SON DAKİKA
Hava Durumu

#Denizli Haberleri

YENİŞEHİR YÖREM - Denizli Haberleri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Denizli Haberleri haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gelini 2 ay ömür biçilen kaynanasına yeniden yaşam oldu Haber

Gelini 2 ay ömür biçilen kaynanasına yeniden yaşam oldu

Denizli'de yıllardır mücadele ettiği siroz rahatsızlığı nedeniyle kendisine 2 ay ömür biçilen kaynana, hiç tereddüt etmeden kendisine karaciğerini bağışlayan gelini sayesinde yeniden yaşama tutundu.  Denizli’de yıllardır mücadele ettiği siroz hastalığı nedeniyle karaciğer fonksiyonları tamamen sona eren ve 2 aylık ömrünün kaldığı hekimlerce söylenen Fatma Demirbilek’e gelini yaşam oldu. Gelin Mihrican Demirbilek, örnek veren akrabalarının aksine tüm şartların uygun olduğunun belirlenmesinin ardından hiç düşünmeden karaciğerini kaynanasına bağışladı. Umutların tükenmeye başladığı anlarda gelen haberle sevinen Fatma Demirbilek’e Medicalpark Antalya Hastanesi'nde gerçekleşen başarılı operasyonla gelininden alınan karaciğer başarıyla nakledildi. Akrabalık bağı olmamasına rağmen donör ve alıcı hastanın dokularının uyum sağlaması sayesinde gerçekleşen nakil sonrası taburcu olan gelin Mihrican Demirbilek, eski sağlığına kavuşmaya başladı. Kayınvalide Fatma Demirbilek ise taburcu olabilmek için artık gün sayıyor.  “Karaciğer ve damar yapısı uyumlu çıktı”  Donör ve alıcının damar ve karaciğer yapılarının uyumlu olduğunu kaydeden Medicalpark Antalya Hastanesi Organ Nakli Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, “Yaklaşık 13- 14 gün önce Fatma Hanım ve gelini Mihrican Hanım bize karaciğer nakli için başvurdular. Fatma Hanım'ın sirozu mevcuttu ve karaciğer nakli aşamasına gelmişti. Mihrican Hanım'ın kan grubu uygun olduğu için ameliyat öncesi tahlillerini yaptık. Mihrican Hanım'ın tüm yapılan tüm tahlilleri, karaciğerinin büyüklüğü, damar yapıları, kan testleri hepsi uygun çıkınca ameliyat günlerini belirledik. Karaciğer naklini gerçekleştirdik. Vericiyi taburcu ettik, kontrole geldi. Hatta bugün gayet iyi. Fatma Hanım da iyileşiyor. Birkaç gün içinde taburcu olacaktır. Genel durumu da gayet iyi şu an. Umarım ömür boyu sağlıklı bir hayat geçirirler” dedi.  “Biz hiçbir zaman gelin-kaynana çatışması yaşamadık”  Yaşadığı siroz hasatlığı nedeniyle karaciğer fonksiyonları sona eren ve hekimlerce 2 aylık ömrünün aldığı söylenen Fatma Demirbilek de yeniden yaşama tutunma sevinci yaşadığını kaydederek, “Karaciğerim iflas etmişti. Sağ olsun gelin kızım bana ciğerini verdi. Ondan Allah razı olsun. Çok teşekkür ederim. Biz hiç gelin kaynana çatışması yapmadık. Anne kız gibiyiz” diye konuştu.  “2 aylık ömrünün kaldığı bilgisi beni çok üzmüştü”  Karaciğer donörü olarak kayınvalidesine hayat olan gelin Mihrican Demirbilek ise, “Annemin 2 aylık ömrü kaldığını öğrenmiştim ve çok üzüldüm. 'Karaciğerimi vereyim, ona hayat olayım' istedim. Daha sonrasında işte geldik buraya. Hastanemizde ameliyatımızı olduk, her şey başarılı geçti, Şükürler olsun annem sağlığına kavuşacak. Ben sağlığıma kavuştum. Sıra annemde inşallah. Bizde hiç gelin-kaynana çatışması olmadı. İnşallah bundan sonra daha da güzel olacak” dedi.  “Bir tarafta annem, bir tarafta eşim”   Yaptığı fedakarlık için eşine teşekkür eden Murat Demirbilek de yaşadığı duygu dolu anları şöyle paylaştı:  “Bu olay gerçekten beni çok derinden etkiledi. Bir tarafta annem, bir tarafta eşim. Annemin 2 aylık ömrünün kaldığını öğrendik. Bu bizi çok üzdü. Eşim ‘Ben karaciğerimi verebilirim’ dedi. Duygu yüklü bir süreç başladı benim için. Bir tarafta annem, bir tarafta eşim Allah'a şükürler olsun. Baştan sona kadar işlerimiz hep yolunda gitti. Allah'ıma şükürler olsun. Şu anda yavaş yavaş sağlıklarına kavuşuyorlar. Bu bizi çok sevindiriyor. Alışagelmiş gelin kaynana ilişkisinin aksine gerçekten anne kız edasıyla bu zorlu süreci atlattılar. Kendilerine sağlık diliyorum. Kendilerine çok teşekkür ediyorum, inşallah uzun ömürler versin Rabbim onlara. Gerçekten eşime de çok teşekkür ederim.”  “Eşim Antalya’da şifa buldu”  Tedavi süreci ve sonrasındaki zorlu süresi anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan Fatma Demirbilek’in eşi Mehmet Demirbilek ise, “Gelinim Mihrican’a çok teşekkür ediyorum. Bizim tekrar yaşama tutunmamızı sağladı. Çok duyguluyum. Kendisine ne kadar teşekkür etsem azdır. Değişik doktorlara gittim, ‘Eşin masada kalır’ dediler. Buraya geldik, Antalya'ya geldik. Buradaki doktorlar bize çok yüksek bir oranda masada kalmayacağı güvenini verdiler. Eşim ve gelinim burada karaciğer organ naklini gerçekleştirdiler ve başarılı bir operasyon yapıldı. Bundan çok mutluyum. Gelinim şu anda ayakta ama eşim de yavaş yavaş yürümeye de başlıyor. Çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

