SON DAKİKA
Hava Durumu

#Cinayet Haberleri

YENİŞEHİR YÖREM - Cinayet Haberleri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cinayet Haberleri haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Eşini öldürüp, deli numarası yapmıştı! Haber

Eşini öldürüp, deli numarası yapmıştı!

Her duruşmada "Eşim evin kapısını açınca içeriye yüzü maskeli 4 kişi girdi. Gelen kişiler beni öldürmeye geldiklerini söylediler. Ben de elime bıçak alıp eşimin boynuna dayadım. Bana müdahale edecekler korkusu ile eşimi bıçakladım" savunmasını yapan sanığa akıl sağlığının yerinde olduğu raporunu okuyan mahkeme heyeti, sanık hakkında indirim uygulamadan müebbet hapis cezası verdi.  Olay, geçtiğimiz kasım ayında merkez Yıldırım ilçesi Değirmenönü Mahallesi'nde meydana geldi. Nazlı Meral’e (36) ulaşamayan yakınları, telaşla bulunduğu eve geldi. İçeri giren yakınları, Meral’i yatak odasında bıçaklanmış halde buldu. Hareketsiz halde duran Meral'in, 112 Acil Servis ekipleri tarafından yapılan kontrolde hayatını kaybettiği tespit edildi.  Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Nazlı Meral'in psikolojik sorunları olduğu öne sürülen eşi Nurullah Meral’in (37) peşine düştü. Olay günü bıçakla kendisine zarar verip, ardından hastaneye gittiği belirlenen Nurullah Meral, tedavisinin ardından gözaltına alındı. 4 yıldır evli olan Nazlı Meral ile Nurullah Meral'in çocukları olmadığı, Nurullah Meral’in babasının işlettiği bakkalda çalıştığı ve ruh halinin iyi olmadığı iddia edildi. Bursa 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında 'yakın akrabayı öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemi ile dava açılan Nurullah Meral'in yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya Nazlı Meral'in yakınları ile taraf avukatları katıldı.  Son savunmasını yapan Nurullah Meral, eşinin kendisini daha önce aldattığını ve affettiğini söyledi. Olay günü evde otururken zilin çaldığını, eşinin kapıyı açmak için yanından ayrıldığını belirten Meral, "Eşim evin kapısını açınca içeriye yüzü maskeli 4 kişi girdi. Gelen kişiler beni öldürmeye geldiklerini söylediler. Ben de elime bıçak alıp eşimin boynuna dayadım. Bana müdahale edecekler korkusu ile eşimi bıçakladım. Eve gelen 4 kişi daha sonra gitti. Dışarı çıktıklarında korna sesi geldi. Bu sırada ben de elime jilet aldım. Boğazımı keseceğim sırada vazgeçip evden çıktım ve yolda bir arkadaşımı gördüm. Bir iş yerine gittik. Burada yine kendime jiletle müdahale ettim. Daha sonra hastaneye gittiğimde polis geldi" dedi.  Savcı esas hakkındaki mütalaasında sanık Nurullah Meral'in herhangi bir akıl sağlığı ve zeka geriliğinin bulunmadığı, işlediği suçun hukuki anlam ve sonuçlarını idrak etme yeteneğine sahip ve cezai sorumluluğunun tam olduğunun soruşturma aşamasında tespit edildiğine dikkat çekti.  Mütalaaya karşı son savunmasını yapan Nurullah Meral, "Yapacak bir şey yok, bana oyun kurdular" dedi. Mahkeme heyeti, İstanbul Adli Tıp Kurumu 4'üncü İhtisas Dairesi'nde yapılan muayenesinde akıl sağlığının yerinde olduğu tespit edilen sanığın savunmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığına kanaat getirip, Nurullah Meral'i 'eşe ve kadına karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Heyet, cezada hiçbir indirim uygulamadı.

Erdek'te sürat teknesi faciası! Azrail'in adı: Alpinesti! O cinayette flaş karar Haber

