SON DAKİKA
Hava Durumu

#Avrupa

YENİŞEHİR YÖREM - Avrupa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Avrupa haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Başkan Aktaş: “Bursa’yı sevdiğinizi, Filistin’i özlediğinizi biliyoruz. Cenabı Allah, İsrail’i kahreylesin'' Haber

Başkan Aktaş: “Bursa’yı sevdiğinizi, Filistin’i özlediğinizi biliyoruz. Cenabı Allah, İsrail’i kahreylesin''

Sivil katliamının durdurulması yönünde dünyadan yükselen çağrılara kulak tıkayan katil İsrail güçleri, 7 Ekim’den bu yana Amerika ve Avrupa’nın da desteğini alarak hastane, okul, cami, kilise ayrımı yapmadan Gazze’yi bombalamaya devam ediyor. Bebek, çocuk, kadın demeden dünyanın gözü önünde tarihin en büyük katliamlarından birini yapan İsrail, 16 binin üzerinde insanı şehit ederken, 36 binden fazla insanın da yaralanmasına sebep oldu. Dünya genelinde tepkiler çığ gibi büyürken, kan ve gözyaşı ile yoğrulan topraklardan binlerce kilometre uzaktaki Bursa’da bulunan Filistin aileler ve çocuklar da gelişmeleri gözyaşı ve endişe içerisinde takip ediyor. Bursa’da ikamet eden Filistinli aileler ve çocukları, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı makamında ziyaret ederek desteklerinden dolayı teşekkür etti. Samimi bir ortamda gerçekleşen ziyarette çocuklarla sohbet eden Başkan Alinur Aktaş, çocuklara hayallerini ve özlemlerini sorarak nasihatlerde bulundu. Çocuklara çeşitli hediyeler veren Başkan Aktaş, “Bursa’yı sevdiğinizi, Filistin’i özlediğinizi diliyoruz. Zulüm görenler için dua ettiğinizi de biliyoruz. Cenabı Allah, İsrail’i kahreylesin. Onlar kendi kanlarından boğulacak inşallah. Filistin’in daha güçlü olması için sizin de güçlü olmanız gerekiyor. Aileniz, kendiniz, Filistin Gazze için, Türkiye için büyük insanlar olmalısınız. Muhakkak okumalısınız, eğitimli olmalısınız” dedi. Ziyaretin sonunda Filistinli çocuklar tarafından Başkan Aktaş’a Türkiye ve Filistin bayraklarının yer aldığı ve “Çünkü biz tek milletiz. Ve her zaman Filistin’in yanında olduğunuz için sizlere teşekkür ediyoruz. Sayın Başkan Alinur Aktaş” yazılı tablo hediye edildi.

Fuarın en dikkat çekici standından ezberi bozan teknoloji! Paris’te Türkiye imzası Haber

Fuarın en dikkat çekici standından ezberi bozan teknoloji! Paris’te Türkiye imzası

Kolluk kuvvetlerine yönelik Avrupa’nın en büyük fuarlarından biri olan etkinlikte, CANiK en fazla konuşulan markalardan biri olmayı başardı. Bu yıl ilk kez MILIPOL 2023’e katılan CANiK, burada çoğunluğu Avrupa ve Afrika’dan olmak üzere 20’den fazla ülke ile temasa geçti ve yedi askeri ataşeyi de standında ağırladı. CANiK fuar kapsamında, 2024 yılına yönelik de önemli siparişler aldı. Dünyanın önde gelen hafif ve orta kalibre silah üreticisi CANiK, 2023 yılındaki son Avrupa fuarını Paris’te tamamladı. CANiK, grup şirketleri ile birlikte Fransa'da 14 - 17 Kasım tarihleri arasında düzenlenen ve savunma sanayisine yönelik Avrupa’nın en büyüklerinden biri olan Uluslararası Güvenlik Fuarı MILIPOL Paris 2023'e katıldı. Fuarın en dikkat çekici stantlarından birine sahip olan CANiK, sergilediği son teknoloji ürünleri ile yine tüm ezberleri bozdu. 2024 YILI İÇİN ÖNEMLİ SİPARİŞLER ALDI CANiK, 2022 yılında NATO'ya bağlı orduların envanterinde büyük bir paya sahip olan 12.7x99 mm ağır makineli tüfek (AMT) M2'nin yerli ve milli versiyonu olan CANiK M2 QCB'yi üreterek dünya ağır makineli tüfek pazarında önemli bir konuma gelmişti. Türkiye'nin halen kalifiye edilmiş tek ve en büyük kalibreli ağır makineli tüfeği olan ve 650 atım/dk hıza sahip CANiK M2 QCB'nin olağanüstü başarısının ardından CANiK, bu silahın 950 atım/dk'lık CANiK M2F ve 1100-1200 atım/dk'lık CANiK M3 versiyonlarını da üreterek küresel AMT pazarının en büyük üreticisi haline geldi. CANiK, bugün dünyanın en büyük 12.7x99 mm ağır makineli tüfek ihracatçısı konumunda ve 2023'ten sonra 2024 için de birçok sipariş bağlantısı gerçekleştirdi. “BİZ DAHA İYİSİNİ YAPANA KADAR EN İYİSİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ” CANiK Dış Ticaretten Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Didem Aral, “Türkiye savunma sanayisinin dünya çapında büyüleyici bir yükselişine tanıklık ediyoruz. Gerek bilgi birikimimiz, gerek insan kaynağımız, gerekse de ihracat başarılarımızla dünya savunma sanayinde payımızı arttırıyoruz. CANiK olarak kendi alanımızda da Türkiye’nin bu başarısında pay sahibi olduğumuzu düşünüyoruz. Hafif silahlara yönelik askeri ve kolluk kuvvetlerinin katıldığı Avrupa ana karasındaki en büyük fuarlarından biri olan MILIPOL 2023’te de oldukça yoğun bir süreç yaşadık. Bu yıl ilk defa katıldığımız bu fuarda, çoğunluğu Avrupa ve Afrika’dan olmak üzere 20’den fazla ülkenin son kullanıcıları ile temasa geçtik, başta Paris Büyükelçimiz olmak üzere yedi ülkenin askeri ataşesini standımızda ağırladık. 2023 yılının son fuarı olan EDEX MISIR için hazırlıklarımızı sürdürürken, oldukça başarılı bir fuara imza attık. Ürünlerimiz, global çapta en iyileri ile rekabet ediyor. Kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Önümüzdeki süreçte de biz daha iyisini yapana kadar en iyisi olmaya devam edeceğiz” dedi. MILIPOL Paris, savunma, emniyet ve güvenlik alanlarında hizmet veren tüm sektörleri bir araya getiriyor. Her iki yılda bir düzenlenen bu önemli organizasyon bünyesinde, bilgi ve iletişim sistemleri, data koruma, sivil savunma, anti terörizm, özel kuvvetler, çevre güvenliği, taşıma güvenliği, liman ve havaalanı güvenliği, sınır güvenliği, KBRN, organize suçlarla mücadele konularında hizmet veren 1000’den fazla katılımcıyı barındırıyor.

