Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edilen yeni kentsel dönüşüm düzenlemeleri, mülkiyet hakkının korunması konusunda endişelere yol açmıştır. Mevcut yasal düzenlemeler, riskli alanların dönüşümünü hızlandırmayı hedeflerken, mülkiyet hakkı tartışmalarını da alevlendirmiştir. Yasadaki en çarpıcı değişikliklerden biri, maliklerin onayının olmadan meskun alanların rezerv alanı ilan edilebilmesine olanak tanımasıdır. Bu durum, ev sahiplerine daha az değerli bölgelerden konut teklif edilmesi riskini doğurmaktadır.
Özellikle, kentsel dönüşüm çalışmalarında maliklerin üçte ikisinin rızası yerine yüzde 50 artı bir çoğunluk aranması, yasa tasarısının kabulünden önce başlayan tartışmalara yeni bir boyut kazandırmıştır.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un kabulüyle birlikte, özellikle 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle zarar gören bölgelerde yargı süreçlerinin hızlandırılması hedeflenmiştir. Ancak, yasa "rezerv alan" düzenlemesiyle, mülkiyet hakkı ihlalleri riskini artırarak kamuoyunun sert tepkisini çekmeye devam etmektedir.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası 2. Başkanı Nusret Suna'nın Reuters'a yaptığı açıklamada belirttiği gibi, süreçlerin hızlanması olumlu bir adım olsa da, anayasal hakların ve mülkiyet hakkının göz ardı edilmesi ciddi haksızlıklara yol açabilir. Rezerv alan kapsamına alınan yerlerdeki ev sahiplerine alternatif konutlar sunulurken, hakkaniyet ve eşitliğin korunması büyük önem taşımaktadır.
Yasanın TBMM'de kabul edilmesine rağmen, ilgili maddelerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca, kanunla birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde bir Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kurulması ve dış finansman imkanlarının düzenlenmesi gibi önemli değişiklikler de getirilmiştir.
HABER:ERTAN ADANA