Erdek'te sürat teknesi faciası! Azrail'in adı: Alpinesti! O cinayette flaş karar

7 Ağustos 2021’de meydana gelen sürat teknesi kazasında, evli ve 1 çocuk annesi Taşdöğen hayatını kaybetmişti. Elvan Fırat Taşdöğen, Ankara’dan ailesiyle tatil için Balıkesir’in Erdek ilçesi Sahil Mahallesi’ndeki yazlık evlerine gelmişti. Çuğra sahilinde denize giren Taşdöğen, bu sırada Ender Küçük’ün kullandığı teknenin altında kalmıştı. Kolu parçalanan Taşdöğen, kaldırıldığı Erdek Neyyire Sıtkı Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirmişti. Evli ve 1 çocuk annesi Taşdöğenin cenazesi, Ankara’da toprağa verilmiş, olayın ardından Ender Küçük, gözaltına alınmıştı. Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde müteahhitlik yapan, amatör lig ekiplerinden 1923 Mustafakemalpaşa Spor Kulübü’nün eski başkanı Ender Küçük, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Şikayetçi avukatının itirazı ile Ender Küçük, çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Bir süre cezaevinde kalan Küçük, sonraki süreçte avukatlarının başvurusuyla serbest kaldı. Soruşturmanın sonunda, Küçük hakkında ‘bilinçli taksirle ölüme neden olmak’ suçundan 6 yıla kadar hapis cezası talebiyle, Erdek Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan dava sonuçlandı. Küçük, taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı 4 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Küçük’ün hakkında herhangi bir takdir indirimi uygulanmasına gidilmezken, amatör denizcilik belgesinin de 2 yıl süreyle geri alınmasına karar verildi. Erdek Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada yargılan Küçük ifadesinde, çok üzgün olduğunu belirterek, “Rahmetlinin ailesinin yaşadığı acıları anlıyorum. Aynı acıları benim ailem de yaşadı. Olaydan 1 ay sonra annem vefat etti, 5 ay sonra da babam vefat etti. Yüzde 94 engelli oğlum da şu an tedaviye cevap vermiyor. 35 yıldan beri araç kullanıyorum. Vergi mükellefiyim. Bugüne kadar başıma böyle bir olay gelmedi. Kırmızı ışıkta ceza yemişliğim yok. Olayın olduğu gün de kontrollerimi yaptıktan sonra açıldım. Süratim yoktu. Rahmetli suyun üstünde olsaydı, kesinlikle görürdüm. Kazaya sebep olmazdım. Allah kimsenin başına böyle bir olay vermesin. Kadere inanan bir insanım.” şeklinde konuştu. Elvan Fırat Taşdöğenin eşi Aydın Taşdöğen, bunun üzerine Küçük’ün yalan konuştuğunu ileri sürdü. Taşdöğen, “Beyana ek olarak zanlı yalan konuşuyor. Çünkü daha önceki yazılı savunmalarında da iki kişiyi gördüğünü söylüyor ve bu kişilerin arasında 5 metre vardı, birbirleriyle konuştuklarını gördüm diyor. Tanıklar da aynı şekilde açıklama yapıyorlar. Yani Burcu Hanım olsun, Mehmet Özcan olsun aynı açıklamaları yapıyorlar. İki kişi konuşarak yüzüyorlardı diyor. Kaldı ki hız yapmadım diyor. Direk olarak üzerlerine sürmüş. Hem yüzenlerin olduğunu görüyor hem tekneyi üzerlerine sürüyor. Şamandıraları kaçırıyor. Şamandırlar hem yatay, hem dikey olarak çekilmiş. Halkın anlayacağı, benim bölgeme girme diyor özet olarak. Bu sanık zaten savunmalarında da olduğu gibi herhangi bir pişmanlık göstermiyor. En üst seviyeden cezalandırılmasını talep ediyorum.” ifadelerini kullandı. Aydın Taşdöğen’in avukatı müvekkilinin beyanlarına katıldığını belirterek, “ Öncelikle Limanlar Yönetmeliği’nin 22 ve 14’üncü maddesine göre 2021 yılında yüzme alanı olarak belirlenen yer 200 metredir. Yani buradan anlamamız gereken şey, sürat teknesi gibi herhangi bir motorlu aracın yüzme alanına girmemesi gerekmektedir. Bilir kişi raporunda zaten alanın yüzme alanı olduğu belirtiliyor. Burada tekne kullanma eylemi yasak. Olaya şöyle bakmamız gerekiyor. Kara yolu olarak düşünelim. Trafiğe kapalı ve yaya yoluna açık olan bir yer düşünün. Burada birkaç aracın park ettiğini düşünelim. Bu araçların öncelikle park cezası yemesi gerekiyor. Orada park eden araçlar varken de bir aracın süratli bir şekilde yaya yoluna daldığını ve bir insana çarpıp ölümüne sebebiyet verdiğini düşünelim. Burada kalkıp şunu diyemeyiz. Orada zaten araçlar park ediyordu. Bu yüzden insanların dikkatli olması gerekiyor. Bunu diyemeyiz. Burası trafiğe kapalıdır. Bu yüzden zanlının tam ve asli kusurlu olduğu kanaatindeyiz. Biz şahsın amatör denizcilik belgesi olması nedeniyle, kendisi savcılık ifadesinde denizde iki kişiyi gördüğünü söylüyor. Denizde iki kişiyi görmesine rağmen, o iki kişiye doğrudan ve süratli bir biçimde sürüyor. Bunu şuradan anlıyoruz. Teknede bulunan iki şahsa ve aynı zamanda da tanığa teknenin önüne oturması