SON DAKİKA
Hava Durumu

#Basın

YENİŞEHİR YÖREM - Basın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Basın haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Süper Kupa finalinin iptali, Avrupa basınında geniş yankı buldu Haber

Süper Kupa finalinin iptali, Avrupa basınında geniş yankı buldu

2022-2023 sezonu Süper Lig şampiyonu Galatasaray ile Ziraat Türkiye Kupası’nın sahibi Fenerbahçe, Turkcell Süper Kupa Finali’nde Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da karşı karşıya gelecekti. Fakat Galatasaray ve Fenerbahçe’nin, Atatürk tişörtleri ve pankartlarla ısınmaya çıkmasına Suudili yetkililerin izin vermemesinden dolayı iki kulüp müsabakayı oynamama kararı aldı ve Riyad’dan ayrıldı. Yaşanılan bu olay dünya basınında geniş yer buldu. İspanyol basını AS’ta yer alan haberde, “Galatasaray ve Fenerbahçe, Suudi hükümetinin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna çeşitli anma törenleri yapması reddetmesi nedeniyle oynamayı reddetti. Birkaç beklenen saatin ardından anlaşmaya varılamadı ve oyun oynanmayacak” ifadeleri kullanıldı. Marca ise, “Türk futbolundan son gelişmeleri aktarıyoruz: Galatasaray ile Fenerbahçe bu öğleden sonra Türkiye Süper Kupa finali oynayacaktı. Para kazanmak amacıyla ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının 100. yılı anısına Suudi Arabistan’a getirilen muhteşem bir maç. Maçın oynanmasına birkaç dakika kala ara verildi. Bunun nedeni, Suudi yetkililerin, ısınma sırasında her iki kulübe de Mustafa Kemal Atatürk onuruna anma töreni yapılmasına (görünüşe göre antrenman formaları ve pankartlar) izin vermemesidir. Daha önce müzakere edilmemiş siyasi bir neden. Atatürk, bugün 100. yılını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük kurucusu ve ilk cumhurbaşkanıdır. Öğleden sonra Riyad’da bir otelde ev sahibi ülkenin yetkilileri, Türkiye Spor Bakanı ve her iki takımın başkanları arasında uzun bir toplantı yapıldı ancak anlaşma sağlanamadı. Karşılaşma ileri bir tarihe ertelendi” cümlelerine yer verdi. Mundo Deportivo da haberinde, “Galatasaray ve F.Bahçe, Riyad’daki Süper Kupa karşılaşmasının başlamasına dakikalar kala oynamayı reddetti” başlığını kullanarak, “Türk futbolu son dönemde skandaldan skandala doğru gidiyor. Galatasaray ve Fenerbahçe, bu Cuma günü Suudi Arabistan’da oynanacak olan Süper Kupa’yı bu kez oynamayı reddetti. Maç, Cristiano Ronaldo’nun Al-Nassr Futbol Kulübü’nün maçlarını oynadığı Al Awwal Park’ta oynanacaktı. İki takım, anlaşmaya vararak oyuncuların sahaya çıkmasını engelledi" denildi. İngiltere basını İngiliz Daily Mail gazetesinde de Süper Kupa finalinin oynanmaması geniş yer buldu. Gazete, "Riyad’daki Türkiye Süper Kupası iptal edildi" başlığının yer verildiği haberde, “Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki Türkiye Süper Kupa finali, ev sahibi Suudi Arabistan’la yaşanan anlaşmazlık nedeniyle iptal edildi. Kulüplerin Türkiye Futbol Federasyonu ile görüşmelerde bulunması nedeniyle, yerel saatle 20.45’te başlama vuruşu öncesinde her iki takım da Al-Awwal Park stadına gitmedi. Türkiye Futbol Federasyonu, karşılaşmanın ertelendiğini ve ileri bir tarihte oynanacağını doğrulayan iki kulüpten ortak bir açıklama yaptı” değerlendirmesini yaptı. Portekiz basını A Bola, gazetesinde haberin başlığında “Riyad’daki Türkiye Süper Kupası, takımların oynamayı reddetmesi nedeniyle iptal edildi" ifadeleri kullanılırken, haberin devamında ise, “Reddedilmenin nedeni, Suudi hükümetinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı münasebetiyle eski cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün anıldığı maç formalarının kullanılmasına yasak getirmesiyle ilgili. Kulüp başkanları ile Suudi hükümeti arasındaki görüşmeler tüm gün sürdü ancak anlaşma sağlanamadı ve takımlar kaldıkları otellerden bile ayrılmadı. Suudiler, forma kullanımını yasaklamanın yanı sıra, maç başlamadan önce stadyumun ses sisteminde Türk marşının çalınmasını da yasakladı” bilgileri yer aldı. Alman basını Alman Bild ise, “Çöldeki Türkiye derbisinde büyük tartışma” başlığıyla öne çıkardığı haberin devamı, “Şampiyon Galatasaray ile Türkiye Kupası’nı kazanan Fenerbahçe arasındaki Türkiye Süper Kupa düellosu iptal edildi. İki üst düzey takım arasındaki maçın aslında bu akşam saat 18:45 (TSİ 20.45) Arabistan Riyad’da oynanması gerekiyordu. Zaten bu konuda daha önceden de çok eleştiri vardı çünkü bu Türk futbolunun ticarileşmesi adına bir adım daha oldu. Fenerbahçe ve Galatasaray oynamayacak. Sebebi ise Suudilerle değerler konusunda yaşanan anlaşmazlık. Isınmalarda her iki takım da Atatürk forması giymek istedi. Suudiler buna karşı” şeklinde devam etti. Fransız basını Fransız So Foot, maça çıkmama kararıyla ilgili, “Bir karmaşa daha: Fenerbahçe, “Yurtta sulh, cihanda sulh" yazılı pankart açmak isterken, Galatasaray da “Ne mutlu Türk’üm diyene" yazılı pankart açmak istedi. Burada da Suudi Arabistan bu girişimi resmen reddetti. Türk gazetecilerin haberine göre, iki kulübün başkanları Dursun Özbek ve Ali Koç, TFF Başkanı ile istişarede bulunarak, organizasyonun yapılabilmesi için uzlaşma sağlamaya çalıştı. Maç saatinin gelmesine ve yerel taraftarların tribünlerde bulunmasına rağmen maç resmi olarak iptal edildi. Her iki takımın da gece İstanbul’a dönmeyi planlıyor” denildi. İtalya basını İtalyan Tuttosport’da da gerçekleşen maça çıkmama kararıyla ilgili yapılan haberde, “Riyad’da yapılması planlanan Türkiye Süper Kupası için geçerli olan ve yılbaşı arifesinde şampiyonun belli olacağı, Mauro Icardi’nin Galatasaray’ı ile Edin Dzeko’nun Fenerbahçe’si arasında oynanacak derbi maçı oynanmayacak. Her iki kulüp de İstanbul’a dönmüş olup, kupanın daha sonra ileri bir tarihte oynanacak şekilde iptal edilmesine karar verildi” şeklinde paylaşıldı.