Tüm sağlığı tehdit eden dünyanın yeni pandemisi o hastalık Haber

Tüm sağlığı tehdit eden dünyanın yeni pandemisi o hastalık

Dünya Diyabet Günü etkinlikleri çerçevesinde dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için bir dizi etkinliğe imza atan Hayat Hastanesi, düzenlediği seminerle şeker hastalığının sağlığa olan etkinlerine vurgu yaptı. Hayat Hastanesi’nin toplantı salonunda organize edilen seminere; Hayat Hastanesi Başhekimi Dr. Fatih Özkul, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Betül Kabalar, Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Özkul, Dahiliye Uzmanları Dr. Ali Nizamoğlu, Dr.Muhittin Pekuz, Dr. Mehmet Erdoğmuş, Diyetisyen Fatma Hallaç Uslu ve çok sayıda vatandaş katıldı. Diyabet konusunda insanları bilinçlendirmek ve diyabete karşı verilen mücadeleye destek olmak için çalıştıklarını ifade eden Hayat Hastanesi Başhekimi Dr.Fatih Özkul, “Hayat Hastanesi olarak ülkemizde gün geçtikçe yaygınlaşan diyabete karşı insanlarımızı bilinçlendirmek için çalışıyoruz. Diyabette önlenebilir komplikasyon dediğimiz sorunların engellenmesi açısından insanları bilgilendirmek, takiplerin düzgün ve doğru yapılmasını sağlamak hayati önem taşıyor. Sevdiklerimize sağlıklı bir yaşam inşa etmenin de sorumluluğuyla bugün bu semineri düzenledik” dedi. “TÜM SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR” Şeker hastalığı yeni bir pandemi olarak görüldüğünü ve tüm sağlığı tehdit ettiğinin altını çizen Dahiliye Uzm. Dr. Muhittin Pekuz, “Diyabet bizim için niye önemli, diyabet dediğimiz yani şeker hastalığı sadece tek başına bir laboratuvar tanısı değil. Sadece tek başına şekerden ibaret değil. Bütün organları ve sistemleri tutan karaciğeri, böbrekleri, kalbi beyni ve sinir sisteminin merkezi sinir sistemine ve de mide bağırsak sistemini etkileyen bir kronik hastalıktır. Sistemik hastalıktır. Ciddi bir hastalık gördüğümüz gibi tanısı kolay ama tedavisi ve özellikle komplikasyon açıdan takibi çokça önemli bir hastalık. Dünya Sağlık Örgütü diyabeti artık bir salgın yani pandemi olarak değerlendiriyor çünkü tüm dünyada diyabetli bireylerin sayısı giderek artmakta. Türkiye’de 2020’ye kadar 5 milyon denirken 2020 yılından sonra artık 7 milyondan fazla diyabet tanısı var. Dünyada yine 2 binli yıllarda 171 milyon diyabetli varken 2025 yılında 380 milyonu geçiyor. Dünya Sağlık Örgütü dünya nüfusunun Çin ve Hindistan'dan sonra en fazla en kalabalık nüfusun diyabetik hasta nüfusu olacağı ve dünyanın üçüncü en fazla kalabalık ülkesi olacağını öngörüsünü paylaştı” dedi. “DİYABET EĞİTİMİ TÜM HERKES ALMALI” Diyabet eğitimi almış hastaların işlerini kolaylaştırdığına işaret eden Dahiliye Uzmanı Dr.Ali Nizamoğlu da, “Herkes bir imkasızı bekliyor herkes bir şeyleri hemen değiştirmemizi istiyor ilaçları azaltmamızı istiyor ve kısa bir sürede kontrol altına almamızı istiyor. Hastalara hep sorduğum bir şey var; diyabet hakkında eğitim aldınız mı? Diyabet hastalığı, semptomları, tipi ve tedavisi hakkında size bilgi verildi mi diye soruları yöneltiyorum yani eğitim çok önemli. Tabi bu hastalara zaman ayırmak gerekiyor o da bizim işimiz. Eğitim aldıktan sonra ikinci en önemli aşama beslenme mutlaka bir beslenme uzmanına gitmesi gerekir. Hastanın hayat tarzı değişikliği dediğimiz en önemli basamak. Beslenme eğitimi almalı karbonhidrat ve şeker tipleri hakkında bilgi sahibi olması lazım. Hasta o kadar bilinçli bir hale geliyorsa zaten dikkat ediyor, seçerek yemeye başlıyor. Kilo fazlalarını vermemiz ve düzenli spor yapmamız gerekir. Bu da üçüncü en önemli aşamadır. Sonra ilaç gerekliliği açısından biz hekimler tekrar devreye giriyoruz" şeklinde konuştu. “DİYABET HASTALARININ YÜZDE 70’İ KALP HASTALIĞINDAN ÖLÜYOR” “Diyabet hastasını kalp hastalığı olarak kabul ediyoruz diyabet hastası bizim için kalp damar hastasıdır” diyen Dr.Mehmet Erdoğmuş ise “Diyabet hastalarının yüzde 70’i kalp hastalığından ölüyor bu da çok önemli. Diyabetik retinopati dediğimiz körlükle sonuçlanan bir gözün şeker tarafından hasarlanmış hali, kanama yani dünyada birinci sırada sebebi şeker hastalığı. Böbrek yetmezliği birinci sırada sebebi şeker hastalığıdır. Diyaliz merkezlerine gittiğiniz zaman en çok şeker hastasını görürüz. Travma (kaza) dışında, bacak kesilmesinin (amputasyonu) birinci sırada sebebi şeker hastalığıdır. Bu kadar tehlikeli, bu kadar ciddi bir hastalık bunu anlatmaya gerek yok. Sinsi hastalığa karşı çok dikkatli olmalıyız” diye konuştu. “TÜRKİYE’DE DİYABET HER GÜN ARTIYOR” Avrupa ülkeleri arasında diyabet prevalansı en yüksek olan ülkenin Türkiye olduğunu dile getiren Diyetisyen Fatma Hallaç Uslu sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu giderek artacak bunun en önemli risk faktörü olan obezite çok etkili. 45 yaş üstü kişilerde 3 yılda bir tarama yapılmalı. En azından hastaları insülin direnci yüksekliğinde yakalayıp beslenme ve yaşam tarzı değişikliği ile diyabet olmalarını önleyebiliyoruz. Diyabet hastalarındaki bu hızlı artış; kötü beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite azlığından kaynaklı.”

