatırım şirketleri, faizlerin ve döviz kurlarının daha fazla ayarlanmasının ardından Türk tahvillerine yönelik yatırımların başlayabileceğini ifade ediyorlar. Türk yetkililerin, TL likiditesi üzerindeki kontrolleri gevşetmesi ve ekonomik yönetiminin "heteredoks" yaklaşımlarını bir kenara bırakarak daha geleneksel politikalara dönmesi bekleniyor. Seçimler sonrasında bu tür değişikliklerin piyasalara güven aşılayacağı ve yabancı yatırımcıların Türk piyasalarına geri dönmeleri için cesaretlendirici olacağı düşünülüyor. Makroekonomik verilere ve politik gelişmelere bağlı olarak, Türkiye’nin gelecekte sıcak para akışlarına ev sahipliği yapma potansiyeli bulunmakta. Ancak, yabancı yatırımcıların bu potansiyeli gerçeğe dönüştürmeden önce bir dizi istikrarlı adım görmeleri gerekiyor. HABER:ERTAN ADANA

Memur ve emekli zammı için 4 aylık enflasyon farkı! Haber

Memur ve emekli zammı için 4 aylık enflasyon farkı!

Ekim ayı enflasyon rakamları sonrası refah payı hariç 4 aylık emekli ve memur zam oranı netleşmesiyle Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başuzmanı İsa Karakaş, “SSK ve Bağ-Kur emeklileri için yıl sonu itibarıyla yüzde 37,75’lik zam söz konusu oldu. Memur ve memur emeklileri içinse bu oran 49,96 olarak gerçekleşecek” dedi.   Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Emekli ve memur maaşları başta olmak üzere birçok konuda belirleyici olan ekim ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre enflasyon oranı ekimde aylık bazda yüzde 3,43, yıllık bazda ise yüzde 61,36 olarak gerçekleşti. TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre 4 aylık enflasyon rakamı da yüzde 29,40 olarak kayıtlara geçti. Ekim ayı enflasyon rakamları sonrası refah payı hariç 4 aylık emekli ve memur zam oranı da böylece netleşmiş oldu. Buna göre 4 aylık SSK ve Bağ-Kur emekli zammı yüzde 29,40, enflasyon farkı dahil 4 aylık memur zammı ise yüzde 40,39 oldu. Sosyal Güvenlik Kurumu Başuzmanı İsa Karakaş, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarını değerlendirerek SSK, Bağ-Kur ve memur emeklilerinin alacağı zamlar hakkında açıklamalarda bulundu.  Ekim ayı itibarıyla TÜİK enflasyon oranları açıklanmasıyla, emekliler ve memurlar için 4 aylık enflasyon toplamı netleştiğini söyleyen Karakaş, “Refah payı hariç sadece ekim ayını baz aldığımızda kümülatif olarak SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 29,40 oranında bir zam geleceği kesinleşti. Memur ve memur emeklilerine de baktığımız zaman yüzde 15’lik toplu sözleşme oranı olduğu için daha yüksek bir zam geleceğini görüyoruz. Dolayısıyla yüzde 40,39’luk zam oranı şimdiden hem memurların hem de hem de memur emeklilerinin cebinde” ifadelerini kullandı.  “Yıl sonu en yüksek enflasyon beklentilerine göre SSK ve Bağ-Kur emeklilerine 37,75 zam gelecek”  Karakaş, Orta Vadeli Program’da (OVP) yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 65 olduğunu, Merkez Bankası’nın da doğrultuda en yüksek beklentiyi yüzde 68, en düşük beklentiyi de yüzde 65 olarak açıkladığını belirtti. Yıl sonu için emeklilere gelecek muhtemel zam oranlarına enflasyon beklentilerine belirleneceğini hatırlatan Karakaş, “Bu durumda SSK ve Bağ-Kur emeklileri için yılsonu itibarıyla yüzde 37,75’lik zam söz konusu oldu. Memur ve memur emeklileri içinse bu oran 49,96 olarak gerçekleşecek. Eğer Merkez Bankasının beklenti anketlerindeki en yüksek sonuç gerçekleşirse yani yüzde 68’lik bir enflasyon gerçekleşirse bu durumda emeklilerin alacağı zam daha yüksek olacak. SSK ve Bağ-Kur emeklileri yüzde 40,30 zam alacak, memur ve memur emeklileri de yüzde 52, 20 oranında zam alacak” diye konuştu.  Emeklilerinin zam oranları sadece enflasyon oranıyla belli olmadığını da sözlerine ekleyen Karakaş, enflasyon oranlarının yanı sıra refah payının verilmesinin de söz konusu olduğu söyledi. Geçen sene aynı dönemde yapılan refah payını hatırlatan Karakaş, geçen yıl aralık ayı itibarıyla baz alınan 6 aylık enflasyonun yüzde 15,4 oranında gerçekleşmesine rağmen, yüzde 30 oranında zam yapıldığını ve yüzde 14,6 oranında refah payının verildiğini vurguladı.  “En düşük emekli aylığı 50 zam yapılması halinde en az 11 bin 250 lira olacak”  Yıl sonunda belirlenecek olan açlık sınırının verilecek zamlarda önemli bir kıstas olduğunu ve tüm etkenlerin göz önünde bulundurulması halinde zam oranlarının daha da artacağını söyleyen Karakaş, “SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin, yüzde 65’lik yıl sonu enflasyon hedefinin tutturulması halinde yüzde 37,75 yerine en az yüzde 50 zam alacağını söyleyebiliriz. SSK ve Bağ-Kur emeklisinin en düşük emekli aylığı olan 7 bin 500 olan rakamın da yüzde 50 seyyanen zam yapılması halinde en az 11 bin 250 lira olması gerekiyor” diye konuştu.  “Yüzde 65’lik zamla en düşük memur emeklisi aylığı 16 bin 295 olacak”  Memur emeklisinin, şu anki en düşük aylığının 9 bin 876 lira olduğunu da kaydeden Karakaş, “Memurlara verilecek seyyanen zammın aynen memur emeklilerine de verileceği de söylenmişti. Bunu göz önünde bulundurduğumuz zaman hükümetin refah payıyla birlikte verilecek zammın yüzde 65 oranında olacağını söyleyebiliriz. Memurlardan daha yüksek bir refah payının memur emeklilerine verileceği tahmininden hareketle yüzde 65’lik bir zam söz konusu olabilir. Bu durumda en düşük memur emeklisi maaşı 16 bin 295 olması söz konusu olabilir” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.