Bursaspor'a PFDK'dan para  ve men cezası Haber

Bursaspor'a PFDK'dan para ve men cezası

Aynı zamanda yeşil-beyazlı kulübün Futbol Şube Sorumlusu Sedat Topaloğlu, basın mensubuna saldırdığı gerekçesiyle 5 resmi müsabakadan men edildi. TFF’den yapılan açıklama şu şekilde: “Bursaspor Kulübü’nün, 10.12.2023 tarihinde oynanan Ses İlaç Afyonspor-Bursaspor TFF 2. Lig Beyaz Grup müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle 56 bin TL para cezası ile cezalandırılmasına, aynı müsabakada Bursaspor Kulübü’nün, taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle ve bu eylemin aynı sezon içinde misafir kulüp olduğu müsabakada 4. kez gerçekleştirilmesinden dolayı 20 bin TL para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.” Sedat Topaloğlu basın mensubuna saldırmasından dolayı 5 maç ceza aldı Ayrıca Bursaspor Futbol Şube Sorumlusu Sedat Topaloğlu da basın mensubuna saldırması gerekçe gösterilerek 5 maçtan men edildi. Açıklama şu şekilde: “Afyonspor maçında Bursaspor Kulübü görevlisi Sedat Topaloğlu’nun, basın mensubuna yönelik saldırısı nedeniyle 5 resmi müsabakadan soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı ve 9 bin TL para cezası ile cezalandırılmasına, aynı müsabakada Bursaspor Kulübü görevlisi Fetih Yakut’un müsabaka hakemine yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle 1 resmi müsabakada soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı ve 9 bin TL para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.”