Bursa’da kadın girişimcilere yeni bir sayfa açıldı Haber

Bursa’da kadın girişimcilere yeni bir sayfa açıldı

Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) üretici kadınların ekonomiye katma değer sağlamasına destek olmaya devam ediyor. Kadın kooperatiflerinin ve üreticilerin ürünlerini ticaret sitelerinde değerlendirmek ve satışlarını kolaylaştırmak amacıyla; ShopSa Kadın Girişimcilere Destek Platformu işbirliğinde, Milli Eğitim Bakanlığı, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) katkılarıyla Bursa’daki üretici kadınlar, e-ticaret hakkında bilgilendirildi. DOSABSİAD Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe, DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, Bursa İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Arzu Ayyıldız, TKDK Bursa İl Koordinatörü Bilal Tunç ve 200 kadın üretici katıldı. Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü eğitmenleri tarafından katılımcılara dijital pazarlama ve e-ticaret farkındalığı konularında önemli bilgiler aktarıldı. Seminer sonunda Başkan Nilüfer Çevikel tarafından katılımcılara sertifikaları törenle verildi. “KADIN GÜÇLENDİKÇE TOPLUM DA GÜÇLENİR” Kadın girişimcilerin ve üreticilerin desteklenmesinin ekonominin sürdürülebilir büyümesi için vazgeçilmez bir unsur olduğunu belirten Başkan Nilüfer Çevikel, “Kadınların ekonomideki gücünün artırılması, sadece onların bireysel başarılarına katkıda bulunmakla kalmaz, aynı zamanda toplumların refahını artırır. Kadınlar ekonomik olarak güçlendikçe, aileleri ve toplumları da güçlenir. Bu nedenle, kadın girişimcilerin ve üreticilerin desteklenmesi, sadece cinsiyet eşitliği açısından değil, aynı zamanda ekonomik büyüme açısından da stratejik bir adımdır. E-ticaret, günümüzün dinamik iş dünyasında önemli bir yer tutuyor. İnternetin sınırsız potansiyeli sayesinde ürünlerinizi dünya genelinde daha geniş bir müşteri kitlesine ulaştırabilirsiniz. Bu eğitimlerle, katılımcılarımız dijital pazarlama ve e-ticaret konularında daha bilinçli hale gelmişlerdir. Unutmayalım ki, kadınlar güçlendikçe, ekonomiler ve toplumlar da güçlenir. Kadınlarımızın ekonomiye kazandırılması için canla başla çalışan ve eğitimimize büyük destek veren ShopSa kurucusu Demet Sabancı Çetindoğan’ateşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı. BURSA’DA YENİ BİR SAYFA AÇILDI TKDK Bursa İl Koordinatörü Bilal Tunç ise, “Bursalı kadın girişimcilerimiz ve üreticilerimizin başarısı sadece ülkemizde değil Avrupa sınırlarını da aşıyor. Avrupa’da 3 bin kişiye 1 kooperatif düşerken Bursa, 2 bin kişiye 1 kooperatif sayısıyla ilk sırada yer alıyor. Bugün burada, Shopsa ve DOSABSİAD işbirliği ile gerçekleştirilen bu eğitim programı ile yeni bir sayfa açıyoruz. Bu eğitim programı, kadın girişimcilerimizin ve üreticilerimizin yeteneklerini daha da geliştirmeleri ve uluslararası arenada rekabet edebilmeleri için bir fırsat sunuyor. İş birliği, dayanışma ve eğitim, sadece bireysel başarıyı değil, aynı zamanda Bursa'nın genel ekonomik büyümesini de artırmanın bir yoludur.Bursa'nın bu alandaki liderliğini sürdürebilmesi için, her birimizin katkısı çok önemli. Bu anlamda kadınlarımızdan bir an olsun desteğini esirgemeyen DOSABSİAD Başkanımız Nilüfer Çevikel’e teşekkür ederim” dedi.

A Milli Takım, Avrupa Şampiyonası'nda! Haber

A Milli Takım, Avrupa Şampiyonası'nda!