Yüksek sesle çınlama önlene bilinir Haber

Yüksek sesle çınlama önlene bilinir

Kulak çınlamasının bir hastalık habercisi olabileceğini ve sebebinin mutlaka araştırılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, “Temelde çınlamamın en önemli rahatlatıcı etkeni etraftaki sesi yükseltmektir” dedi.  Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, her yaştan insanın hayatı olumsuz etkileyen sağlık sorunlarından biri olan kulak çınlaması ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Kulak çınlamasının beyin tümörünün habercisi olabileceğine de dikkat çeken Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, “Halk arasında vertigo diye çok söylenir ve insanlar bu hastalığı korkuyla bakar. Aslında bu baş dönmesinin Latincesidir. Çok geniş semptom grubunu kapsar. Dengesizlik hissi, bayılma gibi durumların hepsi vertigo grubu altındadır. Bunların genellikle kulaktan kaynaklanır. O yüzden baş dönmesini tanısını iyi konulduğu zaman tabi ki geçer ama iyi incelenip araştırarak tanı konulması gerekir. Bu yönde de kulak-burun-boğaz ve nöroloji hekimleri çok çalışmaktadır. Bu konuda şikayeti olan hastaları bu hekimlere başvururlarsa tedaviyi en azından yönlenirler ve bir süre sonra toparlanacaklardır. Kulak çınlaması çok önemli bir semptom, daha henüz tedavisi dünya çapında yoktur. Bu tedaviyi bulacak insan dünya çapında zengin olacaktır. Birçok nedeni vardır, kulağımızdaki pislikten beyindeki bir tümöre kadar birçok nedeni olabilir ama genellikle bir neden bulunamaz” dedi.  “Beyin bir süre sonra çınlama sesinin faydasız olduğunu hissederek onu silmeye başlar”  İşitme sorununda temel seçenek olarak cihazlarında kullana bilinir olduğunu söyleyen Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, “Oluşan bir tür işitme kaybının sonucunda ortaya çıkar. Tedavisi net bir şekilde belirli değildir. Birçok hasta birçok ilaç kullanılır. Bunların çoğu minarellere, vitaminlere dayanan tedavilerdir. Hastanın bir kısmı bunlardan fayda görür, daha başka uyarılar vardır, manyetik, ult lazerler bunların ise çok faydasını gören insanlar yoktur. Temelde çınlamamın en önemli rahatlatıcı etkeni etraftaki sesi yükseltmektir. Yani çınlamaya bastıracak şekilde ses oluşturabilirsek o altta kalır ve beyin bir süre sonra çınlama sesinin faydasız olduğunu hissederek onu silmeye başlar. Bunu yapan işitme cihazları da vardır, buna benzer işitme cihazları, çınlamalı frekansı çentik atan cihazlar vardır ama tabi bunlar daha pahalı yöntemler. En kolay en rahat uygulanabilecek yöntem çevresel sesleri arttırmaktır. Burada önemli olan işitme kaybı olup olmaması. Eğer gerçekten işitme kaybı var ise işitme cihazları geçip işitme cihazlarıyla tedavi görür” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.