Hayri Türkyılmaz o ilçeye 3. dönemde de talip Haber

Hayri Türkyılmaz o ilçeye 3. dönemde de talip

CHP Mudanya ilçe binasında aday adaylığını açıklayan Türkyılmaz, “Mudanya'da kaldığımız yerden hizmete devam edeceğiz. Emin ellerde olan Mudanya kazanmaya devam edecek” dedi. Mudanya’da üçüncü dönem görev yapmak için resmi aday adaylığı başvurusunu yapan Hayri Türkyılmaz'ın basın toplantısına eşi Gülbahar Türkyılmaz, partililer, meclis üyeleri ile Mudanyalılar katıldı. CHP Mudanya İlçe binasını dolduran partililere seslenen Hayri Türkyılmaz, göreve başlarken Mudanyalılara verdiği sözleri hatırlatarak, "Bugün benim için önemli bir gün. 10 yıl önce Mudanyamıza hizmet noktasında girdiğim ön seçimi tüm engellemelere rağmen kazandım ve ardından 30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinde 25 yıl aradan sonra CHP’den Mudanya Belediye Başkanı seçildim. Kültürden sanata, sosyal belediyecilik örneklerinden turizme her alanda onlarca projeyi söz verdiğim gibi hayata geçirdim. Kentimizin geleceğini şekillendiren projelerimizi değerli hemşehrilerimle buluşturduk. Sponsor kullanmadan, bir kuruşluk işi bir kuruşa yaparak, alın terimizle çalıştık. Mudanya’da ilkleri gerçekleştirdik. Ürettiğimizi hakça paylaştık, büyüttük. Unutmayın ki dinlenmemek üzere yola çıkanlar, asla yorulmazlar.30 Mart 2014'te gururla diktiğimiz CHP bayrağını bir daha indirmemek üzere görev yaptık, görev yapmaya da devam edeceğiz” diye konuştu. Bugün; kaynaklarını etkin kullanan, ürettiğini halkla paylaşan, tertemiz bir yönetim anlayışıyla adil, tarafsız, mutlu bir şehir oluşturmuş olmanın gururunu yaşadığını kaydeden Başkan Türkyılmaz, “Zübeyde Ana Çocuk Akademisi, Cumhuriyet Meydanı Projesi 1. Etabı, MUDAŞ Sosyal Tesisi, Yıldıztepe Sosyal Yaşam Merkezi 1. Etabını tamamladık. Tirilye Sanat Evi, Taş Mektep Akademi, Mudanya Hal Kahveleri, Kumyaka Çevre Sağlıklaştırması, Cumhuriyet Gençliği Spor ve Kültür Evi, Orhan Kemal Kütüphanesi, Ekopark Projesi, Bademli Hanımeli İmece Evi, Halitpaşa Kapalı Pazaryeri gibi söz verdiğimiz projelerimizi hayata geçirdik. Mütareke Meydanı- İsmet İnönü Parkı’nı yeniledik. ‘Topraktan Halka, Tarladan Sofraya’ projesiyle Mudanya’da toprağın bereketini hakça paylaşıyoruz. Belediyemize ait arazi ve parklardan topladığımız zeytinleri zeytinyağı haline getiriyor. Zeytin Dalı’na kayıtlı ailelerimize dağıtıyoruz. Şimdi de belediyeye ait arazilerimizde dönüşümlü olarak ay çiçek ve buğday ekip, elde edilen ürünleri yine ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Sosyal demokrat belediyeciliğin en güzel örneğini veriyoruz. Söz verdiğimiz gibi, projelerimizi tamamladık. Mudanyalıların başını öne eğdirmemiş, her zaman gurur duyacağı bir belediye başkanı olarak görev yaptım ve yapmaya da devam edeceğim. Mudanya için gece gündüz çalışmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.