A Milli Futbol Takımı, UEFA 2024 Avrupa Şampiyonası (EURO 2024) Elemeleri D Grubu yedinci maçında Konya'da Letonya ile karşı karşıya geliyor. Konya Büyükşehir Belediye Stadı'nda yapılan maç, saat 21.45'te başladı. Müsabaka TRT 1'den naklen yayınlanıyor. Karşılaşmayı Arnavutluk Futbol Federasyonundan hakem Enea Jorgji yönetiyor. Mücadelenin yardımcı hakemliklerini Denis Rexha ve Ridiger Çokaj, dördüncü hakemliğini ise Florian Lata üstleniyor. İlk 11'ler Türkiye: Uğurcan, Ferdi, Samet, Abdülkerim, Cenk, İsmail, Salih, Hakan, Yunus, Kerem, Barış Alper Letonya: Ozols, Savalnieks, Dubra, Balodis, Ciganiks, Saveljevs, Tobers, Tonisevs, Jaunzems, Ikaunieks, Uldrikis Maçtan dakikalar Maç sonucu: Türkiye 4-0 Letonya 90+3' Yine çok etkili geldik. Sol kanattan Zeki'nin ortasında Cenk Tosun çok sert vurdu ancak top yandan auta çıktı. 90+2' Orta sahada İsmail Yüksek rakibinin hatasını değerlendirdi ve topu çaldı ardından karşı karşıya pozisyonda pasını Cenk Tosun'a verdi ve Cenk topu ağlara yolladı. 90+2' Goool... Türkiye 4-0 Letonya (Cenk Tosun) 90' Gole çok yaklaştık. Kerem'in pasında topla buluşan Yusuf'un vuruşunda kaleci topu kornere yumrukladı. 87' Sağ kanattan kontra atağa çıkan Yusuf Sarı tek pasta Kerem'i buldu. Kerem'in düzgün vuruşuyla farkı 3'e çıkardık. 87' Goool... Türkiye 3-0 Letonya (Kerem Aktürkoğlu) 86' Milli Takımızda oyuncu değişikliği çıkan oyuncu Hakan Çalhanoğlu giren oyuncu Kaan Ayhan. 83' Sağ kanatta topla buluşan Samet rakibini ekarte etti ve içeriye sert çevirdi. Boşta olan Cenk Tosun düzgün bir kafa vuruşuyla topu ağlara gönderdi. 83' Goool... Türkiye 2-0 Letonya (Cenk Tosun) 77' Letonya çok etkili geldi. Sağ kanattan açılan ortada Roberts Savalnieks kafayı vurdu. Top önce üst direğe çarptı ardından İsmail topu çizgi üzerinden uzaklaştırdı. 75' Milli Takımımızda iki oyuncu değişikliği çıkan oyuncular Barış Alper ve Yunus giren oyuncular Cenk Tosun ve Yusuf Sarı. 72' Letonya sol kanattan gelmek istedi ancak top doğrudan auta çıktıı. 70' Letonya sol kanattan gelmek istedi ancak Samet araya girdi ve topu rakibine çarptırarak taç atışını kazandırdı. 69' Milli Takımımızda oyuncu değişikliği çıkan oyuncu Salih Özcan giren oyuncu Berkan Kutlu. 68' Sağ kanattan açılan ortada top bir anda Aleksejs Saveljevs'in önünde kaldı ancak Uğurcan golü çıkardı. 65' VAR kontrolünün ardından hakem köşe vuruşu kullanılsın dedi. 64' Kerem ve Abdülkerim, Letonya da ise Kristers Tobers tartışmalar sonucunda sarı kart gördü. 62' Letonya kullandığı köşe vuruşunda gole çok yaklaştı ancak Salih Özcan topu çizgiden çıkardı. 60' Sol kanattan atağa çıkmak istedik ancak Kaspars Dubra araya girdi ve topu uzaklaştırdı. 58' Cenk'in ortasında savunmanın uzaklaştıramadığı topta Yunus topa çok sert vurdu ve ağlara yolladı. 58' Goool... Türkiye 1-0 Letonya (Yunus Akgün) 55' Sağ kanattan gelmek istedik ancak Yunus'un pasında top Zeki'ye gelmeden önce savunma araya girdi ve topu uzaklaştırdı. 54' Sağ kanattan etkili geldik ancak Yunus'un pasında savunma araya girdi ve topu uzaklaştırdı. 52' Letonya kullandığı serbest vuruşla etkili gelmek istedi ancak Kristers Tobers topu imdiremedi ve top doğrudan auta çıktı. 51' Kaleci Roberts Ozols oyunu yavaşlattığı için sarı kart gördü. 51' Letonya etkili geldi. Sağ kanattann Daniels Balodis topu içeriye çevirdi ancak Andrejs Ciganiks'in vuruşu üstten auta çıktı. 50' Eduards Emsis, İsmail'e yaptığı hareket yüzünden sarı kart gördü. 48' Sağ kanattan etkili geldik ancak Yunus'un topla ilerlemesine izin vermedi ve top auta çıktı. 47' Sağ kanattan atağa çıkmak istedik ancak Zeki'nin ortasında savunma topu uzaklaştırdı. 46' Ferdi Kadıoğlu yerine Zeki Çelik oyunda. 46' İkinci yarı başladı. İlk yarı sonucu: Türkiye 0-0 Letonya 37' Gole çok yaklaştık. Hakan'ın kullandığı köşe vuruşunda Abdülkerim kafayı vurdu ancak top üst direkte patladı. 36' Çok etkili geldik. Bir anda kontra atağa çıktık devamında ise Hakan pasını Ferdi'ye verdi ancak savunma topu kornere yolladı. 35' Sol kanattan yine çok etkili geldik. Cenk'in ortasında top Kerem'in önünde kaldı ancak Kerem'in şutu üstten auta çıktı. 34' Sol kanattan yine etkili geldik ancak Cenk'in ortasında yine savunma araya girdi ve topu kornere yolladı. 33' Sol kanattan etkili geldik ancak Hakan'ın pasında topla buluşan Cenk'in ortasında savunma topu uzaklaştırdı. 30' Sağ kanattan etkili geldik. Yunus'un pasında Kerem topla buluştu ancak vuruşunda Roberts Ozols topu kontrol etti. 28' Yine etkili geldik. Ceza sahasının biraz dışında topla buluşan Salih Özcan şansını uzaklardan denedi ancak şutu kaleci Roberts Ozols'da kaldı. 26' Çok net bir fırsattan yararlanamadık. Sol kanattan Cenk'in açtığı ortada top Yunus'un önünde kaldı. Yunus'un vuruşu üstten farklı şekilde auta çıktı. 24' VAR kontrolü sonrasında hakem golü ofsayt gerekçesiyle iptal etti. 23' Şu anda pozisyonla ilgili VAR kontrolü yapılıyor. 21' Sağ kanattan Ferdi'nin pasında Barış Alper topla buluştu ve pasında Hakan'ı buldu. Hakan'ın vuramadığı topta Yunus araya girdi ve topu ağlara gönderdi. 21' Goool... Türkiye 1-0 Letonya (Yunus Akgün) 19' Letonya sol kanattan gelmek istedi ancak yardımcı hakem bayrağını kaldırdı. Ofsayt. 17' Salih Özcan hakeme itirazdan sarı kart gördü. 16' Sağ kanattan gelmek istedik ancak Yunus'un pası Ferdi ile buluşmadı. 12' Çok etkili geldik. Kazanılan serbest vuruşta Hakan topu Samet'e attı. Samet'in çevirdiği topta Cenk kafayı vurdu ancak top üstten auta çıktı. 9' Kullanılan köşe vuruşunda Letonya etkili geldi ancak Kaspars Dubra'nın kafa vuruşu üstten auta çıktı. 7' Sağ kanattan atağı olgunlaştırmak istedik ancak Hakan'ın pası Ferdi için çok hızlı. Letonya aut kullanacak. 6' Letonya sağ kanattan etkili geldi ancak İsmail rakibiyle topun arasına girdi ve faulü almayı başardı. 4' Abdülkerim Bardakçı çok uzaklardan şansını denedi ancak top üstten auta çıktı. 2' Kerem ile sol kanattan gelmek istedik ancak pası Yunus ile buluşmadan rakip araya girdi ve topu taca yolladı. Top tekrardan bizde. 1' Maç başladı.