söylenmiş. Çünkü hızlı bir şekilde kalkacak, bu kasıtla ve mantıkla hareket ediyor ve teknenin önünün kalkacağı hakkında bilgi sahibi. Şahısların teknenin önünde yük yaparak teknenin alabora olmamasını istiyor. Burada süratli bir şekilde hareket etme kastının olduğu kanaatindeyiz. İki kişiyi gördüğünü de çok açık şekilde beyan ediyor. Tekne trafiğine kapalı bir alandayken. Bu yüzden biz görevsizlik nedeniyle olası kasıt olduğunu düşünüyoruz. Görevsizlik kararı vermeniz gerektiğini düşünüyoruz. Bunun yanı sıra gerek beyanlarda gerek yargılama aşamasında özellikle keşifle, sanığın hiçbir şekilde pişman olduğuna dair bir beyanını göremedik. Kişi bazında ulaşılamıyor olabilir ama vekiller aracılığıyla da herhangi bir başsağlığı, buna yönelik herhangi bir yardım talebinde de bulunulmamıştır. Bu yüzden takdiri indirim uygulanmaması gerektiği kanaatindeyiz. En üst hadden ceza verilerek, herhangi bir indirim uygulanmasını reddediyoruz. Burada şamandıranın dışında olduğu öne sürülüyor ancak keşifte de gördüğünüz üzere otelin kendi misafirleri için belirlemiş olduğu herhangi bir geçerliliği olmayan alanlardır. Bir yan otele baktığımızda daha önce olabiliyor. Orası zaten 150 santim derinlikte olan, normal bir vatandaşın yüzün üstünde kaldığı alan.” dedi. Küçük, söz alarak, “Bugüne kadar verdiğim ifadelerin hiçbir tanesinde yanlış ifade vermedim. Ben o gün iskeleden ayrıldığımda iki kişiyi gördüm. Zaten onu söyledim. Onlarla benim alakam yok. Ben açığa gidiyorum ama rahmetli kulaklık takmış, antidepresan hap yutmuş. Suyun altındaki bir insanı görmem nasıl olabilir?” şeklinde savunmasını yaptı. Küçük’ün avukatı ise, “İddia edilen 200 metrelik bir sınır. Şamandıralarla ilgili Sahil Güvenlik’ten bir dosya içerisinde yazı var. Sürat teknesi diye sürekli üzerimizde bir baskı kuruluyor. O alan ve o alan arasındaki hızlanma mesafesi bilir kişi raporlarında mevcut. Kazanın onların dediği şekilde iddia edilen yerde olması durumunda zaten teknenin o şekilde hızlanabilme şansı yok. Bizim dediğimiz şekilde olduysa, zaten usul olarak bu durumda olmamamız gerekiyor. Kazadaki esaslı sebep şamandıra dışında bir kişinin yüzmesi. Müvekkilimin kusuru görmemesinden kaynaklı taksir yönündedir. Bunun özel yeteneğine ve oradan geçerim tarzında bir güven besleyerek hareket etme durumu yoktur. Dosya aşamasındaki hiçbir delille de bu sabitlemiş değildir. Pişmanlık göstermiyor diyorlar. Şu anda bile basın var. Televizyonlarda çıktı. Serbest kaldıktan sonra basının baskısıyla tutuklandı. Ne yaşadığını o biliyor. Pişmanlık duymaması gibi bir durum söz konusu olabilir mi? Buna bizzat en fazla şahit olan kişi benim. Yani karşı tarafı düşündüğü zaman, onunla iletişime geçebilmesi, böylece tepkiyi göz önünde bulundurup gelebilmesi çok mümkün değil. Dosya içerisinde pişman olmadığına, burada hareketleriyle veya sözleriyle herhangi bir durum yok. Biz bu nedenle öncelikle müteveffanın kusurunun göz önünde bulundurularak, şamandıranın dışında yüzmesi nedeniyle kazanın meydana geldiğini mahkemece göz önünde bulundurulmasını, bunun akabinde de neden olan indirimlerin uygulanmasını, dosya üzerindeki delillerden takdirden üst sınırın uygulanamayacak olmasını, mahkemenin bu yönde karar vermesini, ayrıca pişman olduğu, bundan mütevelliyi de indirimlerin uygulanmasını talep ediyorum.” dedi. Taşdöğen’in avukatı, “Sürekli belirtiyorlar, kişiler ön tarafa oturtulmuş, görüş açılsın diye. Fakat denizdekilerden birisi kendini zor kurtarıyor, birisi de rahmetli oluyor. Kişinin tekneyi oturarak kullandığı tanıkların ifadelerinde var,” dedi. Küçük, savunmasına, “1. Kural teknenin dengesini sağlamakla mükellefsin. Teknenin dengesinin sağlanması gerekiyor. Akabinde geri gittiğinde çevre kontrolü yapılması gerekiyor. Ben çevre kontrolümü yaptım. Şamandıranın dışında iki bayan gördüm ama benim gittiğim yerde o şekilde kimseyi görmedim. Ben kızlarımı teknenin önüne, teknenin dengesini sağlamak amacıyla oturttum” ifadelerini ekledi. Mahkeme; “Taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı, takdirden de alt sırından uzaklaşılmak suretiyle, 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın eylemin bilinçli taksir boyutunda kaldığından dolayı 1/3 oranında arttırım yapılarak 4 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hakkında herhangi bir takdir indirimi uygulanmasına gerek olmadığından, sanığın amatör denizcilik belgesinin 2 yıl süreyle geri alınmasına karar verdi. Karar bu şekliyle istinafa açık olması suretiyle verildi.