Sırakaya: ''Önemli olan kimlik değil birlik siyaseti'' Haber

Sırakaya: ''Önemli olan kimlik değil birlik siyaseti''

Binlerce yıllık tarihinde 16 büyük imparatorluk kurmuş Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin diplomasi tecrübesinin diğer ülkelerle karşılaştırılmayacak kadar kadim ve bilge olduğunu ifade eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Zafer Sırakaya, "Bu tecrübe AK Parti iktidarı ile birlikte devlet aklının parçası hâline gelmesi ile Balkanlar'dan Filistin’e, Arakan'dan Kırım’a, Somali’den Suriye’ye, Uygur Türklerinden Ahıska Türklerine, soydaşına ve din kardeşine sahip çıkan tek ülke Türkiye’dir. İslam düşmanlığıyla, ırkçılıkla, yabancı düşmanlığıyla ve ötekileştirmeyle uluslararası platformlarda mücadele edilen tek ülke yine Türkiye’dir. Ayrım yapmaksızın FETÖ’den, PKK, YPG, DEAŞ’a adı ne olursa olsun bütün terör örgütleriyle başarılı bir şekilde mücadele eden tek ülke yine Türkiye’dir. Bunca yıl tuğla üzerine tuğla koymamış, herhangi bir esere imza atmamış olanların aksine, asırlık hedeflere yöneliyoruz ve buna Türkiye Yüzyılı diyoruz. Kimlik siyasetini değil birlik siyasetini destekliyoruz. Kutuplaştırmak yerine bütünleştiriyoruz, nefret siyaseti yerine muhabbet siyaseti yapıyoruz. Milletimize büyük bir sevgi ve aşkla yaklaşıyoruz" dedi. AK Parti İstanbul Milletvekili ve Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Seda Gören Bölük ise konuşmasında, dış politika yapım sürecinin uzun ve meşakkatli olduğunu belirterek, şu ifadelere yer verdi: "Kimi zaman temel iskeleti değişmese de süreç içerisinde akışkan olması gereken bir süreç. Dolayısıyla da bu sürecin devletler dışında da bir sürü aktörü liderler var. Biz en önemli örneğini yaşıyoruz belki de, dış politikada en marka liderlerden bir tanesine sahibiz. Uluslararası örgütler bu dönemde yaşadığımız bu sıkıntılı süreçte başarısızlıklara en çok tanık olduğumuz aktörler uluslararası örgütler. Sivil toplum kuruluşları, medya ve siyasî partiler bu sürecin günümüz paydaşlarından bir kısmı. Biz de bugün burada bu aktörlerden birisinin genel merkez ve il temsilcileri olarak onurlu dış politika anlayışımızın önemli başlıklarını konuşacak ve anlamlı bir beyin fırtınası yapacağız." AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen de yaptığı konuşmada, "Bursa’nın çok özelliği var. Ama en önemli özelliklerinden bir tanesi Bursa hâlâ Rumeli şehri. O özelliğini hâlâ devam ettiriyor. Ben de 1958’de Kosova’dan göç eden bir ailenin bir evladı olarak Bursa’da siyaset yapıyoruz. Yüzyıllar boyunca Balkanlar’da, Ortadoğu’da, Afrika’da ve Avrupa’nın içlerine kadar hükmetmiş bir imparatorluğun bakiyesi olarak devam eden cumhuriyetin evlatlarıyız. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu vizyonla, dış politikada izlediğimiz siyaset neticesinde bugün Türkiye bölgesel güç olmaktan çıkmış küresel güç hâline gelmiş bir ülke konumunda. Bursa’nın ayrıca bir özelliği Balkan dostluk grubu başkanları noktasında misyon üstlenmiş durumda. Kosova, Sırbistan ve Makedonya dostluk grubu başkanlıkları bizdeydi. Bu dönem buna ilaveten Bulgaristan’ı da Bursa’ya dahil etmiş olduk. Bursa Bulgaristan’dan göç eden en fazla nüfusun yaşadığı şehirlerin başında geliyordu. Başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere ilçe belediyelerimizin de balkanlardaki belediyelerde kurulan kardeş belediyeliklerle ilişkilerin pozitif yürütülmesinde de önemli bir görevi yerine getiriyoruz" dedi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa’nın Osmanlı’nın kurucu başkenti olduğunu ve farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptığını belirterek, “Bursa ilk 6 padişahın meftun olduğu, Allah dostuna mekân teşkil eden şehir. Farklı medeniyetlerin izlerini hâlâ taşıyor. Bizim ana görevlerimizden bir tanesi de bol bol restorasyon yapmaktır. Eski eserleri onarmak, ayağa kaldırmaktır. Belediye olarak asli görevlerimizden bir tanesi budur. Bunun yanında sanayi, tarım, turizm yönüyle çok farklı değerlere sahip. Ben göreve geldikten sonra 3-4 tane yeni daire başkanlığı ihdas etmiştim onlardan bir tanesi de dış ilişkiler ve turizm daire başkanlığıydı. Müstakil bir daire başkanlığı yoktu. Şehrimizin 27 tanesi yurt dışında 19 tanesi yurt içinde olmak üzere 46 civarından kardeş şehrimiz var. Bursa başta Balkanlar olmak üzere Kafkaslardan yoğun göçlerle büyümüş bir şehir” şeklinde konuştu. AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan da Bursa’nın özel bir şehir olduğunu belirterek, “Özellikli dış ilişkiler açısından hem Türkiye hem de uluslararası manada önem arz ediyor. Çünkü 1878 Rusya savaşlarından sonra Bursa'ya başlayan göçlerle beraber Bursa bu konuda Türkiye’nin en dikkat çeken şehri oldu. Yaklaşık şu an 3 milyon 200 bin nüfusumuzun yüzde 40’ını göçmenlerimiz oluşturuyor. Yunanistan, Bulgaristan, Kosova, Makedonya’dan bahsettiğiniz zaman Bursa’nın bundan etkilenmeme imkânı yok. Dolasıyla orada bir seçim olduğu zaman sanki Bursa’da bir seçim olmuş gibi saha etkileniyor. Son zamanlarda Bursa ile ilgili olarak turizm, sanayi ve tarım açısından Türkiye’nin önce gelen illerinden bir tanesi. Ve Türkiye’nin 4. büyük kenti. Özellikle sanayi açısından Türkiye’nin önde gelen illerinden olması sebebiyle biz merkezi hükümet olarak almış olduğumuz politikalarda nüfusumuz ciddi manada etkileniyor. Çünkü yaklaşık 3 milyon 200 bin nüfusun 2 milyon 250 bini şehrin merkezinde yaşıyor. 1 milyon 100 bine yakın sigortalısı, 550 bine yakın emeklisi olunca yüzde 70 nüfus merkezi hükümetin politikalarıyla ciddi manada etkilenmiş oluyor. Bu sanayi şartlarından bir tanesi de göçmen politikalarıyla ilgili olarak yerelde etkileniyoruz. 3 milyon 200 bin nüfusun üzerine de 250 bin civarında izinli göçmeni ilave ettiğimiz zaman ciddi manada popülasyonumuz etkileniyor. Bunun 170 bin civarında izinli olarak gelen Suriyelisi, onun haricindekiler diğer ülkelere ait sanayi bölgesi olması hasebiyle dikkat çekiyor. Bu da bizim dış politikalarla ilgili olarak almış olduğumuz kararlar noktasında Bursa’nın ne kadar özelde etkilendiğini gösteriyor. Özellikle Bursa’yı çok yakından tanıması hasebiyle hem de yurtdışında bulunduğu süre içerisinde uluslararası politikalarımızda belediyeci rol olması sebebiyle genel başkan yardımcıma Bursa’yı seçmesi sebebiyle çok teşekkür ediyorum” dedi. Konuşmaların ardından program basına kapalı olarak devam etti. Toplantıya İstanbul, Sakarya, Kocaeli, Kırklareli, Tekirdağ, Balıkesir, Yalova, Edirne, Bilecik ve Çanakkale'den gelen partililer katıldı.