Naim Süleymanoğlu’nun o fotoğrafları ilk kez gün yüzüne çıktı Haber

Naim Süleymanoğlu’nun o fotoğrafları ilk kez gün yüzüne çıktı

Bulgaristan’da doğan ve o dönemde Bulgaristan’ın Türklere karşı uyguladığı baskılara dayanamayarak 17 yaşında Türkiye’ye iltica eden Rasim Arda, Türkiye’de 3 yıl kalmasının ardından çalışmak üzere gittiği Avustralya’da vatandaşlık aldı. Yeni bir hayat kurduğu Avustralya’da geçmişte yaşadığı zor günleri unutmayan Arda, Bulgaristan’ın Türklere yönelik uyguladığı baskıyı dünyaya duyurmak için eylemlere katıldı. Arda'nın, 1985 yılında Melbourne’da düzenlenen halter müsabakalarında Naim Süleymanoğlu’yla yolları kesişti. Naim Süleymanoğlu’nu Türkiye’ye getirme girişimi başta Süleymanoğlu’nun istememesi üzerine olumsuz olsa da aradan geçen bir yıl sonra Dünya Halter Şampiyonası vesilesi ile Melbourne’da bir araya gelen ikili, tüm zorluklara rağmen kaçış planını uygulayarak Bulgaristan baskılarını tüm dünyaya duyurmayı başardı. Cep Herkülü’nün Türkiye’ye kaçmasında büyük rol oynayan Arda o yıllara ait fotoğrafları ilk kez gösterdi. “Ben büyük adamım, benim ismimi kimse değiştiremez” Filmlere konu olan hikâyeyi yıllardır evinde sakladığı albümündeki fotoğraflarla anlatan Rasim Arda, “Bulgaristan’daki olaylar 1984’te başladı. Naim Süleymanoğlu da 1985 yılında Melbourne’daki yarışmalara geldi. Tabi bizim o sırada Naim’den haberimiz yok. Bir arkadaşım beni aradı Bulgaristan takımında bir Türk çocuğu var dedi. Ben duyunca çok sevindim, hemen işimi gücümü bırakıp gidip onu buldum. İltica etmek istiyorsa yardım edebileceğimi söyledim. Fakat yaşı tutmuyordu. Bulgarlar bizim olay çıkaracağımızı bildiklerinden onu Türk ismiyle getirmişti. ‘Biz isim değiştirmiyoruz’ propagandası için onu Türk ismiyle getirdiler. Bir ara Bulgar sporcularla müsabakalardan sonra sohbet ederken Naim’in antrenörü bana neden ismini değiştirmediklerini söyledi. ‘Sizin olay çıkaracağınızı biliyoruz’ dedi ve bir dahaki sefere değiştireceklerini söyledi. Bunu Naim’e anlattım, ‘ben büyük adamım, benim ismimi kimse değiştiremez’ dedi. Sonrasında bana ‘Rasim ağabey, ben iltica edersem benim anneme, babama, kardeşlerime zarar verirler, düşüneyim’ dedi. Tabi biz üzüldük, Bulgaristan’daki olaylar için bir fırsattı. Bütün dünyaya anlatabilirdi” şeklinde konuştu. “Senin bize yalvarman lazım, biz sana yalvarıyoruz” Naim Süleymanoğlu’na yaptığı iltica teklifinin olumsuz sonuçlanmasının ardından aradan geçen bir yıl sonra yeniden bir araya geldiklerini belirten Arda, yine olumsuz cevap aldığını söyledi. O an Süleymanoğlu’nu kaçırmaktan vazgeçtiğini belirten Arda, “Aradan bir yıl geçti. Onların kaldığı otele sık sık gittiğim için Bulgarlar artık beni tanımıştı. Artık şüphelenmeye başladılar. Ben onu bir daha oraya getireceklerini sanmıyordum. Bir buçuk yıl sonra aynı arkadaşım bir daha beni aradı. ‘Gözün aydın, senin adam yine gelmiş’ dedi. Tabi yine sevindim. İşimi, gücümü bırakıp yine gittim. O takımda bir de Bulgaristanlı Pomak sporcu vardı. Onun aracılığı ile çağırdık Naim’i çünkü Bulgarların beni görmelerini istemedik. Naim’e tekrar sordum, ‘Geçen sefer sen dönünce üzüldük, niyetin var mı yok mu. Uğraştırma bizi’ dedim. ‘Öyle bir niyetim yok ağabey’ deyince ben biraz bozuldum. ‘Senin bize yalvarman lazım, biz sana yalvarıyoruz’ dedim. Arkadaşıma 'gidelim' deyince 'sinirlenme, seni denedim' dedi. O da haklı, çünkü aksanım bozuk. Yıllardır başka diller konuşa konuşa aksanım ne Bulgar aksanına benziyor ne de Türk aksanına benziyor. Naim de Bulgar ajanı olduğumu düşünüp ağzını yokladığımı sanmış” dedi. Bulgarlara ihbar edildiler İlk planlarında Süleymanoğlu’nu otelden kaçırmayı düşündüklerini söyleyen Arda, “Bizim niyetimiz onu otelden kaçırmaktı. Fakat son gün aramızdan birisi bizi ihbar etmiş. Naimler takımca toplanıp yemeğe bir lokantaya gitmiş. Ben de gittim, orada Naim bana ‘Burada oldu oldu, olmadı sabah uçağım kalkıyor. Otelde odama giderken ajanlar beni takip ediyor’ dedi. Yanımızda Bekir isminde Bulgaristanlı bir arkadaş daha vardı. Bekir arabayı almaya gitti, ‘Kapıları açık lokantanın önünde sizi bekleyeceğim’ dedi. Biz de diğer sporcuları lafa tuttuk. Naim sigara bahanesiyle lokantanın önüne çıktı, gidiş o gidiş” ifadelerini kullandı. “Televizyonda beni arıyorlardı, telefonlarımı dinliyorlardı” Cep Herkülü’nün kaçırılmasının ardından Bulgaristan ve Avustralya istihbaratının peşine düştüğünü ifade eden Arda, “Daha önce biz ülkücü arkadaşlarla şöyle planlamıştık, biz kaçıracağız onlara teslim edeceğiz diye konuşmuştuk. Çünkü Bulgarlar benim adresimi biliyorlardı. İyi ki öyle bir karar almışız, çünkü hemen kimin kaçırdığını biliyorlardı. Televizyonlarda beni arıyorlardı. Bulgarlar onu elimizdeyken ya vurabilirlerdi ya da silah zoruyla kaçırabilirlerdi. İyi ki böyle bir karar vermişiz. Birkaç araç değiştirip ülkücü arkadaşların evinde kaldı. 