Eşi barışmayı reddedince bıçaklayarak öldürmüştü... Haber

Eşi barışmayı reddedince bıçaklayarak öldürmüştü...

Kağıthane’de boşanma aşamasında olduğu eşini barışma teklifini reddetmesi üzerine bıçaklayarak öldüren sanık ‘kadına ve eşe karşı kasten öldürme’ suçundan oy çokluğuyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Duruşmanın ardından vefat eden Sultan Barut’un annesi, ‘’Hiç yoktan kızımın kanı yerde kalmadı, adalet yerini buldu’’ dedi.   Kağıthane’de 14 Ocak 2023’de boşanma aşamasında olduğu eşi Sultan Barut’u (27) barışma teklifini reddetmesi üzerine yanında getirdiği bıçakla öldürdüğü iddia edilen şüpheli Şener Barut (28)’un yargılandığı dava karara bağlandı. İstanbul 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Şener Barut ile taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmaya vefat eden Sultan Barut’un annesi, babası ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da katıldı. Duruşmada müşteki anne ile baba, şikayetlerinin devam ettiğini söyleyerek sanık Şener Barut’un cezalandırılmasını talep etti.   ‘’Korktuğum için kaçtım çünkü dışarıda kadına vursan darp ediyorlar’’  Bu olaylar olduğu için çok üzgün ve pişman olduğunu söyleyen sanık Barut savunmasında, ‘’Bu olayın olması çocukları elimden tamamen kaybetmeme sebep oldu. Benim Zonguldak’tan gelme amacım tamamen çocuklarımı almaktı ve çocuklarımın da annesiz büyümemesi için, eşimin de kötü yola düşmemesi için çaba sarf etmekti. Kendimi kaybetmiştim, bir anlık öfkeydi. Olay yerinden tepki görmemek için, korktuğum için kaçtım çünkü dışarıda kadına vursan darp ediyorlar. Korktum ve karakola sığındım. Eşimle defalarca barışmak istedim, ondan başka kimsem yoktu. Beni sevdiğini biliyordum, bana zarar gelmesini istemiyordu. Bıçağı da bu yüzden aldım, amacım ‘ben sensiz yaşayamam’ diyerek onu korkutmak ve kendime batırmaktı. Tartışma çıkınca, anneme ve ölmüşlerime küfür edince bir anlık öfkeye kapıldım. Pişmanım’’ şeklinde konuştu.  ‘’Bu olayların buraya geleceğini bilseydim İstanbul’a adım atmazdım’’  Daha sonra son sözü sorulan sanık, ‘’Pişmanlığımı belirtmek isterim, bu olayların gerçekten buraya gelmesini hiç istemezdim. Çocuklarımı, eşimi kazanmak amacıyla çalışıyordum. Bu olayların buraya geleceğini bilseydim İstanbul’a adım atmazdım’’ dedi.  Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı  Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Şener Barut’u ‘kadına ve eşe karşı kasten öldürme’ suçundan oy çokluğuyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı ve tutukluluk halinin devamına karar verdi.  Mahkeme başkanı karşı oy kullandı  Ayrıca mahkeme başkanı, sanığın olaydan önce yaptığı internet yayınını ve yayınla bağlantılı olarak bir süre geçtikten sonra marketten bıçak satın almasını ve eyleme gitmesini bir bütün olarak değerlendirerek sanık hakkında ‘tasarlama’ suçunun da uygulanması gerektiğini düşündüğünü belirterek verilen karara karşı oy kullandı.  ‘’Hiç yoktan kızımın kanı yerde kalmadı, adalet yerini buldu’’  Duruşmanın ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı meydanında açıklama yapan ölen Sultan Barut’un annesi Neriman Ovaç, ‘’Adalet yerini buldu. Bu şahıs içeride yatsın, benim için çok güzel oldu. Hiç yoktan kızımın kanı yerde kalmadı, adalet yerini buldu’’ ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.