Sağlık çalışanları İsrail’in soykırımını protesto etti Haber

Sağlık çalışanları İsrail’in soykırımını protesto etti

Bursa Gönüllü Kuruluşlar Platformu, sağlık çalışanlarıyla birlikte Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma hastanesi önünde İsrail'in Filistin halkına ve sağlık çalışanlarına karşı yaptığı soykırımı protesto etti. Siyah önlüklerini giyen sağlık çalışanları, ellerindeki dövizlerle biran önce savaşın durmasını istedi. Platform adına konuşan Sağlık-Sen Bursa Şube Başkanı Gökhan Yünkül, "Sağlık çalışanlarımızı temsil eden beyaz önlüklerimizi çıkardık. Siyah önlüklerimizi giydik. Gazze’de artık beyaz önlüğün anlamı kalmadı. Kanla lekelenerek kızıla boyanan önlükler yıkılan enkazların tozu toprağıyla siyaha döndü. Bizlerde hayatını kaybeden Gazzeli sağlık çalışanlarımız için siyah önlükler ile meydanlarda onların yanında olduğumuzu haykırıyoruz. 45 gündür, insanlığın rafa kaldırıldığı, hiçbir ayrım gözetilmeksizin bebek, çocuk, genç, yaşlı, kadınların dünyanın gözü önünde canlı yayınlarla soykırıma tabi tutulduğu bir vahşeti seyretmekteyiz ve şahit olmaktayız. Bizlerin seyretmeye dayanamadığı bu görüntüleri Filistinliler bizzat yaşamaktadır" dedi. Ortada hastane kalmadığı için sokaklarda sağlık hizmeti vermeye çalışan bir avuç sağlık çalışanı belki de dünyanın en zor şartlarında bu işi yapmakta olduğunu ifade eden Yünkül, "Sağlık malzemesi olmadan ellerinde kalan ne varsa onunla sağlık hizmeti vermeye çalışan Gazzeli sağlık çalışanı kahramanları Bursa’daki sağlık çalışanları olarak selamlıyoruz. Uluslararası hukukun, savaş hukukunun, uluslararası ceza hukuk kurallarının ve insan haklarının yok sayıldığı bir tabloda inisiyatif sahibi olacak merciler ve Devletler bu vahşetin önüne geçmek yerine, bunu teşvik edecek açıklamalar, tavırlar sergilemekte ve bu soykırımın ortağı olmaktadırlar. Terör devleti İsrail’in hayasızca saldırılarının başladığı 45 gündür 17 bin 500 insan katledildi. Bunların 7 bine yakınını çocuklar oluşturmaktadır. Evet, BM Genel Kurulunda 1989 yılında imzalanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile birlikte tüm dünyada 21 Kasımda Dünya Çocuk Hakları Günü kutlanıyor ve bu sene de kutlandı. Böylesi bir günü ihdas eden BM ve alt kuruluşları 45 gündür saatte 5 çocuğun öldürüldüğü, dünyada en kısa sürede en çok çocuğun katledildiği Gazze’de yaşanan soykırımı basit üzüntü ve eleştiri açıklamaları ile geçiştirdiler" diye konuştu. Birleşmiş Milletlere ve UNICEF’e seslenen Yünkül, "Batının hegemonyası altına alınmak ve tutulmak istenen bölge ve ülkelerde çocukların mahrumiyetlerine dair kötü karne yayınlamakla şöhret bulan bu uluslararası kuruluşlar 45 gündür neden gözlerini Gazze’ye kapatıyor? Gazze, Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ve gününün ne yanına düşüyor. Bu hafta bütün Dünya’da kutlanan “Çocuk Hakları Günü” ne anlama geliyor? Her zaman ve her şartta korunması, kollanması gereken çocuklar bilinçli olarak bu saldırıların hedefi olmaktadır. Çünkü İsrail’in nihai hedefi bir soykırımdır. Geçmişte yaşadığı soykırımdan kaçarak, sığındığı Filistin halkına karşı gerçekleştirdiği bu alçaklığın tarifi yoktur. Terör devleti İsrail bu süreçte dokunulmazlığı olan her şeye saldırdı. 22 hastaneyi, 55 kliniği kullanılmaz hale getirdi. 46 ambulansı bombalayarak yok etti. 60 basın mensubunu katletti. 80 cami ve 3 kiliseyi bombaladı. Yüzlerce okulu, Birleşmiş Milletler ofislerinin içine sığınan masum sivilleri bile bile bombaladı. Bizler, Filistin davasının ezeli ve ebedi savunucuları olarak ilk günden bugüne kadar bu insanlık ayıbına karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz. Gücümüzün yettiği, sesimizin ulaşabildiği her yere bu katliamları duyurmak bizlerin asli vazifesidir" şeklinde konuştu.