3 gün boyunca Turgut Özal devreye girene kadar orada saklandı. Ben bir daha Naim’i hiç görmedim. Çünkü beni hep takip ediyorlardı. Gidemezdim onun olduğu yere. Hatta adresini vermek istediler ben bilmek istemediğimi söyledim. Çünkü Bulgaristan ve Avusturalya istihbaratı benim telefonumu dinliyorlardı. Adres neresi diye sorsam Naim’e benden önce onlar giderdi” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Amerika'ya SİHA tepkisi Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Amerika'ya SİHA tepkisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye’de Amerika’nın üslerinin ne işi var? Türkiye’nin bir insansız hava aracını ne yazık ki Amerika düşürüyor. Türkiye, NATO’da ABD’nin ortağı değil mi? Bunu ne ile izah edeceğiz?” dedi.   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avusturya Başbakanı Karl Nehammer ile ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Avusturya'da 22 yıl aradan sonra Şansölye düzeyinde gerçekleştirilen ziyaretin tarihi bir nitelik taşıdığını belirterek, "Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellenve Sayın Şansölye ile gerçekleştirdiğimiz samimi diyalog Türkiye - Avusturya ilişkilerinde adeta yeni bir dönemin açılmasını sağladı. İlişkilerimizi daha da geliştirme konusunda ortak iradeye sahibiz. Görüşmelerimizde ziyaretlerin devam ettirilmesinin önemine değindik. 1 Ekim günü yaşadığımız terör saldırısı sonrasında Sayın Şansölyenin terörü kınayan ve ülkemize destek beyan eden açıklamaları için bir kez daha Teşekkür ederiz. Terörle mücadelede uluslararası iş birliği ve ortak irade şarttır. Avusturya'da bu minvalde daha yakın iş birliği bekliyoruz. Sayın Şansölye Gazi Meclisimizi ziyaret ederek Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı terör tehdidinin ciddiyetine bizzat şahit oldu” dedi.  "Düzensiz göçle mücadelede ülkemizin öncü konumu ve bunun Avrupa'nın güvenliğine sunduğu katkılar herkesin malumudur"  Türkiye’nin düzensiz göçle mücadeledeki öncü konumu ve bunun Avrupa'nın güvenliğine sunduğu katkıların herkesin malumu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İçişleri Bakanlarımızla ikili görüşmelerinde hem bu alandaki işbirliğini hem de terörle mücadeleyi ele aldılar. Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz olumlu bir seyir izliyor. Bu yıl 4 milyar doları beklediğimiz ikili ticaret hacmimizi 5 milyar dolara çıkarma hedefi üzerinde durduk. Mevcut potansiyelimizin bu rakama da kısa sürede ulaşmamızı temin edeceğine inanıyorum. Avusturya'nın Türkiye'ye yaptığı doğrudan yatırımlar 11 milyar dolara yaklaşmıştır. Türkiye'nin de Avusturya'daki doğrudan yatırımları 716 milyon dolardır. Sayın Şansölye’nin bugünkü iş formuna katılarak işin doğrudan temas sağlaması da güzel bir teşvik usulüdür” diye konuştu.  "Avrupa'nın bütünleşmesi ancak Türkiye'nin birliğe tam üyeliği ile tamamlanacaktır"  Türkiye Avusturya ilişkilerinin köklü geçmişi olduğunu hatırlatan Erdoğan, AB üyeliği konusunda önemli mesajlar verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gelecek sene Türkiye ile Avusturya arasındaki Dostluk Anlaşmasının 100’üncü, iş gücü anlaşmasının ise 60’ıncı yıl dönümünün idrak edileceğini belirtti. Erdoğan, “Bu anlamda yıl dönümlerinin laikiyle anılması için gereken çalışmaları müştereken gerçekleştireceğiz. Sayın Şansölye ile görüşmelerimizde Türkiye Avrupa Birliği ilişkileri hakkında da görüş alışverişinde bulunduk. Birlik ve münasebetlerimizi ilerletme noktasında samimi olduğumuz, ülkemizin iradesinin teyit ettiğimiz malumdur. Ancak aynı yaklaşımı Avrupa Birliği tarafında göremiyoruz. Avrupa'nın bütünleşmesi ancak Türkiye'nin birliğe tam üyeliği ile tamamlanacaktır. Bu noktada tam üyelik dışındaki hiçbir alternatifi kabul etmeyeceğimizi özellikle vurguladım" şeklinde konuştu.  "Orta Doğu'ya kalıcı barışın gelebilmesi ancak Filistin - İsrail sorununun nihai bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkündür"  Nehammer ile Orta Doğu'daki ve Rusya Ukrayna Savaşı'ndaki gelişmeleri de ele aldıklarını bildiren Erdoğan şunları söyledi:  "Orta Doğu'ya kalıcı barışın gelebilmesi ancak Filistin -İsrail sorununun nihai bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkündür. 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti'nin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu konuda geç kaldığımız her gün, maalesef bölgemiz, çatışma, kan ve gözyaşı girdabından kurtulamayacaktır. Bölgede birliğimiz tırmandıracak, daha fazla kan akmasına Yol açacak, sorunları daha da derinleştirecek her türlü adımdan imtina edilmesi şart. Bu amaçla dün bir dizi telefon gelişmesi gerçekleştirdim. Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas İsrail Herzog, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Katar Emiri El Sani, Lübnan Başbakanı Mikati, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile bölgedeki son durumu ve gelişmeleri ele aldım" dedi.  "Putin ve Guterres ile bir görüşmem olacak"  Bugün Rusya Federasyonu Başkanı Putin'le de görüşeceğini açıklayan Erdoğan, "Bu süreçte yine Guterres ile bir görüşmem olacak. Ve bu görüşmeleri Körfez Ülkeleri dahil genişleterek, geliştirerek devam ettireceğiz. Adil bir barışın kaybedeni olmaz düsturuyla bölgede etkili tüm aktörlerin barışın tesisi için sorumluluk almaya çağırıyoruz. Ateşe benzin dökmenin hele hele de sivilleri ve sivil yerleşim yer hedef almanın kimseye bir faydası olmaz. Gazzeli kardeşlerimiz iki gündür çok ağır bombalamaya maruz olur. Gazze halkının yaşadığı trajedinin hafifletilmesi ve insani yardımları bölgeye ulaştırılması noktasında da çalışmalarımız sürüyor” dedi.  "Türkiye çatışmaların bir an önce durması ve gerilimin azaltılması için elinden geleni yapacaktır"  Türkiye'nin Filistin- İsrail arasındaki çatışmaların bir an önce durması ve gerilimin azaltılması için elinden geleni yapacağına vurgu yapan Erdoğan, "Ukrayna'da savaşın sonlandırılması için diplomasinin ve müzakerenin öneminin altını çizdim. Karadeniz tahıl girişiminin yeniden canlandırılmasına yönelik bugüne kadarki çalışmalarımıza dair bilgiler verdim. İkili ve bölgesel konular hakkındaki işbirliğimizin önemini ve yakın diyalog sürdürme konusundaki karşılıklı olarak vurguladık. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken bugünkü görüşmelerimizin, ülkelerimiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.  "Amerika'nın uçak gemisinin İsrail'de ne işi var?"  Cumhurbaşkanı Erdoğan bölgede yaşananların adil şekilde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Şimdi kararlarımızı verirken adil karar vermemiz gerekiyor. Özellikle de burada olaya sadece Hamas olarak bakarsak bu adil olmaz. Hamas’ın kaybı nedir? İsrail'in kaybı nedir? buna baktığımız zaman ortada ciddi bir kayıp. Sadece Hamas’ın son aldığım benim bilgiler 750 civarında ölüm 2 bin civarında yaralı var. Tabii bugünkü rakamları henüz alamadık. Ama bunun karşısında tabii İsrail tarafında da yine ölümler, yaralılar, vesaire var. Fakat buraya nasıl geldik. Bu bir gündem oldu. Yıllardır bu işin ne yazık ki bir bedeli oldu. Ve yıllardır buralarda sürekli olarak bu ölümlerle karşı karşıya kalındı. Bakın şu anda Gazze’ye su verilmiyor. Hani insan hakları? Elektrik yok. Verilmiyor. İnsan Hakları, Evrensel Beyannamesinde siz suyu kesemezsiniz. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde siz elektriği kesemezsiniz. Şu anda düşünebiliyor musunuz, Gazze'de acaba hastaneler ne durumda? Çalışıyor mu, maalesef. Acımasızca ibadethaneler, hastaneler hepsi vuruluyor. İşte bunlar yapılırken kimse bir şey söylemiyor. Belki ikili görüşmemizde değerli dostuma şunu da söyledim. Amerika uçak gemisini İsrail'e gönderiyor. Amerika'nın uçak gemisinin İsrail'de ne işi var? Ne yapmaya geliyor? Ve buraya gelen uçak gemisinin etrafında için botlarıyla, uçak gemisindeki uçaklarıyla ne yapacak? Orada tüm artık Gazze'yi etrafını vurarak, indirerek çok ciddi katliamlara adım atacak” dedi.  "İnsansız hava aracını Amerika düşürürken bu Türkiye şu anda NATO'da Amerika'nın ortağı değil mi"  ABD’nin Suriye’de bulunan üsleri ile ilgili de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda ben burada bir şeyi açıklamak zorundayım. Bakın bir Suriye’de bugün 20nin üzerinde Amerika'nın üssü var. Suriye’de Amerika'nın üslerinin ne işi var. Bu üslerle ne yapılıyor. 23 üs ve bütün bunları da bir değerlendirmek gerekmiyor mu? Ama Türkiye'nin bir insansız hava aracını ne yazık ki Amerika düşürüyor. İnsansız hava aracını Amerika düşürürken bu Türkiye şu anda NATO'da Amerika'nın ortağı değil mi, beraber değil mi ve bunu neyle izah edeceğiz. Bunu neyle değerlendireceğiz? İşimize geldiği zaman ortak işimize geldiği zaman bütün terör örgütlerini maalesef Amerika şu anda eğitiyor. Yetiştiriyor, silahlandırıyor ve bunlarla da maalesef yine Suriye'de olsun bu bölgede olsun, Ortadoğu'da olsun, buraları kan gölüne dönüştürüyor. Bunları da görelim ve adil bir dünya mümkün diye kitabımı ben zaten değerli dostuma da hediye ettim. Bu adil dünyayı kurmamız lazım. Başka çaremiz yok. Bu endişemiz, bizim çok çok büyük durumda. Bir haftada, 15 günde bu işin biteceği kanaatinde değilim. Çalışmalarımızı onun için sürdürüyoruz. Bölge liderleri ile dünya liderleriyle bu görüşmeleri yapıyoruz. Bu görüşmeleri yapmak suretiyle nasıl ara buluculuk yaparız, nasıl acaba bu savaşı durdururuz bunun gayreti içindeyiz. Temennimiz o ki bir an önce savaşı durduralım, bölge sükûnete suhulete yeniden kavuşsun” açıklamasını yaptı.  "Türkiye ile yoğun bir ekonomik iş birliği yapmak istiyoruz"  Türkiye ile önemli işbirlikleri yapmak istediklerini belirten Avusturya Başbakanı Karl Nehammer ise şunları söyledi:   "Misafirperverliğiniz için teşekkür ederim. Bugün güvene dayalı görüşmeler yaptık, çalışmalar yaptık. Sayın Cumhurbaşkanının açık konuşmasını çok iyi buldum. Biz arkadaşız, partneriz. Arkadaşların böyle dürüst konuşması gerekiyor. İnandığım bir şey var. Ekonomik ilişkilerde ilerleme sağlayabiliriz. Kanaatimce AB tarafından her seferinde değiştiren senaryoların ortaya konuşması pek uygun değil. Benim bu ziyaretimde bir işaret. Biz Türkiye ile yoğun bir ekonomik iş birliği yapmak istiyoruz. Göç konusu var. Milyonlarca mülteci var Türkiye'de. Burada kabul edildiler. Burada kendilerine bakılıyor. AB ile Türkiye arasındaki anlaşmanın sürdürülmesi önemli. Türkiye açısından daha fazla esneklik olması gerekiyor. İnsan kaçakçılığı göçmen kaçaklığı konusunu ele aldık. Avusturya, deprem meydana geldiğinde askerlini göndererek yardımcı olmaya çalıştı. Dostların zor günlerde yan yana olması gerekiyor. Bu da dostluğun emaresi. Bugün çok etkilendiğim bir şey var. O da aramızdaki iş birliği potansiyeli. Türkiye'deki sanayinin geldiği seviye konusunda beni çok şaşırttı bakanınız. Elektrikli arabalar artık üretiliyor. Yenilikçi bir teknoloji. Bu da bizi bağlıyor. 5 milyar dolarlık hedefi dile getirdik ancak bu hedefi aşma niyetimiz de bulunmaktadır. Bugün tespit ettiğim başka bir şey daha var. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırılarında savaşın sona ermesi için Cumhurbaşkanı elinden geleni yapıyor. Çoğu insanın hiç düşünmediği bir şey var. Türkiye'nin başardığı bir şey var. O da yeşil mutabakat. Tahıl Ukrayna'dan çıkarılması ve dünyaya dağıtılması çok önemli. Buradan hareketle Türkiye'nin güvenilir müttefik olduğunu gösterir. Terör saldırısı sonrasında iki bakanlık arasında bilgi alışverişi yapıldı. Terör örgütlerinin bertaraf edilmesi konusunda iş birliği içindeyiz. Tabii ki de farklı düşündüğümüz konular da var. Hamas'ın saldırısını kınıyoruz. En şiddetli şekilde kınıyoruz. Terör her zaman insanlara acı getirir. Arka planda da her şeyi yapmak gerekir. Hemen irtibat kurdunuz. Bu yangının daha fazla yayılmasını engellemek için her şeyi yapmak gerekiyor. Esirler var. Henüz tam belli olmasa da Avusturya vatandaşları da rehin olarak tutuluyor. Filistin otoriteleri için ciddi maddi destekte bulunduğunu söyledi. Bu paraların terör amaçlı kullanılmasına dair şüphelerimiz var. Finansman türünü ve şeklini yeniden gözden geçirmek istiyoruz. Filistin halkını acısı var. Onun da hafifletilmesi gerekiyor. Gördüğünüz gibi çok fazla konumuz var.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.