100. yılda söyleşi etkinliği:  ‘Cumhuriyet’in Basın Hafızası’ Haber

100. yılda söyleşi etkinliği: ‘Cumhuriyet’in Basın Hafızası’

Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü tarafından düzenlenen ‘Cumhuriyet ve’ temalı Kütüphane Günleri, ‘Cumhuriyet’in Basın Hafızası’ söyleşisi ile devam etti. Çok sayıda kişinin yanı sıra Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Remzi Çınar ve CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala’nın da izlediği söyleşi Nazım Hikmet Kültürevi Balaban Salonu’nda gerçekleşti. Söyleşinin ilk konuşmacısı Gazeteci Gökçer Tahincioğlu, ana akım medya ve burada yaşanan değişikliklerden bahsetti. Ana akımın özelliğinin her kesime ulaşarak haber yapabilmesi olduğunu belirten Tahincioğlu, gelinen noktada bu özelliğinden uzaklaştığını söyledi. 15 Temmuz’dan sonra sıkı yönetim yasaları ile yönetilmeden bir değişimin yaşandığını anlatan Tahincioğlu, “Hakikaten heyecan verici haber yok. Haber kıymetli bir şey değil. Zaten muhalefet medyası da bir tarafa haber yapmıyor. İktidar medyası da yapmıyor. Çok daralmış haber merkezlerinde hakikaten haberciliği yaşatmaya çalışan bir avuç gazeteci kaldı. Onların çabasıyla da bağımsız gazetecilik bir noktaya geldi” diye konuştu. Gazeteci Ümit Kıvanç ise yazılı ve görsel basının büyük bölümünün gazetecilik yapmadığını söyledi. “Bir yerden gelen talimatla hepsi aynı manşetle çıkan 7 gazete varsa bunlara gazete diyemezsiniz” diyen Kıvanç, “Orada bir propaganda söz konusu. Olması gereken doğru dürüst adım mıdır yani? Onun karşısında olan muhalif televizyon kanalı gibi izlediğimiz şeyler de hakikaten esas derdi haber olan kurumlar değil ne yazık ki. Tabi ki birtakım haberleri veriyorlar ama esas fonksiyon başka bir şey” dedi. Gazeteci Ömer Madra ise radyo yayıncılığı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu radyoyu çok etkileyici olarak yorumlayan Madra, çocukluk yıllarından anekdotlar aktardı. Saat 13.00’da gonk sesiyle birlikte memleket haberlerinden oluşan ajansın başladığını aktaran Madra, “Benim dedem oldukça otoriter bir figürdü. Mustafa Kemal’in de yakınında yer almış birisiydi. Ajans olacağı zaman evde hiçbir hareketlilik olmasına izin vermez ve kesinlikle haberler dinlenirdi. Onun üzerine de arkası yarına, çocuk bahçesine, çocuk saatinden tiyatroya Futbolda mesela Halit Kıvanç’ın telefonla yaptığı Dünya Kupası naklen yayınlarını dinleme fırsatımız oluyordu. Muazzam faydaları vardı” diye konuştu. Soru cevap kısmının ardından Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Remzi Çınar, söyleşiye katılanlara plaket verdi.

Dünya Gıda gününe o ilçe mührünü vurdu Haber

Dünya Gıda gününe o ilçe mührünü vurdu

Milletvekili Aydın, Kestel Belediyesi’nin kendi ektiği buğdaylar ile ürettiği ‘Türkiye’nin en ucuz ekmeği’ projesini tebrik ederek, diğer belediyelere örnek teşkil etmesi gerektiğini belirtti. 4 yılı aşkın süredir Türkiye’nin en ucuz ekmeğini vatandaşlara ulaştıran Kestel Belediyesi, artan ham madde fiyatları nedeniyle ekmek üretiminde yıllık ihtiyaç olan 800 ton unu elde edebilmek için, geçtiğimiz kasım ayında 25 ton buğday tohumu ekmişti. Geçtiğimiz aylarda İlçenin farklı noktalarındaki toplam bin 50 dönümlük alanda ekilen yerli buğday tohumların ilk hasadı gerçekleşti. Böylelikle Kestel Belediyesi, kendi fırınında üretmiş olduğu günlük 6 bin ekmek ile yalnızca 1 haneye aylık bin lira tasarruf, yıllık 12 bin lira, 2 bin haneye ise aylık 2 milyon liradan, yılda tam 24 milyon lira katkı sağlayacak. AK Parti Bursa Milletvekili Muhammet Müfit Aydın, 16 Ekim Dünya Gıda ve Ekmek Günü vesilesiyle, TBMM’de basın açıklaması gerçekleştirdi. Toplantıya, Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, Kestel Belediyesi Meclis Üyeleri ve Başkan Yardımcıları katıldı. Burada konuşan Milletvekili Muhammet Müfit Aydın, ‘’Dünyada milyonlarca insan aç iken, her gün tonlarca besin bozularak veya çöp kutusuna atılarak, israf edilmektedir. Kimseyi geriye bırakmadan, daha iyi bir yaşam için, daha sürdürülebilir tarım-gıda sistemlerine yönelik çağrılar yapılmaktadır. Ayrıca bu israf gezenimize ağır bir yük getirmektedir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan devreye girerek tahıl koridorunu açmamış olsaydı BM verilerine göre 25 milyon insan açlıktan ölecekti. Dünyada bu işe girip de çözmeye çalışan kimse olmadı. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ sözleri her konuda olduğu gibi burada da gündemimize gelmeli. BM her konuda sınıfta kaldığı gibi bu konuda da sınıfta kaldı. Kıymetli Basın mensupları, bugün buluşmamıza vesile olan bir diğer konu ise Bursa Kestel Belediyemizin 4 yılı aşkın süredir devam ettiği ‘Türkiye’nin en ucuz ekmeği’ projesi. Kestel Belediye Başkanımız Önder Tanır, 2019 yılında göreve geldiğinde 400 gramı 1.25 TL olan ekmeğin fiyatını 1 liraya indirmiş ve ilçe halkı tarafından büyük bir tebrikle karşılanmıştı. Artan ham madde fiyatlarına rağmen ekmeğin fiyatında ve gramajında değişiklik yapmayan Kestel Belediyesi 4 yılı aşkın süredir kendi ürettiği ekmeği vatandaşlarla buluşturmaya devam ediyor. Bu projenin sürdürülebilirliğini arttırmayı hedefleyen Belediye Başkanımız Önder Tanır ve ekibi, hazırlamış olduğu projeye istinaden 2022 yılının Kasım ayıda, bin 50 dönüm alana yerli ve milli buğdaylarını ekti. 2023 yılı Temmuz ayında ise 1 yıllık ihtiyacı olan 25 ton buğdayın hasadını gerçekleştirdi. Bu buğdaylar ile elde edilen unlarla, 400 gram ekmek yine 1 liradan vatandaşların sofralarına ulaşıyor. Bu ne demektir ? her gün 2 bin haneye 6 bin ekmek ulaşıyor ve 1 hanenin aylık tasarrufu bin lira. Yıllık bu tasarruf 12 bin lira. Toplamda ise 2 bin hane aylık 2 milyon yıllık iste 24 milyon TL bütçelerine katkı sağlanmış oluyor. Kestelli vatandaşlar hem Türkiye’nin en ucuz ekmeğine ulaşıyor hem yerli ve milli buğdaylardan oluşan unları tüketiyor hem de sınırlı sayıda üretilmesi sebebiyle israfın önüne geçiliyor. Bu anlamda Kestel Belediyemizi ve Belediye Başkanımız Önder Tanır’ı kutluyor, projenin devamlılığının bozulmamasını temenni ediyorum. ‘’ diye konuştu. Toplantının ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki tüm milletvekillerine ve basın mensuplarına Kestel Belediyesi’nin yerli ve milli buğdayları ile hazırladığı Türkiye’nin en ucuz ekmeklerinden ikram edildi. (GE-SD)

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.